GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASINDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:09.10.2012

BDP GRUBU ADINA MURAT BOZLAK (Adana) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 328 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerinde BDP Grubu adına konuşmak üzere söz aldım. Bu vesileyle Sayın Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

12 Haziran 2011 seçimlerinin tüm partiler açısından temel propagandası, seçim sonucunda oluşacak Meclisin 12 Eylül faşist darbesinin ürünü olan 1982 Anayasası'nın yerine insan haklarına dayalı, hukukun üstünlüğünü esas alan, Türkiye'nin toplumsal gerçekliğine denk düşen, özgürlükçü, eşitlikçi, ötekileştirmeyen, dışlamayan, inkârcı olmayan, tam demokratik, yepyeni bir sivil anayasa hazırlamak ve 1982 darbe Anayasası'nı da tarihin çöp sepetine atmaktı. Nitekim, seçim sonrası Sayın Meclis Başkanının da girişimiyle halklarımıza vadedilen yeni anayasayı hazırlayacak komisyonun oluşturulmasıyla çalışmalara start verildi. Parlamentoda grubu bulunan dört siyasi partinin eşit sayıda üye verdiği Anayasa Uzlaşma Komisyonu bir yıla yakın bir süredir çalışmalarını sürdürmektedir. Komisyona üye veren siyasi partilerden sayısal gücüne bakılmaksızın eşit üye alınmasının temel nedeni, herkesin üzerinde ittifak ettiği, ortak bir anayasa hazırlamaktı. Anayasa'da değişiklik öngören bu kanun teklifi, bu idealden vazgeçildiğini göstermektedir. Zira MHP'yi yanına alan AKP, BDP ile görüşme gereği dahi duymamış, CHP'yi de çok önemsememiştir.

Değerli milletvekilleri, bu noktaya gelmiş olan AKP, açık ve net olarak, bize göre, Anayasa Uzlaşma Komisyonunun devam eden çalışmalarından bugün itibarıyla vazgeçmiş durumdadır. Eline geçen ilk fırsatta Anayasa Uzlaşma Komisyonunda yer alan ve Parlamentoda temsil edilen iki siyasi partiyi saf dışı bırakan mantık, ortak iradenin eseri olacak bir anayasayı hazırlama mantığı asla olamaz. Anayasa'da değişiklik öngören bu kanun teklifi, Uzlaşma Komisyonunun çalışmalarına AKP tarafından son verildiğinin resmî ilanıdır.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifi ile seçimler beş ay öne alınmak istenmektedir. Gerek kanun teklifinin gerekçesinde gerekse Anayasa Komisyonunun gerekçesinde, propagandanın seçimler açısından çok önemli olduğu, uygun koşullarda ve etkin bir propaganda için mart ayının seçim tarihi açısından uygun olmadığı, kış koşullarının propaganda çalışmalarını olumsuz etkilediği, seçim tarihinin bu nedenle beş ay öne alınmasının gerektiğine işaret edilmiştir. Anayasa Komisyonu Başkanı Sayın Burhan Kuzu da bir adım daha ileri gidip Büyük Birlik Partisi Genel Başkanının kış koşullarından kaynaklı helikopter kazasında hayatını yitirdiğini ifade etmiştir. Herhâlde Sayın Kuzu'nun açılan soruşturmalardan haberi yok. Bu gerekçeler laf ola beri gele gerekçeleridir. Kış koşulları propagandaya imkân vermiyorsa seçim tarihi beş ay öne alınacağına iki üç ay ileri ertelenir, çok daha uygun bir mevsimde yerel seçimler yapılabilinirdi. Bu gerekçe gerçek niyeti saklama gerekçesidir.

Bilindiği gibi 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacaktır. AKP aynı yıl içerisinde iki seçimi birlikte yapmak istememektedir. Değişiklik isteminin temelindeki birinci neden budur. İkinci neden ise halkın kış koşullarında çektiği sıkıntının hesabını sandıkta AKP'den sormasının önüne geçmektir. AKP, yazın getirdiği bolluğun hemen akabinde seçime giderek bundan siyasi rant elde etmek istemektedir. AKP bunlar için seçim tarihini öne almak istiyor ama MHP niçin istiyor, anlamış değilim.

Değerli milletvekilleri, Anayasa'nın 127'nci maddesi, açık bir şekilde, yerel seçimlerin beş yılda bir yapılacağını belirtmektedir. Bugün ülkemizde yerel yönetimlerin tamamen merkezî idarenin vesayetinde olduğu bilinen bir gerçekliktir. 1982 Anayasası'nın 127'nci maddesiyle merkezî idarenin müdahaleleriyle nefes alamaz durumda olan yerel yönetimler için en azından seçimlerinin öne alınmaması noktasında bir bakıma koruma getirilmiştir. Genel seçimler sonucunda iktidar olan bir parti yerelde güçlü olmayabilir. 127'nci madde, yerelde de güç sahibi olmak isteyen iktidarların yerel seçim tarihlerini öne alıp kendi lehlerine bir müdahalede bulunmamaları için getirilmiş bir maddedir. Anayasa'nın 127'nci maddesiyle, çarkın dişlerini birbirine uyduralım mantığıyla gidilecek bir seçime engel olunmak istenmiştir. AKP, bu kanun teklifiyle, yerel yöneticileri seçen halkın iradesine saygı gösterme noktasında da ne yazık ki Kenan Evren anayasasının bile gerisine düşmüştür.

