GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:66
Tarih:07.02.2017

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerinde grubum adına söz almış bulunuyorum.

Tabii ki bütün değerli hatiplere teşekkür ediyoruz, onları dinledik. Ancak tabii ki bu değerlendirmelere maalesef katılmak mümkün değil, hele Sayın Böke'nin konuşmasını dinlediğimde bu konuşmanın neresinden tutacağımı gerçekten bilemiyorum çünkü teknik hiçbir değerlendirmeye bu konuşmada rastlama imkânımız olmadı. "Çökmek, haraç mezat ipotek vermek, batık temizlemek, rehin düzeni, işte bütçenin görünür kalemlerinin hazineye devri gibi" kavramlar üzerinden bir düzenlemeyi anlatmaya çalıştı ama maalesef elle tutulur hiçbir tarafı yok; çok özür diliyorum bunu söylerken.

Paralel hazineden bahsediyorlar. Demek ki 40 ülkede 80 tane fon var, bu da şu anlama geliyor: Demek ki bu 40 ülkede de 80 tane de paralel hazine var. Başka ülkelerde siz bunu kurduğunuzda bu ülkelerin varlıklarını bir yapıda toplayıp ülkenin ekonomisinin güçlenmesine, büyümesine, yapılandırılmasına, piyasa regülasyonuna ayırdığınızda bu, doğru oluyor ama maalesef yani işte bu boğaz köprüsünü de Türkiye'ye yakıştıramayanlar, aynı zihniyet bugün de yıllar sonra maalesef geliyorlar bir varlık fonunu da Türkiye'ye yakıştıramıyorlar.

Bugün 7 Şubat, MİT krizinin beşinci yılını yaşıyoruz. MİT tırlarına baskına alkış tutanlar, MİT Müsteşarına operasyon yapmaya çalışan paralel yapıya, FETÖ'ye arka çıkanlar bugün paraleli konuşuyorlar. İşte Ziraat Bankasının, Halk Bankasının hazine hisselerinin bu Varlık Fonu'na aktarılmasını konuşuyoruz ama hatırlamanız gereken bir şey var: İşte, 2001 kriz sürecine baktığınızda toplam piyasa değeri 1 milyar doların altında olan sadece Halkbankın Gezi olayları öncesi, mayıs ayındaki piyasa değerinin -değerli arkadaşlar- 13 milyar doları bulduğunu hep beraber biliyoruz.

Değerli arkadaşlar, Türkiye Varlık Fonu, büyük projelerin finanse edilmesi, kısa vadeli ekonomik şokların ve finansal piyasalarda meydana gelebilecek dalgalanmaların etkilerinin en aza indirilmesi noktasında sigorta görevi üstlenecek bir kurumdur. Evet, az önce ifade ettim, dünya genelinde 40'tan fazla ülkede bugünkü hacim itibarıyla da 7,4 milyar dolar seviyesine ulaşmış olan bir varlık fonu bulunmaktadır.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Trilyon...

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Türkiye'de 2020 yılında da bu sürecin ve bu toplam tutarın da yeni kurulacak fonlarla beraber 15 trilyon dolara yükselmesi de beklenmekte ama öbür taraftan da Türkiye'nin bütün bu sürece bazı cenahlar da seyirci kalmasını istiyorlar.

Küresel dağılıma bakıldığında fonların, doğal kaynak zengini Orta Doğu ve Orta Asya ile ihracat ve finans merkezlerine odaklı Uzak Doğu'da yoğunlaştığı görülüyor. Doğrudur ama değerli milletvekilleri, fon, Türkiye Varlık Fonu, Varlık Yönetim Şirketi, Kanal İstanbul, nükleer santraller, savunma projeleri ve diğer büyük projelerin hayata geçirilebilmesi için önemli bir finansman kaynağı konumunda bulunurken Türkiye ekonomisindeki yapısal sorunların çözümünün yanı sıra ortaya çıkaracağı ekonomik güç sayesinde önemli bir dış politika aracı, potansiyeli de taşımaktadır.

