| Konu: | Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydın'ın Cumhurbaşkanına yönelik bazı ifadelerle ilgili görüş bildirmesinin İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında usul görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 59 |
| Tarih: | 15.01.2017 |
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, burada ifade edilen Türkiye Cumhuriyeti devletiyle alakalı bir konudur. İdari yapımızın nasıl olacağı, ne şekilde olacağı, illerin hangi tanımlamalarla ifade edileceği, hangi coğrafi bölgelerin olduğu ortadadır. Geçmişte anlamından çıkartılarak, anlamından kopartılarak, farklı noktalara çekilerek birilerinin kendi istedikleri ifadeleri kullanmak için bir sebep ve temel oluşturulmak istenen konuşmanın ne olduğu kayıtlarda mevcuttur. Bunu defaatle bu kürsüden bizler de ifade ettik. Orada kastedilenin neresi olduğu, Osmanlı dönemine atıf yapıldığı, genç cumhuriyetle beraber illerimizin, bölgelerimizin nasıl ifade edileceği çok açık şekilde mevcuttur ve bunun üzerinden tekrar farklı bir amaca yönelik bir çabanın içerisine girilmesini de doğru bulmuyoruz.
Bir diğeri: Türkiye Cumhuriyeti'yle alakalı olan meselelerde Başkanlık Divanının devletin yapısını ilgilendiren, devletin idari yapısını ilgilendiren konularla alakalı görüş beyan etmesi doğal bir şeydir. Burada AK PARTİ'yle alakalı Başkanlık Divanı bir görüş beyan etse bunu anlayabilirim. O zaman "Neden bir siyasi parti noktasında açıklama yapıyorsunuz." diye muhalefetin eleştirisini anlayabilirim ama Türkiye Cumhuriyeti devletiyle alakalı Başkanlık makamının bir görüş beyan etmesinin muhalefet partilerini rahatsız etmemesi gerektiğini düşünüyorum, bundan kimsenin rahatsız olmaması lazım. Kaldı ki Başkanlık Divanına "Bakın, 64'e uymuyorsunuz", "Dikkat edin!", "Usul tartışması açarız ha!" gibi tehditvari bir söylemi de yadırgadığımı ifade etmek isterim değerli arkadaşlar. Yani sürekli "Bizim istediğimiz gibi hareket edin yoksa usul tartışması açarız, ona göre." Bu doğru bir söylem değildir. Önümüzde önemli gündemler var, önemli yasalar var.
Bakın, tartıştığımız konu Başkanın Türkiye Cumhuriyeti devletiyle alakalı ifade ettiği bir konudan dolayı "Neden böyle bir şey ifade ediyorsun?" noktasında Cumhuriyet Halk Partisinin "Acaba, buradan da bir on on beş dakika daha işi öteler miyiz?" derdiyle kaynaklı bir hadise.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Yok ya, "Bitirelim, gidelim." diyoruz.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Budur Sayın Altay, budur, başka bir şey değildir. "Üçer dakika daha, on beş dakika daha bu işi geciktirdik." Başka bir gerekçesi yoktur değerli arkadaşlar, Sayın Altay da bunu biliyor. Sayın Başkan Vekilinin söylediğine bir itirazı yok ama neden bunu söylüyorsun, buradan bir şey çıkartır mıyız? Bu, gerçekten doğru bir şey değil. Hele hele Engin Altay gibi tecrübeli, uzun yıllardır bu Parlamentoda olan bir siyasetçi ve Grup Başkan Vekilinin böyle bir konuda usul tartışması açmasını ben hakikaten anlayabilmiş değilim ve yadırgadığımı da ifade etmek isterim. Başkanlık Divanının lehinde olduğumuzu da belirtmek istiyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)