| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 11.12.2016 |
CHP GRUBU ADINA GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İstanbul'da dün yaşanan terör saldırısını lanetliyor, şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Kredi ve Yurtlar Kurumu bütçesi üzerinde söz aldım. Sözüme bir gerçeğin altını çizerek başlamak istiyorum. "Faiz bütçesi değil, hizmet bütçesi yaptık." diye getirdiğiniz bütçe ne yazık ki halkın bütçesi değil çünkü esnek çalışma adı altında sömürülen, taşerona mahkûm edilen emekçilerin bu bütçeden bir beklentileri yok. Bu bütçede sosyal devlet anlayışından hiçbir iz yok; emeklinin, memurun, öğrencinin, işsizin geleceğini güvence altına alan tek bir kalem yok. Bu bütçede kadının adı yok, gençliğin umudu yok, çocukların geleceği yok. Bu bütçede laik eğitim yok, parasız sağlık hizmeti yok, şeffaflık yok, hesap verebilirlik yok yani demokrasi yok, adalet yok, paylaşım yok. Şimdi, yokları oynayan, "istikrar" adı altında halkı sefalete sürükleyen bu bütçede ne var, onu konuşalım.
Değerli vekiller, hedefinde halk, odağında hak olmayan bu bütçenin özünde ille de başkanlık sistemi var, ille de Anayasa değişikliği var, ille de rejimi değiştirme isteği var. Bugün adaletten güvenliğe, eğitimden sağlığa birçok sorunumuz varken bu ne yaman çelişki diyorum.
Bakın bu fotoğrafa. Bu fotoğraf öteki Türkiye'nin en acı yüzü. Buradaki 4 çocuğumuz artık yok. Aladağ'da kaybettiğimiz yavrularımızın iki yıl önceki hâlleri. Hatırlayın, ne diyordu Rıfat Ilgaz:
"Ne gençlerden, ne çocuklardan
Bir yakınmam yok.
Arap'ın dediği doğru:
'Çocuk mazbut.'
Memleketse görülüyor işte,
Güllük gülistanlık...
Ne var ki güllerin dikeni çok!"
Evet, daha dün "Bizim sayemizde nefes alıyorsunuz." denilerek yoksullukla terbiye edilen anne babaların çaresiz çocukları gözlerimizin önünde yandı. Geleceğimiz yandı, bizim yüreklerimiz yandı ancak tarikat ve cemaat yurtlarına göz göre göre göz yumanlar kalpleri bile sızlamadan duruyorlardı. Yangın sonrası yurt yöneticilerinden biri çıktı, "Yurttaki kızlarımızın yanması Allah'ın takdiridir, onlar şehit oldu." dedi, göz göre göre tedbirsizlikle gelen katliam yine oldu fıtrat. Fıtrat, fıtrat, fıtrat... Bu ne fıtrat? Hatırlayın Karaman'ı, taciz, tecavüz fıtrat; Soma'yı, maden göçükleri fıtrat; Aladağ'ı, yangınlar fıtrat; hatırlayın patlayan bombaları, terör fıtrat; her gün öldürülen kadınlarımızı, fıtrat; bir somun ekmek için can veren işçilerimizi, fıtrat. Hâl böyle olunca anlaşılıyor ki AKP iktidarı da bizim için fıtrat. Her şeye fıtrat diye diye halkımızı cinnet eşiğine getirdiniz. Amaç ülkeyi dönüştürmek, sistemi değiştirmek olunca sizler için insan hayatının bir öneminin olmadığını gördük. Bizler "Çocuklar uyurken susulur, ölürken susulmaz." derken sizler "İnsanın olduğu yerde hata olur." diyerek her şeyin üstünü örttünüz, kapattınız.
Değerli vekiller, Bakanlığın yurt yönetmeliğine göre temel eğitimin ilk sekiz yılı yurt açma yetkisi sadece ve sadece devlete aittir. Sizleri bu konuda defalarca uyardık. Oysa siz tarikat ve cemaatlerin kaçak yurtlarına göz yumarak Anayasa'yı ihlal ettiniz. Devleti eğitim ve öğretim alanındaki kamu hizmetlerinden çekerek cumhuriyetin aydınlık geleceği yerine ümmet anlayışının kaderciliğinin aşılandığı bu yurtların yolunu açtınız. Doğru; ne kadar çok çocuk yoksullaşırsa, cahilleşirse, çaresizleşirse toplumu o kadar kolay dönüştürürsünüz. İşte, bu nedenle çocuklarımızı parasız ve nitelikli eğitim haklarını kısıtlayarak tarikat ve cemaatlere mahkûm ettiniz. Yetmedi, bu yapılanların dışında minnet bağı kurdunuz bu yapılarla aralarında. Yetmedi, eğitim sistemini on dört senede 13 kere değiştirdiniz. Derdiniz keşke iyi bir eğitim olsaydı. Apolitik, asosyal, akültürel bir kuşak yaratmak istediniz çünkü sizlere sorgusuz, sualsiz biat edecek bir nesildi hedefiniz. Sonuç ortada.
