GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: EXPO 2016 ANTALYA KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:14
Tarih:31.10.2012

CHP GRUBU ADINA ARİF BULUT (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 313 sıra sayılı EXPO 2016 Antalya Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Uluslararası bir organizasyon olarak EXPO, tarih boyunca ticari malların tanıtılması ve pazarlanması amacıyla doğmuş bir kavramdır. EXPO ya da diğer adıyla dünya fuarları, 19'uncu yüzyılın ikinci yarısında sanayi devriminin getirdiği ekonomik ve teknolojik gelişmelerin sergilenmesi amacıyla ortaya çıkmıştır. Sonrasında ise EXPO tüm dünya ülkelerini bir araya getiren, kültür ve üretimden kaynaklanan politik güçlerin sergilendiği bir etkinlik olmuştur. EXPO'lar sadece düzenlendikleri dönemi yansıtmakla kalmayıp geleceğin dünyasını şekillendiren organizasyonlar olarak önem kazanmışlardır.

EXPO sergilerinin olimpiyatlardan bile daha önemli, daha büyük bir organizasyon olarak değerlendirilmesinin nedeni ziyaretçi sayısıdır. Bu nedenle EXPO'lar dünyada evrensel bir fuar olarak değerlendirilmektedir. Kültür, tarih, eğitim olimpiyatları olarak nitelendirilen EXPO'lar, ülkeleri uzmanlaşmış oldukları konulardaki bilgi birikimlerini daha yaşanır bir dünya için paylaşmak üzere bir araya toplamayı amaçlamaktadır.

Planlanan süreç hem Antalya hem de Akdeniz Bölgesi'ndeki şehirlerimizi son derece olumlu şekilde etkileyecektir. Antalya ve bu bölgelerde var olan doğa, ekoloji içerikli turizm büyük bir ivme kazanacaktır. Antalya'nın doğal bitki müzesi olması ve bünyesinde milyonlarca endemik bitkiyi barındırması nedeniyle de önemli bir tanıtım gerçekleştirecektir.

Botanik EXPO'ları dünyada olimpiyatlar ve futbol organizasyonlarından sonraki en büyük düzenlemelerdir. Türkiye'nin cumhuriyet tarihi boyunca almış olduğu en büyük uluslararası organizasyon bu organizasyondur. Dünya Botanik EXPO'su 2016 yılında "Çiçek ve Çocuk" temasıyla Antalya'da düzenlenecektir. Antalya'nın sivil toplum örgütleri, özel sektörü, yerel yönetimleri ve başta il valisi olmak üzere bürokrasisi el ele vererek güçlerini birleştirip dünyanın 20'nci Botanik EXPO'sunun 2016 yılında Antalya'da yapılacak olmasını sağlamışlardır.

     Bu dev organizasyonun ülkemize kazandırılmasında çok büyük gayret sarf etmişlerdir. Antalya'nın dinamikleri 2008 yılında bu çalışmaya başlamışlar ve 2011 yılında EXPO 2016'yı ülkemize kazandırmışlardır.

Bu organizasyon kültür, tarih, eğitim, tarım, çevre bilincini de içine alan çok büyük bir olimpiyat gibidir. EXPO'nun nisan ayında başlayacak olması, temasının "Çiçek ve Çocuk" olması ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'yla bütünleşecek olmasının da ayrı bir önemi ve güzelliği vardır. Bu organizasyonun dünyada tanıtılmasında yerel ve ulusal ölçekte vatandaşlarımızın dikkati çekmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Dünya çocuklarını da bu organizasyonun bir parçası hâline getirecektir.

Bu organizasyon için Antalya'nın seçilmiş olması son derece isabetlidir. Bu bölgenin doğal bitki müzesi olması, bir turizm kenti olması, Antalya ilinin iklim yapısı gereği etkinliklerin on iki aya yayılabilecek olması, Antalya'nın kendine özgü tarihî birikimi, kültürü, güneş ve denizi, geçmiş birçok medeniyetin beşiği olması, ziyaretçi sayısını artıracak ve dünyada Türkiye'yi daha iyi tanıtacaktır.

Antalya turizm bakımından da, tarım bakımından da, özellikle tarımda çeşitlilik bakımından Türkiye'nin en önemli kentidir. Narenciyeden yaş sebze meyveye, mantarcılıktan pamukçuluğa, kesme çiçek ve bahçe bitkilerinden tahıl ve hububata her türlü tarımın yapıldığı, aynı arazide yılda iki üç hasadın yapıldığı en önemli ilimizdir. Ayrıca hayvancılıkta da önemli bir yere sahiptir.

