GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:73
Tarih:22.02.2017

SEYİT TORUN (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 456 sıra sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 8'inci maddesi üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 4342 sayılı Mera Kanunu'na 5178 sayılı Kanun'la geçici 3'üncü madde eklendi. Daha sonra 5334 sayılı Kanun'la değişikliğe uğradı yani bu maddeyle belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde kalan ve 1/1/2003 tarihinden önce kesinleşen imar planları içerisinde yerleşim yeri olarak işgal edilen, mera vasfını kaybeden arazilerden ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek hazine adına tescillerinin yapılmasına olanak sağlanmıştı. Bununla birlikte, mera alanlarının amaç dışı kullanımı ve rant yatırımlarına açılmasını sağlayan pek çok kanuni düzenleme yapıldı ki bunların en önemlilerinden biri 2012'de çıkardığınız 6360 sayılı büyükşehir yasasıydı. Bu yasayla Türkiye'de âdeta kent-kır ayrımı ortadan kaldırıldı, belediyelerin sınırları kapsamında 16 bini aşkın köy, kent mahallesine dönüştürüldü, köy tüzel kişiliklerine ait taşınmazlar, belediyelere veya devletin kurumlarına devredildi. Devredilen taşınmazların arasında o çok değerli meralarımız da vardı.

En önemli diğer kapsamlı değişiklik ise 2014'te 6552 sayılı torba yasayla yapıldı yani Bakanlar Kurulunca kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilen yerlerin tahsis amacı değişikliğinin yapılabileceğinin hükmü eklendi. Böylece mera alanları kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak yerleşime açıldı. Kısacası, mera alanlarının rant amaçlı kullanımlarının da tamamen önü açılmış oldu. Yani, Türkiye'de özellikle son yıllarda mera denildiğinde, yağmalanacak, rant elde edilecek alan akla geliyor. Herkesin hedefindeki alan konumuna gelmiş. Hem kamu kurumları, yerel yönetimler hem de özel sektör yeni bir yatırım yapacağı zaman gözünü bu hazine arazilerine dikiyor.

Sayın milletvekilleri, dünyada 3,4 milyar hektar mera alanı olduğu tahmin ediliyor. Bu alanlara sahip ülkelerin başında Çin geliyor, Avustralya, ABD ve Brezilya devam ediyor. Türkiye'nin mera varlığı ise 12 milyon hektar civarında. Meralarımızı sürekli kaybetmişiz. Meralar son derece değerli alanlar, bu alanları elimizden çıkarmışız. Dünya ülkeleri mera alanlarını hem çok iyi koruyor hem de çok verimli kullanıyor. Hayvancılığını sürekli geliştirmek, sürdürülebilir tarımsal üretimini devam ettirmek için çalışıyor. Bizde ise hayvancılığa gereken önem verilmediği için mera alanları kolayca elden çıkarılıyor. Ot biten yerde turistik tesis, sanayi tesisi veya alışveriş merkezi, toplu konut projelerinin yapılması daha kârlı bir iş olarak görülüyor. Bu da kalkınmanın, gelişmenin göstergesi olarak sunuluyor ne yazık ki. Elbette mera vasfını yitirmiş arazilerin tarımsal üretim için kullanılması son derece önemli, hem kırsaldan kente göçü önlüyor hem de köylerin boşalmasını önlüyor ama şimdiye kadarki yapılan bütün yasal düzenlemeler bunun tam aksi yönünde oldu; mera ve yaylakların kentsel dönüşüm alanı olarak ilan edilerek imara açılması sağlandı, toplu konut alanlarına dönüştürüldü. Sonuçta, yem ham maddeleri bakımından yüzde 40-45 oranında ithalata yani dışa bağımlı bir ülke hâline geldik. Yem açığımız ise 20 milyon ton. Kırmızı et ithalatçısıyız. Vatandaş artık et yiyemez, süt tüketemez hâle gelmiş bulunuyor. Mevcut politikalar üretimi değil, sürekli ithalatı destekliyor. Bu politikalarla, hayvancılığa verilen destek ve düşük faizli krediler de büyük oranda ithalata gidiyor. Uygulanan bu politikayla dışarıya sürekli kaynak transfer ediliyor.

Değerli milletvekilleri, işte şimdiye kadar yapılan tüm bu düzenlemeler, çıkarılan kanunlar hep ranta hizmet etti. Yasalarla bu araziler hazine adına tescil edildi. Hazine taşınmazlarının tarım amacıyla kullanılmasına elbet bir itirazımız yok. Zaten vatandaşlarımız araziler için yıllarca mahkemelerde davalarla uğraştı. Bu araziler gerçek sahiplerine teslim edilmelidir. Ancak bu araziler köylülerin, çiftçilerin elinden alınarak ranta peşkeş çekilmiştir. Şimdi, ranta kurban edilen taşınmazların rayiç bedellerinden bahsediyoruz ve kimlere ne kazandırmak için bu düzenlemeleri yapıyoruz. Bunu takdirlerinize sunuyoruz.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Torun.