GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 5'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:36
Tarih:10.12.2016

AK PARTİ GRUBU ADINA AYHAN GİDER (Çanakkale) - Sayın Başkan, yüce milletimizin sayın vekilleri; köy altyapı hizmetlerinden dağda eşkıya imhasına, protokol hizmetlerinden darbe girişimlerinde hain tepelemeye kadar geniş bir sorumluluk alanına sahip İçişleri Bakanlığımızın bütçesi üzerinde söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Talebeliğimden beri pek hazzetmediğim bir laf vardır, "Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz böyle bir dönemde" diye başlayan cümleler. Devlet yöneticileri her sıkıştıklarında, her darbeye niyet ettiklerinde, millete rağmen her iş yapmaya heveslendiklerinde bu cümleyi kullandılar geçmişte. Bundan dolayı da cümle, ciddiyetini kaybetti, geçerliliği sorgulanır hâle geldi. Ancak, bazen durum öyle bir hâle gelir ki, o klişe lafın taşı öyle bir gelir ki gediğine, genel kanaati değiştirir.

Babamın anlattığı bir hikâye vardır hep. Memur, yazılarını merkeze gönderirken üzerine standart "Acele" kaşesini vururmuş. Bir gün gerçekten acele bir evrak çıkmış ama kaşe tek, alışmış onu vurmaya. Nasıl belli edecek gerçekten acele olduğunu evrakın? Kırmızı bir kalem almış ve üzerine yazmış "Vallahi billahi çok acele." Bu yaz öyle bir durum yaşadık yani bizim bu klişe saydığımız, geçersiz kabul ettiğimiz cümle tam da yeri geldi, lazım oldu ama bu sefer bu cümleyi devlet söylemedi, millet söyledi, âdeta "Vallahi billahi çok acele." dercesine söyledi. Devamını da getirdi, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz böyle bir dönemde "Ben varım, biz varız." dedi. Daha önce darbelere ve milleti ezmeye kullanılan bu laf, döndü dolandı, ezenlerin başına indi. Bu vesileyle, 15 Temmuz şanlı direnişindeki şehit, gazi ve katılan tüm milletimizi minnetle anıyoruz.

Bitti mi memleketin haini, düşmanı, eşkıyası? Ne gezer, tabii ki bitmedi. Hani meşhur laftır: "Yâri güzel olanın uyku girmez gözüne." derler. Hâl böyle olunca da bizim işimiz zorlaşıyor çünkü bizim işimiz eğer yârimizi savunmaksa bizim yârimiz belli; bizim yârimiz bu aziz vatan, bu yüce millet, bu büyük devlet.

Varsın düşmanlarımız bol olsun, varsın içimizde büyüttüğümüz hainler ve bu hainlerin kumanda ettiği robotlar düşmanla birlik olsun, bize saldırsın. Allah'a şükür ki bu yüce Türk milleti, bırakın gecelerce uykusuz kalmaktan korkmayı, günü geldiğinde bedeninde emanet olarak taşıdığı canını bu millet, bu devlet ve bu vatan için feda etmekten asla tereddüt göstermez.

Hep dedik, hep diyeceğiz; iki bin yılı aşan Türk devletinin baş özelliği, devletiali olması, diğer özelliği de ebet müddet olmasıdır. Hâl böyle olunca da böyle bir devlete kalender olmak yakışır, böyle bir devlete müsamahalı olmak yakışır.

Ahitnamesi'yle çağında görülmemiş özgürlükler sağlayan Fatih'in torunları olarak bizler, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hayal edilemeyen fikir özgürlüklerini getirdik. Getirdiğimiz her özgürlüğün arkasındayız, savunucusuyuz ve hiçbir pişmanlığımız yoktur. Ancak, dünyada hiçbir sistem, hiç kimseye, savaşmaları için kendilerine teslim edilen silahlarla bu milleti öldürme hakkı vermez. Ancak, dünyada hiçbir sistem, hiç kimseye, adalet dağıtması için kendisine teslim edilen kürsüyü Amerika'daki hain hocasının ya da cemaatinin çıkarları doğrultusunda kullanma hakkı vermez. Ancak, dünyada hiçbir sistem, hiç kimseye, millete hizmet etmesi için makamına tahsis edilen iş makineleriyle eşkıya olup hendek açma hakkı vermez. Ancak, dünyada hiçbir sistem, hiç kimseye, sözüm ona "Haber yapıyorum." maskesiyle memlekete ihanet etme hakkı vermez. Devlet alidir, milletine özgürlük tanır; bunlar insanlığa zulmetmek için kullanıldığında da tepesine binmeyi bilir. Ağlamak, sızlamak, yalan dolana sığınmak da fayda etmez. Hele hele yabancı ülkelere "Avrupa ne der? Amerika ne der?" diye sığınmanın beyhude olduğunu buradan belirtmek istiyorum. Çünkü o ülkelerin meşru veya gayrimeşru çocuklarını savunma hakkı ne kadar varsa bizim de vatanımızı, milletimizi savunma hakkımız o kadar kutsaldır.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)