GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:37
Tarih:11.12.2016

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Kayseri) - Sayın Başkan, gelen soruların bir kısmı beni ilgilendiriyor ama bir kısmı da İçişleri Bakanlığını ilgilendirdiği için onları çok bilmemekle birlikte beni ilgilendiren tarafıyla cevap vermeye çalışayım.

Sokağa çıkma yasağı devam eden yerlerle ilgili bir soru soruldu. Doğrudur, biraz uzadığını ben de kabul ediyorum ancak ben salı günü Nusaybin'deydim. Orada vatandaşlarla, muhtarlarla, sivil toplumun ileri gelenleriyle konuştuğumuz gibi, sokaklarda ve caddelerde gezdik. Vatandaş en çok şunu söyledi bana: "Bir an önce şu tel örgüyü kaldırın, evimize girelim." Valiyi, emniyet güçlerini çağırdığımız zaman onlar da bana dediler ki: "Bu evlerde biz tarama yapmadık. Tarama yapmadığımız zaman başımıza bir bela gelebilir, o yüzden açmıyoruz. Ortalama şu son bir ay içerisinde tam 300 tane bomba çıkardık ve her bir eve girdiğimizde bomba düzenekleriyle karşılaşıyoruz. O yüzden, arkadaşlar, biraz sabredin." Vatandaşa biraz hak vermekle birlikte, emniyet güçlerine de hak verdiğim için, doğrusu, iki tarafı dinleyen ve hakemlik durumunda olan, emir verme makamında olan bir adam olarak orada biraz şaşırdım. Vatandaş mağdur, evine girmesi lazım ama güvenlik güçleri diyor ki: "Tarama yapmalıyız." Ve o kararsızlıkla vatandaşlara kısa bir müddet daha idare ederlerse -bir ay sürmeden- evlerine girebilecekleri sözünü verdim. Ayrıldığımız gün ve ertesi gün iki tane patlama oldu. Vatandaş tel örgünün içindeki evini görüyor, sağlam görüyor, içeri girdiği zaman, iki patlamada 1 kişi öldü, tam 5 yaralı var, 1'i de çok ağır şimdi. Evlerde patlamalar var yani bomba düzenekleri var. Zannedersem İçişleri Bakanlığı bu yasağı biraz uzatıyor ama tek tek, tek tek tarandığı için oluyor. Ama, vatandaş gelip de derse ki "Benim yıkılan evim 150 metreydi. 150 metrelik bana ev verin kardeşim. Gelin, size imza atıyorum." derse evini boşalttığı üçüncü aydan itibaren kira yardımını almaya başlıyor, içindeki eşyasının hasar bedelini de alıyor. Yani bu noktada hiçbir sıkıntı yok. Ama, vatandaşın buna razı olarak imza vermesi gerekiyor. Doğrusu ben orada işin yapılma tarafındayım ve bir kişinin de burnunun kanamaması tarafındayım, onun için çırpınıyorum âdeta.

İkincisi: Efendim, mermer ocaklarıyla ilgili ÇED raporlarının olup olmadığı soruldu. 25 hektarın üstünde ne kadar büyük alan varsa, mermer ocakları, Bakanlıktan gelip izin almak zorundalar; küçükler de il müdürlüğünden almak zorundalar. Yani, izinsiz, ÇED raporu olmadan, hiçbir şekilde hiç kimse mermer ocağı da açamaz orada.

Üçüncü bir nokta, Kayseri Milletvekilimiz Çetin Bey'in sorduğu: İki gün önce galiba Kayseri'de bir yerel gazete toplatılmış. Bakın, olay aynen şöyle: Benim de babadan kalma 3,3 hissem olan, taş yünü üreten bir fabrika var, taş yünü üretiyor. Taş yünü nasıl üretilir? Bazaltları dağdan getirirsiniz, kırarsınız, sonra eritirsiniz, onları elyaflarına ayırırsınız pamuk şekeri gibi, sonra birleştirişiniz, yalıtım malzemesi çıkar. Buradan dışarıya atık çıkar mı? Çıkmaz, sadece yanık cüruf dediğimiz bir malzeme çıkar, ondan da zaten biz briket elde ediyoruz.

O gazeteciler ve özellikle kendi ticari işlerinde aralarındaki çatışmalardan dolayı ihtilaflı oldukları insanlarla bir araya gelerek resmen şantaj yapıyorlar, resmen para istiyorlar. Sonra da aynen gazetenin başlığı şu şekilde çıkıyor: "Çevre Bakanının fabrikası doğayı zehirliyor. Zehirli atıkları atıyor." 1 gram eğer zehirli atık o fabrikadan çıkıyorsa Çetin Bey'in istediği yere tüm hisselerimi devrediyorum, buyurun, hisselerimi devrediyorum.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Çevreyi kirleten hisse istemiyoruz.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Kayseri) - Hiçbir şekilde çevreyi kirletmeyen, tamamıyla organik olarak bir taş yünü üretiliyor. Taş yünü noktasında internete girin, oturduğunuz yerden bile, taş yününün ne olduğuna lütfen bir bakın.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Bakan, sizin değil mi, sen yine de kontrol et.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Kayseri) - Arkadaşlar, gazeteci de olsa birisine iftira atma hakkı hiç kimse de yok.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - İftira değil ya!

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Kayseri) - İftira dünyanın en adi işi.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakanım.

Bakın, Kayserililer ekmeğini taştan çıkarıyor arkadaşlar, Kayserililer böyle sağ olsunlar.

Diğer sayın bakanları da düşünürsek Sayın Bakanım, zaman gidiyor.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Kayseri) - Eğer ben Çevre Bakanı olarak benim 3,3 hissem olan fabrikadan dışarıya zehirli 1 gram atık veriliyorsa ve doğaya da gömülüyorsa, o gazetenin yazdığı gibi, hissemi istediğiniz yere bağışlıyorum arkadaşlar, o kadar açık size ilan ediyorum.

Bir başka nokta arkadaşlar...

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Başkan, bir dakika, diğer bakanlara da söz bırakın.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Bakanım, şehitlere evden bahsedin.

BAŞKAN - Millî Eğitim Bakanımız kürsüdeki konuşma hakkını gasbetmişti Sayın Bakanımın, şimdi Sayın Bakan da soru-cevap kısmında gereğini yapıyor.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Kayseri) - Şehit ailelerine ev verme noktasında, arkadaşlar, bakın, güzel uygulama.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Biraz süre verin, ilave süre verin.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Kayseri)-Arkadaşlar, müsaade buyurun ya!

Şehit yakınlarına ev verme noktasında güzel bir uygulama başlatmış Tarsus Belediyemiz, tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. Ama şunu da bilsin herkes: On beş sene öncesinden başlattım, gelen bütün şehitlerimize ev verdim, herhâlde sayısı 300'ü geçti. Vermek lazım, onların aslında döktükleri kanın bir damlasının bile bedeli değil, yürekten inanıyorum, o yüzden şehitlerimize de sahip çıkılması lazım. İnşallah bunu önümüzdeki günlerde gündeme getirelim, o fedakâr yavrularımızın geride kalan gözü yaşlı aileleri zaten gariban insanlar, elimizden ne geliyorsa yapalım onlar için de.

Efendim, sorular bu kadardı bana verilen...

BAŞKAN - Kalanları da yazılı cevaplarsınız efendim.