GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/80) esas numaralı 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/79) münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:49
Tarih:03.01.2017

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Evet efendim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, önceki gün İstanbul'da katledilen bütün yurttaşlarımızı, insanlarımızı, dünya yurttaşlarını saygıyla anıyorum ve katliamı lanetliyorum. On beş ay önce Suruç'ta, Suriye sınırında başlayan katliamlar zinciri maalesef on beş ay sonra İstanbul'da, Ankara'da, Türkiye'nin her yerinde yaygınlaştı ve Türkiye, her on günde bir, büyük ölümleri, büyük katliamları, büyük terör eylemlerini konuşur hâle geldi. Bu da Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde ve sayesinde oldu.

Değerli arkadaşlar, (2/80) sayılı Yasa Teklifi üzerinde söz aldım ancak bu teklif tutuklamaya ilişkin. Geçen Cuma günü Çağlayan Adliyesindeydim -bakan buradaysa- Çağlayan Adliyesi gerçekten bir toplama kampı gibiydi -Ahmet Şık'ın duruşması için oradaydım- tam bir toplama kampı. Kapıdan girdiğim andan itibaren 30 yaşlarında -ismi bende var- Amasyalı bir kadın, ağabeyi gözaltında, altı gündür gözaltındaymış mali şubede ve avukatı aracılığıyla şikâyet dilekçesi getirmişti; dişleri darmadağın, kaburgaları kırık bir biçimde gözaltında işkence görüyormuş ve savcı dilekçesini almıyordu, hakaret görüyordu. Zar zor araya girmemizle dilekçesini aldı. Orada bulunan bütün avukatlarla görüştüm, gözaltında işkence bir idari pratik hâline gelmiş gözaltı merkezlerinde ve hiçbir soruşturma yapılamıyor.

Değerli arkadaşlar, OHAL güllük gülistanlık bir rejim değil, bunu biliyoruz, temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı bir rejim, bunu da biliyoruz. Burada hiçbir şey olmamış gibi de OHAL'i anlatmayın. Gözaltı süresi otuz gün, otuz günün kendisi işkencedir. Bugün, on bir gündür gözaltında bulunan 6 gazeteci var, 6 gazeteci. Hangi koşullarda gözaltındadırlar bunlar? Olağanüstü hâl koşullarında. Bakın, daha iki gün önce Okmeydanı'nda 2 genç bir kahvede laiklikle ilgili sözler söylüyorlar, aynen okuyorum: "Bunlar katliamlarıyla hayatı bize zulmetmeye çalışan insanlardır. Artık yeter! Artık buraya kadar! Bundan sonra mahallerimizde ne IŞİD'çiye ne de herhangi bir cihatçı, gerici çeteye izin vermeyeceğiz. Gericiliğin karşısında yükseltilmesi gereken bir bayrak vardır, bu bayrağın adı da laiklik bayrağıdır. Bugün laiklik demek özgürlük demektir, kardeşlik demektir, insanca bir yaşam mücadelesi demektir. Bizler herkesi bu mücadelenin birer neferi olmaya çağırıyoruz; gericilerden, faşistlerden, başkanlık sevdalılarından hesap sormaya çağırıyoruz. Dinlediğiniz için teşekkür ederiz." Bu konuşmayı yapıyorlar değerli arkadaşlar. İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğünü "mention"layarak hedef gösteriyor ve gözaltına alındılar sabahın erken saatlerinde ve bugün de adliyeye çıkarıldılar. Bakın, bugün Türkiye'de laikliği savunmak...

BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, bir saniye efendim...

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Sayın Bakan dinlemiyor ki.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Sayın Tanrıkulu konuşuyor ama uğultudan, inanın, zaman zaman, yakın mesafede olmama rağmen ben Tanrıkulu'nu takip etmekte zorlanıyorum. Lütfen efendim...

Sayın bakanları da sayın milletvekilleri lütfen rahat bıraksınlar.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Sayın İçişleri Bakanı dinlesin.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Sayın Adalet Bakanının dinlemesini özellikle rica ediyorum, Sayın Adalet Bakanının.

BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, devam ediniz efendim.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, Sayın Bakan...

Bugün laikliği savunmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek sayılıyor. Okuyorum kararı... Bu okuduğum metinden dolayı, biraz önce okuduğum bu metinden dolayı bu iki genç tutuklandı. Hangi maddeden tutuklandı? Ceza Yasası'nın 216'ncı maddesinden yani "Halkı, halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılayan kişi..."

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - O "tweet"i bir oku da bir dinleyelim.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - 216'dan, 216'dan tutuklandı, bundan tutuklandı değerli arkadaşlar.

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - O "tweet"i bir oku, "tweet"i bir oku.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bugün laikliği savunmak 216'ncı maddeye göre suç sayılıyor, suç ve bunu yapan da Çağlayan Adliyesinde bir hâkim ve ne diyor biliyor musunuz değerli arkadaşlar? "Cezanın üst sınırı..." Üst sınır ne kadar? Altı aydan bir yıla kadar. Bir yıla kadar olan ceza ne zamandan beri tutuklama sebebiydi Sayın Bakan, ne zamandan beri?

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Hâkimi öldüren teröristi nasıl savunursun!

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Burada çıkın söyleyin bakalım.

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Savcıyı öldürenleri savunuyorsun, savcıyı öldürenleri!

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, Çağlayan Adliyesi ve diğer adliyeler toplama kampına dönüşmüş. Bakın, tarafsız ve bağımsız olmayan bir yargı düzeni var ve bu yargı düzeni tamamen... (CHP sıralarından alkışlar)

ŞAHİN TİN (Denizli) - Teröristleri savunma!

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - O "masum" dediğinin attığı "tweet"i söylesene.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - ...itaate dayalı olarak çalışıyor ve kurulan sulh ceza hâkimlikleri sistemi de Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilmedi, Anayasa Mahkemesi de bu düzenin, bu hukuksuzlukların mesulüdür, buradan ifade ediyorum.

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Devletine hainlik yapan şahsın "tweet"ini de anlatalım.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Ya, gel buradan konuş be! Gel buradan konuş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - "Tweet"i de söyle.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Gel buradan konuş.

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Anlatıyorum ben.

BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, konuşmanızı kesmek zorunda kaldığım için bir dakika ek süre veriyorum.

Buyurunuz.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bugün laikliği savunmak bütün yurttaşlarımızın görevidir, bütün yurttaşlarımızın. (CHP sıralarından alkışlar) Anayasa tarafından koruma altına alınan laiklik ilkesi suç sayılamaz, hiçbir hâkim de bundan dolayı tutuklama kararı veremez. O hâkimlerin de biz alnını karışlarız, alnını! (CHP sıralarından alkışlar)

HASAN TURAN (İstanbul) - Saptırıyorsun, saptırıyorsun.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanrıkulu.