| Konu: | Bursa ilinde yaşanan çevre ve işsizlik sorunları ile diğer sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 01.03.2017 |
ERKAN AYDIN (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bursa'daki çevre sorunları, işsizlik ve diğer sorunlarla ilgili gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Evet, seçim bölgem Bursa, ürettiği istihdama, ürettiği katma değere, iş imkânına rağmen, devlete ödediği vergilere rağmen devletten aynı oranda maalesef hem yatırım olarak hem de kaynak olarak hak ettiğini alamamıştır ve alamıyor da. Hem yoğun göçün olması, iş dolayısıyla insanların doğudan, güneydoğudan, Anadolu'nun çeşitli yerlerinden Bursa'ya gelmiş olması ama aynı oranda istihdam oranının artmamasından dolayı da bu sıkıntılar her geçen gün biraz daha büyüyor.
Tabii, bunlar büyürken asıl sıkıntıların başında da özellikle kendi seçim bölgem ve kendi memleketim olan dağ yöresi ilçelerinden Orhaneli-Keles-Büyükorhan-Harmancık yolunda on beş yıldır âdeta bir türlü çivi çakılamaması, 1 kilometre yol alamaması da ayrı bir çelişki olarak karşımıza çıkıyor. Daha geçen hafta 2 hemşehrimiz, vatandaşımız burada hayatını kaybetti. "18 Şubatta ihale yapılacak." dendi ama on beş yıldır olduğu gibi, maalesef, gene ihale iptal edildi, üç gün sonrasında da ölümlü kazalar daha önce olduğu gibi devam ediyor. Bu konuda ben Hükûmetin samimi olmasını ve verdiği sözü tutmasını istiyorum.
Gene Bursa'mızda hastanenin yetersizliği dolayısıyla acillere, yoğun bakımlara olan ihtiyaç anormal derecede artmıştır. Hani diyor ya Hükûmet: "Sağlıkta devrim yaptık."
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Yaptık, sağlıkta devrim yaptık, doğru.
ERKAN AYDIN (Devamla) - Bugün Şevket Yılmaz Hastanesine, Bursa Çekirge Hastanesine ya da Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesine bir gelsin devrimin hâlini bir görsün, en erken randevu üç ay. Acil için biz 10 tane telefon alıyorsak 9 tanesi yoğun bakım yatağı, acilde ölmek üzere olan vatandaşın yatak bulamama sıkıntısından dolayı. 3 milyonluk şehirde maalesef tek bir tane devlet hastanesi yapılmadı, tek bir tane, merkezde. Özel hastaneler, onlar çoğaldı ama malumunuz, orada da fiyat farkı, hasta katılım payı, muayene ücreti farkından dolayı dar gelirli vatandaşımız buralara gidemiyor. Bu konuda büyük bir sıkıntı var, onu da buradan dile getirmek benim de başlıca görevim.
Bursa aynı zamanda bir esnaf şehri. O çıkan sanayilerin birçoğu daha önce baktığınızda kırk yıl, elli yıl önce de Kapalıçarşı'da esnafken, Atatürk Caddesi'nde esnafken bugün onlarca işçi çalıştıran sanayiye geldi. Ancak esnafın sıkıntıları hâlâ bitmiş değil; birçoğu kredi batağında, birçoğu yanlış planlamadan dolayı, büyük marketlerden dolayı, AVM'lerden dolayı siftah bile yapamadan dükkânını kapatmak zorunda kalıyor. Bu konuda da önlemlerin alınması son derece önemli. En azından, daha önce görüşülen, bu AVM'ler, bu marketler biraz daha şehir dışına alınırsa, esnafı, küçük esnafı etkilemeyecek şekilde düzenlenirse oradaki vatandaş da yıllardır sürdürdüğü geleneğini, evine, işini, aşını götürmeye devam edecek.
Gene, bir başka sıkıntımız kentsel dönüşüm. Tam Bursa'nın göbeğinde başlayan, Osmangazi ilçesinde, Soğanlı bölgesindeki kentsel dönüşüm de âdeta bir rantsal dönüşüme dönmüş durumda. Üç hafta önce orada olduğumuzda, vatandaşın hak ettiği değerin çok çok altında bedeller ödenerek âdeta müteahhide bir rant yaratılarak oradaki insanımız, hemşehrimiz mağdur edilmekte. Bu bir kentsel dönüşümden çok birilerinin kayrılması durumuna dönüşmüş durumda. Bunun da ivedilikle çözülmesi gerekiyor. Oradaki vatandaşın isteği çok basit: "Biz hakkımızı istiyoruz, daha fazlasını değil." Bu hakkın da verilmesi için takipçisi olacağımızı söylüyorum.
Bütünşehir Yasası'yla da özellikle köylerdeki sıkıntıların katbekat arttığını söyleyebiliriz. Aslında "Yerelden yönetim yapacağız, bu şekilde yönetimi daha kolaylaştıracağız." derken tek elden yönetime geçerek Bütünşehir Yasası'yla bütün işleri büyükşehir belediyesi eliyle yapmanın sıkıntılarını bugün Bursa çok fazla yaşıyor. Beldelerde, köylerde il özel idaresiyle, belde belediyeleriyle çok kolay çözebildiği işlerini bugün ta büyükşehir merkezine gelip çözememenin sıkıntısını yaşıyor.
Bugün 1 Martı tezkeresinin yıl dönümü. O gün yabancı askerlerin topraklarımızdan geçişine izin vermeyen iradenin bugün de 16 Nisanda aynı duruma düşmemek için "hayır" diyeceğine olan inancımı söylüyor, hepinize hayırlı günler diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)