GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:93
Tarih:17.05.2017

MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; HDP grup önerisi aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye, stratejik ve jeopolitik konumu nedeniyle uzun yıllardan bu yana çeşitli terör gruplarının ve ülkemizin gelişmesini, büyümesini istemeyen ve en önemlisi tarihteki misyonuna tekrar kavuşmasından korkan çevrelerin hedefinde olmuştur. Bu çevreler farklı dönemlerde farklı terör örgütlerini kullanmış, bu terör örgütlerinin adı kimi zaman "PKK", kimi zaman "FETÖ", kimi zaman "DHKP-C", kimi zaman "DEAŞ", kimi zaman farklı isimler adı altında olmuştur.

Bu ülke yaklaşık kırk yıldır ülkemizin genelini başta doğu ve güneydoğu olmak üzere tehdit eden, binlerce insanımızın ölmesine, birçok insanımızın yaşadığı bölgeyi terk etmesine neden olan bir bölücü terör sorunuyla karşı karşıyadır. Bugün hem bölge hem de çevre ülkelerde yaşananlar bu örgütlerin dış mihrakların taşeronu olduğu gerçekliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu terör yapılarının farklı isimlerle devlete sızma girişimleri, bölgede sözde öz yönetim kurma girişimleri, çukur siyaseti ülkemiz açısından tehlikenin boyutunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Yine, diğer yandan, 17-25 Aralık sürecinde yargı eliyle yapılmaya çalışılan darbe girişimi, milletin kendi silahının millete çevrildiği, milletin Meclisinin bombalandığı, 249 insanımızın şehit edildiği, binlerce insanımızın yaralanıp gazi olduğu 15 Temmuz kanlı darbe girişimi ve sonrası ortaya çıkan gerçekler FETÖ terör örgütünün ülkemiz için ne denli büyük bir tehlike olduğunu ortaya koymuştur. Başta askeriye, emniyet, adalette devlet otoritesinin dışında örgütlenen bu yapının dış mihraklar ve şer odaklarıyla iş birliği içerisinde Türkiye'nin birlik beraberliğini tehdit etmesi çeşitli tedbirler alınmasını da doğal olarak elzem hâle getirmiştir. Bu tehditler dikkate alındığında, alınan tedbirlerin ülkemiz ve milletimizin geleceği açısından önemi çok daha iyi anlaşılacaktır.

Şimdi, bizden önceki konuşmacı arkadaşımız OHAL kapsamında yapılan ihraçlardan ve bu ihraçlar kapsamında oluşan tabloyla ilgili kendi cihetiyle bazı değerlendirmelerde bulundu. Önce şunu hatırlatmakta fayda var: Bu ülkede durup dururken olağanüstü hâl ilan edilmedi, bu ülkede durup dururken ihraçlarla ilgili böyle bir mekanizma işletilmesi söz konusu olmadı. Bu ülkede 15 Temmuzda bir darbe girişimi oldu; millet iradesini ayaklar altına almayı amaçlayan, bu ülkeyi bölmeyi, parçalamayı, bu ülkede iç savaşı hedefleyen bir darbe girişimi oldu ve bu Mecliste grubu bulunan bütün siyasi partiler olarak bu millet iradesine karşı yapılan girişime karşı ortak bir tavır ortaya koyduk.

Bugün alınan tedbirler, olağanüstü hâl uygulamasıyla başlayan tedbirler, ardından yine bir kanun hükmünde kararnameyle birlikte terör örgütleriyle irtibatı ve iltisakı olanların kanun hükmünde kararnameyle ihracının önünü açan düzenlemeler. Şimdi nisan ayı itibarıyla bu süreçte terör örgütleriyle mücadele kapsamında 24 kanun hükmünde kararname çıkarıldı. Yine, bu süreçte durumun vahameti dikkate alınarak olağanüstü hâl uygulaması 3 kez uzatıldı. Şu ana kadar FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği irtibatı ve iltisakı sebebiyle toplam 100.801 kamu görevlisi; PKK, DHKP-C gibi terör örgütleri üyeliği ve irtibatı ve iltisakı sebebiyle de toplam 2.784 kamu görevlisi, toplamda da 103.350 kamu görevlisi ihraç edildi. Yine, aynı dönemde, gerekli inceleme ve soruşturma yapılarak göreve iade edilen kamu görevlisi sayısı 32.692. Hâlen açıkta bulunan ve haklarında inceleme devam eden kamu görevlisi sayısı 35.782.

32.692 kamu görevlisinin yapılan inceleme ve soruşturma neticesinde görevine iade edilmiş olması bu sürecin tek taraflı işlemediğini, bir yandan, yapılan incelemeler neticesinde terör örgütleriyle irtibatı ve iltisakı olanlarla ilgili bir ihraç mekanizması işlerken diğer yandan da yine aynı mekanizma içerisinde yapılan itirazların değerlendirildiği ve bu konuda haklı görülenlerin görevlerine iade edildiği bir mekanizmanın olduğunu yapılan 32.692 iade de ortaya koymaktadır.

Ama bütün bunlara rağmen, yanlış işlemden dolayı, hatalı işlemlerden dolayı, eksik işlemlerden dolayı bir kişi dahi eğer mağdur edilmişse bunun sesine kulak vermek, bunun hukukunu korumak elbette ki hepimizin ortak görevi. Anayasa, kanun hükmünde kararnamelerle yapılan ihraçlarda yargı yolunun kapalı olduğunu açık ve net bir şekilde ortaya koymakta ama buna rağmen, eğer bir tane dahi olsa yanlış işlemden dolayı, hatalı işlemlerden dolayı, eksik işlemlerden dolayı bir yanlış varsa o bir kişinin dahi mağdur olmaması adına, hukuk kurallarının tamamen işletilmesi adına Hükûmetimiz tarafından son derece önemli bir adım atıldı. Bu atılan adım, Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulmasıyla ilgili kanun hükmünde kararnameyle yapılan düzenlemedir. Bu düzenlemede, bütün bu ihraç edilenlerin kendi iç mekanizması içerisinde yaptıkları itirazlardan bir netice alamamaları hâlinde bu OHAL İnceleme Komisyonuna itiraz etme hakkı tanınmakta. Bu İtiraz Komisyonu 7 kişiden oluşuyor, iki yıllık bir görev süresi var ve bunun -malumunuz olduğu üzere, dün kamuoyuna da yansıdı- Başkan ve üyeleri belli oldu ki bunların çok önemli bir kısmı yargı mensubu, tetkik hâkimi, Danıştaydan, Yargıtaydan, değişik yargı kurumlarından gelen kişiler. Bu kurum, önümüzdeki günlerde çıkartacağı usul ve esaslarla, nasıl işleyeceğiyle ilgili yol haritasını kamuoyuyla paylaşacak. İhraç edilenler buraya müracaatını yapacak, bunun neticesinde, yapılan değerlendirme neticesinde haklı görülenler görevlerine iade edilecek, atamaları Devlet Personel Başkanlığı tarafından yapılacak ama terör örgütleriyle irtibatı ve iltisakı olduğu noktasındaki değerlendirme devam edenlerle ilgili reddedilecek. Bunlara karşı da idare mahkemelerine müracaat etme hakkı tanındı. Yani bir yandan Komisyon işliyor, Komisyonda kabul edilenler göreve iade edilecek, reddedilenlere yargı yolu açılıyor. Ankara İdare Mahkemesine yapılan müracaatların reddedilmesi hâlinde de yine bir üst yargı organı olan Danıştaya müracaat etme hakkı tanınıyor.

Şimdi, bu HDP grup önerisinde, yargıya müracaat etmeleri durumunda yeni delil sunamama ve savunma yapamama gibi bir yaklaşım yapılmış. Bunun doğru olmadığını bir kez ifade etmek istiyorum. Normal, bağımsız yargıdaki yargılama usul ve esasları ne ise bu ihraç edilenlerin yargıda açacağı davalarla ilgili de aynı usul ve esaslar söz konusu yani delil de sunabilecekler, kendileri veya vekilleri aracılığıyla kendilerini savunabilme imkânına sahip olduklarını da özellikle buradan da ifade etmek istiyorum.

Böyle bir komisyon 100 bini aşkın kişiyi nasıl değerlendirecek? Bu konuda OHAL'le ilgili, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname incelendiğinde bu OHAL Komisyonunun 7 kişiden oluşacağı, bunun bir sekretaryasının olacağı, sekretaryasına iş ve işlemlerin takibi açısından istediği kadar, ihtiyaç olduğu kadar kadro tahsisi yapılacağı da kanun hükmünde kararnamede açık bir şekilde ifade edilmiş. Yani bu 7 kişilik Komisyon, bu işin karar vericileri olan 7 kişilik Komisyon iş ve işlemlerini belirlenen sekretarya üzerinden ihtiyaç olduğu kadar kendilerine kadro tahsis edileceği ve bunların istedikleri kurumlardan ihtiyaç olan bütün bilgi ve belgeleri almaya da hakları olduğu, yetkileri olduğuyla ilgili düzenlemenin de kanun hükmünde kararnamede olduğunu özellikle ifade ediyorum. Yani şundan ihraç edilenlerden terörle ilgisi olanların mutlaka ödeyecekleri bir bedel olacak çünkü millet olarak biz 15 Temmuzda da, 15 Temmuz süreci sonrasında da millet olarak ciddi anlamda bedeller ödedik. 250'ye yakın şehidimiz var...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kaçar, mikrofonunuzu açıyorum, tamamlayınız lütfen.

MAHMUT KAÇAR (Devamla) - Millet iradesini hedef alan terör örgütleriyle irtibatı ve iltisaki olanlar, onları finanse edenler, üye olanlar, darbeyi destekleyenler, darbenin içinde olanlar elbette bunun bedelini ödeyecek. Ama bunun dışında olup da bir yanlış uygulamadan, hatalı uygulamadan mağdur olduğunu düşünenler varsa bunlarda hukuk kurallarının tamamı işletilerek kendilerinin hem bu komisyona müracaat etme, bu komisyonun her türlü bilgi ve belge temin etmek suretiyle daha doğru karar verme noktasında gereken düzenlemelerin yapıldığını, burada reddedilmeleri hâlinde yargı yolunun açık olduğunu, eğer idari mahkemelerde de bir netice alamamaları hâlinde Danıştay yolunun açık olduğunu buradan ifade etmek istiyorum.

Terör örgütleriyle mücadeleye devam edilecek ama bu mücadelenin de hukuk çerçevesi içerisinde olacağını, olduğunu buradan tekrardan hatırlatıyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kaçar.