GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:66
Tarih:07.02.2017

SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde 18 adet serbest bölgede, hâlen, yerli veya yabancı 2 binin üzerinde firma faaliyet göstermekte. 350 milyar dolar civarında toplam dış ticaret hacmimizin de 19 milyar dolarlık kısmı serbest bölgelerde sağlanmaktadır. Bu rakam önceki yıla oranla yüzde 6 oranında düşüş kaydetmiştir, artmamıştır yani sadece Ege Bölgede bir artış var yüzde 5'lik, diğerlerinin hepsinde düşme var. En büyük ikinci bölge olan Mersin Bölgede yüzde 16'lık bir düşüş var maalesef.

Yine, bu bölgelerimizde istihdam edilen kişi sayısı da 65 bin kişidir ve buradan anlaşılacağı üzere de ülkemizin ekonomisi açısından oldukça önemli olan bölgelerimizde daha fazla firmanın faaliyet gösterebilmesi ve gerek dış ticaretimizin artması gerekse de istihdamın artması açısından 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nda bazı düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu görülmektedir. Elbette bu kanun tasarısı Komisyona geldiğinde muhalefetin, ilgili kurumların, iş dünyasının görüşlerinin dikkate alınması ve katkı sunmalarına izin verilmesi çok daha sağlıklı bir tasarının ortaya çıkmasını sağlayacaktı; maalesef, bu, komisyonlarda gerçekleştirilmemiş.

Parti olarak ülkemize yapılacak yabancı yatırımlara destek olunması, ihracatımızın geliştirilmesi, istihdamın artırılması yönündeki atılacak tüm adımların yanında olduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim. Bu tasarıda olumlu bulduğumuz yanları desteklemekle birlikte, bazı endişelerimizi ve önerilerimizi de dile getirmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, öncelikle, bu acele kamulaştırmadan ne anlamalıyız? Bildiğiniz gibi, Anayasa'mızda devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyılar, tarım arazileri, çayırlar ve meralar acele kamulaştırma dışında bırakılarak koruma altına alınmıştır. Bu nedenle bu kamulaştırmalarda netlik olmalı ve devletin koruması altındaki bu alanlarda acele kamulaştırma yapılamayacağı açıkça belirtilmelidir.

Mersin gibi yine bir kısım serbest bölgelerimizde kıyı kenar çizgisi yasası öncesi kenarda kalan bölümlere de çözüm bulunmalıdır. Ayrıca, özel serbest bölgelerdeki kamulaştırma bedellerinin talep eden firmadan alınması, kamuya ait serbest bölgelerdeki kamulaştırmanın da devlet tarafından yapılmasına açıklık getirilmesi çift başlılığı da önleyecektir.

Uluslararası ticarette rekabetin bu kadar önemli olduğu günümüzde çıkardığımız kanunlar bir yandan rekabette firmaların önünü açarken diğer yandan da ülkemizdeki bazı değerlerin korunmasına yönelik olmalıdır.

Yine tasarıda, serbest bölgeleri kullanan yatırımcılara getirilen vergi muafiyetinin üretim yapmayan, sadece bölge üzerinden ticaret yapan işletmeler için de getirilmesi hakkaniyetli değildir. Ayrıca, yurt dışında oluşturulacak serbest bölgeler için kriterlerin belirlenmesinde objektif olunması ve bu konuda ilgili kurumların görüşlerinin alınması ve değerlendirilmesi de önemlidir. Serbest bölgelerde yapılan yatırım, istihdam ve faaliyetlerin devamı niteliğinde olan film endüstrisi hizmetleri, AR-GE ve AR-GE'ye dayalı hizmetler ile döviz kazandırıcı diğer hizmet işlemleri de gelir veya kurumlar vergisi istisnasına tabi olmalıdır.

Yine, serbest bölgelerde fason üretim yapan firmaların çalışanları gelir vergisine tabi tutulmaktadır. Oysaki Ekonomi Bakanlığından faaliyet ruhsatı alarak serbest bölge sınırları içerisinde üretim yapan fason imalatçıların istihdam ettikleri personelin ücretleri de gelir vergisi kapsamı dışında tutulmalıdır.

Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi, seçim bölgem Mersin, serbest bölgenin kalbi illerden biridir ve Türkiye'de ilk serbest bölge 1987 yılında Mersin'de kurulmuştur. Bölgem özelinden başlayarak Türkiye'deki serbest bölgelerin tasarıda yer almayan bazı taleplerini de dile getirmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, burada bir fotoğraf görüyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanının, Sayın Başbakanın cuma günü Mersin'de bir açılışı vardı, hastaneler açtı, billboardlarda bu fotoğraf vardı. Yanlarında bir de Sayın Zafer Çağlayan var. Sayın Zafer Çağlayan -ben rüşvetten bahsetmeyeceğim, 17-25 Aralıktan da bahsetmeyeceğim veya kol saatinden falan bahsetmeyeceğim- Mersin Milletvekiliydi ve Sayın Bakanın selefiydi, önceki Ekonomi Bakanıydı ve Mersin'le ilgili 2011 seçimlerinde -hâlen beraber gezdiklerine göre kendisine sahip çıkıyorlar, vaatlerine de sahip çıkıyorlar- Mersine 5 tane yeni nesil serbest bölge vaadi var ama aradan altı sene geçti, Zafer Çağlayan gitti, bu vaatlerin arkasında kimseler durmadı. (CHP sıralarından alkışlar)

Evet, bugün 18 tane serbest bölgemiz var. 2015 yılında 20 milyar liralık, 20 milyar 261 milyon liralık üretim yapmışlar total, 2016'da 19 milyara düşmüş yani 1 milyar 300 milyon civarında bir düşüş var.

Şimdi, Sayın Bakan, 18 tane serbest bölgemizden 7 tanesi total olarak, ticaret hacmi olarak yüzde 82'sini teşkil ediyor, diğer 11 tanesiyse sadece yüzde 17'sini yapıyor yani bazı serbest bölgeler şunu gösteriyor ki ciddi olarak çalışmıyor. O nedenle, çok miktarda serbest bölge açacağınıza bunların daha rantabl, daha düzenli çalışması için çalışmamız gerektiği görülüyor.

Evet, yüzde 85 ihracat şartı var serbest bölgelerde fason üretim yapanlarda. Şimdi, yüzde 85 ihracat yaptığında vergi muafiyetinden faydalanıyor, yüzde 84 olduğunda yok. Burada bir haksızlık var. O zaman bu rakamın yüzde 50'ye çekilip 50 ile 85 arasının da kademelendirilmesi lazım.

Yine, biliyorsunuz, uluslararası taşımacılıkta motorin tesliminde KDV istisnası sağlanıyor. Bu istisna bu tasarıyla düzenlenerek serbest bölgelerden yabancı ülkeler arasında mal taşıması yapan araçların da motorin tesliminde, Sayın Bakan, KDV indiriminden yararlanması gerekir.

Yine, elektrik enerjisi üretimiyle ilgili, serbest bölgelerde bu imkân yok. EPDK mevzuatında gerekli değişikliklerle, düzeltilerek serbest bölgelerde de enerji dağıtım ve üretiminin dâhil edilmesinin uygun olacağını düşünüyorum.

Yine, dolaylı vergilerden muaf tutulması... Serbest bölgelerin tabi olmadığı dolaylı vergiler, değişik yorum ve uygulamalarla tahsil edilmektedir. Bu bölgelere yapılan mal teslimleri ve verilen hizmetler katma değer vergisi, özel tüketim vergisi ve özel iletişim vergisine tabidir. Serbest bölgelere yapılan mal teslimleri ihracat sayılır ve hizmetlerin katma değer vergisinden, özel tüketim vergisinden istisnalı olması lazım. Bununla ilgili bir tereddüt var ise teminat alınır ve ihraç yapıldıktan sonra o ürünle ilgili teminat çözülür.

Yine, serbest bölge adresli mallara yakın limanlarda verilen terminal hizmetleri katma değer vergisinden, firmalar tarafından üretilen Türk menşeli ürünler Ekonomi Bakanlığınca düzenlenen koruma önlemleri uygulamasından muaf tutulmalıdır.

Yine, başka bir kesinti var, TRT payı ve enerji fonu kesintisi. Buna da, serbest bölgede satılan elektrikten enerji bedeli üzerinden TRT payı ve enerji fonunun alınmasına da son verilmelidir.

Değerli milletvekilleri, konuşmama son verirken kanunun görüşülmesi sırasında bahsettiğim eksikliklerin giderilerek yasanın daha yararlı ve uygulanabilir hâle getirilmesini temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)