| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 09.01.2017 |
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1982 Anayasası'nda köklü değişiklikler içeren Anayasa teklifinin görüşmeleri vesilesiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda Cumhuriyet Dönemi'mizin en önemli ve en esaslı Anayasa değişikliklerinin görüşmelerine başlıyoruz. Görüşmelerin olgunluk içinde, verimli ve başarılı geçmesini temenni ediyorum. Bugün başladığımız görüşmelerle milletimizin ve ülkemizin istiklali, istikbali ve istikrarı için son derece önemli maddeleri görüşmeye başlıyoruz. Bu Anayasa değişikliğiyle siyasi istikrar, güçlü iktidar, güçlü yasama, etkin denetim, hızlı karar alma ve uygulamanın hasılı ülkemizin ve milletimizin güçlü geleceğinin temelleri atılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı sistemi, milletimizin ve ülkemizin doğrudan bekasıyla da ilgilidir. Güçlü millet ve güçlü devlet ancak güçlü yasama, güçlü yürütme ve bağımsız ve tarafsız yargıyla kurulabilir, oluşturulabilir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmeler milletin gözü önünde yapılmaktadır. Hem teklifin verilmesi, Anayasa Komisyonu sürecinde yapılan müzakereler, Genel Kurul görüşmeleri ve referandum sürecinde milletimize yapılacak takdimler, bütün bunların tamamı milletin gözü önünde gerçekleşecektir. Milletten kaçırılan, milletten saklanan herhangi bir şey yoktur. Bizim dediğimiz şey, bu Anayasa değişikliklerini milletten kaçırmak değil, milletin önüne götürmektir, milletin hakemliğine götürmektir. Millet kararını versin ve onun kararına hep birlikte saygı duyalım. Kaldı ki Cumhurbaşkanlığı sistemi, diğer bir ifadeyle tek başlı yürütme, tek yasama ve güçlü Türkiye'yi bugün değil, on yıllardır konuşan liderler olmuştur. Geçmişte merhum Necmettin Erbakan, merhum Alparslan Türkeş siyasi hayatına başladıkları dönemlerde, bu konuda, tek başlı yürütmeyi ülke için hayırlı ve yararlı gördüklerini ifade ettikleri gibi, merhum Turgut Özal ve Süleyman Demirel de Türkiye için tek başlı yürütmenin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu ülke yönetme tecrübelerinin sonunda ifade etmişlerdir. Bütün bu tartışmalar uzun yıllar sürdü ve bugün bu tartışmaları somuta dönüştürmek ve bu tartışmalara noktayı koymak Parlamentomuzun elindedir. Bu tartışmalara noktayı koyacak şey, bunu Türkiye'nin ve Türk halkının gündemine taşıyıp onların hakemliğine müracaat etmektir.
Bu Anayasa değişiklik teklifi bir şahıs meselesi değildir, bir şahsın Türkiye'de yürütmenin başına gelmesi hiç değildir; bu, esasında bir memleket meselesidir, bir Türkiye meselesidir, aziz milletimizin geleceğiyle, devletimizin geleceğiyle yakından alakalıdır.
