GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:69
Tarih:14.02.2017

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 2016 Mart ayında Karaman'da yaşanan çocuk istismarının üzerinden yaklaşık bir yıl geçmiş olmasına rağmen hâlen çocuk istismarına karşı Türkiye'de yerleşik bir sistem oluşturulamadı. İstismara uğrayan çocukların ve istismarı tespit eden yetişkinlerin, öğretmenlerin, velilerin şikâyette bulunabilecekleri bir mekanizma da kurulamadı. Karaman'da yaşanan çocuk istismarının ardından kurulmuş olan Başta Cinsel İstismar Olmak Üzere Çocuklara Yönelik Her Türlü İstismar Olaylarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Komisyonu daimî bir çocuk hakları komisyonu kurulması kararanını vermiş olmasına rağmen bugüne kadar ne bu Komisyonun gerçekleştirdiği hazırlanmış olan rapor Meclise getirildi ne de Mecliste daimî bir çocuk hakları komisyonu kuruldu.

Son olarak da Ankara Haymana Nuri Bektaş Anadolu Lisesine 2014 yılında atanan okul müdürü S.K.'nın öğrencilere okulun pansiyonunda cinsel taciz ve cinsel istismarda bulunduğu iddiası 100 civarında öğrencinin Başbakanlık İletişim Merkezine başvurmasıyla gazeteci Serbay Mansuroğlu tarafından haberleştirildi. Aynı okulda görev yapan diğer öğretmenlerin okul ve ilçe millî eğitim müdürlüğü yetkililerinden çekindikleri için herhangi bir şey yapamadıklarını ifade ettikleri, çocukların ise aynı şekilde "Hangi öğretmene söylesek? Öğretmenlere de söyleyemeye çekiniyoruz. O nedenle BİMER'e başvurma yolunu seçtik." dedikleri bu olayda da gerçekten ne önlemler alınacak, ne gibi soruşturmalar yürütülecek ve hangi şeffaflıkta yürütülecek, bundan ciddi endişe duymaktayız çünkü yine bugün aldığımız bir habere göre, aynı zamanda bu konuda bir komplo kurulduğu iddiasıyla müdürü şikâyet eden öğretmen ve öğrencilerin de gözaltına alındığı bilgisi geldi. Ancak daha önce birçok olayda olduğu gibi bu olay da da karartma teşebbüsü olmamasını ve soruşturmanın çok açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini, çocukların menfaati açısından... Hani o, ağzımızdan düşürmediğimiz "Çocuklarımız geleceğimizdir." klişesini, her dönemde maalesef gerçekliğini yaşatabilmek için şeffaflığa, gizliliğin olmamasına, açıklığa ve netliğe ihtiyacımız olduğunu bir kez daha ifade etmek isteriz.

Evet, özellikle son bir yılda kamuoyunda çocuk istismarına karşı önemli bir duyarlılık oluştu. Ne var ki başta da söylediğimiz gibi bu duyarlılığa karşı Hükûmet bütünlüklü bir politika geliştiremedi, çocuk hakları daimî komisyonu kurulmadı. Diğer yandan ise Nizip'ten Antalya'ya, Trabzon'a hemen her ilimizde özellikle bu son bir yılda pek çok ağır istismar olayı basına yansıdı. Bu durum Türkiye'de çocuk istismarına karşı bütünlüklü bir politika geliştirene kadar ve bunu önlemek amacıyla çalışacak bir araştırma komisyonunun da kurulmasının aciliyetini ortaya koyuyor.

Bakın, Haymana'da bazı veliler okul müdürünün bir süredir okul pansiyonunda kendisi için hazırlattığı bir odada kaldığını, bu nedenle cinsel istismar iddialarının özenle araştırılması gerektiğini ifade ediyorlar. İsmini vermek istemeyen bir veli, "Burası küçük bir yer, her şey kısa zamanda duyulur ve yayılır. Yeni yeni duyup öğreniyoruz ki 'hemşehrimiz' diye okula müdür tayin ettirdikleri adam, daha önce cinsel tacizden ceza almış. Söyleyin Allah aşkına, cinsel tacizden ceza almış birinin bırakın okul müdürlüğünü, öğretmenlik yapması doğru mudur?" diye soruyor. Ankara Valiliği ise istismarın basına yansımasının ardından ancak bir açıklama yaparak adli soruşturmanın da başlatıldığını duyurdu. Ama, dediğimiz gibi, bu soruşturmada üstelik de bazı dindarlık iddialarıyla yani "Biz oraya mescit yaptırdık. Aslında, okul müdürü şöyle dindar biriydi, böyle dinine bağlı biriydi ama bu şikâyet edenler onu karalamak için bunu yaptılar. Daha önce bunlar Cumhurbaşkanına da hakaret etmiş kişilerdi." gibi, soruşturmayı çarpıtacak, olayın aydınlatılmasını lekeleyebilecek, engelleyebilecek iddialar ileri sürülüyor. Bu tehlikeli oyunlara girilmemesini ve çocukların en başta düşünülmesi gereken varlıklarımız olduğunu ifade etmek isteriz.

