GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye-İran Hududunda Yeni Kara Hudut Kapılarının Açılmasına Dair Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:70
Tarih:15.02.2017

MHP GRUBU ADINA BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile İran İslam Cumhuriyeti arasında yapılan uluslararası anlaşma üzerine söz almış bulunmaktayım.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak uluslararası anlaşmalarda diğer ülkelerle yapılan anlaşmaların birçoğunu destekliyoruz. İran İslam Cumhuriyeti'yle ilgili de, ticaretin artırılması adına, hudut kapılarının açılması noktasında yapılan uluslararası anlaşmayı da yine Milliyetçi Hareket Partisi olarak destekliyoruz.

Ben, bugün asıl Çanakkale Ayvacık bölgesinde günlerdir devam eden deprem üzerine konuşmak istiyorum. Çanakkale Ayvacık bölgesinde Genel Başkanımızın talimatıyla Milliyetçi Hareket Partisi heyeti olarak yapmış olduğumuz incelemede bölgedeki izlenimlerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum. Ayvacık'ta Yukarıköy, Tuzla, Çamkabalak, Çamtepe, Kızılkeçili ve Gülköy olmak üzere yaklaşık 21 yerleşim alanında deprem meydana gelmiştir. Bu deprem sırasında 480'i ağır hasarlı olmak üzere binin üzerinde bina hasar görmüştür. Depremin ilk saatlerinden itibaren Çanakkale Valiliğimiz, AFAD ve diğer kurumlarımız seferber olarak acil ihtiyaçların karşılanmasıyla ilgili çalışmaları yürütmüşlerdir. 8 vatandaşımız yaralanmış, bunların 7'si taburcu edilmiş, 1 vatandaşımızın hastanede tedavisi devam etmektedir.

Yine, depremin akabinde Kızılay yardım tırları vasıtasıyla bölgeye yaklaşık 500'e yakın çadır, yine 500'e yakın konteyner göndermiş, evleri yıkılan vatandaşlarımızın burada ikamet etmeleri sağlanmıştır. Yalnız, mevsim şartları itibarıyla, şu anda çadırda yaşayan insanlarımız büyük zorluklarla karşı karşıyadır. Konteyner sayısı da dün itibarıyla istenilen düzeyde değildir, eksiklikler vardır.

Yine, bölgede vatandaşlarımızın ısınmayla ilgili ihtiyaçları bulunmaktadır. Tabii, bu bölgeye gerek valilik bünyesine gerek Ayvacık Kaymakamlığı bünyesine nakdî yardım da gönderilmiştir buradaki acil ihtiyaçların karşılanması adına. Ama bu köylerimizin tamamı dağ köyleridir ve Yörüklerin yaşadığı bölgedir. Bu bölgedeki insanlarımızın tamamı gerçekten belki elli altmış yıl öncesinin yaşam şartlarıyla mücadele etmektedir, tamamı kerpiçten yapılmış evlerde yaşamaktadır. Düşünün, 5,3'lük bir depremde bine yakın bina hasar görüyor, sene 2017. Gerçekten, bizim bunu fırsata çevirmemiz lazım. Bu bölgede yaşayan insanların şu anda birinci istediği öncelik "Önümüzdeki yıl kışa girmeden önce bize devletimiz tarafından yeni konutlar yapılsın. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin. Biz şu anda yapılan hizmetlerden çok şikâyetçi değiliz. Yalnız önümüzdeki kışa kalmadan bizim oturabileceğimiz konutların yapılarak bize teslim edilmesini istiyoruz." diyorlar.

Bu bölgede tabii hayvancılık yapıldığı için buranın dokusuna göre, buradaki insanların ihtiyacına göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın acil harekete geçerek, jeolojik etütlerin yapılıp planlamaların yapılarak... Ve bunlar kendi yaşadıkları bölgeden de ayrılmak istemiyorlar çünkü tamamı, bu bölgedeki hasar gören köylerdeki insanların yüzde 90'ı hayvancılıkla, belki yüzde 10-15'lik kısmı tarımla uğraşıyor. Burada, yine, kendi ihtiyaçlarına göre konutların yapılmasını talep ediyorlar.

Tabii, aynı zamanda da bu depremde, insanların evleriyle beraber hayvanlarının yaşadığı ahır ve ağıl diye tabir ettiğimiz yerler de zarar görmüştür. Bunlarla ilgili de devletten sadece... Konteyner, çadır, yemek, bunlar belki gelip geçici, günübirlik ihtiyaçlarını karşılıyor ama buradaki insanlar gerçekten çok fakir insanlar. Bunlar nakdî yardım bekliyorlar, en azından, hayvanlarının yaşadığı ağılları kendilerinin yapabilmesi, acil ihtiyaçlarını karşılayabilme adına devletten yardım bekliyorlar ve bu bölgenin doğal afet bölgesi ilan edilmesini, tarım krediye, Ziraat Bankasına ve diğer bankalara olan borçlarının da ertelenmesini bekliyorlar. Şimdi, Sayın Tarım Bakanımız, bu tarım kredi ve Ziraat Bankası borçlarıyla ilgili olarak genel manada bir açıklama yaptı, temerrüde düşen borçluların borçlarının beş yıl vadeyle yapılandırılabileceğini söyledi ama biz bunu doğru bulmuyoruz. Sadece temerrüde giren insanların borçları değil, bütün çiftçilerin... Gerçekten, Rusya krizinden ve Orta Doğu'da yaşanan gelişmelerden dolayı Türkiye'nin her yerindeki çiftçiler bugün çok büyük sıkıntılar çekmektedir. Tarım Bakanlığının bunu yeniden gündeme alarak Türkiye'nin her yerindeki çiftçi borç faizlerinin iptal edilerek anaparanın da en az beş yıl, Çanakkale, Ayvacık ve Mersin başta olmak üzere -Mersin'de doğal afetten dolayı zaten çok büyük mağduriyet var- Tarım Bakanlığımızın bununla ilgili mutlaka gerekli çalışmayı yapmasını bekliyoruz.