"OHAL döneminde Anayasa değişikliği görüşülemez, Anayasa değişiklikleri üzerinde müzakere yapılamaz." Bu, doğru bir yaklaşım değildir, mantığını da kabul etmek mümkün değildir çünkü bu Gazi Meclis Kurtuluş Savaşı'nın devam ettiği yıllarda 1921 Anayasası'nı yapmış ve yürürlüğe koymuştur. Bu Gazi Meclis Kurtuluş Savaşı'nın bittiği, cumhuriyetin ilan edildiği yıllarda, savaşın arkasından pek çok olumsuzlukların olduğu bir dönemde 1924 Anayasası'nı yapmış ve yürürlüğe koymuştur. O gün hiç kimse çıkıp da "Kurtuluş Savaşı var, şimdi anayasa yapma vakti değildir; anayasayı hele bir kenara koyalım, önce şu savaşı halledelim, sonra ona bakarız." dememiştir. Türkiye'de bugün de devletin terörle mücadelesi ve başka sorunlarımızı çözme konusunda yürüteceği çalışmaları yapacak ayrı birimleri vardır ve bunlar bunu başarıyla yerine getirmektedir. Eğer biz meseleleri çözmeyi sıraya koyarsak, "Birini çözmeden öbürüne geçemeyiz." Dersek, o zaman devleti işletemeyiz. Eğer biz bugün "Anayasa'yı burada görüşemeyiz." dersek Parlamentoda hiçbir şeyi görüşemeyiz çünkü "Ülkenin gündemi bu kadar yoğunken Parlamentonun gündeminde olan konuların hiçbirisini ele almayalım." demek bu Parlamentoya yapılacak en büyük saygısızlıktır; kabul edilebilir bir durum asla değildir zira Parlamento milletin bütün sorunlarının müzakere edildiği ve çözüme kavuşturulduğu yerdir. Bu nedenle bu Parlamento terör devam ederken, olağanüstü hâl olan dönemde de anayasa yapmaya, Anayasa'da değişiklik yapmaya ve bütün yasal düzenlemeleri yapmaya etkilidir, yetkilidir ve bu konuda ehliyeti tartışmasızdır.
Ama bir şey var: Bazıları Türkiye'de her büyük değişim olduğu zaman buna karşı duran bir yaklaşım da ortaya koyuyor. İşte, Boğaz Köprüsü yapılıyor, "Hayır." "Satalım köprüyü.", "Hayır."
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Ne alakası var?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - "Cumhurbaşkanını halk seçsin, halkın seçtiği cumhurbaşkanı olsun." "Hayır." "Hükûmet sistemini değiştirelim." "Hayır." Büyük değişimlere "hayır" diyerek bu değişimleri bugüne kadar önleme imkânımız oldu mu? Olmadı. Bundan sonra da olmayacaktır.
Bu değişiklik bir rejim değişikliği olarak takdim edilemez çünkü yapılan şey, bir hükûmet sistemi değişikliğidir, rejim değişikliği değildir.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Rejim değişikliği, rejim.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Hükûmet sistemi, devletin yasama yürütme ve yargı organlarının oluşumu, kullanımı ve birbirleriyle ilişkilerini ifade eden teknik bir terimdir. Türkiye'de 1923'te cumhuriyet devlet şekli olarak kabul ve ilan edilmiştir ve bugüne kadar da cumhuriyetin devlet şekli olarak üzerinde herhangi bir tartışma yoktur ve cumhuriyetimiz demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak da nitelendirilmiştir. Eğer bir rejim değişikliğinden söz edecek olursak o zaman cumhuriyetin bu niteliklerini değiştiren bir düzenlemenin burada olması lazım. Bunun içerisinde böyle bir düzenleme kesinlikle söz konusu değildir. Bu bir rejim değişikliği değil, hükûmet sistemi değişikliğidir. Bunu açıkça ifade etmekte fayda görüyorum. Anayasa'nın ilk 4 maddesinde bu teklifin içerisinde ima yollu dahi olsa bir değişiklik var mı? Yok. Doğrudan bir değişiklik var mı? Yok. Dolaylı bir değişiklik var mı? Yok. O zaman bunu "rejim değişikliği" olarak nitelendiremezsiniz. Bu, farklı bir takdim olur. Kavramların bir de evrensel, bilimsel anlamları var. Eğer bu anlamları uluslararası ve bilimsel literatüre uygun olarak kullanmazsak o zaman da ayrı bir hatayı yapmış oluruz.
