| Konu: | Samsun ilinin sorunlarına ve Çarşamba Havalimanı'nın durumuna ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 04.01.2017 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Şimdi, bizim, Samsun Çarşamba Havalimanı pist onarım işi var, Samsun'un şu sıralarda ciddi bir şekilde gündemini meşgul eden bir iş. Ben, bugünkü gündem dışı konuşmamda bu konuya yer vermek istiyorum çünkü burada ciddi bir hukuksuzluk... "Yapacağım." diye Bakan tutturdu, iddia ediyor, "Ben, hukuka, ihaleye uymayacağım." diyor.
Olay şöyle arkadaşlar: Pistte 19 santimetre bir çöküntü meydana gelmiş. Tabii, bu, bir günde olmuş bir şey değil, hemen hemen de artık son raddesine gelmiş, bu, daha da fazla olursa zaten pist kapatılacak, kapatılmak durumunda, neredeyse böyle bir şeyle karşı karşıya gelmiş. Ben, daha önceden, Genel Kurulda, Ulaştırma Bakanına bu konuyu sormuştum, bir gelişme olmadı o günden bugüne.
Şimdi, önce hukuki boyutunu söyleyeyim -işin üç dört tane boyutu var- hukuki boyutu şu: 15 Temmuz 2016'da bir ihale yapılıyor, ihale sonuçlanıyor. İhaleye göre bir yıllık bir sürede, Ekim 2016'da başlayıp Ekim 2017'de bitmek üzere bu pistin onarılması öngörülüyor.
İhale şartnamesindeki diğer bir önemli unsur, havalimanı yolcu trafiğine kapatılmayacak bu dönem içerisinde. Şartnameden tam oradaki o maddeyi okuyayım: "Şartname konusu işlerin yapımı esnasında havalimanı yolcu ve hava trafiğinin aksatılmaması için gerekli tedbirler yüklenici firma tarafından alınacaktır." deniliyor. Yani havalimanını kapatmadan bu onarım işinin yapılması öngörülüyor.
Şimdi, Ulaştırma Bakanı Samsun'u ziyaret ediyor ve "Ben bu şartnameye uymayacağım." diyor. Şimdi burada tabii, idarenin zaman zaman takdir yetkisi olur. Bu takdir yetkisi ne olur? Bir kamu yararı varsa olur. Burada bir kamu yararı var mı? Kamu yararı olması mümkün değil. Çünkü havalimanının kapatılmaması gerekirken havalimanı kapatılarak yapılıyor. Eğer bu ihale baştan buna göre yapılmış olsaydı... Çünkü bir yıl gibi bir süreçte yapılacak bir iş; makine parkını orada bir yıl tutacak, bir yıl işçi çalıştıracak bu firma yani bunu üç ay için vermiş olsaydınız çok daha düşük bir fiyatla bu ihaleyi zaten sonuçlandırırdınız ama biz işin o tarafında değiliz. Yani burada havalimanının kapatılmasıyla Samsun ciddi bir zarar görecek. İhalenin temel şartları değişiyor ama buna rağmen Ulaştırma Bakanı "Ben ihaleye uymayacağım." diyor, "Şartnameye uymayacağım." diyor, "Kamu zararına neden olacağım." diyor. İşte, bizim ülkemizdeki hukuk anlayışı bu.
Şimdiye kadar bu işe başlamış olsa bile yeni takvime göre de Mart 2017'de başlayıp işte Mayısın sonunda bitirilmesi güya öngörülüyor. Şimdiye kadar zamanında başlanmış olsaydı ihale edildiği şekilde zaten iş yarılanmış olacaktı, öngörülen takvime yetişecekti. Dolayısıyla...
Ha, Samsun açısından işin önemi ne? 500 bin yolcu kaybı var. Şu anda zaten Samsun turizminde, ticaretinde ciddi sıkıntılar var, ekonomik kayıplar var, buradan da ciddi bir ekonomik kayıp oluşması gündemde. Tur organizatörleri firmalar ve otellerle yaptığı bağlantıları şu anda iptal ediyorlar, rezervasyonlar iptal ediliyor çünkü üç ay -üç ay, sözde üç ay- yani bunun üç aydan daha uzun olacağı riskine karşı operatörler, tur organizatörleri buna göre tedbir alıyorlar. Ha, üç ayın üzerinde Samsun açısından bir zarar oluşacak. Kaldı ki bir de, daha sonrasında işte, yıl içerisinde İşitme Engelliler Olimpiyatı var, orada ciddi şekilde risk altında. İşte, ekonomik bilet alan yolcular var, bunların biletleri yanma riskiyle karşı karşıya; böyle bir durum. Samsunlu ayakta. Sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri yazılar yazıyorlar fakat bunu hiç duyan eden yok.
Şimdi, peki, "Hani, ihale böyle yapılmıştır da bu mümkün değildir belki, pisti kapatmadan havalimanını tamir etmek, onarmak." diyeceksiniz. Bu mümkün arkadaşlar yani biz Türkiye'de Antalya'yı, Sabiha Gökçen'i bu şekilde yapmışız. Hatta bizim yerli firmalarımız yurt dışında da bu tür onarımlar yapmış yani havalimanını kapatmadan onların işini yapmak mümkün. Tabii, önce, burada ciddi bir... AKP her işi kötü yaptığı gibi bu işi de kötü yapıyor. Küçük bir iş gibi görünebilir, Samsun için önemli.
Şimdi, bir defa, zamanında bunun planlaması yapılmamış. Samsun'un 2'nci pist ihtiyacı var kaldı ki. Bunları öngörerek zamanında 2'nci piste başlanmış olsaydı bu tartışmaların hiçbirisi olmayacaktı.
Bir de, 19 santimetre oluncaya kadar, son raddesine kadar niye bu işe el atılmıyor? Burada ciddi bir ihmal ve planlama hatası var.
Dolayısıyla, eğer bir hükûmet, bir bakan, bir kamu idaresi "Ben hukuk tanımam, ben ihale tanımam." derse bugün olduğumuz durumdan kimsenin şikâyet etme hakkı yok arkadaşlar. Ondan sonra uluslararası kuruluşlara kusur buluyoruz, "Efendim, niye Türkiye'nin Rekabet Endeksi'nde, işte, son yıllarda kötü bir performansı var? Niye İş Ortamı Endeksi'nde Türkiye basamaklardan patır patır aşağılara doğru düşüyor? Niye, efendim, kamu yönetimde, güven endekslerinde performansımız kötü?" diye kimsenin şikâyet etmeye, birilerine suç aramaya hakkı yok.
Yapılması gereken şey, ben buradan çağrı yapıyorum Ulaştırma Bakanına: Şartnameye lütfen uyunuz ve şartname çerçevesinde Samsun'u, Samsunluyu mağdur etmeden bu havalimanı onarım işini yapınız diyorum ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim.