GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Başbakanlığın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21/7/2016 tarihli ve 1116 sayılı Kararı uyarınca ülke genelinde ilan edilen ve 11/10/2016 tarihli ve 1130 sayılı Kararı uyarınca devam etmekte olan olağanüstü hâlin, 19/1/2017 Perşembe günü saat 01.00'den geçerli olmak üzere üç ay süreyle uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/863) münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:49
Tarih:03.01.2017

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, olağanüstü hâlle ilgili sayın grup başkan vekilimiz söyledi, daha önceki dönemlerde olağanüstü hâlin devlete karşı yapıldığını, halka karşı yapılmadığını yetkililer söylemişti, hatta Sayın Kurtulmuş kırk beş gün süreceğini söylemişti ancak bu kırk beş gün değil, altı ay bitti, şimdi üçüncü bir üç ay daha isteniyor ki tam dokuz ay sürmüş olacak. Gerçekten siyasi iktidarın inandırıcılık sorunu çok önemli.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Daha bir üç ay daha gelir.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Öncelikle, siyasi iktidarın bu inandırıcılığını kamuoyuna kabul ettirmesi lazım.

Şimdi, Sayın Başbakan Yardımcısı dedi ki: "Olağanüstü hâli üç gerekçeden dolayı uzatıyoruz." Bir, komşu devletlerin dağılması neticesinde yaygın olan olaylar denildi. Bir sefer, Anayasa'mızın ne 120'nci maddesinde ne de 121'inci maddesinde diğer devletlerin dağılması sonucunda Türkiye'de olağanüstü hâlin ilan edileceğine ilişkin bir hüküm yoktur. Siz, başından itibaren olağanüstü hâlin kuruluş amacı ve gerekçesi neyse ancak o argümanlarla ileriye gidebilirsiniz, ancak o argümanlarla yeni bir süre uzatım talebinde bulunabilirsiniz. İkincisi, dediniz ki: "Türkiye'de 2015 Temmuzundan sonra yaygın olan olaylardan dolayı buna ihtiyaç vardır." Peki, 2015 Temmuzundan sonra buna ihtiyaç varsa 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişimine kadar niye beklediniz? Sizin bu argümanınız da doğru ve yerinde değil.

Ayrıca, ilk olağanüstü hâl ilan edildiği zaman Bakanlar Kurulunun kararında ve Millî Güvenlik Kurulunun tavsiye kararında 15 Temmuz 2015 olaylarına değinilmiyor; diğer ülkelerin dağılmasına, yaygın şiddet olaylarına değinilmiyor. Yani, bu anlamda ileri sürmüş olduğunuz argümanlar çürük.

Geliyorum son argümanınıza. Son argümanınız nedir? Diyorsunuz ki: Efendim, Türkiye'de son yaygın olaylar var. Allah'tan korkun ya! Siz olağanüstü hâli ilan etmeseydiniz yine bu olaylar ne olacaktı, daha kötüsü mü olacaktı? Bundan daha kötü, daha büyük bir felaket nasıl bu toplumun başına gelebilir? Kayseri'de oluyor, Beşiktaş'ta oluyor, Ortaköy'de oluyor, Ankara Gar olayında da oldu, neredeydiniz siz? Yani, onun için, eğer olağanüstü hâl de olmasaydı olabilecek olan budur; olağanüstü hâl de var, hiçbir güvenlik tedbiri, hiçbir şey almadınız. Onun için, gerçekten bu olayın asıl amacı terör örgütleriyle mücadele değil. Eğer sizin asıl amacınız terör örgütleriyle mücadele olmuş olsaydı... Bakın, Bitlis'te İl Jandarma Komutanlığı PKK terör örgütüne yönelik operasyon yapmak istiyor, Valilikten izin almak istiyor, kararları burada, Valilik diyor ki: "Efendim, bu operasyonu bir başka zamana erteleyin."

Bitlis milletvekilimiz de burada, buyurun size fotokopisi.

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Tarihi kaç onun?

MAHMUT TANAL (Devamla) - 2013. Buyurunuz, buyurunuz, inceleyin değerli arkadaşım.

Onun için, terör örgütlerini büyüten, besleyen, yeşerten, bugüne getiren sizlersiniz.

Şimdi, yine AKP Grubu adına konuşan bir başka arkadaşımız şunu söyledi, dedi ki arkadaş... Efendim, 15 Temmuz darbe girişimi öncesinden kalktılar 17-25 Aralığa geldiler. 17-25 Aralık da bir devletin nasıl soyulduğunu gösterdi ya. Bakın, benim taktığım saat 50 lira. O saati kim taktı? FETÖ'cüler mi o bakanın eline o saati taktı? O bakanların evine para kutularını, dolarları, kasaları FETÖ'cüler mi götürdü? Peki, FETÖ'cüler götürdüyse faiziyle birlikte niye FETÖ'cülere iade etmediniz? Kim aldı onu faiziyle birlikte? (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, bakın, burada Millî Eğitim Bakanı oturuyor herhâlde... Oturuyor. AKP milletvekillerinden bir arkadaşınız -kendisi de burada- Sayın Salih Bey bir gün beni aradı, dedi ki: "Ya, arkadaş, bu Aktif Sendika var." "FETÖ terör örgütünün sendikası" diyorlar. "Bu, 17-25 Aralıktan sonra kurulmamış, bakanın bu karardan haberi yok. Bana bir tane verir misiniz, ben kendisine göstereceğim." Ben de kendisine Whatsapp'dan attım. Bilmiyorum gösterdi mi göstermedi mi. Bakın, 2 Ocak 2014 tarihinde Millî Eğitim Bakanlığı Türkiye'deki 81 ile yazı gönderiyor, diyor ki: Bu Aktif Sendikası kurulmuştur, IBAN numarası şudur, hesap numarası şudur, lütfen bunu valilikler tüm il millî eğitim müdürlüklerine bildirsinler, bu sendikanın üyeliği hususunda yardımcı olsunlar.

Buyurun ben size veriyorum Beyefendi.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - "Yardımcı" kelimesi var mı? Yok. Abartma!

MAHMUT TANAL (Devamla) - Ne var?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - "Yardımcı" olmak yok, "haber verme" var.

MAHMUT TANAL (Devamla) - "Haber verme" var.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bütün sendikalara yapılan şey gibi.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Peki, sizin arkadaşlarınız, vekiller diyor ki: "Bu terör örgütüdür." Niye kurdurttunuz, niye izin verdiniz? Vatandaşı niye üye yaptınız? Suç değilse niye bu insanlar sırf sendikaya üye oldu diye açığa aldınız?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Herkese yapılan bir uygulama.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bilmeden konuşma.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Bakın, daha ötesi Maliye Bakanı laf atıyor. Şimdi, Maliye Bakanına cevap. Maliye Bakanı, siz bu sendikaların aidatlarını niye kaynaktan kestiniz? Siz de o suça ortak olmadınız mı? Bakın, bir, sendikayı üye yapan Millî Eğitim Bakanlığı, aidatını kesen Maliye Bakanı.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bilmeden konuşma!

MAHMUT TANAL (Devamla) - Bana laf atacağına bu insan... Devlet vatandaşa pusu kurmaz. Devlet vatandaşı hukuk içerisinde yaşatır. Siz vatandaşa pusu kurdunuz, pusu. (CHP sıralarından alkışlar)

Bizde, bakın, Şanlıurfa'da...

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - FETÖ vekâlet mi verdi sana?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Bakın, Sayın Adalet Bakanı, sana geliyorum şimdi, laf atan hepinize. Senin hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcısı fezleke düzenlediği zaman, IŞİD terör örgütüne -Sayın Türkeş de burada olsaydı- o silahları gönderirken orada "Lütfen, bunların geçişine izinsiz geçiş verin." diyen siz değil misiniz?

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bunların hepsi FETÖ'nün lafları.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Sizin hakkınızda fezleke düzenlendiği zaman Türk Ceza Kanunu'nun 278'inci maddesinde "Soruşturmada adli yargıyı etkileme suçu kaldırılsın." diye sizin için kanuni düzenleme yapılmadı mı?

