| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 12.01.2017 |
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Az önce yaptığınız işlem, başladığınız bir işi bitirememe işlemiydi çünkü Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi görüşülürken bir milletvekilinin oradan kalkıp başka bir konuyu gündeme getirmesi usule tamamen aykırı, İç Tüzük'te yer almayan bir işlemdir. Özellikle Sayın Başkandan rica ediyorum, bir işlem başladıktan sonra bitirip milletvekillerinin isteklerini dile getirmeniz kanaatimce daha uygun olur.
Türkiye Büyük Millet Meclisini muhakkak ki Başkanlık Divanı yönetecek; siyasi parti gruplarının, hiçbir partinin birbirinden farkı yok ve Başkan da yönetirken tarafsız ve bağımsız olarak yönetmek için gayret gösterecek. Nasıl ki başka siyasi partilerin orada itiraz hakları varsa AK PARTİ Grubunun da yapılan işleme karşı herhangi bir şekilde taraf olma, itiraz etme hakkı vardır diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, dün burada cumhuriyet tarihinde görmediğimiz, belki İç Güvenlik Yasası'nda kısmen yaşadığımız en çirkin bir hadiseyi yaşadık. Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsü, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." yazan bu kürsü, milletvekilleri tarafından işgal edildi, harap edildi. Çok üzülüyorum.
MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) - Siz harap ettiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şimdi, biz sayın grup başkan vekilleriyle konuşuyoruz, diyoruz ki bu işi devam ettirmeyelim ama olayın sebebi, müsebbibi olan milletvekili televizyon televizyon geziyor "AKP'liler bize böyle saldırdı." diyor.
Bakın, arkadaşlar, ne konuşuyorsak her yerde icraatın aynısı olması gerekir. İçeride konuşuyoruz başka, buraya geliyoruz başka. Biz inanıyoruz, güveniyoruz ama öbürü televizyon televizyon geziyor, "AKP'liler bize saldırdı." diyor. Bu yakışmaz. Laf ağızdan çıkar, bir kere çıkar; bu işi devam ettirmemiz gerekir, şurada ne konuşuyorsak onu yapmamız gerekir. Şimdi, öbür grup başkan vekili gidiyor "AKP'liler bize saldırdı."... Kim saldırdı Allah aşkına? Benim genel başkan yardımcımın burnunu kim kırdı? Görüntüler ortada; şuradan koşup saldırıyor, yumruk atıyor.
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Arkadan kalleşçe geliyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Yakışır mı bu iş? AK PARTİ'lilere saldırılıyor, burnu kırılıyor; arkasından öbür grup başkan vekili ve bir şifreyle, bir parolayla "Kürsüyü koruyacağız." diyor, herkes buraya gelmiş işgal ediyor. Ondan sonra çıkılıyor "AK PARTİ'liler bize saldırdı." deniliyor. Bu yakışmaz.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Isırıyorlar, ısırıyorlar Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İki: Cumhuriyet gazetesiyle ilgili bir şey gösteriliyor. Habercilikte bir yalan haber vardır, bir de iftira vardı, bir de ihanet vardır. O MİT tırlarıyla ilgili olan şeyler devlet sırrı değildir, yalan haberdir. Eğer Türkiye'yle ilgili bir konu dış dünyaya ihbar ediliyorsa, bu şekilde olmayan bir şey söyleniyorsa o ihanettir, ülkeye ihanettir ama bir milletvekilinin attığı "tweet": "Bugün AKP Grubu üzerimize saldırırken aralarından bazıları tekbir getiriyordu. O sırada IŞİD'in kinini, nefretini bazı gözlerde gördüm."
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - El insaf!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bu da iftiradır, ahlaksızlıktır.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Şerefsizliktir.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - CHP'ye çok yakışıyor bu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Tıpkı Danıştay saldırısında olduğu gibi; Danıştay saldırısında biri "Tekbir getirerek silahını sıktı." dedi, burada da aynen "AK PARTİ'liler bize tekbir getirerek saldırdılar." dedi.
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Yalanın ta kendisi.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Başkan, çıksın "Yalan." desin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Kimse kimseye saldırmadı, sadece işgal engellendi, kürsü işgali engellendi, başka bir iş yapılmadı.
