| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 10.01.2017 |
MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2'nci maddede şahsım adına söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Anayasa değişikliği, bütün siyasi partilerin seçim beyannamelerinde halka anlattıkları ve yapmak istedikleri bir şeydi. Bugün de inşallah -eğer sonuçlandırabilirsek- bu değişikliği yapmak üzere burada bulunuyoruz. Tabii, Anayasa değişiklikleri yapılırken her partinin de kendisine göre vermiş olduğu sözler vardı. Bu sözler doğrultusunda, birkaç tane parti veya 2 tane partinin, özellikle şu anda Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisinin bir araya gelerek yapmış olduğu bir düzenleme var. Bu düzenlemede üniter yapı tamamen korunarak ve Anayasa'nın ilk 4 maddesine hiç dokunulmadan, tamamen bir yönetim şeklinin düzenlendiği Anayasa değişikliği yapılıyor. Yani, işte rejim değişikliğinden filan bahsediliyor, aslında rejim değişikliğiyle alakalı en ufak bir emare dahi yok burada; tamamen hükûmet yönetimi, yönetimin düzenlenmesiyle alakalı yapılan bir değişiklik var. Dolayısıyla, bundan dolayı da kimsenin kaygı duymasına, endişe duymasına gerek yok. Netice itibarıyla, burada herkes konuya vâkıf, hepimiz de neticenin nereye gideceğini, nasıl olacağını biliyoruz.
Şimdi, 2'nci madde, 550 milletvekilinin 600 milletvekiline çıkarılmasıyla alakalı bir madde. Burada, bununla ilgili değişik spekülasyonlar da yapıldı, suistimaller de gündeme getirildi. Ancak, tabii ki Türkiye Cumhuriyeti devleti, nüfusu artan bir devlet, ihtiyaçları artan bir devlet, dolayısıyla bu ihtiyaçları karşılamak, bu nüfusa karşı siyasi iradeyi güçlendirmek adına 600 vekile çıkarılması kararlaştırıldı, bununla alakalı yapılan bir düzenleme. Burada en ufak bir suistimal olduğunu söylemek doğru değil.
Yine, parlamenter sistemin ortadan kalkacağı iddiaları var. 600 milletvekiliyle ilgili böyle bir düzenleme yapılması, parlamenter sistemin devam edeceğinin de aynı zamanda ispatıdır burada. Yani, demek ki parlamenter sistem devam edecek ki 600 milletvekilliğine çıkarılıyor. Onun için, bununla alakalı da "Parlamenter sistem ortadan kalkıyor, tamamen tek kişinin yönetimine geçiyor." gibi ifadeler de doğru değil.
Yine, rejimle alakalı söyleyebileceğimiz... Bütün arkadaşlarımız burada söylediler ama ben de bir daha altını çizmek istiyorum: Türkiye Cumhuriyeti devleti, 29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyet olarak rejimini ilan etmiştir. O günden bugüne de cumhuriyetin devamı sağlanmıştır, bugünden sonra da Allah izin verirse cumhuriyetin devamı sağlanacaktır. Dolayısıyla, bu konuda da rejimle alakalı en ufak bir sıkıntı olmadığı ortaya çıkıyor. Yine, biz 23 Nisan 1920'de parlamenter sisteme geçtik. İşte, az önce söylediğim gibi, 600 milletvekiliyle alakalı yapılan düzenleme de parlamenter sistemin devam edeceğini ortaya koyuyor.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye Cumhuriyeti devleti, dört bir tarafta terörle mücadele yapıyor. Bir tarafta PKK terör örgütü, diğer tarafta FETÖ terör örgütü, diğer tarafta, hemen sınırımızda PYD yapılanması, IŞİD yapılanması. Dolayısıyla, Türkiye Cumhuriyeti devleti, bunlarla mücadele ederken bizim de içeride birlik göstermemiz lazım, bir duruş göstermemiz lazım ve düşmana korku salan bir duruş göstermemiz lazım. Onun için, burada, elbette ki birbirimizi eleştirebiliriz, elbette ki yanlış bulduğumuz şeyler olabilir ama netice itibarıyla, devletimizin bekası için, ülkemizin bu terör belasını defedebilmesi ve bununla en iyi şekilde mücadele edebilmesi için de bir dik duruş göstermemiz lazım. Yani, hem terör örgütlerine karşı dik duruş göstermemiz lazım hem Türkiye üzerinde oyun oynayan emperyal güçlere karşı dik duruş göstermemiz lazım. İşte, bugün Milliyetçi Hareket Partisinin ortaya koymuş olduğu duruş da bu duruştan ibarettir.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)