GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 9'uncu Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:40
Tarih:14.12.2016

HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum.

Öncelikle, aslında birçok kez değişik mecralarda ve bu kürsüden de ifade etmiş olduğum gibi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yerine ülkede bir kadın bakanlığının kurulması gerekmektedir. Çünkü, kadın sadece ailede var olan ve ailenin içerisine hapsedilebilecek bir birey değil ve kadınlar aslında yıllardır dile getirdikleri birçok sorunla, kendilerinin mücadeleleriyle olması gerekeni ifade ediyorlar.

Şimdi, on bir ayda 71 kadına tecavüz edilmiş, 368 kız çocuğuna yönelik de cinsel istismar vakası tespit edilmiş. Bunlara baktığımız zaman, kadın cinayetlerinin büyüklüğüne ve yoğunluğuna baktığımız zaman, zaten aslında buna karşı çok sistemli ve ciddi bir mücadele yürütülmesi gerektiğini görüyoruz.

Şimdi, esas olarak yukarıdan kurulan söylemlere; kadınları düşmanlaştıran, onları erkeklerin şiddet hedefi hâline getiren söylemlere de birçok kez değindik, vurgu yaptık, dedik ki: Söylenmesi gerekenin, kadının erkekle eşit olduğunun daha yüksek mercilerden, siyasilerden, kanaat önderlerinden, her alanda her insan tarafından ifade edilmesi gerekir ki gündelik hayatımızda biz bunu metrobüste bir tekme, başka bir yerde "Sen benden boşanmak istiyorsun, bunun için ben seni öldürme hakkına sahibim." ya da yargıda "Evet, kısa etek mi giymiş? Yan mı bakmış? Facebook'a, sosyal medyaya şu fotoğrafı mı koymuş? O zaman indirim nedeni olur." gibi uygulamalarla karşı karşıya kalmayalım. Bunun nedeni, gerçekten, aslında yıllardır hükûmetlerin sürdürdüğü politikalardır. Bu politikalar, bakanların söylemleri, zaman zaman Cumhurbaşkanının söylemleri maalesef bu noktaya getirmiştir kadına yönelik şiddeti. Oysa, kadın mücadelesinin çok önemli bir tarihi vardır. Kadınlar da -en son 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde de gördüğümüz gibi, 8 Martta da gördüğümüz gibi- hiçbir zaman, tarihleri boyunca bu ülkede geri adım atmadılar ve bunlara karşı da yine adım atmayacaklar. Buna hiçbir kuşkum yok ama önemli olan, eğer ortada bununla sorumlu bir Bakanlık varsa bu Bakanlığın üstüne düşen görevleri yerine getirmesidir.

Şimdi, bu Bakanlıkta en fazla bütçe sosyal yardımlara ayrıldığında, aslında vatandaşların hak bilincine de bir darbedir bu. İnsanların hak ettiği şeyler vardır. Evet, sosyal yardım, destekler yapılması gereken şeylerdir ama öncelikle bu ülkede geliştirilmesi gereken şey, herkesin hakları olduğu bilincidir. Yardım alması gerektiği ya da bununla yaşaması gerektiği gerçeği başka bir şey ama "Hak mı, inayet mi?" sorusuyla insanları, kendimizi karşı karşıya bırakmamamız gerekiyor.

