GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ARDAHAN MİLLETVEKİLİ ENSAR ÖĞÜT?ÜN, (2/20) ESAS NUMARALI 2090 SAYILI TABİİ AFETLERDEN ZARAR GÖREN ÇİFTÇİLERE YAPILACAK YARDIMLAR HAKKINDA KANUNUN BİR MADDESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ?NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:09.10.2012

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; tabii afetlerden zarar gören çiftçilerimize yardım hakkında vermiş olduğum kanun teklifim üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, şu andaki 2090 sayılı Yasa, tabii afetlerle ilgili yasa diyor ki: Çiftçilerin tüm mal varlıkları zarar görür ise yani evi yıkılacak, traktörü yanacak, tarlası kurak gidecek, sel götürecek, her şey yani yüzde 40'ı zarar görürse ancak devlet yardım ediyor.

Benim teklifimde de diyorum ki: Öyle yapmayalım, hangi ürün, cansız üretim araçları ya da tesisleri, herhangi bir ürünün yüzde 40'ı zarar görmüşse 2090 sayılı Yasa işlev görsün ve devlet çiftçilere yardım etsin.

Şimdi, bu sene, biliyorsunuz, bölgemizde, benim bölgemde de, bütün Türkiye'de de çok büyük kuraklık oldu. Öyle bir kuraklık oldu ki samanı ve otu dışardan ithal etmeye başladık. Şimdi, böyle bir durumda çiftçilere mutlak surette yardım etmemiz lazım.

Değerli arkadaşlar, şimdi, bizim Posof Türközü Kapısı var. Türközü Kapısı'nda şu anda biz ot veya saman Gürcistan'dan getiremiyoruz. Niye? Çünkü tarım uygunluk belgesi yok. Tarım Bakanı ne iş yapıyor bilmiyorum. Tarım Bakanı, milleti zarar ettirmek için ithal et, ithal hayvan getiriyor ve kurak giden bölgelere de hiçbir yardım yapmıyor. Yahu, bari, Allah aşkına, şu gümrük kapılarına tarım uygunluk belgesi ver de insanlar ucuz saman getirsin, ot getirsin, hayvanını beslesin yoksa tükeniyor insanlar.

Böyle bir konumda, şu anda biz Posof Türközü Kapısı'nda işlem yapamıyoruz, yapamadığımız gibi ne yapıyoruz biliyor musunuz? Erzurum Gümrükten mobil bir ekip getirilecek, o mobil ekip Posof Kapısı'nda duracak, vatandaş gelecek oradan ot, saman ithal edecek de hayvanını besleyecek, kış bahar yapacak.

Böyle bir zulüm olabilir mi arkadaşlar? Yani devlet olarak biz ne yapıyoruz? Yani bir gümrük kapısına tarım uygunluk belgesini vermekten âciz misiniz siz? Yani şu anda hayvan para etmiyor. Kurak, Diyarbakır'dan gelen 800 lira saman, 1 inek 800 liraya inmiş. 1 ton saman 1 inek, 1 ton saman 1 inek olmuş değerli arkadaşlar. Toplum bitmiş, aile işletmeciliği bitmiş, Kars, Ardahan, Iğdır, Erzurum, Van, Ağrı o bölge olduğu gibi şu anda tükenmiş, bitmiş.

Şimdi, bir de üstüne üstlük Kurban Bayramı nedeniyle büyük şehirlere getiriyor adam hayvanını, sağlık belgesi olmasına rağmen, "Efendim, siz Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçiremezsiniz?" Ya, bunun sağlık raporu var, pasaportu var, kulak küpeleri var. Hayır efendim, Tarım Bakanlığı keyfî olarak bir uygulama yapmış, yasağa da aykırı. Ben geçen gün de anlattım, yürütmeyi durdurma kararı almamıza rağmen, Göle'den giden 21 tane hayvanı Büyükçekmece'de kestiler. Adam hayvan başı 4 bin lira zarar etti ve ağlaya ağlaya adamın gözünün önünde hayvanlarını kestiler. Yani böyle bir Tarım Bakanı olabilir mi, böyle bir kafa olabilir mi, böyle bir akıl olabilir mi, böyle bir izan olabilir mi, böyle bir insan olabilir mi?

Ben anlayamıyorum ki arkadaşlar, yani "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." sloganını her zaman Sayın Başbakan söylüyor, AKP'liler de söylüyor, biz de söylüyoruz Şeyh Edebali'nin sözünü ama insanı yaşatmıyorsunuz, yaşamasına imkân verilmiyor. Ya, yaşamasına imkân veriyorsanız lütfen bu insanların sesine niye kulak asmıyorsunuz?

Şimdi, burada ben şunu söyleyeyim: Bir inek 1 ton saman etmişse bu çiftçinin ölümüdür, bu aile işletmecisinin ölümüdür, bu toplumun ölümüdür. Yani Türkiye'nin nüfusunun üçte 1'ini, yüzde 30'unu kapsayan bir çiftçi kesimini mahvetmek, onu bitirmek hangi akla, hangi izana sığıyor?

Bu anlamda, ben, bu kanun teklifinin kabul edilerek çiftçilerin zararının devlet tarafından karşılanmasını talep ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.(CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.