GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 9'uncu Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:40
Tarih:14.12.2016

AK PARTİ GRUBU ADINA EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2017 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı kapsamında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve yüce Divanı saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, yakınlarına ve tüm milletimize de başsağlığı diliyorum.

Evet, biz terörün ne olduğunu bilen, terör politikasını net anlatan ve milletin seçilmiş vekilleri olarak da bu kürsüden her tür terör örgütünü net olarak ifade eden ve mücadelesini sürdüren bir grubuz.

Ne yaşadığımıza şöyle bir bakalım ve bazı verileri o kapsamda değerlendirelim.

15 Temmuz hain darbe girişimi. Hedef: Tüm Türk milleti. Yöntem: Askerî, siyasi, ekonomik, psikolojik ve sosyolojik bir çöküntü yaratmak. Birincil ekonomi etkisi 18-22 Temmuz haftası görüldü. Borsa endeksi yüzde 13,4 değer kaybederken yüzde 8,5 olan gösterge tahvil faiz oranı yüzde 9,4 düzeyine yükseldi. 2,89 olan dolar/TL kuru, 22 Temmuzda 3,07'yle kapandı. Aynı haftada, yabancıların portföy yatırımlarında 523 milyon dolar çıkış yaşandı. 18-22 Temmuz arasında birçok piyasada yaşanan kayıplar sonraki haftalarda telafi edildi. Toparlanma sürecinde Türk halkının hain darbe girişimine karşı kenetlenmesi ve birlik içinde hareket etmesi tüm oyunları bozdu.

İstediklerini elde edemeyen iç ve dış odaklar ekonomi üzerinde ikinci dalga saldırıları kredi derecelendirme kuruluşları üzerinden yaptı. S&P, başarısız darbe girişimi sonrası, alelacele, artan riskleri gerekçe göstererek Türkiye'nin kredi notunu 1 basamak düşürerek yatırım yapılabilir seviyenin 2 basamak altına indirdi; üstelik Hazine Müsteşarlığı ile S&P arasında yapılan resmî bir sözleşme olmamasına rağmen. 21 Eylülde yaptığı açıklamada 15 Temmuzda yaşanan başarısız darbe girişiminin Türk ekonomisinde yarattığı şokun büyük ölçüde dağıtılmakta olduğunu belirttikten sonra ne oldu da 23 Eylülde Moody's açıkladığı süreyi beklemeden Türkiye'yi yatırım yapılabilir seviyenin en alt düzeyine indirdi?

Evet, ekonomimizde hassas olan ve sürekli gündemde olan iki konuya ve bu alanda alınan tedbirlere bugün açıklık getirmek istiyorum. Bunlardan ilki cari açık, ikincisi dış borçlar. Ancak, bu değerleri yine gayrisafi yurt içi hasıla içindeki oran olarak gözlemlememiz gerektiğini vurguluyorum. Cari açığın gayrisafi yurt içi hasıla içindeki oranı 2011 yılında yüzde 9 iken 2015 yılında yüzde 4,5 olarak gerçekleşti yani uluslararası kabul edilebilir eşik olan yüzde 5'in altında. Dış borcu incelerken de vade yapısını dikkate almamız gerektiğini düşünüyorum.

Ekonomide bir söz vardır "Bir grafik, bin kelimeye bedel." diye. Evet, belki bu grafikler biraz daha zihnimizde yer eder. Burada çok net görüldüğü gibi, kısa vadeli dış borçlar toplamında belli bir oranda trend devam ederken uzun vadeli dış borçlanmaya doğru bir eğilim var. Ama, bunlara hem vade açısından hem de kamu ve özel sektör açısından baktığımızda; kamu sektörünün toplam borcu 2004'te yüzde 19'ken yüzde 17'ye düşmüştür 2016 yılının ilk iki çeyreğinde, özel sektörün kısa vadeli borçları ise yüzde 7'den 2016'da yüzde 13'e çıkmıştır, uzun vadeli özel sektör dış borçları ise yüzde 9,5'ten gördüğünüz gibi burada yüzde 29'a çıkmıştır. Yani, burada çok net olarak şunu görüyoruz: Gayrisafi yurt içi hasıla içindeki oranlarda özel sektörün kısa vadeli dış borçları çok net kontrol ediliyor ve tüm gerekli önlemler alınıyor. Tabii ki biz bunlarla yetinmiyoruz, diğer önlemleri de politikaları da gündeme getiriyoruz. Özel sektörün yüzde 36'sı döviz üzerinden borçlu, ihracat yapan firmaların yüzde 23'ü döviz üzerinden borçlu; ihracat yapmayan firmalarda yüzde 13'tür.

Peki, biz bu arada ne yapıyoruz? Bu tür küresel dalgalanmalara karşı birçok ülkede olan Varlık Fonu, 19 Ağustos 2016 tarihinde burada yasalaştı. İç tasarrufu artırmak için de BES uygulamasına geçiyoruz. Kısacası, yapmamız gereken, sağlam makroekonomik temeller üzerine mikro odaklı yapısal reformlarımızı devam ettirmek, güçlü demokrasiyle yolumuza devam etmektir.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 2017 bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)