GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:101
Tarih:06.06.2017

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Sayın Başkanım, yüce Meclisi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

"31 Mayıs 2017 günü Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde yayınlanan bir haberle birlikte, Türk milleti acı bir kazayla sarsılmıştır. Söz konusu internet açıklamasında "31 Mayıs 2017 Çarşamba günü Şırnak Şenoba Tugay Komutanlığından kalkış yapan ve içinde 13 personelin bulunduğu Cougar tipi helikopter, kalkıştan kısa bir süre sonra -ilk alınan bilgilere göre- yüksek gerilim hattına takılması sonucunda 20.55 sularında kaza kırıma uğramıştır. Olayla ilgili inceleme devam etmektedir." denilmektedir.

Şimdi, bu kazayla ilgili olarak sözlerime başlarken öncelikle, başta bu kazada şehit olan silah arkadaşlarımızı, askerlerimizi ve diğer şehitlerimizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum; gazilerimize acil şifalar diliyorum, ailelerine sevgiler saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, uğultuyu keselim lütfen.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - 13 şehide saygıları yok.

DURSUN ÇİÇEK (Devamla) - Türkiye Büyük Millet Meclisinin verdiği yetki kapsamında geçmişte terörle mücadele etmiş tabur komutanı olarak, Şırnak'taki söz konusu havaalanından, helikopter pistinden yüzlerce kez uçmuş bir milletvekili olarak seslenmek istiyorum.

Bu Cougar tipi helikopterler Fransa'da imal edilen ve 1995 yılından itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine giren, sonra ortak imalatla sayısı artan bir helikopter tipidir ve uçuş ekibi 2 pilot ve 1 teknisyen olmak üzere 3 kişiden oluşmaktadır.

Açık kaynaklarda kazayla ilgili olarak yer alan bilgilere göre ve görgü tanıklarına göre kalkıştan üç dakika sonra, bir patlama sesiyle yere düşen helikopterle birlikte olay bölgesinde elektrikler kesilmiştir.

Yaşanan bu acı kazadan sonra kamuoyunda çeşitli iddialar gündeme gelmiştir. Helikopterde engel tanıma sistemi neden yoktu? Pilot neden emniyetli irtifaya yükselmeden düz uçuşa geçti? Bölgenin engebeli yapısı, teröristlerin yarattığı tehdit nedeniyle düşük irtifa ve gece uçuşları bölgede bir noktada zorunlu hâle gelmiştir. Helikopterlerde engel tanıma sisteminin bulunmaması ile yüksek gerilim hatlarında uçak ikaz kürelerinin olmaması acı kazanın temel fiziki nedeni olarak görülmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kullanılmaya başlanan adı geçen helikopterlerle ilgili olarak ilk zayiat, 1997 yılında PKK terör örgütünün füze saldırısıyla gerçekleşmiştir. İkinci zayiat ise 2003 yılında, Isparta'da yine yüksek gerilim hattına takılması nedeniyle oluşmuş, 50'den fazla vatan evladı bu iki kazada şehit olmuştur.

Millî Savunma Bakanlığının aynı konuda yaptığı açıklamada, 2010 yılında 172 helikopter için engel tanıma sistemi takılması çalışmalarına başlandığı ancak yedi yıldır bu ihalenin tamamlanamadığı acı gerçeğiyle karşı karşıyayız. Değeri yaklaşık 35 bin dolar olan bu cihazın temin edilmemesi, yedi yıldır helikopterlere takılmaması bu kazaların temel fiziki nedenidir. Eğer bu cihazlar takılmış olsaydı, yüksek gerilim hattına yaklaşan helikopterin pilotunu sesli ve görüntülü olarak ikaz edecek ve bu kaza ortadan kalkacaktı. Bu konuda Sayın Başbakanın açıklamaları vardır. Başbakan yaptığı açıklamada konuyu özetlemiş ve doğrudan alım için, ihalesiz alım için talimat verdiğini vurgulamıştır. 4 Haziran 2017, Başbakanın ifadeleri: "Tabii bu kazaların olmaması gerekir. Bu bahsettiğimiz engel tanıma sistemi uzun yıllardır, haklısınız, savunma sanayisinin gündeminde olmuş, birkaç sefer de ihale yapılmış, iptal edilmiştir. Bunun sebebi, bürokrasi ve firmaların kendi aralarında sonuca rıza göstermemesinden kaynaklanan anlaşmazlıklardır. Bunların hiçbiri bahane olamaz." diye Başbakan vurgulamaktadır.

Helikopter neden alçaktan uçuyordu? İşte bu noktada sayın vekillerimin dikkatini çekmek istiyorum. Biliyorsunuz, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD ile Rusya'yı PKK ve yandaşları konusunda bir araya getiren bir dış politikanın mimarıyla karşı karşıyayız. Suriye'deki PKK uzantıları konusunda bu iki süper gücü nasıl bir araya getirdik? Bu, hepimizin sorgulaması gereken bir dış politika zafiyetidir. İşte bu politikanın bir gereği olarak, bu başarısızlığın bir gereği olarak başta ABD olmak üzere, terör örgütü PKK'nın uzantılarına temin edilen güdümlü uçaksavar füzeler ve uçaksavar silahlar ne yazık ki pilotlarımızı, helikopterlerimizi büyük ölçüde tehdit etmektedir, bu tür kazalara sebep olmaktadır. İşte, bu nedenle, değişik rotalardan uçuş, alçak uçuş -ki tespiti zor olsun diye- ve gece uçuşları bir noktada bu tehdide karşı kaçınılmaz hâle gelmiştir. Bir F16 pilotunun eğitimi için 4 milyon lira harcayan bir ülke ve 80 milyon dolara uçak alarak Cumhurbaşkanlığına tahsis eden bir ülke, bu varlıkta olan bir ülke, nasıl olur da 35 bin dolarlık bir cihazı yedi yıl temin edemez, bunu vicdanlarınıza sunuyorum.

Ayrıca, kamuoyunda kaza nedenleri arasında sayılan Hükûmet tarafından OHAL kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri içinde emir komuta birliğini ihlal eden düzenlemelerin, pilot açığı ve görev yoğunluğundan kaynaklanan sorunların, helikopterlerin kullanım yoğunluğuyla birlikte ortaya çıkan bakım ve idame zafiyetleri ile metal yorgunluğunun mutlaka detaylı araştırılması gerekmektedir. Bu konuda kaza kırım heyetinin ve idari tahkikat heyetinin çalışmaları devam etmektedir. Bu çalışmaların mutlaka Mecliste değerlendirilmesi ve önümüzdeki dönemde benzer kazaların olmaması için dikkate alınması gerekmektedir. Acı kazayla birlikte bölgede incelemeler yapan idari tahkikat heyeti ile kaza kırım heyeti tarafından oluşacak heyetlerin raporları araştırmanın temel girdileri olarak, delilleri olarak ele alınacaktır.

Türkiye'de huzur ve güveni sağlamak maksadıyla zor şartlarda canı ve kanı pahasına görev yapan şehitlerimizi bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyoruz. Milletçe onlara ve ailelerine olan vefa borcumuzu ödemek adına, Türkiye Büyük Millet Meclisi olmak üzere, yetkili kurumları Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunduğumuz kanun teklifinin bir an önce yasalaşması için bir kez daha göreve davet ediyoruz.

Ülkemizde terör sorununun çözümü ve sona erdirilmesi benzer elim kazaların ve acı kayıpların önlenmesi için millî iradenin kalbi olan, beyni olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin daha etkin bir görev üstlenmesi, başta kahraman şehitlerimize ve tüm Türkiye'ye olan vicdani ve hukuki borcumuzdur.

Bu konuda Sayın Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanımızın 1 Haziran 2017'de yaptığı açıklama da bu doğrultudadır. Açıklamanın başlığında "Şenoba'dan Türkiye'nin üzerine düşen çığ kaldırılmalıdır." demektedir Sayın Bahçeli ve açıklamasında "Sık sık meydana gelen ve evlatlarımızın şehadetine neden olan helikopter kazaları milletimizin kafasında soru işaretlerine yol açmış, kuşkuları artırmıştır." diyen Bahçeli sözlerini şöyle sürdürmüştür. "Bu itibarla, her ihtimal de hesaba katılarak, her iddia dikkate alınarak Şırnak Şenoba'dan Türkiye'nin üzerine düşen çığ kaldırılmalı, bundan sonra benzeri keder verici, milletin vicdanlarını heder eden vakaların yaşanmaması için gerekli tedbirler alınmalıdır." diye vurgulamaktadır Sayın Bahçeli.

Şimdi, bu çerçevede, 23'üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Aydoğan Aydın ve ilk kadın Jandarma Komutanımız Yarbay Songül Yakut'la birlikte 13 askerimizin şehit olduğu, tüm Türkiye'yi derin üzüntüye boğan kazanın olmasına neden olan zafiyetlerin tek tek tespit edilmesi, bu konudaki raporların incelenmesi, varsa ihmali ve kusuru olanların belirlenerek gerekli önlemlerin alınması ve benzer kazaların önlenmesi amacıyla Anayasa'nın 98'inci ve Meclis İçtüzüğü'nün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını yüce Meclisten arz ve talep ediyoruz.

Saygılarımla. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.