Bir de burada, tabii, insanlar arasında biraz şehir efsanesine dönüşmüş, bu bölgede çok sayıda sondaj kuyusu açılmış, termal kuyular açılmış, köylülerin kendi aralarında konuştukları, "Bu kuyular buradaki depremi tetikledi." diyorlar. Tabii, bununla ilgili henüz bilimsel bir çalışma yapılıp ortaya konulmuş değil ama bununla ilgili de yine valilik ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın bu sondajların bu bölgedeki depremle bir ilişiğinin olup olmadığını tespit etmesi gerekiyor.

Ayrıca, tabii, burada yaşayan insanlarımız gerçekten oradaki dağların bekçiliğini yapıyorlar. Hepsi vatanına, milletine bağlı insanlar. Bugüne kadar devletle hiçbir zaman karşı karşıya gelmemiş, hep devlete şükranlarını, minnetlerini ileten insanlarımız. Bunların acil taleplerinin tamamının karşılanmasını bekliyoruz.

Ayrıca AFAD bölgeye yaklaşık 500 bin TL'lik bir yardım göndermiş, 500 bin TL'lik ödenek göndermiş. Burada bulunan hasarın, artçı sarsıntıların artması sonucu ilave ihtiyaçlar da göz önünde bulundurularak 1,5 milyonluk daha ilave yardım talebinde bulunulmuş. Yine, bu yardım talebinin de AFAD tarafından karşılanmasını...

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının da burada yaşayan insanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere 1 milyon 50 bin TL'lik bir ödenek tahsis ettiğini oradaki yetkililerden, valilik ve kaymakamlarımızdan aldığımız bilgilere göre öğrendik. Yine, bu ödeneğin de artırılmasını, nakdî ihtiyaçların teminini, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının burada yaşayan bu Yörük çocuklarının eğitimiyle ilgili de...

Bu çocukların şu anda... Okullar da tabii, depremden dolayı zarar gördüğü için eğitime de ara verilmiş. Şu anda konteyner okullar kuruluyor. Evleri hasar görmeyenler de korkudan dolayı okullara çocuklarını gönderemiyorlar ve kendileri evlere giremiyorlar. Bu konteyner okulların da bir an önce tamamlanarak en azından önümüzdeki hafta bu okullarda eğitime başlanmasını, çocuklarının eğitimden geri kalmamasını talep ediyorlar. Bununla ilgili de yine, Millî Eğitim Bakanlığımızın ve valiliğimizin bir an önce bu ihtiyaçları karşılamasını...

Ama bunlardan önce, bu Yörük çocuklarının bir sosyal proje olarak... Gerçekten, Türkiye'nin her yerinde Yörükler bugün çok ağır şartlarda, çok zor şartlarda geçim mücadelesi veriyor, çadırlarda yaşıyorlar. Bir sosyal politika olarak, herkese el uzatan, 3 milyon Suriyeliye bedava sağlık hizmeti veren, bunların ihtiyacını karşılayan, yaklaşık 10 milyar dolara yakın parayı Suriyelilere harcayan Türkiye Cumhuriyeti devletinin Yörüklerle ilgili de sosyal bir proje yapmasını ve Türkiye'nin her yerinde dağların bekçiliğini yapan bu Yörüklerin en azından kışın üç beş ay rahat bir şekilde yaşayabilecekleri konutlar yapılmasını, bununla ilgili bakanlıklarımızın çalışma yapmasını bir Yörük çocuğu olarak talep ediyorum, Yörüklerin bunu çoktan hak ettiğini düşünüyorum. Gerçekten, insanların oradaki yaşam şartlarını gördüğümüzde 2017 yılının Türkiye'si'ne yakışmayan görüntüler olduğunu düşünüyorum. O bölgede, devletimiz, tabii, belli ihtiyaçları karşılamış ama bu bölgeye gerçekten Çanakkale İl Özel İdaresi ve diğer kurumlar bu bölgenin temel ihtiyaçlarını da... Afetten hariç, afeti katmıyorum, afetten bu tarafa devlet elinden geleni yapmış ama bu köylerimizi gördüğümüz zaman... Elli altmış yıl önce Türkiye'nin birçok yerindeki gibi kerpiç binalarla, altyapısı olmayan, içerisinde yol, sokak olmayan, belki içme sularında bile problem olan birçok köyle, birçok köylüyle karşı karşıya geldik. Bu konuda eksiklerin tamamlanmasını, bu afeti bir fırsata çevirmemizi... Bu köyde evleri hasar görmeyenlere de -çünkü evlerin çoğunluğu 5,3'te hasar görmüş, eğer 6'lık, 7'lik bir deprem olsa o köyde bir tane ev kalmayacak- o bölgede yaşayan insanların tamamına -bu sayı toplam 8 bin kişi bazında ama konut olarak belki 1.000-1.500 arası- bir konut yapıldığında bu bölgedeki insanların tamamının sorunu çözülecektir. Bunu fırsata çevirmemizi, bu bölgede yaşayan insanlarımızın insanca yaşayabileceği konutların önümüzdeki yıl teslim edilmesini temenni ediyor, emeği geçen herkese de teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)