| Konu: | (2/81) esas numaralı 5233 Sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/73) münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 20.12.2016 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, dün akşam saatlerinde uğradığı alçakça bir saldırı sonucu yaşamını yitiren Rusya'nın Türkiye Büyükelçisi Sayın Andrey Karlov'a Allah'tan rahmet diliyorum; yakınlarına, ailesine ve tüm Rusya halkına başsağlığı diliyorum.
Değerli arkadaşlar, burada gerçekten çok yasa tartıştık geçtiğimiz dönem, şimdi de tartışıyoruz. Bu yasa teklifi de önemli. Eğer gerekçesine bakarsanız bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor. O ihtiyaç da şu: Türkiye'nin kara sınırları dışında operasyonlar var -bana göre doğru değil ama- oradan Türkiye'ye gelen roketatarlar var ve ölümler var. O ölümlerin mağdurları, yaralıları maalesef, şu anda 3713 sayılı Yasa'daki hükümlerden ve 5233 sayılı Yasa hükümlerinden faydalanmıyorlar. Önerdiğim düzenlemeyle aynen bu yasalardaki imkânlardan bu mağdurların da yararlanmasını öneriyorum. Ama boşuna önerdiğimin de farkındayım. Burası Parlamento, muhalefetin görüşlerine açık olması lazım. Geçtiğimiz dönem yaklaşık 40'a yakın yasayı burada tartışmaya açtım ama bir tanesine bile "evet" demediniz. Ama bu dönemde özellikle Suriye'deki, Irak'taki bu operasyonlardan sonra bu önerinin gündeme alınmasını temenni ediyorum ama Adalet ve Kalkınma Partisinin çoğunluğunun umurunda olmadığını da biliyorum çünkü muhalefetin gündemi hiçbir zaman sizin gündeminiz olmadı. Oysa demokrasi muhalefetten gelecek bu önerilere de çoğunluk partisinin açık olmasıyla ancak güçlenebilir ve gelişebilir. Böyle bir gündeminiz yok.
Gündeminiz ne değerli arkadaşlar? Türkiye'nin gündemi terör, Türkiye'nin gündemi başkanlık. Ne yapmaya çalıştınız değerli arkadaşlar son on dört yılda ve özellikle son altı yedi yılda ne yapmaya çalıştınız? Türkiye'nin huzur ve güvenliğini hep bir sonraki adımı hedef göstererek korumaya çalışacağınızı ifade ettiniz. Ne demek istiyorum? Mesela 2010'daki referandum. Ne söylediniz o zaman? "Eğer bu referandum geçerse Türkiye huzura ve demokrasiye kavuşacak." dediniz. Geçti. Ne oldu peki? Türkiye huzura ve demokrasiye mi kavuştu? Hayır. Aslında Türkiye bir kaosa ve karmaşanın içerisine düştü, HSYK'nın yapısı değişti ve şimdiki Anayasa değişikliğiyle o zaman "Demokrasi ve huzur gelecek." dediğiniz Anayasa'yı değiştiriyorsunuz. Ne oldu? Yakın örnek vereyim: 7 Haziranda burada milletvekilleri demedi mi? "Türkiye kaosu seçti." 1 Kasıma 20 Temmuz'da Suruç'ta, 21 Temmuzda Ceylânpınar'da, 10 Ekim'de garda ve diğer saldırılarla, istikrarı bozan saldırılarla gitmedik mi, terörist saldırılarla gitmedik mi? Ne oldu? 1 Kasımda istikrar mı geldi? Aksine, istikrar gelmedi, daha da kaos geldi, hatta Adalet ve Kalkınma Partisinin içine kaos geldi, Başbakan değişti, kurultay yapmak zorunda kaldınız ve bugünlere geldiniz. Bugün ne diyorsunuz? Diyorsunuz ki: "Eğer başkanlık geçmezse Türkiye kurtulamaz." Niye bu başkanlık lazım ya da bu diktatörlük lazım ya da bu krallık lazım? "Kendimiz için istemiyoruz; Türkiye'nin içinde bulunduğu durum, Orta Doğu coğrafyası, dünyanın geldiği durum bu Parlamentoyla idare edilemiyor. Daha hızlı karar alınması lazım, tek seçici olması lazım, tek adam olması lazım ki biz içeride ve dışarıda kendi yarattığımız düşmanlarla mücadele edebilelim." Şimdi de 1 Kasımdan çıkan sonuçlara riayet etmiyorsunuz ve başkanlığı Türkiye'de huzur ve demokrasinin güvencesi olarak gösteriyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, bakın, hepimiz milletvekiliyiz, bu sıralardan geçeceğiz ve bir daha belki olmayacağız ama bu Parlamentonun bıraktığı miras, bu Parlamentonun bırakacağı bu yük, özellikle şiddet ve çatışma konusunda, terör konusunda bırakacağı yük bizim çocuklarımıza miras kalacak, hepimize soracaklar. Kusura bakmayın, ben kendi tarihimi burada yazıyorum, kendi tarihimi bu kürsüde yazıyorum. Tutanaklara baktığım zaman, ben ne söylemişim ve sizler bana ne laf söylemişsiniz, hepsi tutanaklarda var. Benim torunlarım da bakacak, benim partililer de bakacak ama aynı zamanda sizlere de bakacak. O yüzden, bu tutanaklar çok önemli.
Eğer gerçekten vicdan sahibiysek, gerçekten aklımızla hareket etmek istiyorsak, duygularımızı bir tarafa bırakarak, siyasi tercihlerimizi bırakarak Türkiye'yi bu kaos ortamından, bu çatışma ortamından çıkarmak zorundayız. Onun da yeri bu Parlamentodur ve bizi dinlemenizdir. Bir kez olsun, doğru söyleyebilme ihtimalimizden hareket edin, bir kez olsun. Hadi bu yasayı bıraktım yahu. Yani herhâlde kötü bir yasa getirmemişim, şimdi bir el kaldırın, "evet" deyin, bizi şaşırtın, ne olacak? Bir kere olsun bizi bir şaşırtın ya, el kaldırın. Komisyona gideceğiz zaten. "Bakın, muhalefetten gelen bir öneriye de değer verdik." deyin. Dünyanın sonu olmaz ama demokrasi gelişebilir.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanrıkulu.