| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 21.02.2017 |
HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; önce, Müjdat Gezen'e, Müjdat Gezen Kültür Merkezine yapılmış olan saldırıyı değerlendirmek isterim.
Kınamıyorum, kınanacak nesi var bu alçakça saldırının? Yalnızca nitelendirilmesi olabilir. Müjdat Gezenler, Uğur Dündarlar, Bekir Coşkunlar, Yılmaz Özdiller bu ülkenin vicdanıdır, vicdanı. Vicdan halkın sesidir. Halkın sesini kısmaya çalışabilirler, halkın sesini yok etmeye çalışabilirler, halka rağmen halkı susturmaya çalışabilirler ama emin olun ki Müjdat Gezenler de Uğur Dündarlar da Sokratesler de konuşmaya devam ederler. Uğur Mumcuları susturamadıkları gibi bu aydın, bu çağdaş, bu yiğit yazarları da susturmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir.
Sayın Başkan, gruptaki arkadaşlar meşguliyet içerisindeler. İsterlerse onları ben dinleyeyim, bekleyeyim, onlar susunca ben konuşabilirim.
BAŞKAN - Gerekli ikazı yaptım Sayın Pekşen.
Buyurun.
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Ben, bir milletvekili olarak bu konuda lütfen gereken hassasiyetin gösterilmesini istiyorum.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Türk Hava Yollarıyla ilgili daha önce bu kürsüye geldiğimde Türk Hava Yollarının yönetim zafiyetinin Türkiye için nasıl büyük bir mali tabloya sebep olacağını da burada anlatmıştım. O günlerde altını çizerek vurgulamıştım, dünyanın en büyük Airbus filosuna sahip olan bir hava yolu şirketi çok kötü bir yönetimle maalesef, o uçaklarını bugün meydanlarda tutmakta ve uçuştan alıkoymak zorunda kaldı; birçok ülkeden uçuşlarını geri çektiği gibi, birçok uçak da zaten boş uçmakta, yolcu bulmakta güçlük çekmektedir. Yine, dünyanın birçok ülkesinde Türk Hava Yolları artık bir uçuş tercihi olarak kullanılmamaktadır. Nitekim önümüze gelen bilançoya baktığınız zaman bu, vergi dairesine verilmiş olan bilançosu net rakam 6 milyar 493 milyon 116 bin 492 lira zarar. Yani, bu tüyü bitmemiş yetim insanların, hani söylüyorsunuz ya, beytülmalın hakkını yandaş bir bürokratın emrine vermişler ve tam 6,5 milyar liralık bir zarar bugün Türk halkının önüne konulmuş.
6 milyon genç işsizimiz varken ne yazık ki Türk Hava Yollarının 6,5 milyarlık zararını örtmek için yeni bir senaryo hazır. Neymiş o senaryo? Varlık Fonu. Hani insanlar soruyorlar ya "Bu Varlık Fonu'na niye ihtiyaç duyuldu?" diye. Varlık Fonu'na ihtiyaç duyulmasının en önemli sebebi, işte Türk Hava Yolları gibi kurumlar. Türk Hava Yollarının, satın almış olduğu plansız programsız uçaklardan dolayı aylık yaklaşık 70 milyon dolarlık ödemesi var. Bu aylık 70 milyon dolarlık ödemeyi -leasing ödemeleri de dâhil olmak üzere- yapabilmesi için işte Varlık Fonu'na aktarılan şirketlerin kazançlarına ihtiyaç var. Onun içindir ki Ziraat Bankası, Halk Bankası, BOTAŞ, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, araziler vesaire, hepsi bunun içerisinde. Niye? Çünkü iki tane uçak üreten şirketle hesapsız kitapsız yapılan satın alma anlaşmaları dolayısıyla şimdi Türk Hava Yolları bu uçakları almak zorunda, aldığı uçakların parasını da ödemek zorunda. Para? Yok. Sözleşmeleri feshetmek durumunda kaldığında inanılmaz bir bedel ödemekle karşı karşıya. O zaman, çözüm açık: "Devletin diğer kurumlarını bir araya getirelim, bir havuz oluşturalım, adına da 'Varlık Fonu' diyelim, onların kazançlarını Türk Hava Yollarının bu fütursuzca harcamalarının karşılanmasında kullanalım." Bütün hikâye bu kadardır. Yani "Varlık Fonu" dediğiniz, tam tersine, Türk Hava Yollarının batırmaya devam ettiği, her gün daha büyük batağa doğru gittiği sürecin bir şekilde örtbas edilmesi sistemidir. Ama, buradan SPK'yı uyarıyorum. Sermaye Piyasası Kurulunun yetkilileri, bu bilançoyu takip edeceğim, buna ilişkin süreci de takip edeceğim.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Sayın Vekilim, Türk Hava Yollarının 2016 kârı 762 milyon.
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Bak burada yazıyor; merak ediyorsanız Türk Hava Yollarının bilançosu burada. Bak, 2016 kârı...
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - 2016 kârı 762 milyon.
HALUK PEKŞEN (Devamla) - İşte, o, "Türk Hava Yollarının 2016 kârı..." diye açıkladıkları da bir borsa manipülasyonudur ve onun hakkında da suç duyurusunda bulunacağım hiç tereddüdünüz olmasın. 6,5 milyar, burada, rakam burada.
Şimdi, kıymetli milletvekilleri, Türk Hava Yollarının...
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Rakamın kaynağı nerede?
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Vergi dairesine verilmiş olan bilanço, bak burada, vergi dairesine vermiş, burada. Vergi dairesine verdiği resmî belge, burada.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - İşte burada, bunlar resmî bilgi.
