GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 4'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:35
Tarih:09.12.2016

AK PARTİ GRUBU ADINA AZMİ EKİNCİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2017 Dışişleri Bakanlığı bütçesi hakkında AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

20'nci yüzyılın son çeyreğinden itibaren ABD merkezli Batı, "Tarihin Sonu", "Yeni Dünya Düzeni" ve "Medeniyetler Çatışması" tezleri üzerinden, dünyanın müesses yapısını değiştirmeye, yeniden dizayn etmeye karar vermiştir. Sovyetlerin dağılışından sonra önlerinde en büyük engel olarak İslam ve Müslümanları gören Batı, bu engeli aşmak için İslam coğrafyasında çok yönlü bir savaş planını devreye sokmuştur. Oryantalist mutfaklarda pişirip ihraç ettikleri mezhepçilik, kökten dincilik, radikal İslam, ılımlı İslam, siyasal İslam ve İslamcılık gibi kavram ve ideolojilerle İslam'ı İslam'a vurdururken Afganistan'da kullandıkları El Kaide tecrübesinden hareketle, FETÖ, DEAŞ, Boko Haram, El Şebab ve son günlerde devreye soktukları Haşdi Şabi gibi terör örgütleriyle de Müslüman'ı Müslüman'a kırdırmışlardır. lrkçı ve faşist ideolojilerden devşirdikleri PKK, YPG ve PJAK gibi terör örgütleriyle de etnik ve ideolojik düşmanlıkların tohumlarını atmışlardır. Kendileri dâhil birçok ülkeden bu örgütlere savaşçı gönderip, havadan ve karadan verdikleri destekle eş zamanlı olarak Batı'da da İslamofobiyi yükseltmişlerdir. Böylece ülkelerini temizlerken diğer taraftan da bölgedeki potansiyel dirençleri yok ederek Batı müdahalesine hazır hâle getirmişlerdir.

Batı, mikro planda etnik ve ideolojik çatışmalar yaratarak makro planda İslam coğrafyasında bir Şii ve Sünni savaşı çıkarmayı hedeflemektedir. 1980'lerde İran-Irak savaşını başlatırken Türkiye'de 12 Eylül darbesini yaptırmış ve PKK'yı tedavüle sokmuştur. 1990'larda, ikinci Körfez Savaşı'nı yaparken/yaptırırken Türkiye'de Musul'a girmek isteyen Özal ve ekibini derdest etmiş, laiklik ve antilaikliği kışkırtmış, suikastlar, faili meçhuller, Sivas, Gazi olayları ve 28 Şubatı yaptırmış, Apo'yu verip FETÖ'yü almıştır. 2000'lerde ikinci Körfez Savaşı'nı yaparken Türkiye'de darbe hazırlıkları, Danıştay saldırısı, Cumhuriyet mitingleri, 367 garabeti, 27 Nisan Muhtırası ve kapatma davasını yaptırmışlardır. 2010'larda başlayan Arap Baharı'nı bölgeyi istikrarsızlaştırmada kullanan Batı ve iş birlikçileri Türkiye'de MİT operasyonları, Gezi kalkışması, 17-25 Aralık darbesi, Kobani tuzağı, ittifaklar, koalisyon dayatması, çukur siyaseti, not kırma ve faiz yükseltme entrikalarını yapmış ve yapmaya da devam etmektedirler. Bu örtülü ve açık savaş, tuzak ve dayatmalara karşı dik duran ve Batı'nın yeni dünya düzeni hedefini geciktirmekle kalmayıp geçersiz kılacak açılımlara imza atan tek ülke Türkiye'dir. Milletin demokratik dersler niteliğinde 11 seçimle verdiği cevaplardan gerekli dersi almayan Batı ve iş birlikçileri son çareyi 15 Temmuz alçak darbe girişiminde aramışlardır. Ancak liderinin çağrısına icabet edip demokrasi ve millî iradeye sahip çıkma adına gerekirse canını feda ederek bu millet bu sefer darbeye karşı devrim gerçekleştirmiştir. Kefenini giyip halkın önüne geçen Recep Tayip Erdoğan sivil iradenin, millî devrimin, yerli ve onurlu lideri ve sembolü olduğunu bir kez daha tarihe yazdırmıştır. Millet, vatan, devlet ve Bayrak Rabiası'nı vesayetlerden, hainlerden ve sahte kurtarıcılardan kurtarmıştır. Dost gibi görünenlerin önündeki perdeler çekilmiş, suçüstü yapılmış ve tümüne karşı savunmadan taarruza geçilmiştir. Şuraya buraya dayanıp çukur siyaseti yapanları, din, hizmet ve asker kılıfına girip ihanet edenleri bu millet nasıl tuzaklarına mahkûm etmişse bilerek ya da bilmeyerek eşitlik, adalet, özgürlük ve demokrasi havarisi kılıfına bürünüp "ama"lı, "fakat"li yaklaşımlarla süreci sokak ve kanla tehdit eden indirekt iş birlikçileri de yalnızlığa mahkûm edecektir.

Geleceğimize uzanan her haçlı ruhlu yerli ve yabancı el ve maşaları kıran bu milletin bileğini bükemeyenler bu topraklardaki euro ve dolar imparatorluğunun çöküşüne de pek yakında şahit olacaklardır. Millet, yapacağı ve adını "Ankara kriterleri" koyacağı sivil anayasa ve Cumhurbaşkanlığı sistemiyle, bölgede ve dünyada rol model bir Türkiye inşa etmeye karar vermiştir. 15 Temmuzu, bundan böyle ülkede ve dünyada hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının miladı yapan bu millet, Türkiye'yi, iç ve dış politikası belirlenen değil, belirleyen bir devlet yapmaya kararlıdır. Milletin verdiği bu kararları hayata geçirecek olan Dışişlerimizin 2017 bütçesinin şimdiden hayırlı olmasını diliyor, saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Ekinci.