GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:37
Tarih:11.12.2016

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ile üniversitelerin 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarıları ile 2015 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarılarını sunmak ve daha önce verilen bütçeyle neler yaptık, bundan sonra verilecek bütçeyle neler yapacağımız hakkında kısaca bilgi vermek üzere huzurlarınızda bulunmaktayım. Bu vesileyle sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, öncelikle şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum ve İslam âleminin de Mevlit Kandili'ni kutluyorum. Mevlit Kandili ülkemize ve bölgemize huzur ve barış getirsin.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim ve öğretim, çağın gereklerine uygun olarak sürekli gelişen, birikim ve tecrübeler ışığında yenilenen ve bitmeyen bir süreçtir. Millî Eğitim Bakanlığı olarak herkesin eğitim ve öğretime erişmesini, eğitimde fırsat eşitliğine sahip olmasını, çağın gerektirdiği bilgi, beceri, tutum ve davranışı kazanmasını, öğrenmeye açık, özgüven ve sorumluluk sahibi, sağlıklı ve mutlu bireyler olarak yetişmesini istiyoruz.

Türkiye'nin 21'inci yüzyılda önüne koyduğu hedeflere ancak eğitimle ulaşabileceğinin farkındayız. Bu bilinçle, daha önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da bütçeden en fazla payı eğitime ayırdık. 2002 yılında bütçeden eğitime Kredi ve Yurtların ödeneği de dâhil olmak üzere 11 milyar lira kaynak ayrılmıştı; bu, o bütçenin yüzde 10'una karşılık geliyordu. Bugün, 2017 yılında eğitime Kredi ve Yurtların 11 milyarı da dâhil olmak üzere çünkü o da eğitimle ilgili bir kaynak 122 milyar 414 milyon lira kaynak ayırıyoruz; bu, bütçenin yüzde 20'sine tekabül ediyor. Bu, eğitime verilen önemin apaçık bir göstergesidir. Hiçbir dönemde eğitime bu kadar kaynak ayrılmadı, bu kadar önem verilmedi. Eğitime önem veren her şeye önem vermiştir, eğitimi ihmal eden her şeyi ihmal etmiştir. Verilen bütçe çerçevesinde Bakanlığımız, toplumun hemen hemen tüm kesimlerini içine alan örgün ve yaygın eğitim ve öğretim hizmetlerini yerine getirmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugüne kadar yapılan çalışmalarla temel altyapı ve erişim sorunlarını önemli ölçüde çözdük. Eğitimin kalitesinin artırılması daimi ve değişmez hedefimizdir. Hükûmetlerimiz döneminde zorunlu eğitim süresini sekiz yıldan on iki yıla çıkardık.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; eğitimin en temel unsuru öğretmendir. Geleceğimizin teminatı gençlerimizin millî değerlerle donatılmasında, onların evrensel değerlerle buluşmasında ve çağın gereklerine uygun yetiştirilmesinde en büyük pay hiç şüphesiz öğretmenlerimize aittir. Bu dönemde en büyük yatırımı öğretmene yaptık. 561.135 öğretmen ataması gerçekleştirdik; bu, mevcut 903.863 öğretmenin yüzde 62'sinden fazladır. Bazı arkadaşlarımız eğitimin yatırım bütçesi olarak binalara ayrılan miktarı göstermektedir, bu doğru değildir. Eğitime yapılan en büyük yatırım, öğretmene yapılan yatırımdır. Derslik olmadan ders yapılır ancak öğretmen olmadan ders yapılmaz. Yatırım harcaması ile cari harcama ayrımının temelinde yer alan kriter, yapılan harcamanın faydasının süreklilik gösterip göstermediğidir. Bu çerçevede, eğitim alanında yapılan harcamaların tamamı, beşerî sermaye gücünü artırarak faydası süreklilik arz ettiğinden, yatırım harcaması olarak kabul edilmektedir.

Kaliteli bir eğitim için, öğretmen başına düşen öğrenci sayısının uluslararası kabul edilen sınırlar içinde olması gerekir. Eğitim bize emanet edildiğinde, 2002-2003 eğitim öğretim yılında öğretmen başına düşen öğrenci sayımız ilköğretimde 28'den 16'ya düştü, aynı şekilde ortaöğretimde 18'den 13'e düştü. Eğitim kurumlarının ihtiyacı olan öğretmen norm kadro doluluk oranı Doğu Anadolu'da yüzde 89,20. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 87,02; ülke genelinde ise yüzde 89,65 seviyesine ulaşmıştır.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - 300 bin atanamayan öğretmen var Sayın Bakan.

MİLLİ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Hedefimiz, ülke genelinde, her bölgede, her ilde yüzde 100 doluluk oranıyla eğitim öğretim hizmetini sunmaktır. Bazı illerde norm kadro doluluk oranı hedefine ulaşılmıştır.

Kamuda görev yapan personelin büyük bir çoğunluğunu öğretmenler oluşturmaktadır. Aile birliği mazereti başta olmak üzere çeşitli nedenlerle atandıkları kurumlarda kısa süre görev yaparak ayrılan öğretmenlerin oluşturduğu olumsuz etkiyi azaltmak üzere, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi illeri öncelikli olacak şekilde, kalkınmada 1'inci derecede öncelikli yörelerde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4'üncü maddesinin (b) fıkrası kapsamında, sözleşmeli statüde öğretmen uygulamasını başlattık.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öğretmenlerimizin mali ve sosyal haklarında da önemli iyileştirmeler yaptık. 2002 yılında Bakanlığımız bünyesinde göreve yeni başlayan 9'uncu derece 1'inci kademedeki bir öğretmenin maaşı 470 lira iken 1 Temmuz 2016 tarihinde 2.628 liraya yükseldi. Haftada on beş saat ek ders veren bir öğretmenimize 2002 yılında maaşıyla birlikte 635 lira; bunu isterseniz 2002'nin 1 Kasım veya 1 Aralık tarihindeki dolar kuruna vurun, edeceği 409 dolardır, -410, 420 dolardır- 2016 yılının ikinci yarısında, bugünkü dolar kuruna vurursanız 942 dolar ödenmektedir. 2002'de 400 dolar, bugün 942 dolar.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - TL'yle konuş Sayın Bakan ya, şu doları kaldıralım ya! Sen hâlâ dolarla konuşuyorsun, TL'yle konuş! Dolarla ne işin var?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Tüm öğretmenlere her eğitim ve öğretim yılında bir defa eğitim ve öğretim yılına hazırlık ödeneği ödenmektedir. Yapılan ödeme 2002-2003 eğitim öğretim yılında 175 lira iken 2016-2017 eğitim öğretim yılında bin liraya yükselmiştir.

RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Öğretim üyeleri de istiyor onu Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kaliteli bir eğitim kaliteli okullarda verilir. Eğitim kalitesi için aranan unsurlardan biri, derslik başına düşen öğrenci sayısının uluslararası kabul edilmiş sınırlarda olmasıdır. Bu amaçla, 2003 yılından bu yana yaklaşık 269.569 dersliği yaparak halkımızın hizmetine sunduk. Toplam derslik sayımız 601 bini geçti, özel derslik sayısı da 100 bine yaklaştı. Her eğitim kademesinde derslik başına düşen öğrenci sayısı yeni yapılan derslikler sayesinde ülke genelinde 30'un altına düşmüştür. 2002-2003 eğitim öğretim yılında ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 36'yken bugün 25'e, ortaöğretimde 31'den 23'e düşmüştür.

Bakanlığımızın 2017 yılı öğretmen dışında yatırım ödeneği bir önceki yıla göre yüzde 15,2 artışla 7 milyar 237 milyon TL olarak belirlenmiştir.

Önümüzdeki dönemde ikili eğitime son vermek için yoğun bir çalışmanın içinde olacağız. Bugün itibarıyla ilköğretimde ikili eğitime tabi öğrenci oranımız yüzde 45, ortaöğretimde 8,60'tır. İkili eğitime son vermek için 77 bin ilave derslik ihtiyacımız olacaktır. Özellikle ikili eğitimin yapıldığı yoğun göç alan şehirlerimize öncelik vermek suretiyle derslik yapımına devam edeceğiz. Bunu da 2019 yılı sonuna kadar tamamlamayı planlamaktayız.