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Bugüne kadar, bu tür entrikalarla toplumdan gerçekleri gizlemeye çalıştılar ama gizlenemeyen gerçekler var. Bak, merak ediyorsanız Sayıştay raporları da var, onları da konuşalım isterseniz, Sayıştay raporlarını da kullanalım. Devam edelim isterseniz açtığınız yerden biraz daha.
Şimdi, geçenlerde, 6770 sayılı bir kanun numarası var, 18/1/2017 tarihinde de şöyle bir kanun hükmünde kararname yayımlandı. Bu kararnamenin 33'üncü maddesinin (2)'nci fıkrası belki burada herkesin ilgisini çeker. Kararnamenin 33'üncü maddesinde diyor ki: Eğer bankadan kredi kullandıysanız, bu kredileri de ödeyemediyseniz canınız sağ olsun, sıkmayın canınızı. Bu ödeyemediğiniz kredilerle ilgili bankaya senet, çek, kambiyo evrakları vesaire verdiyseniz, banka da bu evrakları tahsil edemiyorsa, hatta bunlar sahte ise, hatta sizi dolandırdılarsa, hatta kandırdılarsa hiç canınızı sıkmayın, affettik. Buyurun, kanun hükmünde kararname 33'üncü madde, geçici 1'inci madde ve geçici 2'nci madde, burada. Nelerle meşgul olduğunu görüyor musunuz kanun hükmünde kararnamelerin?
Burada bitmiyor tabii. Yine, bir başka kanun hükmünde kararname daha. Geçenlerde anlattım, burada bir kez daha söylemekte yarar görüyorum: Yine, 687 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4'üncü maddesi. Bankadan kredi kullandı, bankayı dolandırdı; hiç önemli değil, bankayı yeter ki dolandır, yeter ki dolandır, yeter ki yandaş ol, hiç merak etme, her türlü çözüm bulunur, senin hakkında icra takibine gitmeye, senin hakkında zimmet sebebiyle suç duyurusunda bulunmaya hiç gerek yok. Niye? Çünkü, banka "yapılandırma" kılıfı adı altında yeni bir uygulama seninle yaparsa, mesela "borcunu on yıla yaydım, on beş yıla yaydım, iki yılı ödemesiz, beş yılı ödemesiz" diye, "yapılandırma formülü" adı altında yeni bir senaryo düzenlerse banka yöneticileri hakkındaki Bankacılık Kanunu 160'ıncı maddesine eklenen yeni fıkrayla zimmet suçlaması tümüyle ortadan kaldırılmıştır.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - O da mı kanun hükmünde kararname?
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Bu da kanun hükmünde kararname.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Güzel (!)
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Bu kanun hükmünde kararnamelerle ilgili asıl muhatap Anayasa Mahkemesidir. Buradan Anayasa Mahkemesine, özellikle Anayasa Mahkemesinin Başkanına sesleniyorum: Bugün, Türkiye'deki bu büyük dramın, bu gerginliğin, bu kutuplaşmanın, Türkiye'yi bu karanlıklar dehlizine sürüklemenin en önemli müsebbibi sizsiniz ve mahkemenizdir. (CHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar) Bu toplumun vicdanını yıktınız, bu halkı karanlıklara sürüklediniz ve vermiş olduğunuz o kararla birlikte, Türkiye bugün kâbus senaryolarına teslim edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi Başkanına soruyorum: Şimdi, yarın sabahleyin, "Türkiye Büyük Millet Meclisini feshettim." diye bir kararname gelirse siz yetkisiz misiniz? "İllerdeki valilikleri feshettim, bütün il başkanları validir." diye bir kararname gelirse siz yetkisiz misiniz? "Muhalefet partilerini kapattım." diye bir kararname gelirse siz yetkisiz misiniz?
ALİM TUNÇ (Uşak) - Kanun varken nasıl kapatıyorsunuz?
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı, orada, o yukarıda oturduğunuz yerde, cafcaflı arabalara binebilirsiniz, kırmızı plakalı arabalara binebilirsiniz, arabalarınızın önünde rengârenk lambalar olabilir ama Türk halkı sizin, bu halkın vicdanına seslenecek kararlarınızı bekliyor. Eğer vicdan adaletse, eğer adalet vicdanlarda varsa bu ülkeyi daha fazla karanlıklara sürüklemeyin.
Az önce gördünüz, "OHAL kararnamesi" diye bu ülkenin tüyü bitmemiş yetimlerinin haklarının nasıl gasbedildiğini size tek tek anlattım. "Dolandır bankayı, rahat ol, hiç merak etme." Hani, "İtaat et." diyorlardı ya; işte "Dolandır, itaat et, rahat et. Kanun hükmünde kararname gelir, ne zimmet olur ne dolandırıcılık olur, seni kurtarırlar." İşte, bunlara sebebiyet veren, sayın Anayasa Mahkemesinin kıymetli hâkimleri, kıymetli üyeleri, o vermiş olduğunuz karardır, Anayasa Mahkemesi kararıdır. Yargılamama kararı orada durduğu sürece Türkiye daha büyük kâbuslara, daha büyük karanlıklara doğru sürüklenmeye devam edecektir; daha çok Müjdat Gezenler tehdit edilir, daha çok Uğur Dündarlar, Bekir Coşkunlar tehdit edilmeye devam eder. Ama, hiç unutmayın, Sokrates'i idama götüren 500 yargıcın hiçbirisinin ismini hiç kimse hatırlamıyor ama Sokrates binlerce yıldır konuşmaya devam ediyor, tıpkı Cumhuriyet Halk Partisi gibi. (CHP sıralarından alkışlar)
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Siz konuşun, biz yaparız.
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Konuşmaya devam edeceğiz, halkımızı aydınlatmaya devam edeceğiz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)