| Konu: | (2/207) esas numaralı 6216 Sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/80) münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 10.01.2017 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(2/207) sayılı Kanun Teklifi üzerine söz aldım. Bu kanun teklifini 2013 yılında vermiştim ve bu dönem yeniledim. Konusu şu: Anayasa Mahkemesinin son kadın üyesi 2013 yılında emekli oldu ve onun yerine erkek üye atandı. Şu anda Anayasa Mahkemesinin 17 üyesinden hiçbiri kadın değil, hiçbiri kadın değil. Özellikle bunu da Adalet ve Kalkınma Partili kadın milletvekillerinin dert edinmesi lazım. Neden 17 üyeden 1'i kadın değil? O nedenle verdim ve 8 üyenin cinsiyet eşitliğine uygun bir şekilde kadınlardan oluşmasını teklif ettim. (CHP sıralarından alkışlar) Ama Adalet ve Kalkınma Partisi kadınları maalesef bu konuda duyarsızlar ve özellikle de Anayasa Mahkemesinde cinsiyet eşitliğine dayalı üyelik konusunda herhangi bir adımları bugüne kadar bu Parlamentoda olmadı. Onu da ben yaptım CHP Grubu adına, o şeref de bana ait. Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bir korku ortamında Anayasa tartışıyoruz, korku ortamında. Bakın, dün Ankara Barosu Başkanı burada, Anayasa konusunda görüşlerini ifade edemedi, gazlandı; avukatların üzerine köpekler sürüldü ve bu Meclisin etrafı kuşatıldı ve avukatlar bu Anayasa tartışmasına katılamadılar, sivil toplum katılamadı.
Bir örnek vermek istiyorum. Ben Diyarbakır Barosunun Başkanıydım. 27 Nisan postmodern darbesinden sonra İnsan Hakları Derneği Başkanıyla, MAZLUMDER'in Başkanıyla sabah saat dokuzda Diyarbakır Adliyesindeydik ve Genelkurmay Başkanı aleyhine suç duyurusunda bulunduk. O zamanda bile, bakın, o zamanda bile böyle bir ortam yoktu, o zamanda bile ama size yakın olan hiçbir baro başkanı o dönemde suç duyurusunda bulunma cesaretini gösteremedi ama bugün, baro başkanlarının Anayasa konusunda görüşlerini ifade edeceği ortamı bile yaratmıyorsunuz. O nedenle, biz buna "15 Temmuz"dan sonra "OHAL darbesi" diyoruz ve bu darbeyi de Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı devam ettiriyor. Bunun adı artık "15 Temmuz darbesi" değil, "OHAL darbesi"dir.
Bakın, değerli arkadaşlar, bu durumu size ifade edeyim: Burada arkadaşlarımız konuşuyorlar. Anayasa konuşmaları özgür ortamda olur, insanların düşüncelerini özgürce ifade edeceği ortamlarda olur. Özgür bir ortam var mı? Daha geçen gün OHAL kararnamesini çıkardınız, binlerce kamu görevlisini işten attınız, binlerce. Var mı böyle bir ortam? Yok. Düşünce özgürlüğü var mı? Yok. İfade özgürlüğü var mı? Yok. Medya özgürlüğü var mı? Yok. 146 gazeteci hapiste. Bugün itibarıyla 6 gazeteci on yedi gündür gözaltında, tam on yedi gündür. Bundan haberiniz var mı? Yok. Nasıl tartışacağız yeni anayasayı?
Bakın, değerli arkadaşlar, bu ortam neye benziyor, size ifade edeyim. Yurttaşlarımızın ve sizlerin anlaması açısından söylüyorum çünkü biz bu ortamı çok iyi anlıyoruz, getirilen yasayı da anlıyoruz ama yurttaşlarımızın kafası siyasetle çok ilgili olmadığı için ve bu ortamı daha iyi anlatmak için şunu söyleyeceğim...
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Vatandaşlar her şeyi senden, benden daha iyi biliyor.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, getirilmek istenenin anlaşılması bakımından ve sizlerin anlaması bakımından şunu söyleyeyim: Bir futbol kulübünün başkanını düşünün, başkanını. Aynı zamanda, Futbol Federasyonunun başkanı. Aynı zamanda, Merkez Hakem Kurulunu atıyor, onun atamasını yapıyor. Sonra, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulunu atıyor, Tahkim Kurulunun üyelerini belirliyor, tümünü. Aynı kulübün başkanı bütün bunları yapıyor. Sonra, kendi takımının futbolcuları gol atamayınca cezalandırıyor yani sizleri ileride milletvekili yapamayacak. Sonra, ezkaza rakipleri maç kazanırsa, eğer maç kazanırsa onları dilediği gibi cezalandırma imkânı var o futbol kulübü başkanının ve sonra, bütün bunlara rağmen eğer takımı maçı kaybederse o zaman ne yapacak? Futbol ligini tümden iptal etme hakkı var. Böyle bir ortamı getiriyorsunuz, böyle bir ortamı. Getirilmek istenen başkanlık rejiminin, Türkiye'ye dağıtılan başkanlık rejiminin, Türk tipi başkanlık rejiminin adı budur. Dolayısıyla, bundan yol yakınken vazgeçelim. Demokratik, özgür bir ortamda, gerçekten Türkiye'nin kendi barışını sağladıktan sonra, dışarıda barışı sağladıktan sonra Anayasa'yı özgürce tartışacağımız bir ortamı yaratalım ve bu kanun teklifine de özellikle AKP'li kadın milletvekillerinden destek bekliyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)