GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:60
Tarih:17.01.2017

HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; bundan birkaç ay önce, yine bu kürsüde, yine partinizin bir düzenlemesiyle ilgili görüşlerimi aktarmıştım. O zaman da OHAL'le birlikte iflas ertelemelerini yasaklıyordunuz. Saygıdeğer milletvekilleri, o zaman şunu söylemiştim: Tam tersine, iflas ertelemelerine ilişkin yeni bir düzenlemeye çok acil ihtiyaç var. 2001 yılında, Türkiye ekonomik krize girdiğinde, o dönemdeki koalisyon hükûmetinin yaptığı en doğru -biraz da gecikerek- iş İstanbul yaklaşımı adı verilen yeniden yapılanmaya ilişkin düzenlemeydi. Sonra, partinizin iktidarıyla birlikte, 2006 yılında Anadolu yaklaşımı adında yeni bir düzenlemeye daha ihtiyaç duyuldu ve doğruydu, yapılması gerekiyordu çünkü Türkiye'nin istihdama, sektörlerin ayağa kalkmasına, borç yapılandırmasına, bankalarınsa sıkışmış finansmandan çıkmasına ihtiyaç vardı ama bugün, 2017 yılında 2001'den, 2006'dan çok daha ağır koşulların olmasına rağmen, özellikle yapmanız gereken bir yapılandırma yasasını bugüne kadar Parlamentoya getirmediniz. Bakın, ortaya çıkan sonuç sektörlerde çok ağır bir tahribata doğru gidiyor. Özellikle OHAL'le birtakım iflas ertelemelerini yasaklamanız, arkasından bu FETÖ yapılanmasına ilişkin icra takipleri, mahkeme kararlarının icra edilmesini yasaklamanızla birlikte sektörlerde çok ciddi sıkıntılar ortaya çıktı. Bankalar alacaklarını alamıyorlar, alacaklarını takip de edemiyorlar ama buna ilişkin lider bir banka seçip borç yapılandırmasına ilişkin bir düzenleme de getirmediniz. Böyle olunca finans piyasasında müthiş bir sıkışma var. Bunu daha fazla ötelemenizin hiçbir anlamı yok. İstihdam giderek daralmakta, fabrikalar kapanmakta, Türkiye'nin 5 temel sektörü turizm, inşaat, tarım, müteahhitlik, otomobil ve tekstil sektörünün tamamında büyük daralmalar var. Bu sektörlerin önünü açacak olan bankalarsa kendi dertlerine düşmüşler, borç yapılandırması yapamıyorlar çünkü Bankalar Kanunu'nun 160'ıncı maddesi Demokles'in kılıcı gibi başlarının üzerinde dolaşıyor.

Sayın Bakan, saygıdeğer milletvekilleri; bu konu siyasi bir polemik konusu yapılacak durumda değildir. Bir an önce, ivedilikle bir İstanbul yaklaşımı gibi, Anadolu yaklaşımı gibi borç yapılandırmasını bu Parlamentonun gündemine getirip yasalaştırmamız gerekmektedir. Aksi hâlde -Komisyonda söylediğim gibi- iki ay önce 7.400 olan firma şu anda 16 bin firmaya çıkmıştır. Bu, toplam istihdamın yüzde 21'ine kadar çıkan bir sayıdır. Doğal olarak bu kadar istihdamı sokağa dökecek bir tedbiri almamanızın Hükûmete ve ülkeye kaybettireceği ekonomiyi hesaplamanızı tavsiye ederim.

Burada bir başka konunun da altını çizmek isterim: Bakınız, borç takibinde bankalara sağlanmış olan son derece lakayıt bir düzenleme var. Bankalar bir tek alacağı birçok mükerrer takip konusu yapabilmekteler ve buna ilişkin ne yazık ki bir yasaklama bugüne kadar getirmediniz. İpoteği ayrı, çeki ayrı, bonoyu ayrı, sözleşmeyi ayrı, kefaleti ayrı vesaire takibe koyuyorlar, 1 liralık alacak 5 liralık alacak gibi gözüküyor ve sonra, tahsil aşamasına geldikleri zaman 5 ayrı avukatlık ücreti, 5 ayrı icra ücreti vesaire isteniyor. Bunların hiçbirisi doğru değildir, buna ilişkin derhâl müdahale etmenizi tavsiye ederim.

Yine Komisyonda söyledim, "Yapmayın, etmeyin." dedik, çeke ceza getirdiniz. Dünyanın hiçbir uygar ülkesinde çeke ceza hükümleri getirilmez. Çekin sözleşme olduğu dünyanın bütün uygar ülkelerinde kabul edilmiş bir şeydir ama şimdi siz getirdiniz. Şimdi sonuca bakalım: 2016 yılında 730.144 adet, 730.144 adet çek karşılıksız kalmıştır. Şimdi soruyorum Sayın Bakan: 730.144 adet ceza davası demektir bu, bunun devlete yükünü görüyor musunuz? Bu insanları cezaevine tıkmanın ne demek olduğunu anlıyor musunuz? Bir de bu insanların çekleri niye karşılıksız kaldı? İflas ertelemesine giden insandan alacağını alamayan insanın ne yapması gerekiyor? Soruyorum size. Yurt dışındaki alacaklarını tahsil edemeyen insanların bir de bunun üstüne üstlük cezaevine girmesi adalet sistemi içerisinde hangi vicdana sığar? Bunu nasıl bir yasal düzenlemeyle izah edebilirsiniz? Günlük, ileri görüşlü olmayan, spontane tedbirlerle ekonomiyi yapılandırmanız mümkün değildir.

Sayın Bakan, ekonominin 5 temel sektörünün önünü açacak tedbirleri bugüne kadar buraya getirmediniz. Sizi uyarmakla gerçekten dilimizde tüy bitti ama maalesef, bunları bugüne kadar yapmadınız, bunun bedelini Türkiye ağır ödüyor, döviz kurları bunun bir göstergesidir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)