İki: Bir milletvekili, kadın milletvekili, "Bana birileri saldırdı." diye ortaya çıkıyor. Bu da haysiyetsizliktir. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; CHP sıralarından gürültüler)
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - Yapma ama, bunu yapma; çok yanlış.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Kim ona saldırdıysa haysiyetsizin en büyüğüdür. Ama bir yalan varsa en büyük haysiyetsizliktir.
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - E görüntüleri var.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Burada ben oyumu kullanırken, benimle ilgili görüntüyü çekmek kimsenin hakkı değildir ama Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinde büyük bir kaset yapma sevdası var. Bırakın artık bu kaset sevdasını, vazgeçin şu kaset sevdasından. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Onların varlık sebebi kaset.
MEHMET METİNER (İstanbul) - Kasetle geldi...
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Oy kullanıyorum, burada oyumu kullanıyorum, aramda 1 metre mesafe var ve canlı yayın yapıyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Milletvekiline müdahale var.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ben o kadın milletvekiline dokunmadım, sadece sözle uyardım ama o milletvekili çıkıyor televizyonlarda "AK PARTİ grup başkan vekili bana böyle saldırdı, boynumda bir şey var." diyor. Grup başkan vekili de diyor ki: "Şu Kaplan Hanım'a da geçmiş olsun..." Ne idare amirimiz ne ben o kadın milletvekiline kesinlikle dokunmadık.
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - Telefonunu aldı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sadece yaptığı işin yanlış olduğunu söyledik ve "Telefonunu çek, beni çekemezsin." dedim. Bir kadın milletvekilini getirip de burada kadın istismarını yapacak şekilde kullanmak hiçbir siyasi partiye de yakışmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bakın, dün bir milletvekili arkadaşımızı bacağından biri ısırmış. (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
(İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır ve Antalya Milletvekili Gökcen Özdoğan Enç'in "Dikkat köpek giremez." yazılı bir pankart açması)
TUR YILDIZ BİÇER (Manisa) - Yazık! Yazık!
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - Yahu, bırak! Nerede? Nerede? Bak, bu doğru değil. Mustafa Bey, doğru değil o.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Niye buna "Yalan." diyorsun? Kaplan'ın söylediğine "Yalan." demiyorsun da buna niye "Yalan." diyorsun? Bacağından biri ısırmış. Biz burada milletvekillerinin görev yaptığını zannediyoruz, burada milletvekilleri var diye tahmin ediyoruz, bacağından ısıran insanların olmaması gerektiğini söylüyoruz. Bir milletvekili bacağından ısırılır mı? Bu yakışık alır mı? Doğru bir iş mi?
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Yalan! Yalan!
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - Doğru değil Mustafa Bey, doğru değil. Her şeyin görüntüsü var, onun var mı?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, değerli milletvekilleri, bu Anayasa değişikliğinde dün olay çıkarma sebepleri neymiş? "Parlamentonun itibarı ortadan kalkacak, Parlamento lağvolacakmış." Tamamen yanlış. Buna karar verecek kim?
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - Vallahi ayıp! Şu yaptığınız yanlış.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın değerli milletvekilleri, Sayın Baykal konuşmasında dedi ki: "Parlamentonun denetimini tamamen kaldırdınız." Anlaşılan o ki Sayın Baykal teklifi okumuş, Komisyondan geçen metni okumamış. Teklif maddesinde, daha sonraki maddelerde düzenlenen, soruşturma komisyonuyla ilgili kısım Anayasa'nın 98'inci maddesine dercedildi. Anayasa'nın 98'inci maddesi "Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme ve denetim yolları" kenar başlığıyla vardır. Orada ne yazar? "Genel olarak" der; "Genel olarak" içerisinde "yazılı soru, sözlü soru, Meclis araştırması, genel görüşme" yazar. Arkasından "B. Gensoru" der, "C. Meclis soruşturması" der. Biz burada bu bilgi edinme ve denetim yollarından sadece gensoruyu kaldırdık, o da sistemin özü gereğince bu şekilde. Yani Parlamento içerisinden çıkan bir hükûmet değil ki Parlamento güven oyuyla yapsın. Güven oyunu Cumhurbaşkanlığı seçiminde zaten iktidar alıyor, o bakanlar güven oyunu aynı gün yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimiyle birlikte almış oluyor. Yine, ne zaman olacak? Yapılacak yeni bir seçimle o Parlamento güven oyunu, seçimle birlikte o millet Cumhurbaşkanına vermiş olacak.