Darbe girişimi sonrası muhtemel ekonomik ve finansal şokların ekonomi yönetiminin başarılı performansıyla atlatılmasının ardından ulusal varlık fonu kurulma sürecinin hız kazanması, Türkiye ekonomisinin geleceği açısından önemli bir yer tutmaktadır. Varlık Fonu, bu alanda kısa vadeli şokların etkilerinin azaltılması, döviz kurları ve finansal piyasalardaki dalgalanmaların olumsuz etkilerinin bertaraf edilmesi, tasarrufların yatırımlara yönlendirilmesi, dev projelerin ve uzun vadeli yatırımların hayata geçirilmesine ve belki de en önemlisi finansman ve fonlama maliyetlerinin aşağı çekilmesinde çok önemli bir katkı sağlayacaktır. Ayrıca, AR-GE, ileri teknoloji üretimi ve stratejik sektörlerin güçlendirilmesi ve bu yolla ekonomik büyüme ve kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi açısından da Türkiye Varlık Fonu'nun kurulması ve etkin bir biçimde işletilmesi son derece önem arz etmektedir.

Değerli arkadaşlar, hayata geçirilecek mega projelerin finansmanının kamu kesimi üzerindeki ağırlığını azaltması beklenen Varlık Fonu'yla özellikle savunma sanayisi ve yüksek teknoloji üretimi, sermaye yoğun ve stratejik sektörlerin finansmanı da sağlanabilecektir. Bu yolla hem yeni istihdam alanları açılacak, Türkiye'nin ekonomik büyümesine katkı sağlanacak hem de stratejik alanların gelişiminin teşvik edilmesiyle dışa bağımlılık azaltılarak yerli ve millî sektörlerin önü açılmış olacaktır.

Değerli arkadaşlar, inanıyorum ki -en kısa zamanda 200 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz fonun- Varlık Fonu, orta ve uzun vadede Türkiye'nin, ülkemizin hem finansal piyasalardaki istikrarına hem de kalkınma çabalarına önemli bir katkı sağlayacaktır.

Değerli arkadaşlar, Varlık Fonu'yla ilgili olarak Hükûmetimizin gerçekleştirmiş olduğu hamlelere de çok kısa değinmek istiyorum: 19 Ağustos 2016'da kabul edilen 6741 sayılı Kanun ile kuruldu. Sermayesi 50 milyon olan bu fonun kaynakları, Özelleştirme Yüksek Kurulunca özelleştirme kapsam ve programında bulunan ve fona devrine karar verilen kuruluş ve varlıklara Özelleştirme Fonu'ndan fona aktarılması kararı verilen nakit haklarından oluşmaktadır. Bu çerçevede kabul edilen kararnamelerle Ziraat Bankası, Halk Bankası, BOTAŞ, Borsa İstanbul, Türk Hava Yollarında bulunan hazine hisseleri varlık fonlarına devredilmiş oldu. Bu devirle ilgili, kamuoyunun da bilgilendirilmesi anlamında buradaki devirden kastedilen şey, hazineye ait hisselerin devridir. Örneğin, Halkbankın yüzde 51,11'i, Türk Hava Yollarının yüzde 49,12'si, Türk Telekomun yüzde 6,88'i fona devredilmiştir. Bu devri doğru anlamak ve Varlık Fonu'nu kuruluş amacından bağımsız değerlendirmemek gerekmektedir. Fonun temel amacı, sermaye piyasalarında araç çeşitliliğine ve derinliğe katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait olan varlıkların ekonomiye kazandırılması, dış kaynak temini, stratejik ve büyük ölçekli yatırımların da teşvik edilmesidir. Eğer siz kamuoyuna, devredilen firmaların isimlerini sayıp devir gerekçesini, gerçekleştirilmek istenen amacı anlatmazsanız kamuoyunu en basit şekliyle yanlış bilgilendirmiş olursunuz, aldatmış olursunuz.

Gene, değerli arkadaşlar, bütçeyle ilgili olarak bu kurumların Varlık Fonu'na devredilmesiyle birlikte 5 milyar liralık bir vergi kaybından söz ediyorlar. Değerli arkadaşlar, burada herhangi bir şekilde bir vergi kaybı falan söz konusu değil. Bu şirketler çalışmaya devam ediyorlar, faaliyet gelirlerinden doğan vergilerini de devlete ödemeye tabii ki devam edecekler. Burada herhangi bir vergi kaybı söz konusu olmadığı gibi bunlar da özel bütçeli kuruluşlar olmadığı için doğrudan bunların kazançlarından bütçeye herhangi bir aktarımın da söz konusu olmadığı net ve açıktır. Burada oluşabileceği söylenen, ifade edilen, hayal edilen ve olmayan bu vergi kayıplarından dolayı birtakım yeni vergilerin ihdas edileceğini falan söylemek hayal görmekten öteye gitmemektedir.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Temettüler ne olacak?

