| Konu: | Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 22.12.2016 |
ERKAN AYDIN (Bursa) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 341 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 117'nci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Evet, bu kadar çocuk ölürken, bu kadar felaket yaşanırken, Suriye'den her gün şehit haberleri gelirken biz hep birlikte oturmuş başkanlık sistemini konuşuyoruz. Öncelikle, Suriye'de şehit olan 16 askerimize Allah'tan rahmet, ülkemize ve yakınlarına da başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Bakın, Suriye politikası insanlarımızı sadece rakamdan ibaret bir hâle getirdi. Her gün "Kaç şehidimiz var, kaç yaralımız var? Orada ne oldu?" diye birlikte birbirimize bakıyoruz. Bütün bunlar olurken peki, Moskova'da Dışişleri Bakanının imzaladığı anlaşmada ne oldu? Hep birlikte bakalım 1'inci maddeye. Ne diyor? İran, Rusya ve Türkiye, içerisinde pek çok etnik grubu barındıran, çok mezhepli, demokratik ve laik bir devlet olarak Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğini, bağımsızlığını, birliğini ve toprak bütünlüğünü tamamen destekliyor. Yani, kendi ülkesinde Meclis Başkanı "Anayasa'dan laikliğin çıkarılması gerekir." derken Suriye'de laikliği destekleyen açıklamaya en önce imza atıyor. Bir kere bu çelişkinin ortadan giderilmesi gerekiyor. Laiklik, evet, Suriye'de lazım ama bizde de lazım, Irak'ta da lazım; bütün Orta Doğu'da lazım. Eğer bunu yapmazsak hepimizin sonu korkarım ki Orta Doğu bataklığı gibi olur.
Gene bakıyoruz "Kırmızı çizgimiz." dediğiniz YPG-PYD'yi hiçbir şekilde anlaşmanın herhangi bir yerine koyduramadınız; tek bir kelime, tek bir cümle dahi yok. Ülkeyi Orta Doğu bataklığına soktunuz, terör örgütlerinin cirit attığı bir merkez hâline getirdiniz ve nerede, ne zaman bomba patlayacağını bilmediğimiz bir sürece getirdiniz. Bu süreç içerisinde, evet, Anayasa Komisyonunda şu anda başkanlık sistemi, sizin deyişinizle Cumhurbaşkanlığı tartışılıyor.
Bakın, dün Sayın Başbakan sizleri topladı, bir toplantı yaptı ve orada 20'ye yakın, sizler, milletvekilleriniz çekincelerinizi ortaya koydunuz. Ne dediniz? "Örneğin, Cumhurbaşkanını seçtik ama partimiz yüzde 42'de kaldı, başka bir parti birinci çıktı, biz güçlü bir parti olarak Mecliste denetim görevini bile yapamayacağız." dediniz. Çok doğru ve haklı bir eleştiri. Gene "Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalırsa muhalefet birleşir, Cumhurbaşkanlığını da alırsa hem Cumhurbaşkanlığında hem Parlamentoda koalisyon dönemleri olabilir." dediniz. Gerekçelerde koalisyona atıfta bulunuyordunuz ya ama kendiniz de elinizi vicdanınıza koyup aslında gerçekleri görüyorsunuz. Gene bir eleştiri daha: "Sanki mevcut yaşadığımız travmalar ve komploların etkisiyle tek kişilik bir düzenleme yapıyormuşuz etkisi var." diyorsunuz. "Tayyip Erdoğan sanki sonsuza kadar görevde kalacakmış gibi bir düzenleme yapılıyor." diye sizin arkadaşlarınız orada ifade ediyor. (CHP sıralarından alkışlar)
TAMER DAĞLI (Adana) - Yanlış bilgi gelmiş, yanlış.
ERKAN AYDIN (Devamla) - Valla, bilemiyorum. Basından aldığımız bu.
"Millî iradenin asıl kaynağının Meclis olduğunu söyleyerek -biz bu hâlde- geldik. Kendi egemenliğimizi tek bir kişiye neden teslim ediyoruz?" diye kendi ifadeleriniz var. Burada beş yılda sadece birer defa bakanları görebileceğinizi, bakanların yani yürütmenin kendi seçim bölgelerine hizmet istediklerinde ulaşamayabileceğinizin de altını çizerek burada ifade etmişsiniz. Gene, KHK'larla HSYK'nın da önüne geçileceğini ve yargı bağımsızlığının da gideceğini ifade etmişsiniz. Bunların hepsi sizlerin kendi eleştirileriniz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - AKP milletvekilleri mi yapmış?
ERKAN AYDIN (Devamla) - Evet, AKP milletvekilleri, 20'ye yakın. Kendilerine teşekkür ediyoruz.
Müezzinoğlu'yla ilgili de yurt dışında doğmuş birisinin Cumhurbaşkanı olamayabileceğinin de gene altını çizmişsiniz. Bunların da inşallah, kendi partiniz tarafından önü alınır demek istiyorum.
Tabii, vaktimiz doldu ama Atatürk'ün şu sözleriyle tabii, bitirmek istiyorum: "Her millet icraatına tahammül ettiği hükûmetin mesuliyetine ortak olur." Demek istediğim, bu çektiğimiz sancı bir doğum sancısı değil, bir ölüm sancısıdır diyorum.
Ve en son olarak, bize bu ülkeyi emanet eden Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Atatürk'ün, bugün Rize'de şu fotoğraflarla heykelinin kaldırılmasını da bir kenara yazdığımızı söylüyorum. Bu fotoğrafları asla unutmayacağız. Atatürk'ü de ne yaparsanız yapın kalbimizden silemeyeceksiniz. Bu milletin bağrından çıkmış bir vatan evladına bu fotoğrafların yakışmadığını söylüyor, unutturamayacaksınız diyorum.
Hepinize saygı ve sevgilerimle konuşmamı tamamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aydın.