| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 18.05.2017 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün, iki yüz gündür cezaevinde tutuklu bulunan Avukat Akın Atalay, Avukat Mustafa Kemal Güngör, Avukat Bülent Utku için, savunmayı savunmak için Ankara Adliyesinde saat 11.30'da adalet nöbetine başladık.
Bu, Türkiye genelinde bugün itibarıyla 15 adliyede oldu. Tek bir amaç vardı, hukuksuz, haksız tutuklamalara dikkat çekme adına, adalet isteme adına bu bir saatlik adalet nöbeti yapıldı. Ancak Ankara Adliyesinde bugün yaşadığımız hadise: Ana kapı önünde, milletvekili olarak ben katıldım cüppemle birlikte ve avukat arkadaşlar cüppeleriyle birlikte beklediler. Bu bir saatlik nöbetin elli dakikasına kadar bir sorun yoktu, son on dakika kalmıştı, son on dakikada polis memurlarından yetkili amir "Dağılın." demek yerine "Bunları süpürün." dedi. Şimdi Değerli Bakanımız burada, "süpürmek", kirli olan, istenmeyen, görünmesi hoş olmayan eşyaya kullanılır. "İmha edin", "çöpe atın" şeklinde "süpürün" denir, bu anlamda Türk Dil Kurumunda ifadesi vardır. Benim sizlerden istirhamım Değerli Bakanım, bunu İçişleri Bakanıyla paylaşırsanız da mutlu olurum. Yani bu tür olaylarda emniyete "Dağıtın." denilebilir veya "Dağılmasını sağlayın." denilebilir ama "Bunları süpürün." şeklindeki bir ifade gerçekten, insanlar için kullanılabilecek bir ifade değil, bu çok incitici bir hadise.
Şimdi, aynı şekilde, orada biz dağılmak üzereyken emniyet mensupları sırtını adliyeye dayayarak ana caddeye doğru itmeye çalışırken -cüppeler üzerimizde- "Biz adliyeye girmek istiyoruz." dedik. Adliyeye girmek isterken oyun bozuldu, adliyenin kapısını kilitlemişler, kapatmışlar. Saat kaçta kilitlemişler? Saat, gündüz 12.25'te. Adliyeye cüppeleriyle birlikte avukatlar girmek istiyor, adliyenin kapısı kilitli, kapalı. Kim bunu kapatmış? Özel güvenlik görevlileri. Özel güvenlik görevlilerine "Kapıyı açın bize, adliyeye girmek istiyoruz." diyoruz. Yani, hele ben milletvekiliyim, diğer arkadaşlarımız avukat, bunların iş yerleri orası, duruşmalarına girecekler; duruşmalarına, iş yerlerine girmeleri engelleniyor. Bunun üzerine, benim de üzerime oradaki güvenlik görevlileri fiilî saldırıda bulundu.
Şimdi, benim sizlerden istirhamım şu: Avukat varsa hukuk devleti vardır, avukat varsa demokrasi vardır, avukat varsa özgürlük vardır. Bir ülkede avukatların haklarının olması, avukatların bağımsız olması, avukatların baskıya maruz kalmaması demek, hukuk devletinin, yargının ve adaletin güvencesidir. Avukatsız yargılama olmaz. Nasıl -biz diyoruz- adalet devletin mülkü ise, temeli ise adaletin de temeli avukattır. (CHP sıralarından alkışlar) Onun için, avukatı biz, böyle, adliyelere sokmazsak, tutuklarsak, haksız bir vaziyette zindanlara atarsak gittikçe otoriterleşiriz. Devletin otoriterleşmesini engelleyen yine avukatlardır.
Şimdi, Değerli Bakanım, sizden bir istirhamım şu: Bakın, bu 3 avukatın soruşturmasını yapan savcı terör örgütüne üye olmaktan dolayı Yargıtay 16. Ceza Dairesinde yargılanıyor. Savcı tutuklamaya sevk etti, mahkeme adli kontrolle serbest bıraktı ve aynı savcının yurt dışı çıkış yasağı var. Bakın, biri terör örgütü üyesi olmaktan dolayı, bu avukatlar "terör örgütü üyesi olmamakla beraber" daha hafif bir suç... Cezada eşitlik ilkesi var, orantılılık ilkesi var, ölçülülük ilkesi var. Ya, Allah rızası için, bunun orantılılığı nerede kaldı, bunun ölçülülüğü nerede kaldı, ceza hukukundaki eşitlik nerede kaldı! Yani o yargıca uygulanan hukuku, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının damadı Kavurmacı'ya uygulanan hukuku tüm masum insanlara istiyoruz biz, burada ayrım yapmaksızın.
Onun için, hukuk hepimize lazım; ekmek, su, hava gibi lazım. Yani yarın, bu düzenin böyle gideceğini kabul etmiyoruz biz. Mutlak suretle, suça kim bulaşmışsa cezalandırılmalı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.
İştirak edenler, destek verenler, kim suç işlemişse mutlaka cezalandırılmalı ama masum olan insanları da intikam uğruna cezalandırmamak lazım. Takdir edersiniz, "Ben yaptım, özür dilerim, pişmanım." demek suçtan, cezadan kurtarmaz. Bu tür suçların cezası kırk yıllık zaman aşımına tabi. Kırk yıllık zaman aşımı içerisinde, Allah hepimize uzun ömür verirse ben o cübbemi müdahil vekilleri olarak, müşteki vekilleri olarak günün birinde mutlaka giyeceğim ve bu, hukukla oynayanların... Hukukla oynamak ateşle oynamaktır. Ateşle oynayanların eli mutlak suretle yanar.
Hepinize saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)