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Evet, tabii ki temettüyü konuşabiliyorsunuz Sayın Erdoğdu, çok doğru. Yani Halk Bankası -söyledik işte- bizim dönemimizde 13 milyar dolar noktasına geldi, kamu zararı oluşturmuyor, kâr ediyor, tabii ki bu temettülerin Varlık Fonu'na devri ve buradan ekonominin daha güçlü bir şekilde gelişmesi için aktarılmasından daha doğal bir şey olamaz.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Gelir kayıpları ne olacak?

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Zaten Varlık Fonu'nun kuruluş ana amaçlarından bir tanesi de bu. Bunu hatırlattığınız için size de ayrıca teşekkür ediyorum.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ben teşekkür ederim.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Ayrıca, Varlık Fonu'na aktarılan kaynakların kredi temin edilmesi amacıyla teminat olarak gösterileceğine ilişkin söylemleri de doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Şöyle düşünün: Yine, Türk Hava Yollarındaki hazine payları üzerinden gidelim. Buradaki payların bir piyasa değeri var. Bu değer, Türk Hava Yolları firmasının piyasadaki kârlılığı, yatırım planları, pazar payı gibi unsurlardan oluşmaktadır. Bu, bir varlıktır ve iktisadi bir değeri vardır. Siz bu hisseleri bir yere teminat göstererek finansman sağlayabilirsiniz ve bu, sizin ifade ettiğiniz gibi varlıkların rehin edilmesi gibi bir sonucu doğurur ama siz kamuya ait bu varlığı satmadan, elden çıkarmadan, rehin veya teminata vermeden kanunla oluşturduğumuz Türkiye Varlık Fonu AŞ bünyesine dâhil ederek birlikten güç doğar bakış açısı içerisinde tek tek firmaların sahip oldukları kredibiliteden daha geniş ve aynı zamanda da daha az maliyetli finansman imkânlarını oluşturabilmesine imkân verebiliyorsunuz. Hükûmetimizin de yaptığı budur. Bu noktayı iyi anlayabilmek için bakış açımızı geniş tutmak, eski, alışılagelmiş, klasik "Dışarıdan kredi al, proje yap." mantığından ziyade AK PARTİ hükûmetleri döneminde Türkiye'nin gündemine yerleşen "mega projeler" kavramını da iyi kavramamız gerektiğini düşünüyorum.

Bu yapılanlar, az önce belirttiğim gibi üçüncü havalimanı, Kanal İstanbul, şehir hastanesi gibi mega projeler için on, yirmi, otuz yıl vadeli çok büyük finansman imkânları oluşturulabilir. Bu sayılan projeler, sizlerin de bildiği gibi, kendi kendini zaman içerisinde amorti eden yapıya sahiptir. Bu yapılarla, klasik anlamda teminat veya rehin vermeden finansman imkânları çeşitlenecek, kamuoyunun da eli rahatlayacaktır. Kaldı ki Varlık Fonu'nun tek amacı ve işlevi, kredi olanaklarını genişletmek ve artırmak değildir. Fon, kalkınmanın ve iktisadi büyümeye katkı sunmak amacıyla çeşitli ve stratejik sektörlere yatırım da yapacak ve gelir elde edecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız lütfen.

Buyurun.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Bunun en güzel örneği 865 milyar dolarlık büyüklüğüyle Norveç'e ait varlık fonudur. Küresel varlık fonları arasında ilk sırada yer alan bu fonun dünyanın önemli şehirlerinde ofisleri mevcuttur, Nestle, Royal Dutch Shell, Apple, Roche, Novartis gibi dünya çapındaki önemli şirketlere de sermaye yatırımları bulunmaktadır.

Diğer taraftan, bu fona devredilen bu varlıkların inşallah önümüzdeki süreçte, tamamen Türkiye Varlık Fonu'nun yapılandırma süreçleri tamamlandıktan sonra, Türkiye ekonomisine yapmış olduğu katkıları da dinamizmine yapacağı katkıları da hep beraber gözlemleyeceğiz.

Ben, bu vesileyle tekrar Türkiye Varlık Fonu ve Varlık Yönetimi Anonim Şirketinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyor ve Cumhuriyet Halk Partisi önergesinin aleyhinde konuştuğumu da bir kez daha ifade etmek istiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)