| Konu: | Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 08.02.2017 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; serbest bölgeler hakkında bir kanun teklifi üzerine konuşuyoruz, görüşmeler yapıyoruz ama önce Ekonomi Bakanı, şimdi de Kalkınma Bakanı bakan sırasında, Komisyon sırasında oturuyor. Bugün bir karne düzenlense bakanlar hakkında, sınıfta kalacak, geçersiz not alacak 2 tane bakanlık; bir Ekonomi Bakanlığı, bir de Kalkınma Bakanlığı. Türkiye, ne kalkınabiliyor iktidarlarınız döneminde ne de ekonomik olarak düzlüğe çıkabiliyor. 2002'den bu yana baktığınızda, hem döviz kurlarına baktığınızda hem de büyüme hızlarına baktığınızda hem de insanların borçlanmasına, devletin borçlanmasına baktığınızda ekonominin çöktüğünü görüyorsunuz. Yine, Kalkınma Bakanlığına baktığınızda da Kalkınma Bakanlığının bir adım daha ileriye götürülemediğini, zamanım yeterse vereceğim örneklerden çok rahatlıkla görebileceksiniz.
Sayın Bakan, buraya çeşitli teklifler geliyor, tasarılar geliyor. Teklifler de genellikle böyle parça parça teklifler şeklinde geliyor. Bu parça parça teklifleri, işte Kalkınma Bakanı getiriyor, Ekonomi Bakanı getiriyor, Maliye Bakanı getiriyor... Maliye Bakanı övünerek şunu söylüyor: "5 nüsha olan damga pulunu eksilttik, her birini almayacağız, Türkiye'de yatırım patlaması olacak." diyor. İşte, Kalkınma Bakanı geliyor veya Ekonomi Bakanı geliyor "Serbest bölgelere birtakım imtiyazlar daha verirsek inanın Türkiye'de bir yatırım patlaması olacak." diyor. Maliye Bakanı yine farklı şeyler söylüyor, elde avuçta olanı da tüketmeye devam ediyoruz bu arada.
Üretim yapmayan bir ülkenin kalkınması mümkün değil, üretim yapmayan bir ülkenin kalkınması mümkün değil. Üretim deyince de sadece serbest bölgelere bir imtiyaz sağlanarak üretimi sağlayamazsınız. Üretimi, ham maddeden ürettiğiniz ürüne kadar, arada kullandığınız yarı mamule kadar, lojistiğinden beyaz yakalısına, mavi yakalısına kadar, kullandığınız "embedded" teknolojilere kadar bir bütün olarak düşünmek zorundasınız. Siz böyle yapmıyorsunuz ki, siz her biri için ayrı ayrı imtiyazlar getiriyorsunuz, bu imtiyazlarla ülkenin kalkınacağını düşünüyorsunuz, mümkün değil.
Üretim deyince, on beş yıllık iktidarınız döneminde yapmış olduğunuz bir üretim tesisi söyleyebilir misiniz? Eskiden biz burada eleştiri yapınca "Devlet üretim mi yapar canım?" derdiniz. Şimdi, gidiyorsunuz "Güneydoğu'da, Doğu Anadolu'da 23 ilde fabrika kuracağız, bu fabrikaları daha sonra oradaki iş adamlarına vereceğiz." diyorsunuz. On beş yıldır söylediğimiz söze bugün gelmiş bulunuyorsunuz.
Evet, üretim yapmadınız ama ülkeyi öyle hâle getirdiniz ki ülkeyi tüketim ekonomisiyle yürütebileceğinizi düşündünüz, inşaat sektörüne yaptığınız yatırımla bu ülkenin ekonomik olarak kalkınabileceğini düşündünüz, tüketimden aldığınız dolaylı vergilerle bu ülkeyi refaha ulaştıracağınızı düşündünüz; olmaz, olmadı, dünyanın hiçbir ülkesinde olmadı ve olmuyor da.
Bakın, size bir şey söyleyeyim, belki hatırlamıyorsunuz, belki unuttunuz, 2002'den bu yana "üretim tesisi" diye adlandırdığımız cumhuriyetin değerleri, hani diyorsunuz ya "Bir dikili ağacınız yok, bir çiviniz yok." diye, bir sayayım bakalım, hangisi size ait. Ünye Çimento size mi ait, siz mi yaptınız, sattınız bunu? Trakya Cam, Anadolu Cam, Soda Sanayii, ERDEMİR, İSDEMİR, ÇELBOR, TAKSAN, Oymapınar Barajı -belki de birçoğunu hatırlamıyorsunuz şimdi- Seydişehir Alüminyum, Gemlik Gübre Sanayii, Samsun Gübre Sanayii, İstanbul Gübre Sanayii, Kütahya Gübre Sanayii, Adana Sigara Fabrikası, Tokat Sigara Fabrikası, Bitlis Sigara Fabrikası, İstanbul, Malatya, Samsun Sigara Fabrikaları, Sümerbanka ait tüm taşınmazlar, Şeker Fabrikaları, PETKİM, TÜPRAŞ, akarsu santralleri, termik santraller, elektrik dağıtım şirketleri, bankalar, Etibank'a ait tesisler, SEKA, limanlar, TÜRK TELEKOM, araç muayene istasyonu ve binlerce taşınmazı sattınız. Bu saydıklarımız içerisinde on beş yılda yaptığınız bir eser var mı?
Kalkmışsınız, Cibuti'de serbest bölge kuracaksınız. Size bir şey söyleyeyim mi ben? Türkiye'deki 18 serbest bölgenin ihracattaki payı sadece yüzde 10. Benim Gebze bölgem, Türkiye ihracatının yüzde 4,5'unu yapıyor, şurada getirdiğiniz imtiyazların hiçbirine sahip değil. Onu o organize sanayi bölgesinde kendi emekleriyle kuran sanayici, sizin burada sağladığınız imtiyazların bir tanesine sahip değil. KDV almayacaksınız, ÖTV almayacaksınız, acele kamulaştırma yapacaksınız ve birçok imtiyazı sağlayacaksınız. Neymiş? Serbest bölgeyle yatırım yapılacakmış! Bir ülkede yatırım yapılabilmesi için önce o ülkenin güvenli olması lazım, önce mülkiyet hakkının olması lazım. Var mı Türkiye'de bunların hiçbiri? Yok değil mi maalesef? Olmaz Sayın Bakan, olmaz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Akar.