| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 5'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 10.12.2016 |
CHP GRUBU ADINA GÜRSEL EROL (Tunceli) - Sayın Başkanım, sayın milletvekili arkadaşlarım; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkanım, size de geçmiş olsun dileklerimi sunarım.
BAŞKAN - Çok teşekkür ederim, sağ olun.
GÜRSEL EROL (Devamla) - Ben bundan önceki konuşmalarda da, bu kürsüde yaptığım konuşmalarda siyaseti karşıtlık ve gerilim üzerine yapan değil, daha çok siyaseti sorgulayan ve çözüm odaklı siyaset yapan birisi olarak kendimi tanımlamıştım ve ana muhalefet olarak kendimi iktidarın karşıtı değil; tam tersine, iktidarın alternatifi bir milletvekili olarak görüyorum. Bu anlamda, burada bugün yapacağım konuşma yalnızca süreci eleştirmek, tartışmak değil, öneri içerikli bir konuşma olacaktır.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, 15 Temmuz ülkemiz için de, Parlamentomuz için de bir dönüm noktasıdır. Eğer 15 Temmuz darbe girişimi sonuçlanmış olsaydı bugün bu Parlamentoda bulunan arkadaşlarımızın birçoğu şu anda ya cezaevindeydik ya da yakalandığımız yerde infaz edilmiştik. Yani aslında 26'ncı Dönem Parlamentoda bir kader arkadaşlığına şahit olduk, hepimiz bir kader arkadaşlığı dönemine denk geldik çünkü darbeye karşı birlikte direndik, darbeye karşı meydanlara birlikte çıktık, darbeye karşı Parlamentodaki 550 milletvekilinin grup başkanları ve genel başkanlarının ortak deklarasyonuyla birlikte tepki verildi. Eğer biz 15 Temmuz darbe girişiminin bittiğini düşünürsek, bundan sonra bu tür darbe girişimlerinin olmayacağını düşünürsek yanılırız. Bakın, 15 Temmuzdan birkaç gün öncesine kadar kimse bu ülkede darbenin olacağına ihtimal vermezdi ve 15 Temmuzda hepimiz o günü yaşadık, yarın neyin olacağı da meçhuldür. Çünkü ne yazık ki devletimizin içerisinde tarih boyunca her zaman derin yapılanmalar olmuştur. Bunun adı 12 Eylül öncesi kontrgerilla, 12 Eylülde derin devlet, 2000'li yıllarda FETÖ terör örgütü; karşımıza çıkan tablo bu. Eğer bir derin yapılanmayı bir başka derin yapılanmayla bertaraf etmeyi düşünürsek, onun yerine birilerini koyarken taviz verirsek yarın aynı darbe tehditlerine açık oluruz çünkü bir devletin içindeki derin yapılanma belli bir süre sonra devletin gücünü kullanarak güçlendikten sonra o gücü ya kendisi için ya da kendi bakış açısıyla ilgili devleti şekillendirmek için kullanmıştır. Devletin yeniden yapılanması, devletin liyakatine göre ve laik cumhuriyete bağlı sadakatle yeniden bürokratik yapılanmaya devletin ihtiyacı vardır.
Değerli milletvekilleri, bu Parlamento -ülkemizin Parlamento tarihinde- ortak hareket ettiği zaman ulusal başarılar gerçekleştirmiştir. Buna örnek verecek olursam, 1973 yılında CHP ve MSP Hükûmeti. CHP ve MSP Hükûmeti 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekâtı'nı elli iki günde bitirmiş ve Kıbrıs Barış Harekâtı bizim tarihimizde anlı şanlı bir tarih olmuştur. O günkü harekâtın başarıya kavuşmasının nedeni CHP ve MSP Hükûmetinin bu soruna ulusal bir sorun olarak bakıp ulusal değerler üzerinden birlikte hareket etmesidir.
Parlamentoda bazı arkadaşlarımıza geçmişte haksızlıklar yapıldı. Nedir bunlar? Mesela, türbanlı bir arkadaşımızın yemini engellenerek milletvekili yaptırılmadı ama Cumhuriyet Halk Partisinin, AKP'nin, MHP'nin ve HDP'nin olduğu bir Parlamentoda bu sorun çözüldü ve Türkiye'nin gündeminden türban sorunu kalktı. Buradan nereye gelmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, ben, seçim bölgemde, Atatürkçü ve cumhuriyetçi çizgimle tanınan, HDP karşıtı ve PKK terör örgütü karşıtı kimliğimle tanınan bir siyasetçiyim, benim siyaset doğrum bu ama bir milletvekili kendi ilinde yaşanan sorunları bu kürsüde özgürce ifade edebilme düşüncesine ve hakkına sahip olmalıdır. Parlamentodaki bir milletvekilinin yargılanması doğaldır çünkü Anayasa'mız kamuda görev alan tüm görevlilerin suç işleyebileceği endişesi ve kuşkusuyla hepsinin nasıl yargılanacağını ifade etmiştir; Cumhurbaşkanından, bakanlarından, milletvekillerinden kamu görevlilerine kadar. Bir milletvekili suç işleyebilir mi görev süresi içerisinde, işleyebilir; suçla itham edilebilir mi, edilebilir ama bir milletvekilinin yargılanması ne kadar doğruysa tutuklu yargılanması da doğru değildir. Yine, kayyum atamaları. Bir belediye başkanı kamu düzenine aykırı davranış gösterebilir, bir belediye başkanı belediye başkanlık yetkilerini kötüye de kullanabilir; devlet, kamu otoritesini ve kamu düzenini korumak için belediye başkanını görevden de alabilir, yerine atama da yapabilir ama bunu, kamu yönetimini, kamu otoritesini sağlarken kamu hukukunu ve kamu özgürlüğünü de görmezden gelemez.