Yükseköğrenime gelince, "Eğitimin çıtasını yükseltiyoruz." dediniz, mantar gibi yerden biten yeni üniversiteler açtınız.Şimdi soruyorum ben: Bunca gerekli gereksiz yolları, köprüleri, inşaatları yaparken on dört yılda, geleceğimiz olan bu yavrularımızın yurt sorununu hâlâ neden çözmediniz? Üst üste istiflediğiniz çocuklarımızla öğrenci ambarına dönüştürdüğünüz devlet yurtlarında ne acı ki her 100 kişiden sadece 10'u barınma şansı bulabiliyor.
Yine bir sorun da öğrenim bursları. Karşılıksız öğrenim burslarından yararlanmak Sayısal Loto'da 6'yı tutturmaktan daha zor. Hâl bu olunca barınma sorununu çözemeyen çaresiz gençlerimiz de gene kendilerine örgütlenme alanı bulan bu yurtlarla ilgili yapılarla ilişki kurmak zorunda kalıyorlar. Aslında çocuklarımıza "Paran kadar varsın, paran yoksa kaderini de geleceğini de ben belirlerim." diyorsunuz.
15 Temmuz sonrası FETÖ'ya ait 823 yurda el koyarak övündünüz; haklıydınız, elinize sağlık. Ancak devlete ait sadece 656 yurt olduğunu halkımıza nasıl izah edeceksiniz? Bu arada 600'e yakın dernek ve vakfa vergi muafiyeti getirdiniz. Şimdi de bu dernek ve vakıflardan bazılarına barınma ve beslenme maliyetiyle ilgili devlet tarafından yardım yapacağınızı belirttiniz. Merak ediyorum, acaba Çağdaş Yaşam pay alacak mı, Hacı Bektaş Vakfı, LÖSEV, İnönü Vakfı pay alacak mı, yoksa yandaşınız olan kurumlara mı yardım edeceksiniz? Ne kadar adil olacaksınız, hep birlikte göreceğiz.
Başka bir konu da, şubat ayında Diyanetle protokol imzaladınız, "Millî ve manevi değerleri geliştirme eğitimi vereceğiz." dediniz. Maneviyat istasyonları kurdunuz. Peki, bizler, devlet okullarında okuyan milyonlar, millî ve manevi değerleri eksik mi yetiştik de böyle bir ihtiyaç duyuldu? Amacınız ne? Tıpkı diğer devrim yasalarını fiilen ortadan kaldırdığınız gibi Tevhid-i Tedrisat Yasası'nı da kaldırarak, kendi amacınıza hizmet eden yeni değerler mi inşa etmek? Allah aşkına sizin laiklik eğitimle, sizin çocuklarımızla sorununuz ne?
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Sizin dinle, Diyanetle sorununuz ne? Sizin din ve Diyanetle sorununuz ne?
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (Devamla) - Şimdi, durum bu kadar karmaşık ve karamsarken millî ve manevi yönlerden güçlü gençleri nasıl yetiştireceğiz merak ediyorum.
İki: Kendi yurdunda yurtsuz bıraktığınız milyonları nasıl yurtsever yapacaksınız, merak ediyorum.
Üç: Tecavüzü, ölümü fıtrat gördüğünüz çocukların cemaate, tarikata teslim edilmesine müsaade ettiniz. Hesabını nasıl vereceksiniz merak ediyorum.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Bugün Peygamber'in doğum günü Mevlit Kandili, dinle, Diyanet sorununuz ne?
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (Devamla) - Unutmayın Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün: "Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır." sözlerini kendilerine rehber edinmeyenler kaybetmeye mahkûmdur. Halkın çıkarlarını savunmayan, gençleri, emekçileri korumayan bu bütçeye "hayır" oyu vereceğimi belirtiyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.