Bazı arkadaşlarımız sordu: "Bunu bu ayrılan kaynakla nasıl yapacaksınız?" diye. Aydın'ın 17 ilçesi var. Merkez ilçesi Efeler hariç 16 ilçesinde hiçbir ikili eğitim ihtiyacı yok, merkezde 5 okula ihtiyaç var. Adnan Menderes Üniversitesinin açılışına gittiğimde, bir iş adamımız 32 derslikli okul yapmak için protokol imzaladı ve ben geldikten sonra da yine aynı yerde 4 iş adamımızın daha geri kalan ikili eğitime son vermek için 4 okulun yapımını üstlendiğini vali bey iletti. Önümüzdeki dönemde onun da protokolünü imzaladığımızda "Kaynak nedir?" diyene merkezî Hükûmet, artı milletle birlikte inşallah bu sorunu kesinlikle çözeceğiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; daha sağlıklı bir eğitim için ücretsiz ders kitabı uygulamasını başlattık. Öğrencilerimize daha iyi bir eğitim vermek ve eğitimde fırsat eşitliğini artırmak için eğitimde teknoloji kullanımını artırdık ve yaygınlaştırdık, tablet bilgisayar dağıttık, sınıflarımızı akıllı tahtalarla donattık. Eğitim Bilişim Ağı üzerinden öğretmen ve öğrencilerimize eğitim programlarını bilgi teknolojisi destekli öğretime uyumlu hâle getirerek sunmaktayız. Önümüzdeki dönemde eğitimde teknolojik yatırımlara devam edeceğiz, isteyen her öğrencimizin bilgi otoyoluna ulaşmasına imkân tanıyacağız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine bizim dönemimizde Şartlı Eğitim Yardımı Programı'nı başlattık. Bu program uyarınca ihtiyaç sahibi ailelere çocuklarını düzenli olarak okula göndermeleri şartıyla her ay eğitim yardımı yapılmaktadır. 2003 yılından 2016 yılı sonuna kadar, ilk ve ortaöğretimdeki 23 milyon 479 bin öğrencimizin annesine 4 milyar 589 milyon lira ödeme yaptık. İlköğretime devam eden kız çocuklarına 40, erkek çocuklarına 35 lira; ortaöğretime devam eden kız çocuklarına 60, erkek çocuklarına ise 50 Türk lirası aylık ödenmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu dönemde özel sektörün eğitime daha çok yatırım yapmasını teşvik ettik, özel okulların kurulmasını destekledik. 2002 yılında 1.246 olan özel okul sayısı bugün 7.980'e yükseldi. 2002 yılında özel öğretim kurumlarında öğrenim gören öğrenci sayısı 218 binden bugün 1 milyon 138 bine ulaştı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine eğitimde fırsat eşitliğini artırmak için, ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerimizden ihtiyacı olanlara da burs veriyoruz. 2002 yılında öğrenciye verilen burs miktarı aylık 13 liraydı, bugün 185 lira. Yine, 2003 yılında 86 bin öğrenciye burs verilirken bugün burs sayısı 264 bine ulaştı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bakanlık olarak engelli vatandaşlarımızın eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanması öncelik verdiğimiz diğer bir konudur. Engellilerin eğitim ve rehabilitasyonuna 2006 yılından 2016 yılı Eylül ayına dek bütçemizden yaklaşık 12 milyar 188 milyon lira kaynak ayırdık. Eğitime erişim hakkını kullanmakta güçlük çeken ve özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilerimize 2004 yılından itibaren ücretsiz taşıma hizmeti uygulaması başlatılmıştır. Bu kapsamda, 2004-2005 eğitim öğretim yılında 6.901 öğrenci bu hizmetten yararlanırken 2015-2016 eğitim öğretim yılında 81.120 öğrenciye taşıma hizmeti verilmiştir. Engellilere verilen bir başka eğitim hizmetimiz: Özründen dolayı -cam, kas hastalığı, lösemi, uzun süreli yatalak gibi- zorunlu öğrenim çağında olup da okula gidemeyenlere evde eğitim hizmeti uygulamasını 2007 yılından itibaren başlattık. Bu kapsamda 2007 yılında 176 kişiye evde eğitim verilirken, 2015-2016 eğitim öğretim yılında 6.407 kişiye evde eğitim hizmeti verilmiştir. Bu kapsamda, engellilerin eğitiminde kaynaştırma eğitimi uygulamasını ilke olarak kabul ediyoruz. 2015-2016 eğitim öğretim yılında 202.142 öğrencimiz kaynaştırma yoluyla eğitim uygulamasına devam etmiştir. Özel eğitim alan öğrenci sayısı 2002 yılında 64.956 iken, 2016 yılında 239.885 engelli öğrencimize eğitim hizmeti vermekteyiz. Engellilere yönelik eğitimin niteliğini artırmak için çalışmalarımıza önümüzdeki dönemde daha büyük bir hassasiyetle ve özenle devam edeceğiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ihtiyacı olan ortaöğretim öğrencilerimize yurt hizmeti de vermekteyiz. Bu kapsamda toplam yatak sayısı 2002 yılında 156 bin iken bugün 430 bine ulaşmıştır. Kalan öğrenci sayısı 2002'de 117 bin iken, bugün 302 bine ulaştı. 2002'yi söylerken 2002'yi karalamak istediğimden dolayı değil, sadece bir yolculuğa başlarken ne kadar mesafe alındığının bilinmesi için bir başlangıç noktasının belirtilmesi gerekir, bundan dolayı söylüyorum. Pansiyonlarımızda doluluk oranı da yüzde 70'e ulaşmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vermiş olduğumuz bir başka hizmet, taşımalı eğitimdir. 2015-2016 eğitim öğretim yılında toplam 1 milyon 381 bin öğrencimiz taşıma imkânından faydalanmış, bunlardan 1 milyon 178 binine öğle yemeği hizmeti de verilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilgilerinize sunmak istediğim bir diğer husus, Bakanlığımızın yurt dışı eğitim öğretim faaliyetleriyle ilgili gelişmelerdir. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın çocuklarının eğitim ihtiyacını karşılamak ve ülkemizin eğitim alanında sahip olduğu birikimi talep eden ülkelere aktarmak amacıyla kurulan Türkiye Maarif Vakfı faaliyetlerine başlamıştır. Bu ana kadar 6 ülkede; Somali, Gine, Çad, Senegal, Moritanya ve Sudan'da eğitim faaliyetlerine başlamıştır. Bir arkadaşımız vakıf başkanının kendi ücretini tespit edeceğini söyledi. mütevelli heyeti üyelerinin huzur hakkı Millî Eğitim Bakanı tarafından belirlenecektir.