Bizler Çocuk İstismarını Önleme Komisyonunda yazdığımız muhalefet şerhinde şunları belirtmiştik özetle: Özellikle, çocuk yaşta evliliklerin kesinlikle yasaklanması; kimyasal kastrasyon gibi çocuğun cinsel istismara uğramasına çözüm olmayacak popülist uygulamalardan vazgeçilmesi; çocuk cezaevlerinin kapatılması; çocukların haklarını güçlendirmek yerine, her protestolarında terörle ilişkilendirilmeleri anlayışının terk edilmesi; başta çocukların ve bütün sivillerin yaşam hakkı olmak üzere, herkesin barışçıl, demokratik ve özgür bir ortamda yaşayabilme hakkı için savaş politikalarından vazgeçilmesi; çocuk işçiliğine son verilmesi; cinsel yönelim ve cinsel kimlikleri nedeniyle istismara uğrayan çocukların artık görmezden gelinmemesi; bütün çocukların eksiksiz olarak eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi ile istismarın önlenebilmesi için onlarla ilişki kuracak her bir kurum, personel ve kişinin eğitimden geçirilmesi ve kurumların bu alanda çalışan bağımsız kişi ve kurumlarca denetlenmesi ve en temel görev olarak çocukların güçlendirilmesi için gereken her türlü önlemin alınması. Evet, pek çok öneride bulunduk bu şekilde ve bunların hayata geçmesini bekliyoruz.

Türkiye'yi tekçi bir tek adam rejimine götürmeye inanılmaz bir hızla gayret eden bu Meclisin, saatlerce, sabahlara kadar bizleri çalıştıran bu Meclisin, aynı zamanda bu kadar çalışmadan sonra haftalarca o teklifin imzalanması için de beklediğimiz bu hükûmet edişin ve iktidar etme yönteminin aslında başka bir gerçekliği görmesi gerekiyor. Türkiye'de çocuk istismarının önlenmesinden daha önemli bir gündemimiz yoktur; evet, yoktur. Bu, size ciddi gelmeyebilir ama bizim için çok ciddidir, bir tek adam rejiminden çok daha ciddidir çünkü çocuklar bizim geleceğimizdir. Öyle, "18 yaşa seçilme hakkını veriyoruz." gibi birtakım parlatılmış şeylerle örtemeyeceğiniz bu tek adam rejiminde, çocuklar sadece 18 yaşına gelince seçilme veya işte iktidar edebilme hakkını ki onun verileceği çok şüphelidir zaten... Çünkü aynı zamanda otoriter ve daha yaşça üstünlüğün söz konusu olduğu bir yönetim tarzı egemendir bu ülkede. O nedenle, siz ciddiye almayabilirsiniz ama bizler çok ciddiye alıyoruz ve çocuklar gerçekten bizlerin geleceğidir.

Size daha önce Komisyon zamanında da söz etmiş olduğum Halil Cibran'ın bir şiirinden dizelerle konuşmamı bitirmek istiyorum. "Sizin diye bildiğiniz evlatlar, gerçekte sizin değildirler./ Onlar kendilerini özleyen hayatın oğulları ve kızlarıdırlar./ Sizler aracılığıyla dünyaya gelmişlerdir ama sizden değildirler./ Sizlerin yanındadırlar ama sizlerin malı değildirler./ Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi asla,/ çünkü onların kendi düşünceleri vardır./ Onların bedenlerini barındırabilirsiniz ama ruhlarını asla,/ çünkü onların ruhları geleceğin sarayında oturur ve sizler düşlerinizde bile orayı ziyaret edemezsiniz."

Hepinize saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kerestecioğlu.