Bu değişiklik teklifi ne yapıyor? Bir: Cumhuriyetin nitelikleri olan demokratik devlet niteliğini, hukuk devleti niteliğini çok net bir biçimde güçlendirmektedir. Hukuk devleti niteliğini güçlendirmektedir. Nasıl güçlendiriyor, bakalım. Mahkemelerin bağımsızlığı esastır, Anayasa'mızın temel kuralı. Neyi getiriyor? Tarafsızlığını da bir anayasal güvenceye, dayanağa kavuşturuyor. Hukuk devletinde yargının tarafsız olduğunu ifade etmek ve bunu anayasal bir müessese hâline getirmek, hukuk devleti niteliğini zayıflatır mı, ortadan mı kaldırır, güçlendirir mi?
Yine, Cumhurbaşkanının bugün tek başına yaptığı işlemlerin tamamı yargı denetimine kapalıdır. Şu anda, Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemlere yargı yolu açılıyor. Bu, hukuk devletini güçlendirir mi, yoksa zayıflatır mı?
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Yürütmenin başı oluyor Sayın Bakan, bu teklifle.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Cumhurbaşkanının yetkileri aynı kalacaksa tamam.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Cumhurbaşkanının resen imzaladığı emirler ve kararlar aleyhine yargı yoluna gidilememektedir. Bunların tamamına yargı yolu açılmaktadır. Bu, hukuk devletini güçlendirir mi, zayıflatır mı?
Cumhurbaşkanının bugün siyasi sorumluluğu yoktur, sadece vatana ihanetten dolayı, belli çoğunlukla suçlandırılabilme imkânı vardır. Sorumsuz bir Cumhurbaşkanlığı makamı söz konusudur bizim Anayasa'mıza göre. Ne getiriliyor? Cumhurbaşkanına siyasi sorumluluk getiriliyor. Siyasi sorumluluk getirmek, hukuk devletini güçlendirir mi, zayıflatır mı? Cezai sorumluluğu ne yapılıyor? Vatana ihanet dışında bir sorumluluğu yok ama bu düzenlemeyle, işlediği iddia edilen bütün suçlarla ilgili Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu getiriliyor. Bu, hukuk devletini güçlendirir, zayıflatmaz. Cumhurbaşkanının bütün eylem ve işlemlerine karşı da yargı denetimi açılmaktadır. Bu da yine hukuk devletini güçlendiren önemli bir değişikliktir.
Yine, Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle ilgili çok önemli bir değişiklik içeriyor burada. Bugün de var, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenleniyor. Şimdi, yeni düzenlemede de Anayasa'da kararnamenin belli şartlar altında çıkarılacağı ifade ediliyor ama çok önemli bir şey de getiriliyor, Meclisin denetimi zorunlu kılınıyor. Belli bir süre içerisinde Mecliste görüşülmeyen Cumhurbaşkanlığı kararnamesi OHAL dönemi için ne yapılıyor? Kendiliğinden yürürlükten kalkıyor. Bu, hukuk devletini güçlendirdiği gibi Meclisi de güçlendiren bir düzenlemedir.
Yargıda çift başlılık var bugün Türkiye'de. Bir yandan sivillerin yargılandığı mahkemeler var, öte yandan askerlerin yargılandığı mahkemeler var. Siviller için ayrı usul, ayrı mahkemeler, ayrı kanunlar; askerler için ayrı usul, ayrı mahkemeler, ayrı kanunlar var. Yargı birliğini biz tesis ediyoruz bu teklifle, hukuk devletinin gereğini yapıyoruz. Bu, hukuk devletini güçlendirir mi, zayıflatır mı? Hukuk devletini güçlendirmektedir.
Öte yandan, yine çok önemli, bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Başsavcı Vekilini Cumhurbaşkanı seçiyor belli şartlar altında, bunda bir değişiklik yapıyor mu bu teklif? Yapmıyor ve mevcut Anayasa'ya göre bu, hukuk devletine aykırı olmuyor, zayıflatmıyor da yeni dönemde muhafazası mı zayıflatıyor? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Cumhurbaşkanı, Danıştay üyelerinin dörtte 1'ini seçer, kim diyor? Anayasa diyor.
MURAT EMİR (Ankara) - Parti genel başkanı ama Cumhurbaşkanı.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Şu anda uygulama bu. Bunda bir değişiklik yapılıyor mu? Yapılmıyor.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Bakan, sistem değiştiriyorsunuz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Cumhurbaşkanlığı sisteminde olursa hukuk devletine aykırı olur, parlamenter sistemde olursa uygun olur deme mantıksızlığı olabilir mi, kabul edilebilir mi? Asla kabul edilemez.
Bugün Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimi belli şartlar altında yapılıyor. Bu teklifte Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimine dair yeni bir düzenleme getiriliyor mu, Cumhurbaşkanına artı bir yetki veriliyor mu? E verilmiyor.
MURAT EMİR (Ankara) - Ama Cumhurbaşkanı parti genel başkanı artık bundan sonra.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Mevcut durum neyse o muhafaza ediliyor ve hatta Askerî Yargıtay ve Yüksek İdare Mahkemesi kaldırıldığı için de orada bir azalma söz konusu. Bu da hukuk devletini, efendim, parlamenter sistemde olursa uygundur, onu güçlendirir ama Cumhurbaşkanlığı sistemi söz konusu olursa aykırı olur demek de yanlış.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu yeni adıyla, Cumhurbaşkanı eski Kurula 4 üye seçiyordu, şimdi yeni düzenlemede de 4 üye seçiyor. Yeni bir şey geliyor mu? Gelmiyor. Burada yeni olan şey Parlamentonun seçmesidir. Parlamentonun Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna üye seçmesi hukuk devletine niye aykırı olsun? Hukuk devletini niye zedelesin? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Parlamento buna ehil değil mi? Başkaları, bürokratlar seçerse ehil; Parlamento seçerse ehil değil.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Hangi Parlamento?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bürokratlar seçerse hukuk devletine uygun, Parlamento seçerse hukuk devletine uygun değil; bunu kabul etmemiz mümkün değildir.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Ben birazdan anlatırım.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bu, hukuk devletini hem doğrudan güçlendiren bir tekliftir. Doğrudan veya dolaylı zayıflatması kesinlikle söz konusu değildir.
Baktığınız zaman, sanki yasama yokmuş gibi bir ifade kullanılıyor.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Yok gibi.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Meclis kapanıyor sanki, öyle bir hava veriliyor. Esas, yasama yeni sistemde bugünküne göre daha da güçlendirilmektedir. "Millî irade yok edilmekte, Parlamento kaldırılmakta." Ben, şimdi soruyorum, bu teklifte Parlamento kaldırılıyor mu? Kaldırılmıyor.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Kaldırılıyor, kaldırılıyor...
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - 550 olan vekil sayısı 600'e çıkarılıyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - İçini boşaltıyorsunuz Parlamentonun.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Gruplar ortadan kalkıyor mu? Kalkmıyor. Bağımsız milletvekilleri var mı? Var. Gruba bağlı vekiller var mı? Var. Seçim usulü değişiyor mu? Değişmiyor. Parlamento bugün yüzde 100'ü nasıl temsil ediyorsa yeni sistemde de aynı temsil edecek, daha güçlü olacak.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - İçini boşaltıyorsunuz. Meclis tabelaya dönüyor, tabelaya.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bugün Mecliste yasalaşan kanunların neredeyse tamamı kanun tasarısıdır, yüzde 1'i kanun teklifidir; o teklifler de Hükûmetin onay verdiği tekliflerdir. Hükûmete rağmen bugün Mecliste bir kanunun görüşülmesi, değiştirilmesi, yasalaşması mümkün mü? Değil. Ama, yeni sistemde Hükûmetin kanun tasarısı verme yetkisi kaldırılmaktadır. Kanun teklifi verme yetkisi tamamen yasamaya ve yasama üyelerine verilmekte ve yasama güçlendirilmektedir.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Kararnamelerle her şey hallolacak.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Şimdi, bir şey söyleniyor: "Efendim, Meclisi feshedecek Cumhurbaşkanı." Cumhurbaşkanının bugünkü Anayasa'mızın ilgili maddesine göre Meclisi belli şartlar oluştuğunda fesih yetkisi var mı? Var. Nitekim, 7 Haziran seçimlerinden sonra Meclis seçimlerinin yenilenmesine karar verdi mi? Verdi.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Parlamenter sistemde olur, Başkanlık sisteminde fesih olur mu?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Peki soruyorum, Parlamentonun Cumhurbaşkanını seçime götürme yetkisi var mı? Yok.
