GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:10
Tarih:17.10.2012

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sendikalar yasasını görüşmeye kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu yasanın sosyal taraflarca, konfederasyonlar tarafından bir mutabakat sağlanarak buraya getirilmediğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, konfederasyonlarımızın üye olduğu ITUC ve ETUC sendikaları 15 Ekim Pazartesi günü Sayın Başbakana bir mektup yazdılar. Bu mektuptan birkaç paragrafı okumak istiyorum:

"Sayın Başbakan, size, 153 ülkede 308 sendikadan 175 milyon işçiyi temsil eden Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ve 36 Avrupa ülkesinde 85 sendikadan 60 milyon işçiyi temsil eden Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) adına yazıyoruz.

Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı, şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmektedir. ITUC, ETUC, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve küresel sendikal hareket tarafından dile getirilen ciddi kaygılara rağmen mevcut yasa taslağının bazı kısıtlı ilerlemeler göstermekle beraber, AB standartları ve uluslararası standartlardan ve temel sendikal hakların tam olarak uygulanmasını sağlamaktan çok uzak olduğunu söylemekten büyük bir üzüntü duyuyoruz.

Toplu görüşme sistemini ve sendikal özgürlükleri düzenleyecek olan bu yasa, uzun yıllardır ILO denetim organlarının ve uluslararası sendikal hareketin eleştirileri altında olan iki yasanın yerini alacaktır. Bu yeni yasa, uluslararası temel sözleşmelerin imzacısı olan Türkiye için uluslararası ve Avrupa düzeyinde çeşitli standartları karşılaması için bir fırsattı. ITUC ve ETUC, durumun hiç de böyle görünmemesinden derin üzüntü duymaktadır.

Görüşülmekte olan yasanın ne ILO ne de sendikal hareketin taleplerini içermemesinden derin üzüntü duyuyoruz. Aksine ikili barajı korumaktadır. Dahası, şu anda yüzde 10 olan ülke düzeyindeki barajı şeklen düşürürken aynı zamanda sektörleri birleştirmek ve hesaplamanın temellerini değiştirmektedir. Bu durum iş kolundaki işçi sayısını artırarak barajı fiili olarak yükseltmektedir.

Bu yasa eğer geçerse sendikalar için ciddi sonuçları olacaktır. Pek çok sektörde sendikacılar toplu sözleşme yetkilerini kaybedeceklerdir; dolayısıyla, çok sayıda sendika barajın altında kalacaktır. Hükûmetinizin söylediğinin aksine bugünkü hâliyle bu yasanın geçmesi temel Avrupa ve ILO standartlarını açıkça ihlal ettiği için, işçi hakları dâhil, insan haklarına saygılı işleyen bir demokrasiye doğru ilerlemenin bir göstergesi olmayacaktır. Sizden Meclisteki çoğunluğunuzu kullanarak toplu iş ilişkileri yasasında işçilere günlük hayatta daha somut özgürlükler tanıyacak, anlamlı değişiklikler yapmanızı talep ediyoruz.

İlginiz için teşekkürler.

Sizin için uygun olan en kısa sürede mektubumuza cevap verirseniz memnun oluruz.

Saygılarımızla,

Sharan Burrow                              Bernadette Ségol

ITUC Genel Sekreteri                   ETUC Genel Sekreteri"

Dünya Sendikalar Konfederasyonu ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonunun Başbakana göndermiş olduğu mektup.

Şimdi, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin de altına imza atmış olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı bir düzenleme yapıyorsunuz ve burada kendi çoğunluğunuza dayalı olarak buradan kabul ettirmek istiyorsunuz. Oysa gördüğünüz gibi uluslararası anlaşmalar gereği size bir mektup yazılıyor ve bu mektubun gereği de düzenlenmesinin yapılması gerekiyor. Yapmıyorsunuz, Sayın Bakan hemen daha başta "Katılmıyoruz." diyor ve bütün kapıları kapatıyor. Bu vermiş olduğumuz önerge bir kapatma önergesiyle?

Şimdi, size soruyorum? AKP sayın milletvekilleri siyasi partilerin kapatılmasına "Evet." mi diyorsunuz, "Hayır." mı diyorsunuz?

AHMET AYDIN (Adıyaman) - "Hayır." diyoruz.

MUSA ÇAM (Devamla) - "Hayır." diyorsunuz değil mi? Peki, sendikaların kapatılmasına niye "Evet." diyorsunuz, neden "Evet." diyorsunuz? niçin "Evet" diyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar)

Burada 31'inci maddenin başlığı daha baştan "Kapatma" diyor. Neyi kapatma? Sendikaları kapatma. Tıpkı siyasi partilerin olduğu gibi sendikaların da yöneticileri kusur işleyebilir, hata yapabilir.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Bu kanun olmasaydı bir sürü sendika kapanacaktı.

MUSA ÇAM (Devamla) - Bu hatalardan dolayı o sendikanın, o konfederasyonun kapatılmasının değil, o cürmü şahsın mutlaka cezalandırılması gerekirken şimdi getirmiş olduğunuz bu düzenlemeyle beraber adı üzerinde "Kapatma", "Kapatma?" Bu ismin değiştirilmesi gerekiyor. Bu önergeyi veriyoruz ama Sayın Bakan ve Sayın Komisyon "Katılmıyoruz" diyor ve baştan reddediyor. Oysa bu kapatma yerine bizim vermiş olduğumuz önerge şeklinde yeni baştan düzenlenerek "Yöneticilerin sorumluluğu" başlığını alması gerekirken komisyonda Sayın Bakan da bunu reddediyor. Mademki siyasi partilerin kapatılmasına karşı iseniz sendikaların da kapatılmasına karşı olmanız gerekiyor, çifte standart uygulamamanız gerekiyor; yöneticiler herhangi bir suç, kabahat, kusur, cürüm işlemiş ise onlardan dolayı bir yargılamanın olması gerekiyor. Sendikaların ve konfederasyonların kapatılmaması gerekir diye düşünüyorum, söylüyorum ve bu düzenleme ILO sözleşmelerine aykırıdır diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)