| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 79 |
| Tarih: | 08.03.2017 |
MUHARREM VARLI (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grubumuzun vermiş olduğu araştırma önergesi üzerinde söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bu vesileyle bütün kadınların da Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyorum.
Değerli arkadaşlar, burada birçok defa gündeme getirmeme rağmen ne Bakanlık bu konuda gerekli tedbirleri aldı ne de ilgili kurumlar bizim söylediklerimizle ilgili gerekli tedbirleri aldılar. Dolayısıyla da gübre fiyatları gübre satıcılarının keyfî uygulamalarına kaldı. Bir bakıyorsunuz gübre fiyatı eski rakamla 700 bin lira; tam gübre çiftçiye lazım olacak, mısırın üzerine veya buğdayın üzerine gübre atılacağı zaman gübre fiyatları birden bire eski fiyatla 1 milyon liraya yani yeni fiyatla 1 TL'ye yükseliyor. Şimdi, 700 bin liraya bu gübre kurtarıyorsa neden bu gübrenin 700 bin liradan satışını temin edemiyoruz? Tarım Kredi kurumu ne yapıyor? Her defasında bunu buradan soruyorum, Sayın Tarım Bakanını uyarıyorum. Sayın Tarım Bakanı, Tarım Kredi kurumu ne yapıyor, bu ülkede Tarım Kredi kurumunun görevi nedir? Yani gübre fiyatlarını sübvanse etmesi gereken bir kurumken, gübre fiyatlarında çiftçiyi koruması gereken bir kurumken ne yazık ki hâlâ, piyasada gübre fiyatları tüccarın istediği şekilde iniyor veya çıkıyor. Bir türlü bunu sağlayamadık. Yıllarca burada söyledim, dedim ki: Gübredeki KDV fiyatlarını düşürelim, en sonunda gübredeki KDV fiyatlarını düşürdünüz, seçimlerde bunu vaat olarak kullandınız ve KDV'yi düşürdünüz. Ancak KDV'nin düşmüş olması şu anda çiftçinin cebine hiç yansımadı. Nasıl yansımadı? Birdenbire doların yükselmiş olması, devalüasyon olması hasebiyle, gübre fiyatları eski fiyatların üstüne çıktı, yani KDV'nin düşmüş olması çiftçiye hiçbir artı getirmedi. Dolayısıyla, burada, Tarım Kredi kurumunu mutlaka devreye sokup ucuz fiyatla piyasayı regüle edecek, piyasada çiftçinin hakkını koruyacak bir şekilde Tarım Kredi kurumunu kullanmamız lazım. Eğer biz bu Tarım Kredi kurumunu kullanmaz isek, çiftçi, tüccarın inisiyatifine, tüccarın vicdanına teslim edilir ve dün 70 kuruşken gübre, bugün 1 liradan gübreyi satın almak zorunda kalır. Bakın, iki ay sonra -garanti veriyorum, isteyen arkadaşımla da bunu tescil etmeye, noter huzurunda tescil etmeye de hazırım- gidelim, üre gübresinin fiyatları birdenbire yeniden 70 kuruşa düşmüş olacak. Ya, Allah'tan reva mıdır? Yani, çiftçiye en lazım olduğu dönemde devlet, bakanlık çiftçiyi korumazsa ne zaman koruyacak? KDV'yi düşürdünüz, tamam, güzel yaptınız ama KDV'den düşen rakam çiftçinin cebine yansımadı ki.
Yani, değerli arkadaşlar, biz burada söylüyoruz, söylediklerimiz hep havada mı kalıyor, sizin kulaklarınıza girip kafanızda hiç yer yapmıyor mu? Sayın Bakan, sayın bakanlık mensupları bizim bu söylediklerimizden hiç faydalanmıyorlar mı, hiç not almıyorlar mı? Her defasında çıkıyorsunuz, "Eleştiri, eleştiri... Çözüm?" E, çözümü de söylüyoruz, çözümü de söylüyoruz ama çözümü de algılayacak, çözümü de uygulayacak, çiftçinin lehine, sizde ne yazık ki hiçbir gelişme göremedik şu ana kadar.
Değerli arkadaşlarım, bakın, şimdi bir de bu nitrat gübresiyle alakalı durum var, sıkıntılı bir durum. Tamam, yani terör örgütleri bu nitrat gübresiyle alıp patlayıcı yapıyorlar. Amenna, devletimizin almış olduğu karara da sonuna kadar saygılıyız, terörle mücadele konusunda da verilen mücadelenin de arkasındayız ancak bir tarafta da bir mağduriyet var yani hem nitrat gübresini üreten kişilerin elinde oldukça yüklü miktarda nitrat gübresi kaldı hem de çiftçilerimiz bu nitrat gübresinden faydalanamıyorlar.