Şimdi ne getiriyor bu teklif? Parlamentoya da belli şartlar altında seçimi yenileme ve Cumhurbaşkanını seçime götürme yetkisi getiriyor. Esasında, Cumhurbaşkanına karşı korunaksız olan Parlamentoyu daha korunaklı hâle getiren bir düzenleme söz konusudur; bu da, son derece önemli bir başka adımdır.
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri... Doğru, mevcut teklifte var ama kararnamenin çıkarılma şartlarını hepimizin iyi görmesi lazım. Ne diyor burada? Temel haklar konusunda kararname çıkarılamaz.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Kim denetleyecek kim? Kim denetleyecek?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Siyasi haklar ve ödevler konusunda kararname çıkarılamaz.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Ya, bunlara aykırı yasa da çıkarılamaz zaten.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Peki, Anayasa'da münhasıran kanunla düzenleneceği ifade edilen konularda kararname çıkarılamaz. Tam seksen iki maddede "...kanunla düzenlenir." ifadesi var.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Millî Piyangoyla ilgili çıkardınız, Millî Piyango.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ve şu anda kanunla düzenlenmiş konularda da kararname çıkarılamaz diyor. Geriye ne kalıyor? Bakanlıkların kuruluşu, işleyişi ve teşkilatlanmasıyla ilgili düzenlemeler kalıyor. Kaldı ki bu kararnamelerin tamamı Anayasa Mahkemesinin denetimine açık. Kaldı ki bu kararnameler, yine çok net bir şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisinin de denetimine açık. Meclis kanun çıkarmak suretiyle bu kararnameyi de ortadan kaldırabilir. Onun için "Kararnameyle yasama yetkisi tamamen Meclisten alınıp öbür tarafa veriliyor." diye bir algıyı oluşturmak gerçekten çok büyük bir abartı.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Bakan, 2010 referandumunu da böyle savunuyordunuz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Yargıyla ilgili düzenleme, insan haklarıyla ilgili düzenleme, siyasi haklarla ilgili düzenleme ve kanunla düzenleneceği ifade edilen konularda bir düzenleme bugün yapılamaz.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Felakete sürüklüyorsunuz Türkiye'yi.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bir şey daha ifade etmek istiyorum: Parlamentonun yasama denetimini bugün etkin bir şekilde yaptığını söyleyebilir miyiz? Söyleyemeyiz. Neden? Anayasa, İç Tüzük çok açık, burada bir Meclis araştırması, genel görüşme veya diğer denetim yollarının işletilmesi için çoğunluğun kararı lazım, Komisyon raporu ona göre şekilleniyor, Genel Kurulun kararı ona göre şekilleniyor. Burada çok net ifade ediyorum: Peki, bu Parlamentonun içerisinde o zaman çoğunluğun kararına göre olursa yürütmeye rağmen bugün bir denetim mekanizmasını harekete geçirme, netice alma imkânı var mı?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Var!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - "Var." diyen...
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Var, var!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ...gerçeği çarpıtıyor demektir.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - "Var." diyorum. Biz aptal mıyız?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bakın, 1961 Anayasası yürürlüğe girdiği günden bu yana 261 gensoru verilmiş ve bunlara baktığınızda 2 tanesi kabul edilmiş. Hükûmetin izin verdiği kadar bir yasama denetimine bugünkü sistem izin veriyor ama şimdi yasama ve yürütme birbirinden çok net bir şekilde ayrıldığı için yasama denetimi daha etkin ve daha güçlü bir şekilde yapılabilecektir yani Parlamento, millî egemenliği kullanan milletvekillerimizin bulunduğu Parlamento hem yasama faaliyetleri bakımından hem de denetim faaliyetleri bakımından bugünkü sisteme göre daha güçlendirilmektedir, millî egemenlik daha da tahkim edilmektedir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi millî egemenliği tahkim etmek değil midir?
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Milleti kandırıyorsunuz!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Şimdi, Parlamentoyu halk seçecek, millî egemenlik yok edilmiş olsa seçebilir mi? Seçemez. Egemenliği vatandaş kullanacak, seçecek. Peki, yürütmeyi kim seçecek? Yürütmeyi de gene vatandaş seçecek. Doğrudan halkın kendisini yönetenleri seçmesinin, halka doğrudan kendini yönetecek, yürütmeyi yerine getirecek olanı seç demenin millî egemenliğe zararı nerededir, millî egemenliği tahribatı bunun nerededir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakan, sizin de süreniz doldu.
Üç dakika süre vereceğim, yetmediği takdirde iki dakika ek süre daha vereceğim; toplam beş dakika.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Aslında bu tahrip etmiyor, esasında millî egemenliği tahkim ediyor, güçlendiriyor.
Partili Cumhurbaşkanı olur mu? Partili Cumhurbaşkanı olması Türkiye'nin yeni tanıştığı bir şey mi? Yeni tanıştığı bir şey değil.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Tek parti dönemine döneceksek tamam, yönümüzü oraya çevirdiysek.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bakıyoruz, cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk partili mi? Partili. Milletvekili mi? Milletvekili. Genel Başkan mı? Genel Başkan.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Atatürk'ün Başbakanı var.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Cumhurbaşkanı mı? Cumhurbaşkanı. İsmet İnönü partili mi? Partili. Milletvekili mi? Milletvekili. Genel Başkan mı? Genel Başkan. Cumhurbaşkanı mı? Cumhurbaşkanı. Ne oldu, tarafsızlığına halel mi geldi? Milletvekilleri partili, milletin tamamını temsil ediyor mu? Ediyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) Bakanlar partili, milletin tamamının bakanı mı? Bakanı. Başbakan partili, genel başkan milletvekili, milletin tamamının başbakanı olarak bugün çalışabiliyor mu? Çalışabiliyor. Meclis Başkanı da partili, çalışabiliyor mu? Çalışabiliyor. Belediye meclisi, il genel meclisi üyeleri, başkanlar, belediye başkanları partili, herkesin başkanı, herkesin meclis üyesi olarak çalışabilecek ama Türkiye'nin Cumhurbaşkanı partili olursa kıyamet kopacak. Böyle bir çelişki olabilir mi? (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) Belediye meclisi üyesine, il genel meclisi üyesine, belediye başkanına, milletvekiline, bakana, başbakana, Meclis Başkanına hak gördüğümüzü Cumhurbaşkanına hak görmemek çifte bir standarttır. Bunun ana nedeni nedir biliyor musunuz? 1961 Anayasası'nda bu girdi. Neden? Milletin iradesiyle iktidara gelemeyeceğini, her geçen gün iktidar ümidinin azaldığını görenler Cumhurbaşkanının partiyle ilişiğini keserek Cumhurbaşkanlığı yoluyla milletin iradesini kontrol etmek için bunu getirdiler.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - İlk Celal Bayar itiraz ediyordu.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Şimdi bizim yaptığımız Atatürk anayasalarına dönmektir, 1921, 1924 Anayasa'larına, partili cumhurbaşkanına dönmektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından "Yuh" sesleri, sıra kapaklarına vurmalar) Siz Atatürk'ün Anayasasına karşı çıkıyorsunuz. Aynı şeyi yapıyoruz, aynı şeyi yapıyoruz, çok net. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) Peki, burada konuşuldu. Yeni sistem geliyor, burada güven oyu yok deniyor. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, istirham ediyorum, lütfen... Tahammül edin, lütfen.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - İşte, Meclis soruşturması yok, Meclis araştırması yok... Belli ki teklif iyi okunmamış, iyi analiz edilmemiş. Sistemin doğası gereği güven oyu yok çünkü bu sistemde güven oyunu sandıkta halk veriyor, halk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Parlamentonun içinden hükûmet çıkmıyor ki, sandıktan Hükûmet çıkıyor. Eğer Parlamentonun içinden Hükûmet çıksaydı göreve başlarken, göreve devamı sırasında güvenoyu verebilirdi. Milletvekillerinin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız Sayın Bozdağ.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Başkan yardımcılarının seçimi yok ki...
