GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:58
Tarih:14.01.2017

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa değişikliği teklifinin 15'inci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına vermiş olduğumuz önerge üzerine söz aldım.

Ben de öncelikle, Değerli Milletvekilimiz Sayın Saffet Sancaklı'nın eşine acil şifalar diliyorum ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Haftalarca üzerinde konuştuğumuz bu Anayasa değişikliği, ülkemizin içinde bulunduğu güvensizlik, huzursuzluk, ekonomik darboğaz ortamı başta olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı darbe dönemlerini aratmayan bir baskı ortamı ve OHAL döneminde gerçekleşiyor.

Değerli milletvekilleri, 2014 yılında Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle birlikte Anayasa'da belirlenmiş olan yetkilerini aşan ve Anayasa'yı tanımayarak oluşan hukuk dışı, otoriter fiilî duruma bir anayasal zemin oluşturma çabalarına şahit olduk. Toplumsal uzlaşıdan uzak bir biçimde iki siyasal partinin bir araya gelerek hazırladıkları teklifin bir hükûmet sistemi değişikliği olduğu ileri sürülüyordu. Anayasa Komisyonunda geneli üzerinde görüşmeler devam ederken Başbakanın milletvekillerini Anayasa değişikliği maddeleriyle ilgili bilgilendirdiğini ve kendilerine "Teklifin virgülüne dahi dokunmayacağız." dediğini duyduk. Komisyonda verilen önergelerle birçok değişikliğin yapıldığını, iki parti arasındaki uzlaşının çöktüğünü ve bu metnin çöktüğünü komisyon aşamasında söyledik ama dinlemediniz, ülke bu kadar kaos içindeyken teklifi aceleyle Genel Kurula getirdiniz ve aceleyle geçirmeye çalışıyorsunuz.

Evet, 15'inci madde görüşmelerine geldik, hâlâ bu tasarıyı hazırlayan iki parti arasında uzlaşmanın sağlanmadığına bugün de Genel Kurulda şahit olduk. Komisyonda ısrarla, uzun uzun, teknik ve hukuksal bilgilerle biz "İlk 4 madde değişiyor." dedik, "Hukuksuzluğa, fiilî duruma anayasal kılıf arama çabasıyla tek adam dikta yönetiminin taşları döşeniyor." dedik, "Bu tasarıyla cumhuriyet rejimi yıkılıyor." dedik, "Bu tasarı Anayasa'ya aykırı." dedik, siz dinlemediniz. Bugün itibarıyla bu Anayasa değişikliğinin bir hükûmet sistemi değişikliği olmadığı, hedefinin laik, demokratik, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak olduğunu Adalet ve Kalkınma Partili bir milletvekilinin Anayasa'nın ilk 4 maddesinin de değiştirilebileceğini söylemesiyle tescillenmiştir artık. Hâlâ devlet yönetiminde krizlere engel olmak gerekçesiyle bu tasarıyı destekleyenler, bizim haklılığımız karşısında ne düşünüyorsunuz? Acaba, gelinen aşamada bu tasarıya destek vermekteki gerekçeniz olan imkân ve idealleriniz hâlâ gerçekliğini koruyor mu?

Değerli milletvekilleri, benim üzerinde konuşacağım madde Meclisin Anayasa'yla belirlenmiş bütçe hakkının yine bir tek adamın yetkisine yani Cumhurbaşkanına devredilmesiyle ilgili bir düzenlemedir. Parlamentonun sahip olduğu en önemli görev bütçe hakkıdır. Halkın iradesinin tam tecelli ettiği Mecliste görev yapan biz milletvekilleri halkın bize verdiği yetkiye dayanarak bu kamu gelir ve harcama kalemlerini yasalara uygun, halkın talep ve beklentilerine uygun harcanmasını sağlamak için denetim görevimizi yapıyoruz. Parlamentonun bu yetkisinin elinden alınarak halkın yüzde 51'inin oyuyla görev yapacak bir partili Cumhurbaşkanına bütçe yetkisini devretmek bu halkın iradesini yok saymaktır. Devletin gelir kalemlerine katkı sağlayan yüzde 49'un harcama kalemlerindeki talep ve beklentilerinin yok sayılması demektir.

Değerli milletvekilleri, Parlamentonun elinden bütçe hakkının alınmasının yanında ayrıca kamu adına bütçe denetimi yapan Sayıştayın da iyice işlevsiz ve anlamsız hâle gelmesine neden olacaktır. Üst düzey kurumlar arasında yer alan Sayıştayın üyelerini de partili Cumhurbaşkanının kendisi belirleyecektir. Zaten çalıştırılamayan bir kurum olan Sayıştay nasıl olacak da objektif olarak denetim görevini yapabilecektir?

Özetle, millî iradenin tecelli ettiği Meclisten bütçe hakkının alınması aslında bu anayasa değişikliğinin en önemli gerekçesi olarak vurguladığınız millî iradeyi işinize gelmeyince nasıl yok saydığınızın da bir ispatıdır.

Evet, değerli milletvekilleri, Komisyon görüşmelerinde de söylediğim gibi, yüce Meclis ve yüce milletin önünde yemin ettiğimiz gibi tam demokratik, laik, sosyal, hukuk devletine ve cumhuriyet rejimine hep birlikte sahip çıkacağız. (CHP sıralarından alkışlar)