Yurt dışında bulunan vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın eğitim ihtiyacını karşılamak amacıyla Bakanlığımızın 34 ülkede 31 eğitim müşavirliği ve 25'i eğitim ataşeliği olmak üzere toplam 56 temsilciliği bulunmaktadır. Bakanlığımızca açılan, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın çocuklarının devam ettiği 17 ilkokul, 24 ortaokul, 25 lise ve 5 Türkiye Türkçesi öğretim merkezi olmak üzere toplam 71 eğitim kurumunda eğitim ve öğretim hizmeti vermekteyiz. Ayrıca, 1416 sayılı Kanun kapsamında hâlen 46 ülkede 3.750 öğrenci Millî Eğitim Bakanlığı burslusu olarak öğrenim görmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitimin önemli alanlarından biri de ülkemizin nitelikli insan gücü ihtiyacının karşılanması ve uluslararası rekabet gücünün artırılması için verilen mesleki ve teknik eğitimdir. Meslek eğitimini, memleket meselesi olarak görüyoruz. Özel sektörün talepleri de dikkate alınarak mesleki ve teknik eğitimde belli bir alanda ihtisaslaşmış meslek liselerini açıyoruz. Bu okulların yönetimine yerel yönetimlerin ve sektörün katılmasını sağlıyoruz.

Yine, mesleki becerilerin geliştirilmesi projesiyle meslek sahibi olmayanlara, meslek sahibi olmasına rağmen istihdam alanı dar olanlara, engellilere, ev hanımlarına, dul ve yetimlere, eski hükümlülere, terör mağdurlarına, özellikle genç işsizlere ve mesleğini değiştirmek isteyenlere ilgi ve yetenekleri göz önüne alınarak meslek edindirme kursları ve eğitimi veriyoruz.

Mesleki ve teknik eğitim alanında çok büyük yenilikleri hayata geçirdik. 2017 yılında mesleki ve teknik eğitim için 13,3 milyar ayırdık. Bizim bugün mesleki ve teknik eğitime ayırdığımız bütçe, 2002 yılında Millî Eğitime ayrılan toplam bütçeden daha fazladır. 2002-2003 eğitim öğretim yılında mesleki ve teknik öğretimde yaklaşık 900 bin olan öğrenci sayımız bugün 1 milyon 828 binin üzerindedir. 2002-2003 eğitim öğretim yılında 60.703 olan öğretmen sayımız bugün 130 binin üzerindedir. Okul sayımız 1.993 iken bugün 3.264'e ulaşmıştır.

Meslek eğitiminde işletmede beceri eğitimi ve stajlar eğitimin en önemli parçasıdır. İşveren tarafından çıraklara ve meslek lisesi öğrencilerine ödenen beceri eğitimi ve staj ücretlerinin üçte 2'si yani 390 liranın 260 lirası devlet tarafından karşılanacaktır. Çıraklık eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alınmıştır. Çıraklık eğitimini başarılı bir şekilde bitiren öğrencilere ustalık belgesi ve iş yeri açma belgesi verilecek, kendi iş yerini açan mezunlara KOSGEB tarafından 50 bin lira hibe ve 100 bin lira faizsiz kredi verilecektir. Ayrıca, çıraklık eğitimini bitiren öğrenciler fark derslerini tamamlayarak meslek lisesi diploması alabilecek, ondan sonra da üniversiteye de gidebilecektir.

Meslek lisesi öğrencilerinin iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanması zorunluluğu getirilmiştir. Yine, meslek lisesi mezunlarına teknisyen unvanı da verilecektir. Mesleki ve teknik ortaöğretimden mezun olanların meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş uygulaması kaldırılmıştır, bu uygulamanın yerine üniversiteye geçiş sınav sonucuna göre alanında eğitim yapmak isteyen mezunlara meslek yüksekokullarına geçişte ek puan verilecektir.

Özel ve mesleki teknik eğitime destek veriyoruz. 18 alanda, organize sanayi bölgelerinde 4.270 ila 6.675 TL devlet teşviki uygulaması verilmektedir. Organize sanayi bölgesi içi ve organize sanayi bölgesi dışında toplam 33 özel okulda 23.654 öğrenciye destek verilmektedir. Sektörün talepleri de dikkate alınarak bu okulların alanları güncelleştirilmekte, ihtiyaç olmayanlar kapatılmakta, sektörün ihtiyacı olanlar da açılmaktadır. Mesleki ve teknik ortaöğretimde ikili eğitimi sonlandırmak için de 296 okulda 5.249 derslik yapacağız. Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda mesleki ve teknik eğitim kurumlarımızın 4.206 atölye ve laboratuvarını teknolojiyle uyumlu olacak şekilde yenilemekteyiz. Bundan sonraki hedefimiz eğitim sisteminin kalitesinin daha da artırılmasıdır, kaynaklarımızı bu hedef doğrultusunda daha etkin ve verimli kullanacağız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; buraya çıkan bütün hatiplerin hepsi son günlerde kamuoyunda çokça konuşulan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı sonuçlarından bahsetti. Bunlardan birisi Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından hazırlanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2015 uygulaması ve sonuçlarıdır. 35'i OECD üyesi 72 ülkede, yaklaşık 29 milyon öğrenciyi temsilen 540 bine yakın öğrencinin katılımıyla geçen yıl bilgisayar tabanlı olarak gerçekleştirilen bu programa Türkiye'den 15 yaş grubu 925 bin öğrenciden 5.895 öğrenci katılmıştır. Söz konusu 5.895 öğrenci 61 ilden ve 187 okuldan seçilmiştir. Bir arkadaşımız bunun Millî Eğitim Bakanlığı kontrolünde olduğunu söylemektedir. Bu okulların hangisi olduğunu bilmiyoruz, ta ki sınavdan bir ay öncesine kadar. Seçilenlerin yüzde 21'i 9'uncu sınıf, yüzde 73'ü 10'uncu sınıf, yüzde 3'üyse diğer kademe sınıflarındandır. Öğrencilerin yüzde 38'i Anadolu lisesi, yüzde 36'sı mesleki ve teknik Anadolu lisesi, yüzde 14'ü imam-hatip lisesi, yüzde 2,1'i de fen lisesinde eğitim ve öğretim görmektedir. Eğer bize bırakılsaydı mesleki ve teknik Anadolu liselerinden yüzde 36 öğrencinin katılımını istemezdik.