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Parlamentonun içinden bakan da yok; dolayısıyla güvenoyunu sandıkta halk verecek ve sandıkta halk alacaktır seçim vakti geldiği zaman da.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Seçimle gelmiyor ki!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Sistemin doğası gereği güvenoyu yok, sistemin doğası gereği gensoru yok ama diğer denetim yollarına gelince tamamı var. Meclis araştırması var, genel görüşme var, Meclis soruşturması var, soru var; yazılı soru yok çünkü bakanlar buraya gelemediği için yok. Dolayısıyla, denetim yolları çok net bir şekilde ortadadır.
Cumhurbaşkanıyla ilgili kısma geldiğimizde; Cumhurbaşkanının bugün siyasi bir sorumluluğu var mı? Yok. Cumhurbaşkanının tek başına imzaladığı işlemlerden dolayı Başbakan ve ilgili bakan sorumlu, siyasi sorumluluğu yok. Şimdi, ne yapıyoruz? Cumhurbaşkanına siyasi sorumluluk getiriyoruz; yanlış mı yaptık? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Onun için "Partili olmaz." diyoruz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Sorumsuzluktan çıkardık sorumlu hâle getirdik. Cezai sorumluluğu sadece vatana ihanet hâlinde belli nisapla ancak istenebiliyor, diğer konularda cezai sorumluluğu da istenemiyor. (CHP sıralarından gürültüler)
Şimdi, cumhurbaşkanının işlediği bütün suçlardan dolayı cezai sorumluluk getirdik.
MURAT EMİR (Ankara) - Cezai sorumluluktur o, siyasi sorumluluk değil o!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Cumhurbaşkanının Yüce Divana sevkinin her isnat edilen suçla ilgili yolunu açtık; kötü mü yaptık? İyi yaptık. Şimdi, Yüce Divana gitti, ceza aldı ne olacak belli değil ama yeni düzenlemede ceza aldığı zaman cumhurbaşkanının cumhurbaşkanlığı görevi de sona erecek, cumhurbaşkanlığı düşecek. Böyle de bir yol açtık, bir denetim getirdik.
Cumhurbaşkanıyla ilgili diğer konularda demin ifade ettim, tek başına yaptığı işlemlere yargı yolu kapalı; açtık. Resen imzaladığı emir ve kararlara karşı yargı yolu kapalı; bu teklif açıyor. Yasama denetimi var, yargı denetimi var, bir de halk denetimi var. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bütün bunların karşısında Cumhurbaşkanı görevini yürütecek, hem yasama bugüne göre daha güçlü hem de yürütme daha güçlü olacaktır. Siyasi istikrar, güçlü iktidar, hızlı karar alma ve uygulama...
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bozdağ.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ...kuvvetlerin tam ayrılığı ve bağımsızlığı için...
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Millete yalan söylüyorsun, yalan!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ...ben bu teklifin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olduğuna inanıyor...
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Millete yalan söylüyorsunuz!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ...hayırlı olmasını temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bozdağ.