GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:44
Tarih:21.12.2016

Tasarısı Cumhuriyet Halk Partisinin de destek verdiği bir tasarı. Uluslararası sözleşmeler ve Avrupa Birliği mevzuatına uyumun artırılması ve daha nitelikli ve etkin işleyen çağdaş bir sınai mülkiyet sistemine geçişin sağlanması amaçlanan bu tasarı, özünde 1994 yılında Gümrük Birliği Anlaşması'yla başlayan sürecin bir devamı, geliştirilmiş hâli. Buna eklenen, coğrafi işaret ve geleneksel ürünün adının korunması. Tabii, burada belirttiklerim, anlattıklarım içinde 3 tane konu geçiyor:

Avrupa Birliği uyum diyoruz, Gümrük Birliği diyoruz ve geleneksek ürün diyoruz. Ne yazık ki son dönemde Adalet ve Kalkınma Partisi, Avrupa Birliğiyle olan ilişkilerimizide "Gümrük Birliğini dahi değerlendireceğiz." noktasına taşıdı. Geleneksel ürün olarak da Niğde'de, kendi bölgemde 20'ye yakın geleneksel üründen bugün o artık adı bilinen dahi kalmadı. Bir şeyde neredeyse sona doğru yaklaşırken yasal düzenlemeler yapıyoruz. Bu bağlamda dünden farklı olarak getirdiğimiz, kanun tasarıları kanuna dönüşüyor, bir süre sonra onları yeniden ele alıyoruz ve onlara ek yapıyoruz ama bugün için Türkiye Büyük Millet Meclisinin böyle bir tasarıyı mı görüşmesi gerekir? Bu konuyu Meclisin dışında yurttaşlar da bize soruyorlar. Ülkede terör almış başını gidiyor, patlayan bombalar, suikastlar, acılar üst üste. Bu arada El Bab'da şehit sayımız 25'e ulaştı. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu konularda bugüne kadar yaptığı bir toplantıya, değerlendirmeye ben şahit olmadım. Grup başkan vekillerimiz geliyor, terörle ilgili oturum yapalım istiyor; bu konuda siyasi partilerin uzlaşı sağlayacakları yerin Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğu ve bunun için de çalışmalarda bulunulması gerektiğini belirtiyor. Ama ne yazık ki, ben bir yıllık milletvekili olarak, terör konusunun bu Mecliste tartışıldığını, konuşulduğunu konuşmalar dışında görmedim.

Oysa ülkemiz, terörün dışında da sorunlarla boğuşuyor. İşsizlik almış başını gidiyor, yolsuzluk artmış, yoksulluk artmış, eğitimde PISA'yla açığa çıkan başarısız durum ülkemizin eğitim sorununu sorgular noktaya taşımış. Atanamayan öğretmenler, özlük haklarında iyileşme bekleyen öğretmenler, emeklilikte yaşa takılanlar, 4/C'yle, toplu sözleşmeyle kazandığı haklarını alamayanlar, tarımda ürününü satamayan çiftçiler, siftahsız dükkânını kapatan esnaflar, her ürün sonrasında oluşan zamlar, sağlıkta yaşanan sorunlar, kadın cinayetleri, susturulan medya, güven duyulmayan adalet, üniversite kapılarında kalan gençlik, diplomalı işsizler ve her şeyiyle değişimi süren bir ülke. Bu bağlamda, şu anda Anayasa Komisyonunda görüşülen yeni anayasa taslağıyla da rejim değişikliğine doğru giden bir ülke.

Ne yazık ki ülkemiz bunları hak etmiyor. Kardeşliğimizin, birliğimizin, dirliğimizin, düzenimizin daha iyiye gitmesi noktasında Meclisimizin üretecek çok şeyi olduğunu düşünüyorum. Ne yazık ki ötekileştirme, ayrıştırma, toplum içinde birbirine olan saygıyı ve birbirine olan değerlendirmeyi dahi olumsuz noktaya götürüyor. Cumhuriyet Halk Partisinin teröre karşı bakışı nettir, terörün her türlüsünü lanetliyor, insanlık suçu olduğuna inanıyor çünkü Cumhuriyet Halk Partisi, "önce insan" diyen, sosyal adaleti savunan, herkesin aşı, işi olsun düşüncesinde bir partidir. Cumhuriyet Halk Partisinin terörle uzaktan yakından ilgisi olması düşünülemez ve Cumhuriyet Halk Partisi, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurucusu olduğu, Misakımillî sınırları içinde ülkenin birliğini, dirliğini savunan, bunun dışında da bir düşünceye sahip olmayan bir partidir.

Ne yazık ki, ülkemizin bulunduğu koşullarda yaşadığımız sorunların aşılmasından öte rejimin dahi tartışılır boyutlara gelmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin sorunu her yönüyle, en ince detaylarına kadar düşünüp aklıselim davranışı gerekli kılıyor. Biz, birbirimizi anlamazsak; biz, birbirimizin söylediğini dinlemezsek; biz, ben bilirim mantığıyla gidersek bu ülkenin gidişi iyi değil. Akan kanda hepimizin canı yanıyor, acı duyuyoruz. Ne yazık ki anaların babaların gözyaşları her gün daha da artıyor. Bu sorunları aşmanın yolu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin acilen ülkenin gerçek sorunu olan, başta terör olmak üzere, işsizlik ve yoksulluğu da ele alan konuları gündeme taşımasıdır.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)