Söz konusu programın sonuçlarına bakacak olursak: Tüm ülkelerin fen okuryazarlığı ortalama puanı 465, Türkiye'ninki 425'tir. Fen bilimlerinde 2012'ye göre Japonya'nın düşmüştür, Hong Kong'un düşmüştür, Kore'nin düşmüştür, İsviçre'nin düşmüştür, İngiltere'nin düşmüştür, Almanya'nın düşmüştür, Finlandiya'nın düşmüştür, Hollanda'nın düşmüştür, Belçika'nın, Avustralya'nın, Yeni Zelanda'nın, Fransa'nın, Macaristan'ın, Lüksemburg'un, Yunanistan'ın, Romanya'nın, İspanya'nın, Litvanya'nın, Avusturya'nın, İtalya'nın, Çek Cumhuriyeti'nin, Polonya'nın, İrlanda'nın, Slovakya'nın, ABD'nin, 25 ülkenin de düşmüştür.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Türkiye'ye gel, Türkiye'ye Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - "Elle gelen düğün bayram." derler ya, onu söylüyorum, burada bir sıkıntı olduğunu söylüyorum. Düşen sadece bizsek burada ayrı bir şey. İsviçre düştü mü? Düştü.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Kaça düşmüş Sayın Bakan, kaça? Sayısı kaç? Onu söyleyin bir de. Nereye düşmüş? Yani, 18'den 17'ye mi düşmüş? Kaça düşmüş? Onu da söyle yani allem kallem yapma, her şeyi anlat bu millete.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Söyleyeceğim, hiç merak etmeyin.

Japonya düştü mü? Japonya'yı görüyorsunuz, Japonya düştü.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Eğitim seviyesi ortada Sayın Bakan, neyin grafiği o? Sana ne Japonya'dan? Sen Türkiye Cumhuriyeti devletinin Bakanısın.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Polonya düştü mü? Polonya düştü. Güney Kore düştü mü? O, bazılarının, biliyorsunuz "Çok özel, ideal." dediği düştü.

Türkiye'yi de gösteriyoruz şimdi, Türkiye de burada. Türkiye fende 18, matematik okuryazarlığında ise 22 ülkenin önünde daha iyi bir dereceye sahip. Önde olduğu ülkeler arasında kişi başına düşen geliri ülkemizden daha fazla olan... Arjantin'in millî geliri bizden fazla, biz onlardan daha iyi durumdayız. Meksika'nın millî geliri bizden fazla, biz onlardan daha iyi durumdayız. Brezilya'nın kişi başına düşen millî geliri bizden daha iyi, onlardan iyi durumdayız. Katar'ı da söyleyeyim, herhâlde 100 bin dolara yakın kişi başına gelir düşüyor, onlardan iyiyiz biz.

PISA 2015 uygulamasında ağırlıklı alan fen olduğu için, bu uygulama sonuçlarını ağırlıklı alanın yine fen olduğu 2006 yılıyla karşılaştırmak doğru olacaktır. Bunun neticesinde, ağırlıklı alanın fen okuryazarı olduğu 2006 ile 2015 uygulamaları Türkiye sonuçları kıyaslandığında yaklaşık 1 puanlık artış olduğu görülecektir.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Sayın Bakan, yerlerde sürünüyoruz, yerlerde!

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Bu yıllar arasında OECD ortalamasında 5 puanlık, tüm ülkeler ortalamasında 13 puanlık düşüşün olduğu görülecektir. Katılımcı ülke sayıları göz önüne alındığında 2015 uygulamasında Türkiye'nin sıralamasının 2016'ya göre daha iyi olduğu da görülecektir. Fen okuryazarlığında 2006-2015 arası incelendiğinde, Türkiye'de kızlar ve erkek öğrenciler arasındaki başarı farkı 12'yken bu fark 2015 yılında 6'ya düşmüştür. OECD'de ise 2006 yılında erkekler lehine olan 2 puanlık fark 4 puana çıkmıştır. Türkiye'de kızlar ve erkekler arasında fark azalırken OECD'de artmaktadır.

Fen okuryazar açısından fen lisesinden katılan öğrencilerimiz bu sınavda 534 puan aldı. 534 puan Estonya'nın yani dünya 3'üncüsünün puanına denk geliyor. Dünya 2'ncisi Japonya da 538. Eğer sadece fen lisesindeki öğrencilerimiz girmiş olsaydı bu sınava, aldığımız dereceyle dünyanın 3'üncüsü olacaktık. Fen lisesi öğrencilerimizin dünyayla yarışma konusunda bir sıkıntısı yok, hatta dünyanın önünde.

