| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 11.01.2017 |
MHP GRUBU ADINA ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa değişikliği teklifinin 3'üncü maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gençlik konusu, bütün iktidarların ana konularından birini oluşturmaktadır. Tarihi süreçte baktığımızda, bütün iktidarların özellikle gençliğin yetiştirilmesine yönelik olarak birçok politikalar ürettiğine şahitlik ediyoruz. İşte, neden bu gençlik politikaları ve gençlere yönelik yapılan yatırımlar önem arz ediyor diye bakıldığında, bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin gençliğine yapılan yatırımlarla doğru orantılı olarak gittiğini biz biliyoruz. Çünkü, gelişmiş ülkelerdeki gençliğe yapılan yatırımlara dikkatinizi çektiğinizde, eğitim seviyesinin durumu, gençlerin yetiştirilme sürecine baktığımızda, inanın, bunların çok daha paralel gittiğini, AR-GE çalışmalarının, yenileşme çalışmalarının bunlarla paralel olarak sanayi üretimine dönüştüğüne de şahitlik ediyoruz. İşte, bu açıdan bakıldığında, diyoruz ki, gerçekten, gençliğin yetiştirilmesi çok önemli. Ben bir örnekle buna, özellikle 1965 yılında Hüseyin Nihal Atsız'ın gençliğin yetiştirilmesine yönelik olarak yazdığı bir makaleyle, dönemin Hükûmetini kurmak için görevlendirilen Suat Hayri Ürgüplü yönetiminin programına yönelik olarak yaptığı eleştiriden bahsederek devam etmek istiyorum. Şimdi, buradan baktığımızda, Suat Hayri Ürgüplü Hükûmeti kurduğu hükûmet programında gençliğin milliyetçi olması gerektiği yönünde vurgu yapıyor yani altının boş olduğu bir söylemi programlarına yerleştiriliyorlar. Hüseyin Nihal Atsız da diyor ki: "Eğer siz gerçekten buna inanıyorsanız bu lafın, bu sözün altının doldurulması gerekir ve bunun için de, bunu gerçekten uygulamak istiyorsanız Anayasa'yla bunların değiştirilmesi..." Anayasa maddelerine bir hüküm getirilebileceği yönünde de önerileri var. Yani, eğer gerçekten gençliğe yönelik bir şeyler yapmak istiyorsanız yolunuz açık diye. Biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak diyoruz ki: Eğer hamasetin ötesinde bir şeyler yapmak istiyorsanız, Milliyetçi Hareket Partisi her zaman bu ülkenin gençliğinin faydasına yönelik bütün programların arkasında durmuştur ve bundan sonra da duracaktır.
İşte, gençlik denilince özellikle birçok şey söylüyoruz. İki kavramdan bahsedebiliriz: Bir tanesi, metaforik anlamda gençliğe yüklediğimiz anlamlar, bir de şu anda elimizde bulunan gerçek gençliğin durumu. Baktığımızda görüyoruz ki, metaforik olarak o kadar çok şey söylüyoruz ki işte, "ülkemizin geleceği", bilmem, "bütün göz nurumuz, göz bebeğimiz", "bütün yatırımlar onlar için" ama bunların altının boş kaldığını görüyoruz. Gerçekten gençliğin durumuna baktığımızda hiç de öyle olmadığını biraz sonra rakamlarla, istatistiklerle paylaşmak istiyorum.
Sosyolojik olarak bakıldığında, bir toplumun enerjisi gençlik, bir toplumun umudu, itici gücü gençliğimiz ama işte, bunun altyapısının doldurulması gerekmektedir. Kalkınmanın, gelişmenin önemli unsuru gençlik ama zamanın ruhu açısından her dönemin sosyal ve kültürel şartlarına göre de gençliğin yetiştirildiğini biliyoruz. On dört yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarda ve gençlik adına yapılan çalışmalara da hep birlikte şahitlik ediyoruz.