Değerli HDP'li milletvekilleri, size de seslenmek istiyorum. Çünkü, ben 7 Haziranda, 7 Haziran ile 1 Kasım seçimlerinde doğu ve güneydoğuda HDP'nin elinden milletvekilliğini alan tek Cumhuriyet Halk Partili milletvekiliyim. Sizin her ne kadar bölgede hendek operasyonlarını eleştirmeniz burada o kadar doğruysa ama sizin aynı şekilde o hendekler kazılırken orada tepki vermeniz, bu kürsüden de onları gündeme getirmeniz lazımdı. Yani, yalnızca hendek operasyonlarına tepki vermeniz sizin haklılığınızı doğurmaz. O hendeklerin orada kazıldığı süreçte de tepki verebilmeliydiniz, hem yerel tepki verebilmeliydiniz hem Parlamentoda gündeme getirebilmeliydiniz.
Kayyumlar... Aslında değerli milletvekilleri, kayyum atama kültürü HDP'nin Türkiye'ye getirdiği bir kültürdür. Çünkü, her belediyede seçilmiş belediye başkanının üstüne, atanmış bir eş başkan belediye başkanı atandı. Ben Tunceli'den örnek vereyim: Tunceli'de seçilmiş belediye başkanı kendi başkanlık makam odasında oturamadı, belediyenin başkanlık makam odasında...
DİRAYET TAŞDEMİR (Ağrı) - İftira atıyorsunuz.
GÜRSEL EROL (Devamla) -...eş başkan oturdu, özel kalemin yan tarafında bir toplantı odası vardı, o toplantı odası seçilmiş belediye başkanına makam odası olarak hazırlandı ve eş başkanlarından bir evrak havale edilmediği sürece belediye başkanı resmen o evrakları imzalayamazdı yani yetki eş başkandaydı.
DİRAYET TAŞDEMİR (Ağrı) - Senin eş başkanlıktan anladığın bu mu?
GÜRSEL EROL (Devamla) - Benim Tunceli'de gördüğüm idari anlamda yönetim şekli bu.
DİRAYET TAŞDEMİR (Ağrı) - Nerede gördün?
GÜRSEL EROL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, eğer biz gücü kendimizle ilgili konjonktürel görürsek, siyasetin gücüne inanırsak; yargının bağımsızlığına, hukukun üstünlük ilkesine inanmazsak ve ülkemizde bunları egemen kılmazsak yarın her türlü tehditlere açık olabiliriz. Bakın, büyük devletler büyük kamu binalarıyla anılmazlar, büyük bütçeleriyle anılmazlar, silahlı kuvvetlerinin büyüklüğüyle anılmazlar. Büyük devletler, yurttaşlarına tanıdıkları özgürlükle, ülkelerinde uyguladıkları hukukla anılırlar. Bir örnek vereceğim, bugün güçlü olabilirsiniz siyaseten ama yarın kimin ne olacağı meçhuldür çünkü bu ülkede, bir gün önce hain olan bir gün sonra kahraman diye adlandırılabilir, bir gün önce kahraman olan bir gün sonra hain diye adlandırılabilir.
Size bir örnek vereceğim: 1980 askerî darbesini gerçekleştiren Kenan Evren'i Cumhurbaşkanlığı döneminde gittiği her ilde on binler karşıladı, adı meydanlara verildi, okullara verildi, caddelere verildi, Anayasa'sı yüzde 92,7 oy aldı ama Kenan Evren öldüğünde eğer resmî törenle gömülmeseydi tabutunu taşıyacak 4 tane sivil yoktu. Yani, bugün kahraman olanların yarın ne olacağı meçhuldür. Onun için diyorum ki: Konjontürel olarak siyasi güce değil, devletin varlığına, bağımsızlığına, üniter devlet yapımıza sadakate, laik cumhuriyete bağlılığa yönelik bir devlet düzeni içerisinde hepimizin görev yapması lazım.
Emniyet Genel Müdürlüğümüze gelince -sürem doldu, otuz saniye rica ediyorum Hüseyin Bey'den dolayı kalan-: Şu anda kabinenin en zor ve en riskli görevi Emniyet Genel Müdürlüğü ve Bakan olarak da İçişleri Bakanlığı. Benim önerilerim var: Bir, il emniyet müdürlerinin yaşının 60'tan 65'e çıkarılması, emniyet mensuplarının ek göstergesinin 3600 olması, doğu, güneydoğuda görev yapan polis memurlarına lojman ve sosyal konut yapılması, misafirhaneler yapılması. Özel Harekâta dışarıdan alımlar değil, kamuda görev yapan sözleşmeli er ve erbaşlardan sözleşmesi bitenler alınabilir, bitmeyenler yatay geçişle alınabilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜRSEL EROL (Devamla) - 2017 yılı bütçemizin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum, hepinize en içten dileklerimle sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)