GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:60
Tarih:17.01.2017

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; buraya geldiğimizde birkaç kere söylediğimiz bir örneği bugün tekrar yaşıyoruz. Trafik sigortalarıyla ilgili yakın dönemde bir düzenleme yapıldı. Bu kez tekrar bir düzenleme daha geldi. Bu düzenlemeyle de ileride mutlaka yasal anlamda sorunlar doğacak ve uluslararası sigorta şirketlerinin talepleri doğrultusunda yapılan, orijinal parçanın yerine eş değer parçanın kullanılması da sıkıntılar yaratacak. Bir süre sonra buna benzer bir kanun teklifi daha gelebilir. Ancak, benim değinmek istediğim farklı sorunlar var.

Bildiğiniz gibi, bir yıl önce Sayın Başbakan, sizin Türkiye Büyük Millet Meclisi grup toplantınızda, taşeron işçilerin üç ay içinde kadroya alınacağı sözünü vermişti. Aradan geçen sürede bu konuda bir çalışma yapılmadı. Taşeron işçiler merakla bekliyor, 750 bin kişiye verilen söz ne olacak diye. 4/C'liler var, 4/C'lilerin on dört ay, on beş ay önce toplu sözleşmeyle kazanmış oldukları haklar var, ne yazık ki onlar da uygulamaya geçirilmiyor. 4/B'liler var, eşit işe eşit haklar verilmesi gereken. Bunların da hakları bugüne kadar verilmedi.

Tabii, bunların verilmemesinin yanında, bir de Çalışma Bakanına sordum: "Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?" dedim. "Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili bir düzenleme yapmamız işleyişe uygun değil, bu nedenle yapamayız." dedi. Ardından "2000 yılından sonraki intibak yasasıyla ilgili yine bir beklenti var, bununla ilgili ne yapacaksınız?" dedik. Bununla ilgili olumsuz olduğunu söyledi.

Ama son günlerde fıkra tadında açıklamalar yapıyor. Çalışma Bakanımız Sayın Müezzinoğlu, anneannelere, babaannelerin evde çocuk bakmalarıyla ilgili maaş bağlanacağını, destek verileceğini söylüyor; sonra umut doğuyor, böyle güzel bir proje, oysa bir bakıyorsunuz ki 1.000 kişiyi aşmayacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yapabileceği projenin Türkiye genelinde sunumuna giriyor. Ardından da üniversite mezunlarının yüzde 30'unun üniversiteyi bitirdikten sonra istihdam edilmek için müracaat etmemelerini yadırgadığını, bu konuda açıklama yapılmasını istediğini belirtiyor.

Sayın Bakana ben sordum, Türkiye'de üniversite mezunlarından işsiz sayısının kaç olduğunu; kendisi daha birkaç gün önce -döküm hâlinde- hangi mühendis, ne kadar üniversite mezunu işsiz... Kendisinin belirttiği rakama göre 509.536 kişi İŞKUR'a başvurmuş. Yani İŞKUR'a başvuranlara iş bulamamış, üniversiteden mezun olanların istihdam için niye başvurmadıklarını soruyor. Sanki başvuranlara iş bulundu da onlar başvursa iş bulacak. (CHP sıralarından alkışlar)

Burada yaptığı açıklamada işverenlere diyor ki: "Siz bunları alırsanız 1'inci yılda asgari ücretin yüzde 50'si, 2'nci yılda yüzde 25'i kadar ilk mezunlar için destek sağlayacağız." Şimdi Sayın Maliye Bakanı burada. Bunların kaynağı nereden bulunuyor da emeklilikte yaşa takılana gelince olumsuz, intibakta bekleyene olumsuz, buna benzer düzenlemelerde olumsuz? Ama, yine insanlara umut saçılıyor. Bu umutlar niye veriliyor? Herhâlde varsayılıyor ki: Anayasa'yla ilgili tekliflerinin yarın çıkabileceği düşünülüyor. Referandum öncesi yurttaşlara bir parmak bal... E, yerler mi artık? (CHP sıralarından alkışlar) Siz dediniz ki: "Size, taşeron işçiye kadro vereceğiz." Bir yıldır oyaladınız, vermediniz. İnsanlara inandırıcı gelir mi?

Bu yeni düzenlemeyle Anayasa'da Bakanlar Kurulu olmayacak -zaten yoklar- Bakanlar Kurulu olmadığı gibi gensoru olmayacak, güvenoyu olmayacak, sözlü soru önergesi olmayacak. Bunun gibi uygulamalardan muaf bir Mecliste bizler geleceğiz, kendi aramızda konuşup konuşup gideceğiz. Gerçi ben böyle bir uygulamayı da içime sindiremiyorum. Milletvekili dediğiniz, buraya geldiği zaman bakanıyla muhatap olmalı, Bakanlar Kuruluyla muhatap olmalı, düşüncesini söylemeli ve yapılacak işlerin içinde olmalı. Bu gidiş, Türkiye'de tek adam gidişi olmasının dışında vatandaşın sorununun çözülmeyeceği, derdinin dinlenmeyeceği, yukarıdaki ne derse onun dediğinin uygulanacağı bir düzene gidiştir. Bunu da içimize sindirmemiz mümkün değil. (CHP sıralarından alkışlar) Çünkü bu ülkede demokrasi dünden bugüne yarım yamalak da gelse belli bir şekle gitti. Bundan sonra olması gereken: Parlamenter sistemi güçlendirmeliyiz, Seçim Yasası'nı değiştirmeliyiz, Sendikalar Yasası'nı değiştirmeliyiz ve ülkenin geleceğini demokratik cumhuriyetle daha daha ileriye taşımalıyız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)