| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 02.03.2017 |
HÜSEYİN SAMANİ (Antalya) - Milliyetçi Hareket Partisinin gıda fiyatlarındaki istikrarsızlık hakkında vermiş olduğu grup önerisi hakkında söz almış bulunmaktayım. Herkesi saygıyla selamlıyorum.
"Gıda" dediğimiz zaman, hiç şüphesiz herkesi ilgilendiren, dünyada yaşayan tüm insanlığı ilgilendiren bir kavramdan bahsetmiş oluyoruz. Bir kere, herkes tüketici olarak gıdaya ihtiyaç duyuyor ama bazıları da gıda konusunda üretici olarak katkıda bulunuyor. Yani, "gıda" dediğimiz zaman, üreticiler ve tüketiciler var. Üreticiler, aslında aynı zamanda birer tüketici. Çünkü "gıda" dediğimiz zaman, insanoğlunun hayatiyetini devam ettirebilmesi için ihtiyaç duyduğu her türlü besine "gıda" diyoruz; yani, "gıda" dediğimiz zaman açlık ve tokluk meselesinden bahsediyoruz; "gıda" dediğimiz zaman belki yeryüzünün en stratejik meselesinden bahsetmiş oluyoruz. Onun için, gıdayı konuşurken de son derece dikkatli konuşmamız gerekiyor genel manada baktığımız zaman. Çünkü bugün insanoğlu elindeki bütün imkânları kullansa gıda olarak 1 kilo eti, 1 bardak sütü, 1 tane portakalı, limonu, mandalinayı, domatesi üretme imkânına sahip değil. Gıda, teknolojik olarak, fabrikasyon olarak üretilen gıdaların dışında, tarımsal ürün olarak teknoloji katarak üretilmesi mümkün olmayan bir mesele. Elbette ki tarımsal üretim, bitkisel ve hayvansal üretim değişik teknoloji kullanılarak da farklı gıda türlerine evrilebiliyor, dönüşebiliyor, ambalajlanmış, paketlenmiş gıdalar grubuna girebiliyor.
BAŞKAN - Sayın Samani, bir dakikanızı alacağım, daha sonra ek olarak size sürenizi vereceğim.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden 50 ülkeden sendikacı, medya mensubu, akademisyen, fikir ve siyaset adamlarından oluşan heyete "Hoş geldiniz." denilmesi
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 50 ülkeden sendikacı, medya mensubu, akademisyen, fikir ve siyaset adamlarından oluşan 200 kişilik bir heyet Türkiye'de bulunmakta ve bir kısmı şu anda -Meclisi ziyaret ettiler- locada oturuyorlar. Biz de kendilerine hoş geldiniz diyoruz, teşekkür ediyoruz. (Alkışlar)
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- MHP Grubunun, 24/5/2016 tarih ve 1687 sayıyla Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya ve arkadaşları tarafından, gıda fiyatlarındaki istikrarsızlığın araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 2 Mart 2017 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Sayın Samani, buyurun, devam edin lütfen.
HÜSEYİN SAMANİ (Devamla) - Evet, gıdanın üretici kesimine baktığımız zaman yani TÜİK verileri var, biz hep onlar üzerinde genelde değerlendirme yapıyoruz ama işte köyde yaşayanların, tarımsal, bitkisel ve hayvansal üretimi yapanların nüfusları orada belli oluyor. Aslında, üretici kesim, gıdayla uğraşan kesim sadece bu TÜİK verilerinden de ibaret değil yani sadece köyde yaşayan insanlar gıda sektörüyle, bitkisel üretimle, hayvansal üretimle uğraşan insanlar değil. Bunun yanında, mesela örnek verecek olursak bitkisel üretimde bizatihi bitkisel üretimi icra eden çiftçilerin yanında, bitkisel üretime katkı koyan diğer yan sektörler de söz konusu. Mesela tohum üreticileri bunlardan bir tanesi, fide üreticileri bir diğeri, paketleme yapanlar bunlardan birisi, halciler, ihracatçılar, ithalatçılar, hepsi bunların içerisinde, gıda sektörüyle aslında geçiniyorlar. Ama verilere baktığımız zaman sadece köyde yaşayan insanların tarımsal üretime katkı koyduğu gibi bir algı söz konusu oluyor. Oysa üretici kesim de çok geniş. Tüketici kesim tüm halkı kapsarken üretici kesim de bir o kadar geniş bir tabanı kapsamakta.
Şimdi, gıda fiyatlarındaki istikrarsızlık denince aslında gıdaya erişim nasıl oluyor, insanlar, örnek veriyorum, hayvansal ve bitkisel üretime erişirken hangi yollardan geçiyor, buna şöyle kısaca bir bakmamız gerekiyor değerli arkadaşlar. Bitkisel üretimi yapan her şey öncelikle çiftçiden başlıyor, üretim safhasından başlıyor. Üretim safhası dediğimiz zaman, bu, tohum, fide veya fidan döneminden başlıyor. Hayvansal üretimse bu, yine hayvansal üretimin çoğalması, buzağı büyümesi, gelişmesi vesaireden başlayarak tüketiciye kadar ulaşan bir zincirden bahsediyoruz.