Sosyal bilimler lisesinden katılan öğrencilerimizin aldığı puan 518'dir. Bu puan Kore'nin, Yeni Zelanda'nın, Avusturalya'nın, İngiltere'nin önünde yer almaktadır. Buradan da anlaşılmaktadır ki sosyal bilimlerde öğrencilerimizin fen okuryazarlığı dünyanın en önde gelen ülkeleri yani ilk 10'u arasındadır.

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Bakan, etme eyleme, bizi Allah'a bağışla!

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Anadolu lisesinden katılan öğrencilerin aldığı puan 461'dir. Bu puan da Slovakya'nın puanına eşit olup Yunanistan ve Şili'nin aldığı puandan daha iyidir.

Mesleki ve teknik Anadolu lisesinden katılım yüzde 36'dır. Bu öğrencilerimizin aldığı puan 392'dir. Dolayısıyla, 534 alan öğrencinin ülke puanı ortalaması 425'e çekiliyor.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Maşallah, çok iyiymişiz millî eğitimde haberimiz yokmuş Sayın Bakanım yani! O zaman hiç sorunumuz yok, gayet güzel!

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Bizim teknik liselere yüklediğimiz misyon farklı. Bu misyona uygun şekilde yarışmaya alınması uygun olur. Yarış atına yük vurulmaz. Bu gerçekle birlikte, teknik liselerdeki eğitimin seviyesini, kalitesini artıracağız, o zaman bu okullarla ilgili PISA diye bir sorunumuz da kalmayacaktır.

PISA'da matematik alanında Türkiye'nin 420 aldığını ve 2012'ye göre 28 puanlık kayıp söz konusu olmakla birlikte, Finlandiya'nın da 34 puanlık bir kaybı olduğunu da dikkatinize sunmak isterim.

Aynı uygulamada, tüm katılımcı ülkeler fen alanında 11, matematik alanında 11, okuma becerilerinde 9 puan düşüş; 1'inci sırada yer alan ülke 25, 32 ve 45 puan düşüşü, Güney Kore 22, 19, 30 puan düşüşü yaşamıştır. Benzer şekilde, hem PISA hem de PISA 2012 hem 2015 uygulamasına katılan 62 ülkenin 41'inde, OECD üyesi 35 ülkenin 28'inde bir önceki uygulamaya göre düşüş yaşanmıştır. PISA 2015 uygulamasında ciddi anlamda bir örneklem sıkıntısı olduğunu PISA kendi raporunda da çok açık şekilde belirtmektedir. Programa hem özel hem de devlet okulları katılmaktadır. Bu raporda, Türkiye için "Devlet okullarında okuyan öğrencilerin başarısı özel okullarda okuyan öğrencilerden daha fazla" değerlendirmesi de yer almaktadır. Özel okullarda okuyan öğrencilerin benzeri sosyoekonomik düzeye sahip devlet okullarındaki öğrencilerin başarısı özel okullardan çok daha yüksektir.

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Bakanım, Allah kimseyi sizin konumunuza düşürmesin vallahi!

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Amin! Yazık vallahi!

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; PISA 2015 sonuçlarına göre, devlet okullarının okuma becerileri alanında da özel okullara göre daha başarılı olduğu görülmektedir.

OECD'nin Türkiye'ye Genel Bakış 2016 Raporu'na göre, OECD ülkeleri eğitime millî gelirin yüzde 5,2'sini, Türkiye 5,1'ini ayırmaktadır. Bir arkadaşım daha bir oran verdi. Millî Eğitim Bakanlığına ayrılan kaynak...

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Diyanet İşlerinden daha az, değil mi Sayın Bakanım? Bunu söyleyebilirsiniz.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - ...Yükseköğretim Kuruluna ayrılan kaynağı, üniversitelere ayrılan kaynağı, ÖSYM'ye ayrılan kaynağı, Kredi ve Yurtlar Kurumuna ayrılan kaynağı koyduğumuzda yüzde 5,1 yapar. Ancak, buraya özel okullar tarafından ayrılan kaynak da dâhil değildir. Dolayısıyla, vatandaşlarımızın destekleri ve özel okulların harcaması da konulduğunda bu oran daha fazladır. Öğrenci başına düşen harcamada OECD ortalaması 10.493 dolar, bu miktar Türkiye'de 5 bin doların altındadır. Eğitim alan her bir öğrenci için 10 bin doların üstünde bir miktar harcayan OECD ülkeleri ile her bir öğrencisine 5 bin doların altında harcayan OECD ülkelerinin aynı sonucu almasını beklemek doğru değildir. Bu somut gerçeğe rağmen, bizden daha çok kaynak ayıran birçok ülkeden daha iyi bir sonuç alıyoruz.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Paramız yok, onun için çocuklar kazanamadı! Söylesenize!

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Bundan sonra da bize ayrılan kaynakları en iyi şekilde kullanarak daha iyi eğitimi evlatlarımıza vermek için var gücümüzle çalışacağız.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Diyanete söyleyin, size biraz para versin Sayın Bakanım.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Bizim iddiamız şu: Geçmiş dönemlerde verilmediği kadar eğitime önem veriyoruz. Buna, bütçeden ayırdığımız payı gören milletimiz şahittir. Eğitime ne kadar kaynak ayırırsanız o kadar eğitime önem veriyorsunuz demektir. Eksiklerimiz var, bunları biliyoruz. Gelecek yıllarda bu eksiklerimizi de gidereceğiz. İki gününü birbirine eşit kılmadan çalışmaya devam edeceğiz.

