| Konu: | İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, (2/196) esas numaralı 13 Mayıs Gününün Maden İşçisinin Can Güvenliği Günü İlan Edilmesi Hakkında Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/83) münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 07.02.2017 |
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyor ve hayırlı akşamlar diliyorum. Sözlerime "hayır"da hayır vardır diyerek başlamak istiyorum. İstanbul Milletvekilimiz Sayın Sezgin Tanrıkulu'nun 13 Mayıs gününün maden işçisinin can güvenliği günü ilan edilmesiyle ilgili verdiği kanun teklifi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri, kömür bir ülkenin ağır sanayisinin ve enerji üretiminin olmazsa olmazıdır çünkü kömür, bugün için hem ağır sanayide hem de enerji üretiminde kullanılan ana girdilerden birisidir. Bu sebeple, kömür üretimi bir ihtiyaçtır. Sayıştay raporlarına göre, 2015 yılında Türkiye'de 33 milyon ton taş kömürü tüketilmiştir. Bu taş kömürünün bir bölümü evlerde yakacak olarak kullanılmış, bir bölümü ağır sanayide ve demir çelik sektöründe, bir bölümü de termik santrallerde kullanılmıştır. Tüketilen bu taş kömürünün 1,8 milyon tonu ülkemizde üretilmiş, 31 milyon tonu ise dünyanın değişik ülkelerinden ithal edilmiştir. Nereden ithal etmişiz taş kömürünü? Kolombiya'dan, Rusya'dan, Güney Afrika'dan ve daha birçok dünya ülkesinden ithal etmişiz. Yaklaşık 4 milyar dolar da 2015 yılında para ödemişiz. Kömür ithalatına son beş yılda ödediğimiz para ise yaklaşık 20 milyar dolar.
Yani değerli milletvekilleri, taş kömürüne ve linyit kömürüne ihtiyacımız var ama taş kömürü üretmiyoruz, ithal ediyoruz. Taş kömüründe ithalata bağımlılıktan kurtulmalıyız. Bunun için yer altı kömür madenciliğine de önem vermemiz gerekiyor. Plan ve Bütçe Komisyonunda Enerji Bakanım "Kömür üretiminde yerli üretime önem vereceğiz." dedi, gayet güzel bir söz. Peki, bu uygulanıyor mu? Elbette ki hayır. İktidar yerli kömür üretimine önem vermemektedir. Türkiye Taşkömürü Kurumunda çalışan işçi sayısı 2002 yılında 22 bin dolayındaydı, şimdi 8 binlere kadar düştü ve 2011 yılından bu yana Türkiye Taşkömürü Kurumuna işçi alınmıyor oysa TTK'nın işçi açıkları giderilmelidir ve bu tablodan anladığımız şu ki AKP iktidarının söyledikleri ile yaptıkları çelişiyor. Bu olmaz arkadaşlar, yer altı kömür üretimini artıracak politikaları uygulamalıyız.
Değerli milletvekilleri, ancak yer altı kömür madenciliği dünyanın en ağır ve tehlikeli işidir. Bu sebeple, kömür üretimini yaparken, üretimi artırırken maden işçisinin yaşamını ve vücut bütünlüğünü ön planda tutmalıyız, maden işçilerimizin iş kazasına uğramadan yaşamlarını ve vücut bütünlüklerini güvence altına almalıyız. Ancak, maalesef, Türkiye'de işçi hayatı ucuz, iş kazası rakamları korkunç, bilimin ve teknolojinin son derece ilerlediği 2000'li yıllarda inanılmayacak rakamlar. Maalesef, on beş yıllık AKP iktidarında yaklaşık 18 bin işçimiz iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiş durumda. Geçen yıl, 2016 yılında ölen işçi sayımız maalesef 1.970. Yine, geçen yıl, biliyorsunuz, Siirt Şirvan'da bakır madeninde 16 maden işçimiz yaşamını yitirdi.
Değerli milletvekilleri, 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma'da Türkiye tarihinin en büyük, en feci ve en dramatik maden faciası yaşandı, 301 madencimiz yanarak feci şekilde yaşamını yitirdi. Bu büyük maden faciası, iş adamı, bürokrat, siyasetçi üçgeninin birlikte, zincirleme kusurları ve ihmalleriyle ortaya çıktı. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden, sorumluların yargılandığı davada alınan bilirkişi raporları kusur ve ihmaller zincirlerini ortaya koymuştur ve şu anda yargılama devam etmektedir. Umuyor ve diliyorum ki adalete ve vicdana uygun bir kararla tüm sorumlular kanunlar çerçevesinde hak ettikleri cezayı alırlar ve adalet tecelli eder.
Ancak, değerli arkadaşlarım, bizlerin görevi bir kez daha böyle faciaların olmasını önlemektir. Bu sebeple, böylesine dramatik faciaların, böylesine büyük acıların bir kez daha yaşanmaması için maden işçilerimizin can güvenliğini sağlamamız gerekmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) - Toparlayabilmek için kısa bir süre rica ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Demirtaş, lütfen toparlayınız.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) - İşte, bunun yollarından birisi de böylesine büyük maden facialarını unutmamamız ve unutturmamamızdır.
Bu sebeple, 13 Mayıs gününün maden işçisinin can güvenliği günü ilan edilmesiyle ilgili kanun teklifimizin kabul edilmesini diliyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyor, herkese hayırlı akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)