Çiftçiyi baz aldığımız zaman burada değerli arkadaşlar, çiftçi ürünü üretiyor, en yakın olan tedarikçiye yani bu, hallerde halciler olabilir, toptancılar olabilir, depo sahipleri olabilir, onlara ulaştırıyor. Oradan tüketim hallerine, tüketim depolarına gidiyor bu ürünler. Tüketim depolarından veya hallerinden, tüketici hallerinden pazarlara veya marketlere çıkıyor. Hayvansal üretim ise o yine kasaplara veya marketlere gidiyor. İşte, bu zincire baktığımız zaman, aslında bu zincir çok meşakkatli bir zincir. Üreticinin çektiği meşakkatler ayrı bir şey burada. Çünkü bitkisel ve tarımsal üretim dediğimiz zaman her türlü meteorolojik verilerden etkilenen bir üretimden bahsediyoruz. Yani soğuktan etkilenen, sıcaktan etkilenen, rüzgârdan etkilenen, dondan etkilenen, doludan etkilenen, her türlü meteorolojik veriden etkilenen bir uğraş alanından bahsediyoruz. Tarımsal üretimden bahsettiğimiz zaman, aslında en kadim uğraş alanından ve meslekten bahsetmiş oluyoruz. Yani Anadolu'da söylenildiği gibi, işte, tarımla uğraşan kişinin karnını yarmışlar, 40 defa gelecek yıl çıkmış. Hiç şüphesiz ki bu, çekilen meşakkati anlatıyor. Onun için tarımsal üretim hakkında konuşurken de son derece dikkatli konuşmamız gerektiğini düşünüyorum çünkü bu meşakkatin de bir karşılığı var. İşte, burada bir sıkıntı olduğu zaman... Çoğu zaman bu ürünlerin fiyatı arz talep dengesine göre oluşuyor, istikrarsızlık da buna göre bahsediliyor. Sıcak dönemlerde ürün arzı fazla oluyor, fiyatlar çok düşük. Örnek veriyorum, 10 kuruş olan bir ürünün fiyatı ürün azaldığı zaman kış aylarında 2 TL'ye, 3 TL'ye kadar çıkabiliyor ama tüketiciye gittiğiniz zaman 5 TL'ye, 6 TL'ye, 7 TL'ye, 8 TL'ye kadar çıkan ürünler var. Ben ürün bazında teker teker bu örneklere girmeyeceğim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Tarım politikası yok, ondan.
HÜSEYİN SAMANİ (Devamla) - Fakat burada üretimdeki arz ve talebi ortaya koymak gerekiyor. Bu, eşyanın tabiatında var. Bu, tarımsal üretimin tabiatında var. Bu, üretimde var. Hiç şüphesiz ki sıcak aylarda çok üretiliyor, soğuk kış aylarında ise ısıtmak gerekiyor, belli yere kadar üretebiliyorsunuz. Ürün azlığından dolayı fiyatlar otomatikman yükselebiliyor veya çokluğundan dolayı da fiyatlar düşebiliyor genel manada baktığımız zaman.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Olmaz olmaz, pazarlamada sorun var.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Üreteceksin, üreteceksin.
HÜSEYİN SAMANİ (Devamla) - Ama burada bir husus daha var, o da işte, bu konuya yeteri kadar vâkıf olmayan insanların, masa başından konuşan insanların bu konu hakkındaki ahkam kesmeleri de çok önemli. Neden önemli? Diyelim ki, üretici ürünü üretiyor, pazara çıkacak ama konuyla hiç alakası olmayan bir adam çıkıyor, diyor ki: Bunda hormon var. Örnek veriyorum, hıyar bitkisinde hormon var diyor. Çok eski bir kabzımal televizyonlara çıktı. Benim şehrim Antalya Kumluca'dan gelen hıyarlar... Salatalık bitkisinden yolda kasalarda çatır çatır ses gelmiş, hormonlu salatalık bitkileri ahşap kasaları kırıyormuş. Bu kadar konuya vâkıf olmayan insanlar konuşuyor. Oysa hıyar bitkisi hiç hormon kullanılmayan partenokarpik bir bitki.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hangi bitki, ne bitkisi?
HÜSEYİN SAMANİ (Devamla) - Yine, hormon iddiası var burada. Oysa bugün çiftçilerin serasında hormon var demek çiftçisinin zekâsıyla alay etmektir değerli arkadaşlar. Neden? Çünkü bugün çiftçiler tamamen Bombus arılarıyla biyolojik olarak dölleyerek...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ah! Çiftçi bırakmadınız memlekette, çiftçi! Çiftçi kan ağlıyor!
HÜSEYİN SAMANİ (Devamla) - ...ürün üretmekte ve o ürünleri satmakta ama dışarıdan ahkam kesenler buna hormon damgası vurabilmekte, buna kimyasal ilaç damgası vurabilmekte. İşte, asıl, üretici kısmını rahatsız eden tavır ve davranışlar da burası değerli arkadaşlar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hıyarların tohumunu İsrail'den alıyormuşsunuz, doğru mu?
HÜSEYİN SAMANİ (Devamla) - Oysa kimyasal ilaç kalıntısı dediğimiz "rezidü" bundan belki on yıl önce yüzde 24'ler civarındaydı ama şu anda yüzde 1'in altında ve Avrupa'dan daha iyi durumdayız, Avrupa'dan daha iyi durumda. Daha güvenli gıdaya insanların ulaşmasını bu dedikodular ne yapıyor? Engelliyor.
İşte, değerli arkadaşlar, bütün bunlardan dolayı, bu istikrarsızlıktan dolayı 2014 yılında, malumunuz, Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi diye bir komite kuruldu. Tarım Bakanlığının içerisinde olduğu, Ekonomi Bakanlığının içerisinde olduğu, Kalkınma Bakanlığının, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının ve Maliye Bakanlığının içerisinde olduğu bugünkü bu istikrarsızlık konularını da incelemek üzere şu anda Ekonomi Koordinasyon Kurulu tarafından kurulan bir komite var, o da çalışmalarına devam ediyor diyor, ben hepinizi tekraren saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Samani.