Şimdi, kadın cinayetleri, evet... Seçilmiş kadınlar... Bu ülkede seçilmiş kadınlar var, seçilmiş belediye başkanları var ve seçilmiş belediye başkanları özellikle, şu anda birçoğu görevinden alınmış olan ya da tutuklu olan belediye başkanları, özellikle kadın cinayetlerine karşı mücadele eden kadınlardı. Eş başkanlık sistemi zaten sadece bizim partimiz için ya da bizlerin oy aldığı belediyelerde, o bölgelerde gereken ve o bölgeler için iyi uygulamalar değil; aynı zamanda Türkiye için, Türkiye'nin demokrasi tarihi için önemli bir nokta, geleceği için önemli bir nokta. Çünkü kadınların ve erkeklerin eşitliğini sadece söylemde değil, aynı zamanda fiiliyatta da ortaya koyan ve bunu gösteren bir noktadır eş başkanlık ve bir kadın partisi olduğunu defaaten söyleyen partimiz de aslında yüzde 40'a ulaşan ama yüzde 50'ye ulaşmadığı için kadın sayısı, bundan üzüntü duyan bir partidir. Bu da çok önemli bir noktadır ve bu partimizden dün gözaltına alınıp sonra tutuklanan Sayın Grup Başkan Vekilimiz Çağlar Demirel ve Kadın Meclisi sözcümüz Besime Konca'nın da aralarına katılımıyla 7 kadın milletvekilimiz tutukludur şu anda. Yani biz kadın sayısını artırmaya çalışırken bazıları kadın sayısını, siyasette temsili azaltmaya çalışıyorlar. Bu, bu ülke açısından, bu ülkenin geleceği açısından yazıklanması gereken bir durumdur ve aslında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının da bu konuda bir tepki vermesi, en azından kadın milletvekilleriyle ilgili sesini yükseltmesi gerekirdi diye düşünüyoruz. Hele ki kendisi Genel Kurulda birçok kez cezaevlerindeki, gözaltılardaki işkenceye ve kötü muameleye karşı konuşmalar yapmış olan Sevgili Besime Konca'nın -Kadın Meclisi sözcümüz- kendisinin işkenceye uğramış olması, kendi sözleriyle de ifade edersek, gerçekten korkunç bir durumdur. Besime Konca Diyarbakır'dan Batman'a götürüldüğü yol boyunca Emniyet görevlileri tarafından işkenceye tabi tutulmuş, kendisine sürekli marşlar dinletilmiş, "Yerin ya musalla taşı ya da cezaevi." gibi sözlerle tahrik edilmiş ve bu muameleye maruz kalmıştır.

Şimdi, Besime Konca bu Parlamentonun bir milletvekilidir ve bu Parlamentonun itibarıdır söz konusu olan, Halkların Demokratik Partisinin itibarı değildir. Biz bu baskıları biliyoruz, biz bu baskıları hayatımız boyunca gördük. Hepimiz farklı kesimlerden geliyoruz, hiçbirimiz birbirimize benzemiyoruz aslında bu partinin içerisinde. Hele ki 7 Hazirandaki durumumuza baktığınızda, daha da renkli, daha da çeşitliydik ve hiçbirimiz birbirimize benzemememize rağmen o kadar benziyordu ki aslında geçmişimiz; bu zulüm, baskı ve gördüğümüz muameleler anlamında gerçekten çok benzer bir geçmişi yaşamıştık ve bugün yine aynı şey, aynı baskı bu kadın arkadaşlarımıza uygulanmaktadır.

O nedenle, dediğim gibi, bu bizim partimize yönelik bir baskı değildir. Bu Meclis gerçekten kendi itibarı için bir şeyler yapmak istiyorsa, aynı zamanda Meclis Başkanının da buna tepki göstermesi, hiçbir milletvekiline işkence yapılamayacağını, hiçbir insana işkence ve kötü muamele yapılamayacağını da çok net olarak ifade etmesi gerekir diye düşünüyoruz.

Çocuk hakları daimî komisyonunun bu Mecliste artık derhâl kurulması ve faaliyete başlaması gerekmektedir. Biz Çocuk İstismarını Önleme ve Araştırma Komisyonunda çalıştık. Bir rapor hazırlandı, hâlâ bu rapor Meclise sunulmadı. Bu Meclisin her zaman kadınlardan ve çocuklardan daha önemli işleri oluyor maalesef. Tabii ki o "önemli"yi tırnak içerisinde söylüyorum. Ama aynı şekilde, az önce kadın cinayetleriyle ilgili ifade ettiğim şeyler çocuklar için de geçerli. Çocuklar ciddi biçimde istismara uğruyorlar ve bunu Karaman'da gördük, Adıyaman'da gördük. En son olarak, bugün bir soru önergesi verdim mesela, 11 Aralık 2016 tarihinde Bursa'da devlete bağlı bir koruma yurdunda kalan 4 kız çocuğu toplu intihar girişiminde bulunmuş. 4 kız çocuğundan bahsediyorum, bileklerini keserek intihar etmeye kalkışmışlar, böyle bir iddia var basında. Evet, bunu Sayın Bakana sormak istiyorum. Bugün soru önergesiyle bunu yönelttim zaten kendisine.

Evet, en son olarak aslında şunu ifade ederek bitireyim: Kaç gündür bu Meclis çatısı altında, fotoğraflarımızın görülmesini engellemek için kameramanlar herhâlde talimatla uğraşırken, diğer tarafta, bu Genel Kurulda bakanlarımızın arkasındaki manzarayı da görmediler. Sadece erkekler oturuyor orada. Uzmanlar, gerçekten, bürokratlar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - ...maalesef sadece erkeklerden oluşuyor. Aslında kameramanların ve Meclisin bunu da göstermesi gerekiyordu halkımıza.

Teşekkür ediyorum.