Bakın, ben size söylüyorum bir çiftçi kardeşiniz olarak, bunu bütün ziraat mühendisleri de bakanlık yetkilileri de tescil edeceklerdir; nitrat gübresi buğday ve pamuk üretiminde elzemdir, mutlaka kullanılması gerekir. Bununla ilgili nasıl bir çözüm bulunacaksa bir an önce bakanlığın bir çözüm bulması lazım. Yani şimdi, efendim, ilçe tarım müdürlüğü gün veriyor. Yani sanki, profesör doktordan gün alıp da hasta muayeneye gidecek. Ya, onda bile günü tutturamıyorsun ki kardeşim. Yağmur yağacak çiftçi çıkıp gübresini atıyor, atmak zorunda veya yağmurla alakalı haber aldı çiftçi, gidip gübresini atacak. Ee, ilçe tarım müdürlüğünün memuru gelecek de, kontrol yapacak da efendim, gübre atmasına müsaade edecek. Ya, böyle bir mantıksız uygulama olmaz; bu yanlış bir uygulama. Bundan vazgeçilmeli, Tarım Bakanlığı bununla alakalı bir an önce, çiftçinin lehine çiftçiyi rahatlatacak bir çözüm bulmak zorunda. Yani bu nitrat meselesi, demin de söyledim, bakın, terör örgütlerinin kullanımına asla müsaade edilmemeli; doğru. Bunda devletin, Hükûmetin arkasındayız ancak çiftçinin mağduriyetini de gidermek mecburiyetindeyiz arkadaşlar. Nitrat gübresi hem buğdayda hem pamukta elzem diyorum; bakın, tekrar altını çizerek söylüyorum. Ancak bu konuda şu ana kadar yapılan hiçbir şey yok. Ee, şimdi, bir de ÇKS'ye göre veriliyor bu nitrat gübresi. Yani gidin de bölgenizde, Çukurova bölgesinde, Adana'da, Hatay'da, Mersin'de ÇKS'si olmayan birçok çiftçimiz var, hazine arazisi işleyen çiftçilerimiz var. Ee, bunlar da gübre atacaklar buğdayına, pamuğuna. Nasıl olacak bu? ÇKS'si yoksa gübre atamayacak mı? Yani değerli arkadaşlarım, bu uygulama doğru bir uygulama değil, bununla alakalı Hükûmetin ve bakanlığın acilen bir tedbir alması, çiftçinin lehine acilen bir düzenleme yapması lazım.
Yine, bu 2/B arazileriyle ilgili... Ya, defalarca burada söyledim, bu 2/B arazileriyle ilgili yasa çıkarılalı beş altı sene oldu. Çiftçilere dediler ki: "Gidin müracaatınızı yapın." Gittiler mal müdürlüğüne müracaatlarını yaptılar ancak hâlâ daha birçok yerde satışı yapılmıyor. Neden yapılmıyor? Toplulaştırma var. Toplulaştırma Genel Müdürüyle görüşüyoruz, diyor ki: "Bizim toplulaştırma işlemimiz engel değil." Bu sefer, DSİ Genel Müdürlüğü bir yazı yazıyor, efendim, Bakanlar Kurulundan bir yazı çıkıyor; bir türlü bu hazine arazilerinin satışıyla ilgili işlem gerçekleşemedi. O zaman biz bu yasayı ne için çıkarttık? Ne için çıkarttık arkadaşlar, soruyorum ben size? Beş yıl oldu, tam beş yıl oldu. Çiftçi bununla ilgili çok büyük mağduriyet yaşıyor.
Şimdi, bakın, hazine arazisinin Ceyhan'da, Adana Ovası'nda, Çukurova'da kiralama bedeli ne kadar, biliyor musunuz? 350 TL, eski rakamla 350 milyon. Normal, gidip bir vatandaştan tarlayı kiraladığınız zaman da 350 liraya kiralıyorsunuz zaten, 350 milyon liraya kiralıyorsunuz. Ama onun tapusu var, tapusunu alıyorsunuz, efendim, tapusunu kiraladığınız için üzerinden hem mazot desteğini hem gübre desteğini hem de ÇKS'yle prim desteklerinizi alabiliyorsunuz. Hazine arazilerinde bunu alabiliyor musunuz? Alamıyorsunuz. Ama 3 memur gidiyor, "Efendim, bu köyde kira bedeli ne kadar?", "350 lira.", "Yaz, 350 lira." Ya, Allah'tan reva mıdır ya, böyle bir şey olur mu?
Bakın, buradan Tarım Bakanını tekrar uyarıyorum: Sayın Tarım Bakanı, lütfen çiftçiye sahip çıkın, lütfen çiftçiyi 3 memurun eline bırakmayın. Ziraat odaları ne güne durur, ilçe tarım müdürlüğünün ziraat mühendisleri ne güne durur, o bölgedeki çiftçiler ne güne durur? 3 memur gidiyor, "Bu köyde kira bedeli ne kadar?", yazıyor: "Git, onun üzerinden kira öde." İnsan Allah'tan korkar ya! Yani, devlet kendi çiftçisini, kendi köylüsünü, kendi üreticisini koruyamayacaksa kim koruyacak arkadaşlar, soruyorum ben size?
Bakın, tekrar söylüyorum: Serbest piyasada tarlanın dönümü, kira bedeli 350 TL ama onun prim desteğini alıyorsunuz, gübre desteğini, mazot desteğini alıyorsunuz fakat hazineye ödediğiniz kiranın karşılığında hiçbir prim desteği ve destek alamıyorsunuz. Şimdi, kalkmış, gitmiş 3 memur, sormuş, yazmış 350 TL; oh, ne güzel iş ya!
Sayın Bakan, Tarım Bakanıysanız lütfen çiftçiyi koruyun. Bu 2/B hazine arazilerinin satışını bir an önce gerçekleştirin, çiftçinin bu mağduriyetini engelleyin. Bakın, söylemek istemiyorum ama Allah esirgesin, eğer bu araziler toplulaştırmayla bir başkasının arazisinin üzerine gider, yarın o araziyle ilgili kavga çıkar, kan dökülürse bunun mesulü sizsiniz. Bunun ne vebalinin altından kalkabilirsiniz ne de günahının altından kalkabilirsiniz. Kimse kimseye tarlasını yedirmez. Allah rızası için bu işi bir an önce çözümleyin. Defalarca söyledim, müdürlerle görüşüyorum, bakanla görüşüyorum, aynı şey. Bu kulaktan giriyor, bu kulaktan çıkıyor, illa birilerinin ölmesi gerekli herhâlde bu işin çözümlenmesi için.
Hepinize saygılar. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Varlı.