| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 13.01.2017 |
TALİP KÜÇÜKCAN (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 9'uncu maddesi hakkında konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi, milletimizi ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, millî iradenin tecelligâhı olan bu yüce Meclisin onurunu ve itibarını korumak hepimizin öncelikli görevleri arasındadır. Üzülerek ifade etmeliyim ki bazı üyelerimizin davranışları Meclisimizin itibarına ciddi zararlar vermektedir. Direniş ve protesto doğal haktır ancak bu kelime ve kavramları kullanarak diğer milletvekillerinin konuşma hakkını ihlal edecek biçimde kürsüyü işgal etmek, görüntü kayıtlarından da açıkça anlaşıldığı üzere, planlı biçimde bir milletvekiline saldırmak, yumruklamak ve fiziki şiddete başvurmak hepimizin kınaması gereken davranışlardandır. Bu vesileyle, Genel Başkan Yardımcımız Sayın Fatih Şahin'e yapılan saldırıyı kınıyor, kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Sayın milletvekilleri, üzerinde söz aldığım 9'uncu madde Cumhurbaşkanının siyasi, yargısal ve cezai sorumluluğunu düzenlemektedir. Ne yazık ki teklif aleyhine söz alanlar genelde "tek adam", "otoriterleşme", "yetkilerin tek elde toplanması" ve hatta "sivil darbe" gibi, hiç rasyonel olmayan, temeli olmayan, hayali kaygılar ve korkular üzerinden tartışmalarını sürdürmekte ve itirazlarını ortaya koymaktadırlar. Elbette bu onların doğal hakkıdır ancak ilkeler ve teklifin somut içeriği üzerinden rasyonel bir müzakerenin daha yapıcı olduğunu ve bizim de bu tercihi kullandığımızı belirtmeliyim.
Demokratik yönetimlerin, hukuk devletlerinin ve meşru iktidarların ortak nitelikleri arasında saydamlık ve hesap verebilirlik son derece önemlidir. Aynı nitelikler ve ilkeler liderler ve yürütmenin başında olan yetkililer için de geçerlidir. Saydamlık, hesap verebilirlik ve sorumluluk taşımayan yönetimler ve liderlerin meşruiyeti her zaman sorgulandı ve bundan sonra da sorgulanacaktır. Yetki kullanımı ve sorumluluk arısında bir dengenin kurulması demokrasi ve hukuk devletinin kalitesini gösteren ölçütler arasında yer alır. Bu bağlamda, teklif edilen düzenleme Cumhurbaşkanının sorumluluklarının belirlenmesi ve artırılması açısından yeni bir dönemin başlangıcına zemin hazırlamaktadır.
Değerli milletvekilleri, mevcut sistemde Cumhurbaşkanının siyasi sorumluluğu yoktur. Şu anda yürürlükte olan 1982 Anayasası'na göre, Cumhurbaşkanı görevi sırasında tek başına aldığı karar ve verdiği emirlerden sorumlu tutulamaz, görev alanına giren herhangi bir suçtan dolayı bir suçlama yapılamaz, görevine ilişkin konular için denetlenemez. Cumhurbaşkanının teklifiyle Başbakan ve ilgili bakanlarca yapılan iş ve işlemlerden siyasi olarak Başbakan ve bakanlar sorumludur. Mevcut Anayasa'ya göre, Cumhurbaşkanının yargısal sorumluluğu yoktur, sadece vatana ihanet suçlamasıyla yargılanabilir. Yani, bir dokunulmazlık zırhı vardır şu anda. Yine mevcut Anayasa'ya göre, vatana ihanet dışında cezai sorumluluğu da yoktur, işlediği iddia edilen başka suçlardan dolayı yargılanamaz. Teklif edilen anayasa metninde ise bunun tam tersi var. Yani, Cumhurbaşkanına bir taraftan siyasi sorumluluk getirilirken, diğer taraftan Cumhurbaşkanının yargısal sorumluluğu artırılıyor. Yürütme yetkisini icra edecek olan Cumhurbaşkanına yargı yolunu açıyoruz. Cumhurbaşkanının yargılanmasına bu Meclis karar verecek, başka birileri değil. Yani, biz yine denetim görevini sonuna kadar sürdüreceğiz. Milletin doğrudan seçtiği Cumhurbaşkanının yine milletin seçtiği bu yüce Meclis tarafından denetlenmesi sürdürülecek. Ve tabii ki cezai sorumluluk da getiriliyor cumhurbaşkanlarına. 1982 Anayasası'na göre, sadece vatana ihanet suçlamasıyla cezai sorumluluğu olan Cumhurbaşkanına yürütme yetkilerini kullanımından kaynaklı diğer suçlamalara ilişkin soruşturma açılabilecek.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Milletin seçtiği vekili kim belirliyor, isimleri kim belirliyor?
TALİP KÜÇÜKCAN (Devamla) - Daha önce bunun sayıları, rakamları, oranları burada belirtildi.
Sonuç itibarıyla söylemek gerekirse, 9'uncu madde Cumhurbaşkanına siyasi, yargısal ve cezai sorumluluklar yüklemektedir, Meclise de önemli bir denetim imkânı vermektedir. Bu imkân ve vazife bizim için son derece önemlidir ve bundan sonra seçilecek Cumhurbaşkanı yine bundan sonra seçilecek olan bu Meclis tarafından demokratik yollarla denetlenmeye devam edecektir. Bu da demokratik bir yönetim biçimi ve hukuk devletinin gereğidir.
Bu vesileyle, tekrar Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Küçükcan.