GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 8'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:39
Tarih:13.12.2016

ERKAN AYDIN (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dediğiniz doğru, Bursa'da çok fazla Erzurumlu var, Erzurumlular adına da konuşabiliriz, bayağı fazla sayıda var, Erzurum'dan sonra en çok Bursa'da Erzurumlu var.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Gecenin bu saatinde televizyonları, ekranları başında bizi izleyen, Erzurumlu, Bursalı bütün vatandaşlarımıza da saygılarımı iletiyorum.

Aslında, aleyhte konuşmak için beş dakika çok kısa ama Sayın Bakanlarımızı dinledik, onlar da burada ifade ettiler.

Öncelikle, 10 Aralık saldırısında hayatını kaybeden şehit asker, polis ve vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Hükûmetin 2002'den beri devamlı savunduğu istikrar politikası, istikrarla yönettikleri politikası maalesef terörü engellemede aynı istikrarı gösteremiyor. 7 Hazirandan itibaren bir buçuk yılda bine yakın insan hayatını kaybetti, 1.500'e yakın da yaralı vatandaşlarımız var. Yani bir insanlık dramı, bir insanlık kıyımı var.

İnsanlık kıyımından gelelim orman kıyımına. Evet, Sayın Orman Bakanımıza Plan ve Bütçe Komisyonunda da sorduk seçim bölgem Bursa'da özellikle Uludağ'la ilgili maden ocaklarını. Sağ olsunlar, cevap verdiler yazılı olarak, 344 tane maden ocağına ruhsat vermişler.

Bakın, 5 değil, 10 değil, 20 değil, 100 değil, 344 adet. Bunların her birinde 10'ar makine olsa 3.500 makineyle 17 bin hektar alan bugün didik didik eşiliyor, herhâlde bir on yıl sonra Uludağ'da nefes alacak yer kalmayacak. Ova bitti, böyle giderse dağ da bitecek; yeşil Bursa da olacak gri Bursa. O yüzden bunlarla ilgili de... Sayın Bakan biraz önce buradan söyledi, "Allah kar verdi." dedi, evet, yağmur da verdi, çok iyi. Ama ben de diyorum ki: Memleketi kuruttunuz Sayın Bakanım, ağaç kalmadı, böyle giderse ne kar kalacak ne yağmur kalacak. (CHP sıralarından alkışlar)

Tabii, bu kadar kısa bir sürede hepsini aleyhte konuşamıyoruz. Buradan sanayideki, özellikle Bursa'nın bir de sanayi bölgesi olmasından dolayı işsizliklerde... Bir dahaki hafta işsizlik oranı açıklanacak, perşembe günü, o günden önce ben, bugün, son bir ayda sanayide işini kaybeden 336 bin kişinin olduğunu söylemek istiyorum.

Geçen hafta sanayicilerle Bursa'da toplantı yaptık ve bir öneri getirmemi istediler. Sayın Bakanım, bilginiz olsun. Geçen hafta Sayın Başbakanın açıkladığı pakette bekledim ama çıkmadı. Bir kanun teklifi verdik, kısa dönem çalışma ödeneği altında çalışanların sigortalarının stopajlarının üç, altı ya da dokuz aylık dönemlerde en azından yarısının devlet tarafından ödenmesiyle ilgili. Ama pakette baktık ki böyle bir çalışma sonucu gelmemiş ve o sanayiciler şu anda 2017'nin izinlerini kullandırmış durumdalar, işçi çıkarıyorlar ve birkaç ay daha dayanabileceklerini, daha sonra kapıya kilit vuracaklarını söylediler.

Renault fabrikasından bir işçi mektup yazmış, okumak istiyorum: "Kafamız hiç rahat değil, hep baskı var. Bu baskılara bir de ekonomik kriz eklendi. Ekonomik krizde olan işçiye oluyor, ya zam vermiyorlar ya da işten çıkarıyorlar. Her gün bir sıkıntı ekleniyor. 2017 sözleşmesi de yaklaşıyor, işçinin istediği sözleşme olacak mı?" diye kaygılarını dile getiriyor.

Bütün bunlar olurken ne oluyor? Hükûmetin 2017'de asgari ücrette teklif ettiği zam oranı yüzde sıfır. Eğer yüzde sıfırla, açlık sınırının 1.405 lira olduğu günümüz şartlarında "1.300 lira maaşla bir işçi ailesini, kendisini geçindirebiliyor." diyorsanız hiçbir şey söylemiyorum.

Gene emekli de aynı durumda, emeklinin durumu da perişan. Bakın, açıkladınız, herhâlde önümüzdeki hafta da promosyonlar belli olacak. Umarım, bu konuda da emekli beklediği promosyon bedelini alır ama emekliye promosyonu düşünürken yaşı bekleyen, yaşa takılan emeklinin durumu ne olacak? Bu konuda da o kadar fazla talep var ki, biraz önce Sayın Bakan "Sahada görmüyorum." dedi ama ben sahada gezerken hep bunu soruyorlar, "Bizim durumumuz ne olacak?" 500 bine yakın emekli yaşı beklediği için kaygı içerisinde, sıkıntı içerisinde, geleceğiyle ilgili endişe taşıyor.

Bu kadar sürede ancak bu kadar değinebildik. Umarım, 2017 yılı, daha güzel günlere daha barış içerisinde, bombaların patlamadığı, insanların daha kardeşlik içerisinde yaşadığı bir yıl olur diyorum. Bütçenin de hayırlı uğurlu olmasını diliyor, aleyhte de oy kullanacağımızı söylüyorum.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Aydın.