Değerli milletvekilleri, yerel seçimlerin öne alınmasından önce yerel yönetimleri merkezî idarenin vesayetinden kurtaracak ciddi bir yapısal değişikliğe gitme ihtiyacı vardır. Yerel yönetimleri yapacakları her iş için Ankara'nın gözüne bakmaktan, sürekli Ankara'da onay beklemekten, her ayın başında kendilerine tahsis edilen parayı alabilmek için Ankara'da kuyruklarda sürünmekten, yerel yöneticileri dilenci durumuna düşürmekten kurtarmak gerekir. Yerel seçimleri öne almak yerine, yerel yönetimleri, adı "meclis" olan ama sahip olduğu yetkiler bakımından bir şirket yönetimi kadar dahi yetkiye sahip olmayan, işlevsiz meclislerden kurtarıp gerçek manada yetki ve görevle donatılmış meclislere kavuşturmamız gerekir. Merkezî idarenin kimi yetkilerini yerele, gelin hep beraber devredelim, yerelde özerk yönetimler oluşturalım. Gelin, hep birlikte bunu yapalım.

Değerli milletvekilleri, 12 Eylül darbecilerinin eseri olan 1982 Anayasası bugüne değin defalarca değişikliğe uğramış, tırtıklanmayan maddesi kalmamıştır. Halklarımızın beklentisi, toplumsal gerçekliğimize uygun olmayan, antidemokratik 1982 Anayasası'nın bir maddesinin daha tırtıklanması değil, toplumsal gerçekliğimize uygun, tam demokratik, yepyeni bir anayasanın hazırlanmasıdır. AKP bu değişiklik teklifiyle halklarımızın bu beklentisini de başka bir bahara bırakmıştır.

Türk milliyetçiliği ekseninde oluşturulan veya oluşturulacak ittifaklarla, temel yasalarda yapılacak değişikliklerle toplumsal sorunlarımıza çözüm bulmanın asla mümkün olamayacağının altını çizmek istiyorum. Bu tür ittifaklar geçmişte yaşandı. Bu ülke artık ötekileştiren, ayrıştıran, kutuplaşmaya yol açan bu ittifakları geride bırakmalıdır.

Sayın milletvekilleri, bu yasa teklifinin bir diğer amacı da AKP'nin BDP'nin elindeki belediyeleri geri alma hevesidir. AKP İktidarı döneminde BDP'li yerel yöneticilerin ezici çoğunluğu siyasi kararlarla cezaevine konulmuştur. Şu an 36 belediye başkanımız cezaevindedir. İl genel meclisi üyeleri ile belediye meclis üyelerimizin neredeyse tamamı cezaevindedir. Keza, toplamda da 8 bin yerel yöneticimiz, parti çalışanımız, il, ilçe başkan ve yöneticilerimiz hâlen cezaevinde bulunmaktadır. AKP bundan istifadeyle yerel seçimleri öne çekip BDP'den kimi belediyeleri alma hevesindedir. AKP'li arkadaşlara sesleniyorum: Asla bu hevesle hareket etmeyin. BDP, halkla, seçmeniyle bütünleşmiştir. Bu amaçla hareket ediyorsanız hodri meydan diyoruz, halklarımız ilk yerel seçimde size gereken dersi verecektir.

Değerli milletvekilleri, bu ülkenin öncelikli sorunu yerel seçimlerini öne alma değildir. Her gün neredeyse 10 gencimizin can verdiği, her gün onlarca ailenin ocağına ateş düştüğü çatışma ortamında yerel seçimleri öne alsan ne olur almasan ne olur. Suriye ile savaşın eşiğine gelinen süreçte yerel seçimlerini öne almak bu ülkenin öncelikli sorunu değildir. Bu Parlamentonun görevi, yerel seçim tarihini öne almaktan önce, içeride ve dışarıda huzuru sağlamaktır, barışı sağlamaktır, akan kardeş kanını durdurmaktır. Gelin hep birlikte akan bu kanı durduralım.

Sayın Başbakan AKP Kongresinde "Bizim yolumuz Menderes'in, Özal'ın, rahmetli Erbakan'ın yoludur." diyordu. Şimdi AKP'li arkadaşlarıma sesleniyorum: Gerçekten Özal'ın, Erbakan'ın yolundaysanız yerel seçimleri öne almaktan önce Kürt meselesini çözersiniz? Buna gücünüz yetiyor, size karşı tank yürütecek kimse de yok, yeter ki çözmek isteyin. Kürt halkının da Türk halkının da beklentisi yerel seçimlerin erkene alınması değil, Kürt sorununun barışçıl çözümüdür. Bunu yaparsanız, bu çözüm iradesini ortaya koyabilirseniz biz de sonuna kadar destek sunarız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MURAT BOZLAK (Devamla) - Aksi takdirde, halkımızla birlikte yanlışlarınıza karşı direniriz, yerel seçimlerde size gereken dersi de veririz. Umuyor ve diliyorum, yolunuz rahmetli Özal'ın, rahmetli Erbakan'ın yolu olur, Demirel ve Çiller'in yolu olmaz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.