GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:54
Tarih:10.01.2017

HAYDAR AKAR (Devamla) - Aslında, Anayasa değil, "ona yasa" diye adlandırabileceğimiz bir yasa teklifini görüşmeye çalışıyoruz. Aslında, görüşmüyoruz, biz yasa teklifinin tümüne karşı olduğumuzu zaten ifade ediyoruz. Anayasalar, hepinizin bildiği gibi, toplumsal mutabakat metinleridir. Bu, klasik bir laf haline gelmiştir ama doğrusu da budur. Düşünün Türkiye son otuz beş yılda 2 tane halk oylamasına getirilen anayasa teklifiyle karşılaştı ve halk oylamasına getirdik. Bir tanesi 1982 Anayasası ve yüzde 92 oyla geçti; diğeri, yine, 12 Eylül 2010 Anayasası ve bu da halkın yüzde 70'inin üzerinde teveccühüyle geçti. Peki, şu anda tartıştığımız en çok 2 anayasa bu anayasalar.

Aslında, baktığınızda, 1982 Anayasası 112 kez değişikliğe uğramış, bu değişikliğin 56 tanesi 2002'den önce yapılmış, 56 tanesi de 2002'den sonra yapılmış. Partilerin, siyasi parti gruplarının Mecliste bir mutabakat sağlayarak yapmış oldukları değişikliklerin, 18 madde değişikliğinin hiçbiri tartışılmıyor aslında bakıldığında. Nedir? İşte, sizin 2010'da getirmiş olduğunuz Anayasa değişikliği teklifi tartışılıyor. Yine, 12 Eylül 1982'deki Anayasa teklifi tartışılıyor. Şimdi, baktığınız zaman, demek ki bir toplumsal mutabakat sağlanamamış. Doğrusu, bütün siyasi grupların birlikte vereceği bir anayasa değişikliğiydi, buna da ihtiyaç vardı. Şunları hatırlayın, 7 Haziran seçimlerini ve 1 Kasım seçimlerini hatırlayın. 7 Haziran seçimlerinden önce bütün siyasi partiler, biz de dâhil olmak üzere Anayasa'nın değişmesi gerektiğini söylüyorduk millete, siz de söylüyordunuz bunu. Siz buna ilave olarak, Anayasa değişikliğine ilave olarak başkanlık sistemini koyuyordunuz hemen peşinden, anlatıyordunuz, 7 Haziranda güzel bir ders aldınız. Bu dersten hemen sonra 1 Kasım seçimlerinde, milletin iradesi yok sayılarak getirilen 1 Kasım seçimlerinde de ne oldu? Hep beraber gördük ki başkanlıktan söz edemediniz. Çünkü biliyordunuz ki milletimiz bu başkanlık sistemine tepkiliydi. Millete verilen, saraydan alınıp millete verilen ulusal egemenliğin tekrar Saray'a iade edilmesine milletimiz karşı geliyordu ve bugün de bu Anayasa değişikliği teklifi buradan geçerse bilin ki referandumda milletimiz bunu reddedecektir, bu bir gerçek.

Şimdi, konuştuğumuz maddeye baktığımız zaman, yargının bağımsızlığına bir de "tarafsız" kelimesinin eklendiğini görüyoruz. Yahu, yargı bağımsızdı da şimdiye kadar yapılan kamuoyu anketlerinden yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı yüzde 80'lerde, yüzde 90'larda mı çıkıyordu? Hayır, on beş yıllık AKP iktidarlarında yargı bağımsızlığı, yargı güvenilirliği en zayıf kurumlardan biri hâline dönüştürüldü. Bugün, yargının bağımsızlığından bahsetmek mümkün müdür? Anayasa'da "Yargı bağımsız." diyor, yarın da bu maddeyi getiriyorsunuz "Yargı bağımsız ve tarafsız olacak." diyorsunuz. Nasıl olacak yargı bağımsız ve tarafsız? 1'inci maddeye bunu koyuyorsunuz, Anayasa'nın 9'uncu maddesinde değişiklik yapıyorsunuz, diğer maddelerde HSYK ve Anayasa Mahkemesini düzenliyorsunuz.

Önce Anayasa Mahkemesine bakalım: "15 üyeden oluşacak." diyorsunuz, 12'sini tarafsız ve bağımsız Cumhurbaşkanı atayacak. Buraya gelip yemin edecek, önce Meclisi açacak Cumhurbaşkanı olarak, sonra oturup orada parti genel başkanı olarak bir daha konuşacak, bir daha yemin edecek. Birinde tarafsız ve bağımsız olarak yemin edecek, birinde de milletvekili olarak yemin edecek ama tarafsızlığı o yemin metninde geçmeyecek. Böyle bir ikilem olmaz. Böyle bir durumla bir yere varmamız mümkün değil.

Anayasa Mahkemesine kimleri yolluyoruz? Ola ki -sorumluluğu yok dediğiniz Cumhurbaşkanına sorumluluk yüklediniz- burada beşte 3 çoğunlukla geçirdiniz, Anayasa Mahkemesine gitti. Kendi seçtiği hâkimler, kendi seçtiği üyeler tarafından yargılanacak. Bu mümkün mü arkadaşlar? Sizin vicdanlarınıza sesleniyorum. Mümkün mü böyle bir şey? Tabii ki mümkün değil.

Gelelim HSYK'ya... Teknik olarak biraz evvel anlatıldı. HSYK'nın üyeleri de aynı şekilde Cumhurbaşkanı ve iktidar partisi, çoğunluğu olan parti tarafından seçilecek diyelim, yine Cumhurbaşkanının başkanı olduğu partinin mensupları tarafından oluşturulacak bir HSYK. Yargının tarafsız ve bağımsız olduğunu burada iddia ediyoruz. Bu da tabii ki mümkün görünmüyor.

Bir başka boyut, aslında acı olan boyut şu: Yüzde 100'ün temsil edildiği Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesini sadece yüzde 51'le seçilecek bir kişiye teslim ediyorsunuz. O kişi istediği anda, gece eşiyle kavga ettiğinde, sabah gelip Parlamentoyu feshedebilir ama bu yüzde 100'ü temsil eden Parlamentonun bu ülkeyi seçime götürmek için maalesef 360 oya ihtiyacı olacak.

Bunun da bu Anayasa değişiklik teklifinin geçmemesi için en iyi örneklerden biri olduğunu düşünüyor, hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)