PISA'nın tek başına bir ülkenin eğitimde bulunduğu seviyeyi göstermeye yetmediğini de belirtmek isterim. PISA'da Vietnam, fen bilimlerinde ve matematikte hem 2012'de hem de 2015'te Amerika'nın önündedir. Buradan hareketle Vietnam'daki eğitim Amerika'nın önündedir diyebilir miyiz? Tek ölçüye bakarak ülkelerin eğitim sistemini değerlendirmek doğru değildir.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Yani, PISA'da yerlerde sürünüyoruz.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir başka husus, TIMSS'teki durum. Bakın, TIMSS öğrenciye okulda verilen bilgiyi ölçer, PISA aldığı bilginin güncel hayattaki uygulamasını ölçer.

Eğitimde fen bilimlerinde Türkiye'nin 2011'de ve 2015'te 4'üncü sınıflarda aldığı bu puanla biz Fransa'yla aynıyız. Fransa'da kişi başına düşen 44 bin dolar, bizde kişi başına düşen artık 10 bin doların altında. Bizden çok daha fazla kaynak ayırmasına rağmen, öğrenci başına yılda 90 bin dolar harcayan Fransa'yla benzer sonucu TIMSS'te alıyorsak bu, Türkiye'deki eğitimin doğru yolda olduğunu çok açık şekilde göstermektedir.

TIMSS'te de bir başka sonucumuz, bu da 8'inci sınıf fen bilimlerinde. Burada da biz İtalya'yla aynı durumdayız. İtalya'nın kişi başına düşen millî geliri 37 bin dolar, öğrencisine bir yılda harcadığı para da 85 bin dolar. Buradan da anlaşılmakta ki 8'inci sınıfta da her bakımdan, TIMSS'te puanlarımız her şekilde artmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz yaptıklarımızı söyleyeceğiz, siz yapmadıklarımızı. Biz başardıklarımızı söyleyeceğiz, siz eksiklerimizi. Biz bardağın dolu tarafını göstereceğiz, siz boş tarafını.

Başkanım, arkadaşlarımdan beş dakika alayım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun devam edin.

Onlardan alacağım.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Biz umut aşılayacağız, siz umutsuzluk. Biz iyiye gidiyor diyeceğiz, siz kötüye gidiyor diyeceksiniz. Ve son sözü ve kararı milletimiz verecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Öğrenci yapmadıklarıyla değil, yaptıklarıyla değerlendirilir, biz de yaptıklarımızı milletimize anlatacağız. Halkın gözü terazidir; neyi, niçin, nasıl, ne kadar yaptığımızı en iyi bilir ve karne notumuzu da millet verir.

Biz ülkemizin geleceğinden eminiz. Milletimize güveniyoruz. O hiçbir şeyi ihmal etmez, herkese hakkını verir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim kötüye gitseydi Çemişgezek'teki Mahir Robert Kolejine gitmezdi.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Tekil örnek verme Sayın Bakanım, bu verdiklerinin hepsi tekil örnek. Kendi söylediğini kendin yalanlıyorsun.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Eğitim kötüye gitseydi Erciş'teki Nursel TEOG'da 120 sorunun 120'sini çözmezdi. Eğitim kötüye gitseydi Van'ın Edremit'indeki Hazel Berfin TEOG'da 1'inci olmazdı, Muş'un Varto'sundan Ezgi Beytaş 1'inci olmazdı, Ağrı'nın Diyadin'inden Marya Polat TEOG'da 1'inci olmazdı. Şırnak İdil'den Yunus Özel, "Telafi eğitimi aldım." diyor...

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Aladağ'da 11 kızımız yanmazdı.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen müdahale etmeyelim.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - "Terör nedeniyle okulumuz kapatıldı, telafi eğitimi aldım." diyor. Eğer eğitim kötüye gitseydi telafi eğitime rağmen, Şırnak'taki Yunus Özel kardeşim TEOG'da 1'inci olmazdı. Bir de Baran İnan var, o da 120 sorunun 120'sini değil -aynı ilçede- 119'unu çözüyor. O da yine "Telafi eğitimi aldık, Millî Eğitime teşekkür ederiz." diyor.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Bakan, bunlar zaten sizin yapmanız gerekenler. Elbette bir 1'inci olacak her zaman.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Biz umutluyuz, eğitimde fırsat eşitliğini herkese tanıyacağız. Bu sonuçlar da bu konuda mesafe aldığımızı apaçık göstermektedir.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Edremit'ten kazandı diye, Van'dan kazandı diye bununla övünülür mü? Bu zaten göreviniz sizin.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Yaşayan lehçeleri seçenler var mı, sayıları ne?" diye bir sorusu oldu bir arkadaşımızın. Abazaca, toplam 746 öğrencimiz tarafından seçilmiş durumda bu yıl. Gürcüceyi 900, Kiril alfabesi esaslı Adigeceyi 928, Kürtçeyi 55.654, Lazcayı 2.002, Zazacayı 4.910 öğrencimiz seçmiş ve eğitim almaktadır.

