GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TUTUKLU MİLLETVEKİLLERİNİN SORUNLARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:10.10.2012

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; siz, sekiz kişilik kadın koğuşunda otuz sekiz kişinin kaldığı bir hücreyi biliyor musunuz? Siz, cayır cayır ateşte yanan tutukluların ve hükümlülerin olduğu bir şehri, o şehirdeki tutukluları tanıyor musunuz, milletvekillerini? Siz, Mardin gibi medeniyetin beşiği bir şehirde ve dünyaya reklamı yapılan bir şehirde, dört katı kapasitede bir ranzada dört kişinin yattığı, kırk sekiz kişiye bir tuvaletin düştüğü, hijyenin ve sağlığın olmadığı bir cezaevini biliyor musunuz? Siz, beton deryasında bir gram toprağa hasret -bir gram toprak!- ve söz istedi diye on altı celse duruşmaya katılmama cezası alan birini tanıyor musunuz? Siz sürgünleri, baskıları, bir protesto nedeniyle görüşmelerin kısıtlanmasını, hücre cezasını, haberleşme özgürlüğünün olmadığı kişileri tanıyor musunuz? Onlar işte milletvekili, onlar sizin gibi seçildiler, onlar milletin iradesiyle seçildiler ve bu Meclisin üyeleri. Sekiz milletvekili ve Sayın Dicle dokuz, hepsi cezaevlerinde ve üçüncü döneme giriyoruz. Bu Meclis kendi söküğünü dikememiştir, kendi milletvekiline sahip çıkamamıştır, Parlamentoda gelip görevini yapmasının gereğini yapamamıştır. Kendi üyesinin durumunu bilmemektedir, hangi koşullarda yaşadığını unutmuştur, farkında değildir. Siz farkında olmayabilirsiniz, siz uyuyabilirsiniz, siz susabilirsiniz, duymayabilirsiniz, hissetmeyebilirsiniz ama unutmayın, duyanlar var, hissedenler var, görenler var. Bu zulmün, bu adil olmayan yargılamaların, engizisyon tarzı yargılamaların düştüğü yapraklar da var.

Bugün işte 10 Ekim, Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nu açıkladı. Avrupa Birliği İlerleme Raporu, ilerleme raporlarının en ağırı, en serti ve resmen Hükûmetin çaktığının resmidir ama hepsini de tek tek sayıyor, ne diyor? "Ekonomi Avrupa'ya göre biraz iyi." Ya sonra? Ya sonra felaket. Demeyin "Avrupa Birliği'nin Dönem Başkanı Kıbrıs Rum Kesimi'ydi, biz de dipfrize attık süreci, sorunları." Öyle değil. Kürt sorunu, Uludere olayı, MİT, askerî harcamaların denetlenmesi, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve en önemlisi hak, adalet, özgürlükler? Ve geliyor tutuklu milletvekillerine, geliyor yargıya, uzun tutukluluğa, yargısız infazlara, daha dört yılını cezaevinde doldurup hâlâ yargılanamayan sanıkların olduğu ve üstelik Meclisin üyelerinin olduğu yargılamalara geliyor. Şimdi, bu yargılamalarda AİHM'de mahkûmiyet sicili olan bir Türkiye'den bahsediyoruz. DEP milletvekillerinin 13'ü nedeniyle mahkûmiyet kararı alan -bu Meclis- Fazilet Partisinin 2 milletvekili nedeniyle de mahkûmiyet kararı alarak 15 tane mahkûmiyeti kendi tarihine kara bir sayfa olarak ekleyen bir yönetim anlayışından bahsediyoruz.

Şimdi, Avrupa Birliği döneminin temel haklarda hiçbir ilerlemenin olmadığı ve özellikle de düşünce, örgütlenme özgürlüğü, sendikal haklar, avukatlara yönelik baskılar, basına yönelik baskılar, sendikalara yönelik baskılar ve sivillere yönelik baskılarda Parlamentoyla ilgili sözleri iç acıtıyor. Ne diyor? "Bu Parlamentoda hoşgörü yok, uzlaşma yok, diyalog yok, bu Parlamentodan çıkan Hükûmet sivil toplumun, siyasi partilerin, muhalefetin eleştirilerine düşmanca bakıyor." diyor. Şimdi siz bu anlayış içinde organik gaz kullana kullana, gaz vere vere, gazlaya gazlaya ülkeyi savaşa, uçurumlara doğru götürürken bu milletvekillerin üçüncü döneme tutuklu olarak girmesini, üçüncü yargı paketiyle dahi bunu kurtaramayışınızı, "Üçüncü yargı paketinde işte bunlar çıkacak." diyen Meclis Başkanının, Sayın Çiçek'in, Sayın Arınç'ın, Sayın Bozdağ'ın sözlerinin havada nasıl kaldığını bir bir görmeniz gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASİP KAPLAN (Devamla) - Evet, Hükûmet, yargı, asker ve sivil ilişkilerinde otorite ve totaliter oluşturuluyor ve bu beş dakikada ancak bunu anlatabildim. Bu Meclisin, bu milletvekillerini tutuklu olarak sürdürmesi tarihe, adalete düşen kara bir lekedir. Bu kara leke nedeniyle bunu protesto ediyor, Meclisin üyelerine sahip çıkmasını buradan talep ediyorum. Bütün milletvekillerini de bu kürsüde sesini çıkarmaya davet ediyorum, saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.