Bakın, sizin FETÖ terör örgütü... FETÖ'yü öven sizsiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Tanal, lütfen Genel Kurula hitap edin.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Bakın, FETÖ'yü öven, Adalet Bakanı, Adalet Bakanı.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Sen FETÖ'nün avukatı mısın?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Ne diyordu? Efendim...

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Avukatı mısın sen FETÖ'nün?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Ben insanlığın avukatıyım, ben mazlumların avukatıyım, ben kimsesizlerin avukatıyım.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Hayır, hayır, asla öyle değilsin. Asla, asla öyle değilsin sen.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Zalimin karşısında, mazlumun yanındayız biz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Yanlış konuşuyorsun. FETÖ'nün avukatlığını yapıyorsun şu anda.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Bakın, FETÖ'yü arıyorsanız, Genel Başkan Yardımcınız Şaban Dişli'yi sorun. FETÖ'yü arıyorsanız, kardeşi Mehmet Dişli'yi sorun. FETÖ'yü arıyorsanız, şurada parmağımı kıran Muhyettin Aksak vardı ya, arkasından sizler de itiyordunuz, FETÖ'den aranan Erzurum Milletvekili, onu sorun. Eğer FETÖ... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Biraz önce Sayın Bakan dedi ki: "Biz FETÖ'nün her türlü ayağına girdik." Siyasi ayağınız nerede? Siyasi ayağınız nerede kardeşlerim? (AK PARTİ sıralarından "Kürsüde, kürsüde" sesleri, gürültüler)

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - CHP ne yapıyor siyasi ayağına? CHP ne yapıyor FETÖ'nün siyasi ayağına?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Bakın, Türkiye'de bu 15 Temmuz FETÖ darbesini yapan tüm generallerin atanmasıyla ilgili o kararların altında sizin imzanız var. Ben Ergenekon, Balyoz'da gidip "Siz haksızlık yapıyorsunuz, hukuksuzluk yapıyorsunuz." dediğimde, aynı Bekir Bozdağ "Sen darbecilerin avukatı mısın?" derdi. O dönemde ne diyorduk biz? "Siz orduya kumpas kurdunuz." diyorduk biz.

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - 17-25'ten sonra ne dediniz, bir de onu söyleyin.

MAHMUT TANAL (Devamla) - O dönemde yine burada bulunan arkadaşlarımız -Sayın Doğan burada, Sayın Metiner burada, Sayın Naci Bostancı- "Ya, kardeşim, bu Ergenekon, Balyoz'a niçin gidiyorsunuz?" diyorlardı.

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - 17-25 Aralıktan sonra ne dediniz, ondan bahsedin biraz.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Ergenekon, Balyoz'da da doğruları biz söyledik, bugün de yine nerede hukuka aykırılık varsa, nerede adaletsizlik varsa biz haksızlıkların karşısındayız.

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Siz FETÖ'cülere sahip çıktınız.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - FETÖ'ye selam!

MAHMUT TANAL (Devamla) - Ceza Kanunu'nda ne deniyor? "Kişi, mahkûmiyet kararı kesinleşinceye kadar masumdur."

Bakın, Aksaray'da bir soruşturma var, size de sosyal medyadan gelmiştir. Sezaryenle doğum yapılıyor, çocuk şu anda kuvözde; çocuktan annesi ayrılıyor ve getiriliyor. Değerli arkadaşlar, içimizde anne olan arkadaşlarımız var, kardeşlerimiz var; kuvözdeki bir çocuk anneden ayrılır mı ya? Bu hangi zihniyetle yapılır? Bunu hangi hukuk kabul eder? Bunu hangi düşünce kabul eder?

Onun için, hukuk herkese lazım. Ülkeyi cemaatlere teslim eden AKP'dir, FETÖ'ye teslim eden AKP'dir. Şu anda Menzil tarikatına, Okuyucular tarikatına vesaireye teslim ettiniz. Onun için, devletler hukukla yaşar, devletler cemaat kültürüyle yaşamaz değerli arkadaşlar. Size önerim, hukuk dışına çıkmayın. Bu olağanüstü hâl kanunu gerçekten devlet içerisinde kayırmacılığa yöneliktir, liyakat esaslarını bitiren bir husustur.

Teşekkür ediyorum.

Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanal.