GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:94
Tarih:18.05.2017

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasfiye hâlindeki Emlak Bankası Anonim Şirketinin tasfiye hâlinden çıkarılarak tekrar bankacılık statüsüne dönebilmesi için 11 ve 12'nci maddeler getirilmiş. Biraz evvel Plan ve Bütçe Komisyonu üyemiz Bihlun Hanım'ın endişelerine katılmakla birlikte, KİT Komisyonunda 2011'den bu yana -o tarihten beri bulunduğum için- Emlak Bankasını denetliyoruz ve her seferinde aynı öneriyi getirdik. Emlak Bankasının bir marka değeri taşıdığını, belli yaş grubunda -çok gençler hariç- Emlak Bankasının Türkiye'deki işlevini ve önemini bildiklerini ve bu marka değerinin kaybedilmemesi gerektiğini defalarca ifade ettik. Tabii, 2001'den 2017 yılına kadar, on altı yıldır aşağı yukarı, Emlak Bankası tasfiyede ve Emlak Bankası, Tasfiye Kurulu, Yönetim Kurulu ve avukatlardan oluşuyor.

2016 yılı giderlerine baktığınızda, Emlak Bankası bir taraftan davalar açılmış ve alacaklarını tahsil ederken bir taraftan da Yönetim Kurulu, avukatlar ve diğer personele bir personel harcaması yapıyor ve büyük miktarlar da tutuyor bu. Hatta bizim başka bir önerimiz vardı o tarihlerde: Ya bankacılık faaliyetlerine devam etmesi ya da borçlarıyla, alacaklarıyla Halkbanka veya Ziraat Bankasına devredilerek Emlak Bankasının tasfiyesinin bitirilmesi ve Yönetim Kurulu ve diğer organlarının ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyorduk. Bir yüktü bu baktığınız zaman ama davalar devam ediyor.

Emlak Bankasının en büyük alacaklı olduğu kurumlardan bir tanesi TOKİ. Niye TOKİ? Çünkü bu on altı yıllık süre içerisinde Emlak Bankasına ait olan birçok arazi TOKİ'ye devredildi ve -şimdi çok detayına girmeyeceğim- birçok şeyi incelediğimizde, gerçekten değerlerinin altında TOKİ'ye devredildiğini, Emlak Bankasının mal varlıklarının talan edildiğini gördük bu süreç içerisinde. Onun için de bir an evvel tasfiyeden çıkarılıp bankacılık faaliyetlerine döndürülmesi gerektiğine inanıyoruz ama Bihlun Hanım'ın da endişelerine katılıyoruz. Gerçekten Varlık Fonu'nun bir şirket hâline dönüştürülmemesi gerektiğini söylüyoruz.

Şimdi, bu yapılandırma kanununu görüşüyoruz. Evet, yapılandırma kanunu dokuz ay sonra tekrar geldi. Dün Maliye Bakanı bir şeyler anlatmaya çalıştı, niye ihtiyaç duyulduğunu anlatmaya çalıştı. İktidarlarınız döneminde de 8'inci kez geliyor bu. Demek ki bir problem var. Türkiye'de gerçekten bu vergi kanunları, vergiler, alacaklar, 9 kez, 8 kez yapılandırılıyorsa büyük bir problem var demektir. Büyük problemin nedeni de vatandaş bu paraları ödeyemiyor, devlete ödeyemiyor ya da devlet vatandaşı legal şekilde ödemesi için teşvik etmiyor.

Baktığınız zaman dünyanın en çok dolaylı vergisini en yüksek oranda ödeyen ülkelerin başında geliyoruz. Diğer dolaysız vergilere de baktığımız zaman aynı şeyi görüyoruz.

Demek ki vatandaşın, esnafın, sanayicinin, çalışanın büyük bir problemi var, ekonomik problemleri var. Bu ekonomik problemler halledilmeden devletin bunu alması kolay değil, vatandaşın ödemesi kolay değil ama devlet kolay olanı seçiyor. Bakın, yeni dolaylı vergiler getiremediği için, yeni vergiler koyamadığı için mevcut ödenmeyen vergileri nasıl tahsil ederim diye bir düşünce içine giriyor ve bunu tahsil etmeye çalışıyor çünkü yeni gelir kapısı yaratamıyor. O kadar milletin üzerine binmişsiniz ki vatandaş nefes alamıyor. "Yeni vergi almaktansa var olan borçları bir şekilde tasfiye edelim." diyorsunuz. Tamam, yapılandırıyorsunuz, 1'inci taksiti ödüyor, 2'nci taksiti ödüyor ama yine esnaf sıkışıyor, yine trafik cezası yiyen vatandaş bu cezaları ödeyemez duruma düşüyor. İşte, vatandaşı bundan kurtarmak gerekiyor.

Aslında dün bir soru sordum Maliye Bakanına, kayıt dışı ekonomiyi sordum. "Ne kadar, yüzdesi kaç kayıt dışı ekonominin?" diye sorduğumda... İnanın, kayıt dışı ekonomi yüzde 70'lerin üzerinde. Eğer biz bunu yüzde 50'lere, yüzde 40'lara, yüzde 30'lara düşüremez isek çok daha fazla yapılandırma yaparsınız, milleti çok daha fazla vergi dairelerinin peşinde koşturursunuz.

Evet, vatandaşın sırtına bindiniz, gidiyorsunuz diyoruz ya... Hepimiz petrol ürünlerini kullanıyoruz değil mi? Mazot kullanıyoruz, benzin kullanıyoruz. İnanın, bütün petrol istasyonlarını vergi dairesi hâline dönüştürdünüz, tahsilat yapıyorlar. Kazançlarının yüzde 70'ini veya rakamların yüzde 70'ini devlete vergi olarak ödüyorlar.

Bir an evvel vatandaşı bundan kurtarmamız gerekiyor, kayıt dışı ekonomiden Türkiye'nin kurtulması gerekiyor, büyük bir reform yapılması gerekiyor Türkiye'de. Siz sadece günü kurtarmaya çalışıyorsunuz. Verdiğiniz bütçe açıklarını kapatmak için, işte vatandaşın devlete takmış olduğu, zorunlu olarak takmış olduğu bu borçları 1-2 taksit de olsa alabilmek uğruna peşine düşüyorsunuz.

Evet, yapılmalı mı? Yapılmalı. Gerçekten zor durumda vatandaş ama ödeyemeyecek maalesef. Bundan sonra birkaç kez daha önümüze gelecek diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)