| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 4'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 09.12.2016 |
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Bektaşoğlu'nun sorusu: "Adli yargıda gözaltı, tutuklama, adli işlem yapılan kaç kişi var?" Şu ana kadar 3.820 hâkim ve savcı hakkında adli işlem yapılmış, 2.430 kişi tutuklu durumda. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, HSYK, ilk derece mahkemeleri ve istinaf dâhil adli idari yargının tamamında böyle bir durum söz konusu.
Tabii, örgüt üyesi oldukları nedeniyle meslekten uzaklaştırılanların verdikleri kararlarla ilgili kamuoyunda -sizin de dediğiniz gibi- talepler var, beklentiler var, eleştiriler var. Bizim, şu anda, esasında Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu'muzda yargılamanın yenilenmesine ilişkin düzenlemeler var. İç hukukumuzda da bireysel başvuru yoluyla da yargılama yenilenebiliyor, AİHM'e gittiğinde de aynı imkân var yani yargılamanın yenilenmesine ilişkin şu anda mekanizmalar var, vatandaşlarımız bu mekanizmaları kullanabilir, onlardan bir tanesini vereyim; 311'inci maddenin -bu CMK 311 zannedersem- (1)'inci fıkrasının (c) bendinde diyor ki: "Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise." Bu imkânı veriyor. Bunu kim değerlendirecek? Mahkeme değerlendirecek. Öte yandan, yine (e) bendinde: "Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya hafif cezayı almasını gerektiren durum ortaya çıkıyorsa..." Daha başka burada şartlar da var. Esasında, burada böyle bir ihtimal varsa Ceza Muhakemesi Kanunu'nda da, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda da buna imkân veren düzenleme var, bunun için ayrıca bir yasal düzenlemeye gerek yok. Yasal düzenleme yapıldığında da büyük bir hukuk kaosu ortaya çıkar yani şu anda bütün davaların hepsinin üzerinde şaibe varmış gibi -kararların üzerine- değerlendirmek de fevkalade yanlış olur.
Türkiye'de yılda yaklaşık 7 milyon civarında savcılıklara gelen şikâyet var, yılda, fazlası var eksiği yok. Bunların yaklaşık 3 milyon civarındaki kısmı davaya veya bir işleme dönüyor. Geriye dönük buna bir baktığınızda on yıl mı gideceğiz, beş yıl mı gideceğiz, bunun tayini de zor. Bir de bugün yeni şikâyetler var, yeni olaylar var, mevcut, elde bu kadar davalar var. Eğer bir yasal düzenleme yapılırsa, bu, Türkiye'de büyük bir hukuk kaosuna yol açar, milletin adalete güvenini de zedeler. Şu anda bizim sistemimizde esasında bu konudaki sorunları çözecek düzenlemeler var, yeteri kadar hüküm var, bu nedenle bunlar işletilebilir. Bunu ifade etmek isterim.
Sayın Arslan "Adliyeler kapandı Denizli'de..." Sadece Denizli'de değil, başka illerde de kapattığımız adliyeler var. Tabii, dosya sayısı, yakınlık, uzaklık gibi gerekçelerle kapattık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen tamamlayınız.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Tamamlayayım.
Kapanan adliyeleri yeniden açma gibi bir düşüncemiz şu anda yok, böyle bir beklenti içerisinde de olmamalarını tavsiye ediyorum.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Ama vatandaşa lazım Sayın Bakan.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - İleride, tabii, şartlar değiştiğinde ne olur, onu şimdiden ifade etme imkânı yok ama kapanan adliyeler için geri açma gibi bir kararımız ve çalışmamız yok.
Teşekkür ediyorum.