GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:45
Tarih:22.12.2016

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı üzerinde konuşuyoruz, bayağı da mesafe katettik. Hepinizin bildiği gibi, bu kanunu destekliyoruz; Türkiye'nin ihtiyacı olan, sanayicilerimizin ihtiyacı olan bir kanun ve hep birlikte bu kanunu çıkarmak için gayret sarf ediyoruz. Bayağı da bir yoğun maddeler var ama ben bazı tespitlerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bu kanunu çıkarmak yetmiyor. Niye yetmiyor biliyor musunuz? Şu kullandığımız kürsü teknolojik bir ürün ama bize ait bir teknoloji değil. Başkanın kullandığı kürsü teknolojik bir ürün, bize ait bir ürün değil. Yaşamımızı kolaylaştıran her şey, baktığınız zaman, evlerinizde kullandığınız televizyonlar -değil mi yıllarca "günah" diye yutturuldu, Osmanlı Dönemi'nde matbaa gibi, daha sonra Cumhuriyet Dönemi'nde televizyonlar "günah" diye yutturuldu- ya da kullandığınız telefonlar, akıllı telefonlar veya akıllı olmayan telefonlar, buzdolapları, çamaşır makineleri; aklınıza ne gelirse gelsin, bunların içerisinde bizim tarafımızdan geliştirilmiş, patenti alınmış, marka hâline getirilmiş dünyada bir örnek gösterebilir misiniz? Gösteremeyiz değil mi? Demek ki bu patent, marka yasalarını çıkarmak, Türkiye'de üretimin artırılmasının, patentin artmasının, markaların artmasının temel gerekçesi değil. O zaman, ne yapmalıyız? "Önce eğitim." diyoruz değil mi? Önce eğitim.

Bakın, PISA, 15 yaşında çocukları alarak, 500 bin çocukla bir test yapmış, 72 ülkede yapmış bu testi ve sonuçlara baktığımızda, bilimde 70 ülke arasında 52'nci sıradayız; yine, okumada 70 ülke arasında 50'nci sıradayız yani okuduğumuzu anlamayan bir ülkeyiz, çocuklarız, öğrencileriz; matematikte 70 ülke arasında 49'uncu sıradayız. "15 yaşında" diyorum, bu size bir anlam ifade etmeli. On dört yıldır iktidardasınız; bu çocukların, bugün sınava giren çocukların, test edilen çocukların hepsi sizin döneminizde, siz iktidara geldiğinizde 1 yaşındaydı yani sizin eğitiminizden geçti, sizin bu Türkiye için öngörmüş olduğunuz eğitimden geçti bu çocuklar; geldiğimiz sonuç burada arkadaşlar.

Bakın "78 milyonluk, 80 milyonluk ülke." diye övünüyoruz değil mi? 80 milyonluk ülkede dünya markası bir futbolcu bile yaratamıyoruz ama Almanya'daki 1,5 milyonluk Türk nüfusundan dünya markası bir futbolcu çıkabiliyor. Demek ki arkada sistem yok arkadaşlar. Eğer sistem olmazsa başarıyı da yakalama şansımızın olmadığını göreceğiz.

Dünkü konuşmamda da söylemiştim Sayın Bakana, iktidara geldikten sonra, "yüksek teknoloji ürünü" dediğimiz ya da "katma değeri yüksek ürün" dediğimiz ürünlerin hem üretiminde hem ihracatında düşmüşüz. Geldiğimiz noktaya bakıyoruz, bugün bunları artırmak için çaba sarf ediyoruz ama yine yapay işlerle uğraşıyoruz, suni işlerle uğraşıyoruz; temelindeki problemi çözemiyoruz.

Kore, örnek vermek istiyorum: Kore'nin yüksek teknoloji ihracatı 2013'te 130 milyar dolar arkadaşlar. Bakın, Kore ile biz... Hatırlayın, 1980'li yıllarda gayrisafi millî hasılası bizden düşük olan bir ülkeydi değil mi? Bugün geldiğimiz noktada biz sadece 7,5 milyar dolarlık ihracat yapıyoruz diyoruz yüksek teknoloji ürünü, bunu Dünya Bankası kabul etmiyor arkadaşlar. Bizim ihracatımız 2,2 milyar dolar çünkü Dünya Bankasının "yüksek teknoloji ürünü" diye sınıflandırdığı kategoride, bizim TÜİK'in yaptığı ya da Bakanlığın yaptığı bu listelemedeki o ürünler yok.

Kore'nin AR-GE'ye ayırdığı paya bakıyoruz, yüzde 4 yani gayrisafi millî hasılanın yüzde 4'ü. 2002'de geldiğinizde AR-GE 0,7'ydi, 1'in altındaydı; geldiğiniz noktada, gayrisafi millî hasıladan AR-GE'ye ayrılan pay 1,1. Yeter mi? Yetmez. Bu mantıkla, bu ayırdığımız paylarla Türkiye'de teknolojiyi geliştirme, katma değeri yüksek ürün üretme şansımız var mı? Asla yok. Nedir dünyanın ortalaması? 2,2-2,4 civarında bir dünya ortalaması var.

ALİ ERCOŞKUN (Bolu) - Neyin ortalaması?

HAYDAR AKAR (Devamla) - AR-GE'nin ortalaması, dinleseydin... Yeni geldin, sana baştan bir daha anlatırım ben bunu, hiç merak etme.

BAŞKAN - Sayın Akar, lütfen Genel Kurula hitap edin.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Evet, şimdi, Türkiye'de ilk 500'e giren şirketlere baktığımızda arkadaşlar, en düşük teknoloji üretimiyle ihracat yapan 186 şirket var; 500 büyük şirket arasında düşük teknoloji üretimi yapıp ihraç eden 186 şirket var. İlk 500'de en düşük 186, düşük 163 şirket var, orta dediğimiz 109 şirket var, yüksek teknoloji üreten Türkiye'de sadece 12 tane şirket var arkadaşlar. Demek ki on dört yıllık iktidarınız döneminde yüksek teknoloji ürünü üretmek, katma değeri yüksek ürün üretmek gibi hedefiniz asla olmamış.

İhracata bakıyoruz, ihracatta ilk 20'den bahsetmek mümkün değil. Hani bir zaman övünüyordunuz ya G20 diye, G20 de olsanız ihracatın ilk 20'sinde yoksunuz. Neyde varsınız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAYDAR AKAR (Devamla) - Tüketen bir toplumda varsınız, ithal eden bir toplumda varsınız. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Akar.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Ben teşekkür ederim.