Yine, bir başka arkadaşımız "Çırak öğrenciler ucuz iş gücü mü olacak? ILO sözleşmelerine uygun mu?" diyor. ILO'nun 138 no.lu Asgari Yaş Sözleşmesi'nde de çırak öğrenciler yaş kapsamı dışında bırakılmış ve işçi olarak değerlendirilmemiştir. Sözleşmenin 6'ncı maddesinde, yetkili makam tarafından onaylanmış olup büyük ölçüde veya tamamen bir iş yerinde yürütülen bir eğitim programının parçası olan kişilerin yaş sınırına dâhil edilmediği belirtilmiştir.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Öğretmensiz okullar var, okulsuz öğretmenler var Sayın Bakanım, siz ne diyorsunuz?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Yine, bir başka husus Sayın Başkanım, "Proje okulunu niye başlattınız?" diye...

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Vardır bir hesabınız.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Eğer proje okul uygulamasını başlatmasaydık bugün fen liseleri bu kalitede olmazdı; bunu da çok net şekilde, çok açık şekilde belirtmek isterim.

ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Ne alakası var ya?

BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - Kaç tane fen lisesi var Sayın Bakan, oranlarsak?

MUSA ÇAM (İzmir) - İnanıyor musunuz Sayın Bakan, siz söylediklerinize?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Hiç şüpheniz olmasın, biz inanmadığımız şeyi söylemeyiz.

"ÖSYM'nin bütçesinin azalmasının nedeni nedir?" diye soruldu. Kamu Personeli Seçme Sınavı ön lisans ve ortaöğretim sınavları çiftli yıllarda yapılmakta, dolayısıyla ÖSYM'nin bütçesi o zaman artmakta. 2017 yılında yapılmayacak olmasından dolayı da ÖSYM'nin bütçesi daha azdır.

Yine, bir sayın vekilimizin "Bütçeleri düşük olan 20 üniversiteyi ne yapacaksınız?" diye bir sorusu oldu. Bunların çoğu bölgesel kalkınma odaklı üniversitelerin desteklenmesi projesiyle YÖK ve Kalkınma Bakanlığı tarafından desteklenecektir.

Yine, bir başka milletvekili arkadaşımızın "Doktoralı insan kaynağı ihtiyacı nedir?" diye bir sorusu oldu. Millî Eğitim Bakanlığının 1416 uygulaması devam ediyor. YÖK bu sene ilk defa 2 bin doktora bursunu hayata geçiriyor. Türkiye'nin öncelikli 100 alanında 2 bin kişiye de yine tatminkâr doktora bursu vereceğiz. Yine, bilimsel araştırma projelerini de Hükûmet olarak biz destekleyeceğiz.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Son otuz saniye; şubatta atama var mı, onu söyleyin.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Şunları söylüyorum ki: Herkes bilir, eğitim gerçekten bu millî gelirden ayrılmış paya rağmen, geçmiş yıllarda kat kat artırmış olmamıza rağmen iyi bir yolda gidiyor. İnşallah önümüzdeki dönem... Eksikliklerimizi biliyoruz. Öğrencilerimizin devamını takip etmemiz lazım, PISA da öyle diyor; öğretmenlerin devamını takip etmek lazım, onu öyle diyor.

Yine diyor ki: Öğretmenlerin meslek içi eğitimine... OECD ülkelerinde son üç ayda her 2 kişiden birisi giderken meslek eğitimine, Türkiye'de 4 kişiden birisi gidiyor; yine o eksikliğimizin farkındayız.

Okul öncesi eğitimde... Bizde okul öncesi eğitim almayanların oranı yüzde 46,5'ken -PISA'daki öğrenciye bakarak söylüyorum- yüzde 5'in altındadır OECD'de. Dolayısıyla da okul öncesi eğitimi önümüzdeki dönemde de zorunlu eğitim kapsamına aldığımızda, önümüzdeki dönemde PISA'da da çok iyi bir yere geleceğimizi söyleyebilirim.

Tekrar, 2017 bütçesinin hem Millî Eğitim Bakanlığımıza hem üniversitelerimize, Yükseköğretim Kuruluna ve ÖSYM'ye hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Güzel söyledi arkadaşlarımız da eğitim, millî eğitim; herkesin ortak meselesi, Türkiye'nin geleceğidir. Türkiye'nin geleceğine güvenen herkesin millî eğitimi tartışma konusu olmaktan çıkarması lazımdır.

PISA'da Finlandiya dört dönemdir düşüyor ama Türkiye bir dönem düşünce bu kadar kıyameti kopardınız. Gidin, bir de Finlandiya'da da dört yıl düşünce -bir de Finlandiya'nın eğitimi bize örnek olarak verilir- ne yapılıyor diyerek... Neden eğitim onların ortak derdi, burada ise eğitim sadece bizim derdimiz olarak görülüyor? Ama inşallah, tek başımıza da kalsak bu yolda yalnız yürümeyeceğiz, bu yolu milletimizle birlikte yürüyeceğiz. Aydınlık günler bizimle beraber olacaktır.

Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.