GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:45
Tarih:22.12.2016

CHP GRUBU ADINA AHMET AKIN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 341 sıra sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı'nın altıncı bölümü hakkında grubum adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Fırat Kalkanı Harekâtı'nda görev yapmakta olan askerlerimizden yürek yakan haberler alıyoruz. Şehit olan kahraman askerlerimize Allah'tan rahmet, ulusumuza başsağlığı, kederli ailelerine sabır ve yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz tasarı, esasen bizim de genel anlamda olumlu bulduğumuz, ihtiyacı karşıladığını düşündüğümüz bir tasarı. Uluslararası sözleşmeler ve AB müktesebatı da böyle bir ihtiyacı net olarak ortaya koyuyor. Daha önemlisi, bilgi toplumu hedefi bunu gerektiriyor. Günümüzde yenilik üretimin, büyümenin ve zenginlik yaratmanın kaynağı hâline gelmiştir. Yenilik yapmanın, bilgi ekonomisine geçmenin yegâne aracı ise kuşkusuz eğitim. Bu yüzden önce eğitim sistemimizi bu yolda iyileştirmemiz gerekiyor. AKP, eğitime hep kendi dünyasına uygun bir nesil yetiştirmek olarak baktı, bu ülkenin geleceği olan gençlerimizi dünyadaki akranlarıyla aynı şekilde bilgiyle donatmak gibi bir hedefi olmadı, hatta eğitimsizliğe, cehalete övgü yağdıran, eğitimli insanlardan nefret ettiğini açıklayan sözüm ona bir profesörü ödüllendirerek YÖK Denetleme Kurulu üyesi yaptı. Yine, AKP'li eski bir Bakan olan Taner Yıldız, hatırlanacağı gibi, eğitim seviyesi yükseldikçe AKP'nin oy oranının azaldığını söylemişti. Başka bir AKP'li eski Bakan olan Erdoğan Bayraktar'sa "Bu ülke Müslüman bir ülke. Bu yüzden icat yapamıyoruz, buluş yapamayız." diyerek Türkiye'nin ara eleman yetiştirmeye odaklanmasını maalesef önermişti. Bu açıklamalar AKP'nin eğitime bakışını maalesef özetler nitelikte. Bu yüzden de eğitimde Adalet ve Kalkınma Partisi bunun gereğini yapıyor. Eğitim sisteminin niteliğini bozarak içini boşaltıyor. En gözde model oluşturan liselerimiz perişan ediliyor, dağıtılıyor. Her bakan döneminde ayrı bir eğitim sistemi ortaya koyuluyor.

Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, 2015 PISA sonuçları ortada. Bu aslında bir karne. İstediğiniz kadar "Şöyle oldu, böyle oldu." diye anlatın durun, çok somut bir gösterge var ortada; maalesef, eğitimde çökmüşüz. Buna mazeret aramak yerine bu kötü gidişi değiştirmek için ne yapılabilir, hep beraber bunu düşünelim, bunu konuşalım çünkü bu konu sadece sizin değil, hepimizin, ülkemizin de geleceğinin meselesidir.

OECD "Yaratıcılık ve Problem Çözme" başlıklı bir değerlendirmeyle ülkelerin inovasyon potansiyelini ölçüyor. Türkiye'de bu testte başarılı olan çocuklarımız sadece yüzde 2,2; OECD ortalaması yüzde 12, Güney Kore'de ise bu oran yüzde 28. Bu değerlendirme nasıl bir sonuç ortaya koyuyor, onu da izninizle ortaya koymak isteriz. 2013 yılında Güney Kore'nin tek bir teknoloji şirketinin, hepimizin yakından bildiği bir şirketin almış olduğu patent sayısı, bizim ülke olarak son elli yılda aldığımız patent sayısının tam 18 katı çoğunluğunda.

Dünyayla rekabet edebilen bilgi ve donanıma sahip özgür bireyler yetiştirmek eğitim sistemimizin temel amacı olmak zorundadır. Eğitim toplumun, halkın, bu ülkenin, geleceğin, hepimizin ihtiyacı. Başkanlık kimin ihtiyacı? Bir ailenin ya da bir grubun ama asla bu ülkenin ihtiyacı değil. Bakın, şu anda ülkemize "başkanlık" diyerek bir hükümdarlık sistemini dayatmaya çalışıyorsunuz değerli arkadaşlarım. Bırakın bu başkanlık, padişahlık, hükümdarlık sevdasını; sevdanız bizleri, hepimizi bir arada tutan cumhuriyet olsun. (CHP sıralarından alkışlar) Her şeyin dermanı gördüğünüz ve maalesef, dünya önünde komik duruma düşerek savunduğunuz başkanlık sistemi eğitim sistemimizi daha da geriye düşürecektir çünkü eğitim ortak akılla, birikimle geliştirilmesi gereken bir alandır. Eğitim adına değerli, kıymetli, önemli, başarılı ne varsa talan edilecek, yok edilecek.

Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, dünyada ayrıca, bildiğiniz gibi fosil enerji kaynakları bir son ihtiva ediyor. Bunlar bir gün gelecek ve bitecek. Bilgi ekonomisine dayalı üretim yapan ülkeler bugün bunun çözümü konusunda ciddi oranda çalışıyorlar, enerjide bu dalda çok ciddi bir dönüşüm yaşanıyor dünyada. Yenilenebilir enerji konusunda da müthiş yenilikler ve ilerlemeler mevcut. Petrol yerine elektrikli araçlar otomobil sektörünün en önemli rekabet alanı hâline gelmiş durumda. Gelişmiş dünya rotasını buna çevirdi. "Yerli ve millî otomobil" deyip duruyorsunuz. Evet, yerli bir otomobilimiz olsun, hatta bu dünya markası olsun, biz de bunu çok isteriz ve her türlü desteği de vermeye hazırız ama bilgi ekonomisinde rekabet bunun üzerine şekillendirilmiş, onun için elektrikli otomobil üzerine devam edersek daha başarılı olacağımızı düşünüyoruz. Bundan beş altı yıl önce çok pahalı olduğunu bildiğimiz rüzgâr ve güneş enerjisi üretimi yatırımları ve AR-GE çalışmalarıyla bugün ekonomik bir duruma gelmiştir. Ülkeler bu araştırmalar için ve bu AR-GE çalışmaları için çok ciddi yatırımlar ve kaynaklar ayırıyorlar. Elektrik enerjisini depolama olanaklarında da çok ciddi AR-GE yatırımları ve çalışmaları var. Beş on yıl sonra yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik büyük ölçeklerde ve uzun sürelerde depolanabilir hâle gelecek. Biz bu konuyla alakalı ne yapıyoruz değerli arkadaşlar? Hiçbir şey. Her imkânımız var ama sizin ülkeyi ileriye taşımak gibi bir niyetiniz yok.

Değerli milletvekilleri, yerli kaynaklarımızdan sayılan enerji verimliliği konusunda kanun çıkarılmış durumda, strateji belgeleri hazırlanmış durumda ama yine burada da uygulama yok. Aynı mamulü üretmek için OECD ülkelerinden yüzde 30 daha fazla enerji harcıyoruz. Bu konunun derhâl uygulamaya alınması ve uygulamaya geçmesi de zorunluluk ihtiva ediyor. Gelin, öncelikle kamu binalarından başlayalım. Kamuda ilk önce Türkiye Büyük Millet Meclisi binasından ve sonra da Enerji Bakanlığının kendi binasından başlayalım. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti olan cumhuriyetimizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarabilmek için bilgi ve teknoloji ihraç eden bir ülke olmak hedefiyle çalışalım, hepimizin ortak hedefi bu olsun.

Çok değerli arkadaşlarım, isteyip de yapamadığınız ne var çok merak ediyoruz. Lütfen bu soruyu siz de kendinize sorun. Her şey elinizde, güç sizde, iktidar sizde, sizin cumhuriyetten ne şikâyetiniz var, anlayamıyoruz. Tek adamlık ne demek? Biz o defteri 1923 yılında kapattık. Egemenliğimizi tek adamlıktan, padişahlıktan alıp egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu ve atalarımızın çok büyük bedeller ödediği cumhuriyetimize kavuştuk. Bu saatten sonra da tekrar egemenliği tek bir adama vermeye niyetimiz yok. Ben buradan çok değerli AKP'li ve MHP'li milletvekili arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Gelin, vazgeçin bu sevdadan, çocuklarınızın, torunlarınızın geleceğini karartmayın, harcamayın.

Çok Değerli Başkan ve değerli milletvekilleri; ülkemiz gerçekten çok zor bir süreçten geçiyor ve siz ülkemizi on dört yıldır tek başınıza yönetiyorsunuz. Gelinen noktada terör azmış durumda, halkımız endişeli, ekonomi bozulmuş, döviz almış başını gidiyor, işsizlik rekorlar kırıyor, yatırım yok, iş yok, dış politikada yapılan yanlışların faturası çoktan önümüze gelmiş durumda, hiç kimse yarın ne olacağını kestiremiyor, yatırımcı önünü görmüyor, halkımız bu durumu da hak etmiyor değerli arkadaşlar. Gelin, hep birlikte iyi şeyler yapalım, ortak aklı harekete geçirelim, hepimiz halkımızın sorunlarına odaklanalım. Biz böyle yapalım diyoruz ama iktidar ne yapıyor? Başkanlık sistemi için mesai yapıyor. Ortalık yangın yeri siz hâlâ başkanlık diyorsunuz. İktidar başkanlık dışında ne yapıyor biliyor musunuz değerli arkadaşlarım? Daha önce FETÖ'ye "Ne istedi de vermedik?" diyerek peşkeş çektiği kamu mallarını şimdi de Cumhurbaşkanının çoluk çocuğuna ait vakıflara vermek için torba tasarısı hazırlıyor ve şu anda bu tasarı Plan Bütçe Komisyonunda görüşülüyor. Belediyeleriniz zaten ne var ne yok veriyor. Şimdi bu yasal düzenleme nereden çıktı? TÜRGEV ve diğerleri üzerinden resmen kamu malı yağmacılığı yapılıyor. Kamuya ait, halka ait malları bir ailenin kontrolüne veriyorsunuz. Bütün bunları halkımız görüyor, izliyor, değerlendiriyor. Hiçbir gereği olmadan ülkeyi tek adam rejimine sürükleme çabanızın karşılığı yok çok değerli arkadaşlar. Bunu hepimiz görüyoruz. Otoriter rejim arayışınıza halkımız asla izin vermeyecektir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.