Milletten korkmayın, milletten kaçmayın, halktan hiç kaçmayın.
MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) - Siz korkuyorsunuz. Niye televizyonları açmıyorsunuz?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Çünkü bu, önünde sonunda, siz de "evet" deseniz, başkaları da "evet" dese, halkın huzuruna gidecek. Hani hep söylüyorsunuz ya, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, şu hanımefendi Meclisi tahrik etmiyor mu? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bu Anayasa, 15 Temmuzda egemenliğin asıl sahibi olan milletin önüne gidecek...
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bu hanımefendi Meclisi tahrik etmiyor mu? Bu, terbiyesizlik değil mi?
BAŞKAN - Sayın Özkoç... Sayın Özkoç, lütfen...
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Şu hanımefendi Meclisi tahrik etmiyor mu?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...ve oylamada o millet ne derse o gerçekleşmiş olacak. (AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Sayın Başkan, burada "köpek" diyor, "köpek."
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - İdare amiri nerede?
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Sen nasıl bir insansın ya!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Yine başladınız.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, ellerimizdeki dövizleri, pankartları bırakalım lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bu hanımefendi Meclisi tahrik etmiyor mu? Bu, terbiyesizlik değil mi?
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Sen vekillere bu hakareti nasıl yaptırıyorsun? Yazıklar olsun sana arkadaş ya!
BAŞKAN - Lütfen, sayın milletvekilleri...
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri...
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Yazıklar olsun sana!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bu, terbiyesizlik değil mi? Bu hanımefendi kendi rüştünü mü sergiliyor?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri...
Şu kamerayı kaldır, şu televizyonu kaldır, oradaki televizyonu kaldır.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bu, terbiyesizlik değil mi?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Oradaki televizyonu kaldır.
BAŞKAN - Lütfen...
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bu hanımefendi Mecliste nasıl duruyor?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri... Oradaki televizyonu kaldır. O televizyonu kaldır oradakini.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bu hanımefendiyi nasıl tutuyorsunuz?
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - O elindeki "Köpek giremez." diye... Çok ayıp, çok ayıp!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ayıp o tarafta, ayıp o tarafta; ayıp burada değil, ayıp o tarafta, ayıp onda.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, oturur musunuz.
Lütfen, herkes yerine.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bu, hanımefendi, terbiyesizlik değil mi?
HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Otur yerine!
(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Ayıp!
BAŞKAN - Herkes yerine lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bu milletten korkmayacaksınız. 2 siyasi parti tarihî bir uzlaşma örneği gösterdi.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Yazıklar olsun!
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - Çok ayıp, çok ayıp!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan...
MUSTAFA KÖSE (Antalya) - Otur yerine be!
BAŞKAN - Sayın Özkoç, oturun siz de yerinize.
Lütfen herkes yerine otursun.
MUSTAFA KÖSE (Antalya) - Hayret bir şey ya, her şeyde ayağa kalkıyorsunuz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Olacak şey mi? Konuşmayın!
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Adam ol, adam!
BAŞKAN - Lütfen...
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - "Benim fikrim olursa uzlaşırım, benim fikrim olmazsa uzlaşmam." Bu despotik bir tavırdır, faşizan bir tavırdır.
(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Konuşuyoruz, anlaşıyoruz ama "Benim dediğim olmazsa bu olmaz, uzlaşma olmaz." şeklindeki yaklaşım doğru bir yaklaşım değildir.
Değerli milletvekilleri, önünde sonunda bu, vatandaşın önüne gidecek, vatandaş ne söylerse hepimiz ona "Eyvallah." diyeceğiz, "Evet." diyeceğiz.
Milletten kaçmayan, milletin verdiği karara bugüne kadar da...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Yazıklar olsun sana! Yazıklar olsun!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...hep boyun eğen, hep "Evet." diyen değerli milletvekillerini sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)