| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 8'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 13.12.2016 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
1952 yılında Yönetim Okulu olarak kurulan Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü, enderun geleneğinin modern temsilcisi olarak günümüzde sadece Türkiye'nin değil yakın coğrafyanın en güçlü kamu yönetim okulu olma vasfını kazanmıştır.
TODAİ'yi enderun geleneğinin modern temsilcisi olarak tanımlamak, aynı zamanda köklü bir geleneği ve önemli bir sorumluluğu da ortaya koymaktadır. Bilindiği üzere, Sultan II. Murat zamanında kurulup 1908 yılına kadar varlığını sürdüren enderun okullarında bir yandan dinî ve müspet ilimler öğretilirken diğer yandan edebiyat, şiir, sanat, yabancı dil eğitimi gibi geniş yelpazede eğitimler verilmiş, böylece ortak bir kültürü özümseyerek yetişen öğrenciler devletin değişik kademelerinde önemli görevler üstlenmiştir.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı ile Türkiye arasında yapılan teknik yardım anlaşmasına dayalı olarak dünyada kurulan bölgesel 3 kamu yönetimi enstitüsünden biri de TODAİ'dir. TODAİ'nin Avrupa Kamu Yönetimi Akreditasyon Birliği tarafından 2019 yılına kadar akredite edilmiş olması, burada verilen yüksek lisans diplomalarına aynı zamanda uluslararası bir geçerlilik kazandırmıştır.
Yine, TODAİ'nin eğitim öğretim programlarında bugüne kadar 5.252 yüksek lisans öğrencisi, 80 bin kısa süreli eğitim, yine 54'e yakın dost ve kardeş ülkenin kamu görevlisinin, toplam 605 öğrencisinin Türkiye'de eğitim alması, TODAİ'nin gerek yakın coğrafyamızda gerekse dünya genelinde vermiş olduğu önemli kamu hizmetini ortaya koymaktadır.
Ben, bu özverili çalışmalarından dolayı başta Sayın Bakanımız ve TODAİ Başkanı olmak üzere bütün çalışanları ayrıca tebrik ediyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, malum olduğu üzere, 10 Aralık akşamı İstanbul Beşiktaş'ta hain terör örgütü tarafından yapılan alçakça saldırı neticesinde 44 kardeşimizi şehit verdik, çok sayıda yaralımız var. Şehitlerimizden 4 kardeşimiz de seçim bölgem olan Şanlıurfa'mızdan. Bu alçak saldırıyı ve terörü bir kez daha şiddet ve nefretle lanetliyorum. Birliğimize, kardeşliğimize, huzurumuza, güvenliğimize kasteden katiller ve onların zalim efendileri hiçbir zaman başaramayacak ve Türkiye'ye asla diz çöktüremeyecektir. Biz, her zamankinden daha çok bir ve beraber olacağız, kardeşliğimizi en güçlü şekliyle dosta ve düşmana göstereceğiz.
Türkiye terörle mücadele ederken yanı başımızda Halep'te katliam yapılıyor. Halep'te dünyanın gözü önünde cereyan eden katliamı anlatmak için kelimelerin yeteceğini zannetmiyorum. Müslüman erkekler kurşuna diziliyor, kadınlara tecavüz ediliyor. Halepli Müslümanlar sokaklarda diri diri yakılıyor. Son iki günde yüzlerce kadına tecavüz edildiği bilgisinin yanı sıra, dünyayla irtibat kurabilen Müslüman kadınlar tecavüze uğramamak için intihar fetvası bekliyor.
Bugün Halep'te bir medeniyet, bir tarih bütün insanlığın gözünün önünde yok ediliyor. Kadim şehir, insanlarıyla birlikte haritadan siliniyor. Sözün tükendiği noktada, insanlık olarak tarihin en büyük acılarından birine, tarifi imkânsız üzüntülerine şahitlik ediyoruz. Halep'in düşmesi demek, hilalin gözyaşlarının sel olması, Ayasofya minarelerinin çatırdaması demek. Eğer Halep düşerse insanlığın onuruna halel gelir, vicdanlar yara alır, yeni bir Felluce'nin önü açılır. Eğer Halep düşerse Müslümanların sabır taşı çatlar, yeni Kerbelâlar oluşur. Zalimler zaferler devşirirken, mazlumlar tel örgüler önünde beklerken biz susmayacağız, güç sahipleri karşısında, dünya Müslümanları olarak, sadece yutkunmayacağız. Millet olarak bizler, hakkı ve hakikati söylemeye, insaf ve vicdana çağırmaya, Müslüman mazlumların sesi, mağdurların ümidi olmaya devam edeceğiz, devam edeceğiz ki insanlık ölmesin. Bizler Halep'ten yükselen ve yüreğimizi dağlayan çocuk çığlıklarını, annelerin çaresiz feryadını, babaların, yaşlıların ahüferyadını elbette ki duyacağız, duyacağız ki insanlık ölmesin. Bizler Halep'ten son bir ümitle bize uzanan elleri elbette boş çevirmeyeceğiz, çevirmeyeceğiz ki insanlık ölmesin diyor, bütçemizin hayırlara vesile olması temennisiyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Kaçar.