Türk tarihine baktığımızda, gençlik, toplumların her döneminde bir değer olarak kabul edilmiştir ve bu kabullerin ve icraatların verdiği güçle, destekle Türk gençliği de tarih yazmıştır aslında. Bu millet birçok zorluklarla karşı karşıya kalmıştır ama asla hürriyetinden de vazgeçmemiştir. Çünkü, bu toplum bir bütün olarak ele alındığında gençlerin şimdiye kadarki politikalarda hiçbir zaman araçsallaştırılmadığını da tarih bize örneklerle vermektedir. Çünkü, Bilge Tonyukuk'un önderliğinde, Dede Korkut'un tecrübesinde, Ahmet Yesevilerin vicdan ve ahlakında, Akşemseddinlerin sabrında, Mustafa Kemal Atatürk'ün ve daha nicelerinin önderliğinde ahlak, erdem, adalet ve daha birçok değeri bu toplumla harç yaparak bu gençlik tarih yazmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda aldıkları sorumluluğun oluşturduğu güvenle Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyeti gençlere emanet etmiştir ve Gençliğe Hitabe de bunun göstergesi ve nişanesi olarak karşımızda durmaktadır. Peki, o zaman soruyoruz: Biz acaba gençlik için ne yaptık, hangi vizyonu oluşturduk, hangi verdiğimiz sözleri tuttuk, hangi programların uygulamalarını icraatlarla gerçekleştirdik? Yani bu açıdan baktığımızda biraz eksikliklerin olduğunu biliyoruz. Cenab-ı Hak kusursuz ve eksiksiz olarak bütün insanları yaratmaktadır; bunları geliştirmek de onların sorumluluğunu alan siz yöneticilere düşmektedir ve aynı zamanda bu kararları burada alan bu iradenin, millî iradenin temsilcisi olan bu Meclisin sorumluluğu altındadır. Türkiye'ye baktığımızda özellikle sıfırla 30 yaş grubu arasındaki oran, Türkiye nüfusunun yüzde 50'sini oluşturmaktadır ama gençlik politikalarına baktığımızda gençlik politikalarının bu nüfusu karşılıksız bıraktığına, başıboş bıraktığına da şahitlik ediyoruz. 15-24 yaş arası nüfusa baktığımızda da 13 milyon gençten bahsedebiliyoruz. Peki, bu 13 milyon gencin aslında bütün Türkiye nüfusuna oranı yüzde 17, Avrupa Birliğinin 28 ülkesine baktığımızda bu oran yani genç nüfusun oranının yüzde 12 olduğunu görebiliyoruz, bu da bizim elimizdeki büyük bir cevheri ifade ediyor.
İşte bu toplumun, bu gençlerin bizlerden beklentileri var ama işsizlik oranlarına baktığımızda işsizliğin yüzde 20 olduğunu, 800 binden fazla üniversite mezununun açıkta kaldığını görebiliyoruz. Uyuşturucu bağımlılığı oranının gittikçe yükseldiğine şahitlik ediyoruz ve 12 yaşa yükseldiğini de istatiksel verilerde elde ediyoruz. O zaman diyoruz ki: Bu gençliğin bazı şeylere ihtiyacı var ve bunları da net olarak tespit etmek lazım; nitelikli eğitim gibi -sanayi 4 devrimi geldi- norm ve değerlerin kazandırılması, beceri kazandırma, kendini ifade edebilme, özgürce gelişebilme gibi bir sürü değerlere sahip olması gerekiyor ve Uluslararası Yetişkin Becerilerinin Ölçülmesi Programı'nda elde ettiğimiz verilere baktığımızda, Türkiye'nin 31 ülke arasında 29'uncu ve 30'uncu sıralarda olduğunu -talihsizce- görebiliyoruz. Yani demek ki gençlikle ilgili olarak, gençlik politikaları ve icraatlarıyla ilgili olarak daha katedilmesi gereken çok yol var.
Bu kürsüden daha önce çok kere tekrar ettik, PISA sonuçları ve TIMSS sonuçları karnemiz zayıf. Yani dikkat edildiğinde, son dönemlerde, bırakın onları, üniversite giriş sınavlarındaki karnemizin de zayıf olduğunu görebiliyoruz. Daha Türkçeyi konuşamayan, 40 soruda ortalama olarak 20 sorunun yapılmadığı bir dönemden geçebiliyoruz; dikkat edilmesi lazım.
Gençlik kendini güvende hissetmek istiyor, geleceğe güvenle bakmak istiyor ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin garantisi ve güvencesi altında olmak istiyor. Bu gençliğe gerçekten sahip olmamız lazım, onlara vizyon oluşturmamız lazım ve bu ülkenin, bu devletin, bu yönetimin arkalarında olduğunu da söylememiz lazım.
Milliyetçi, ülkücü hareket bir gençlik hareketi olarak başladığı davasına Milliyetçi Hareket Partisi olarak da gençlik politikalarındaki tutarlılığıyla devam etmektedir.
Arif Nihat Asya'nın Fetih şiiriyle son vermek istiyorum sözlerime:
"Yürü, hâlâ ne diye oyunda oynaştasın?
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın."
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Topcu.