Bu yılki turizm girdilerine, yatırımlarına ve yolcu sayılarına baktığımızda ise 2012 yılı ilk dokuz aylık döneminde Antalya'mıza 9 milyon 85 bin 424'ü hava yolundan, 131.550'si deniz yolundan olmak üzere 9 milyon 216 bin 974 ziyaretçi gelmiştir. 2011 yılının verilerine göre ülkemizi 31 milyon 456 bin 76 yabancı turist ziyaret etmiş, bunun 11 milyona yakını Antalya'yı tercih etmiştir. 2012 yılı Ocak-Ağustos ayları verilerine göre ülkemizi 21 milyon 765 bin 569 yabancı turist ziyaret etmiş, bunun 7 milyon 346 bin 273'ü yani yüzde 34'ü Antalya'yı tercih etmiştir.

Türkiye genelinde turizm gelirleri 2012 yılının ilk altı aylık döneminde yaklaşık 8,5 milyar dolardır. Bunun üçte 1'i Antalya'dan elde edilmiştir.

Antalya, deniz, kum, güneş turizminin yanı sıra yıl boyu süren kültür turizmi, golf turizmi, spor turizmi, özellikle futbol turizmi, kongre turizmi, yat turizmi, dağ turizmi, yayla turizmi ve sağlık turizmi alanlarında büyük gelişmeler kaydetmiştir.

EXPO'yu 5 milyon yabancı turistin ziyaret etmesi beklenmektedir. Bunun 2 milyonu sadece EXPO amacıyla Türkiye'ye gelecektir. Ayrıca EXPO'ya 3 milyon yerli turistin geleceği tahmin edilmektedir. Toplam 8 milyon turistin ziyareti beklenmektedir.

EXPO dolayısıyla elde edilecek tahminî gelir 1 milyar eurodur. EXPO'ya katılacak ülkelerin ve kuruluşların bahçelerini oluşturma maliyetleri ile EXPO sürecinde yapacakları yatırım ve giderlerin ortalamasının 2 milyon euro civarında olacağı tahmin edilmektedir. EXPO'ya yüz ülkenin katılacağı beklendiğinden bu faaliyetlerin toplam getirisi 200 milyon euro olacaktır.

Altı aylık süreçte yaklaşık 20 bin sosyal ve kültürel etkinlik yapılacak, böylece sosyal hayat hareketlenecektir. Bölge içerisinde kültür turizminin gelişmesinde de önemli bir rol oynayacaktır. Yaşanacak bu süreç çerçevesinde bölge özellikle sosyal ve ekolojik anlamda önemli değişimler yaşayacaktır. Önemli bir istihdam oluşturacaktır ayrıca. EXPO sonrasında Antalya ve ülkemiz önemli bir çekim ve ziyaret merkezi kazanmış olacağından, etkisi yıllarca sürecektir.

Şimdi, bu süreci ciddi bir görev kabul edip Antalya ve ülkemize kazandıran ekipten bahsetmek istiyorum:

Uluslararası botanik EXPO'larının düzenlenmesi için dünyada iki yetkili kurum vardır. Bunlardan birisi Uluslararası Sergiler Bürosu, diğeri  Uluslararası Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliğidir. EXPO'nun yapılacağı ülkenin bu kuruma üye olması şartı vardır. Türkiye'de Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği bu kuruluşa üyedir, bu kuruluşu ülkemizde temsil etmektedir. Bu süreçte Antalya Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Antalya Ticaret Borsası çok ciddi çalışmışlar, sivil toplum kuruluşları ve kamu iş birliğinin en güzel örneğini vermişlerdir ancak bu ekibin birlikteliği yasa tasarısında korunamamıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gelelim yasa tasarısına. EXPO 2016 Antalya sürecinin ilk gününden itibaren sürecin ana aktörü olarak yer alan, projenin tüm aşamalarında emek koyan ve geçen yıllarda edinilen tecrübeler sayesinde uluslararası EXPO'lar konusunda büyük bir birikime sahip olan, botanik EXPO'larının birincil onay mercisi olan, Uluslararası Bahçe Bitkileri ve Üreticileri Birliği nezdinde Türkiye delegasyonu olarak yer alan ve bu kuruluşun Yönetim Kuruluna seçilen Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği EXPO 2016 Antalya'da yönetime alınmamış, herhangi bir rol verilmemiştir. Bu kuruluş 26 ülkede EXPO 2016 için sunum yapmıştır, 400 bin kilometreden fazla yol gidip gelmiştir. Yani bu EXPO'da olmazsa olmaz olan bir kuruluş dışlanmış durumdadır. Bu sektördeki 26 ihracatçı sektör üyesinden biridir. EXPO 2016 Antalya organizasyonu için en çok çaba sarf eden kuruluş bu kuruluştur. Peki, bu kuruluş yerine Yönetim Kuruluna kim alınmıştır? Antalya Ziraat Odası Başkanlığı Yönetim Kuruluna alınmıştır. Gerekçe olarak da üye sayısının fazla olduğu gösterilmiştir. Hâlbuki Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliğinin Türkiye çapında 600 bin aktif üyesi mevcuttur. Antalya Ziraat Odasının bu organizasyonda herhangi bir katkısı yoktur. Antalya EXPO 2016 organizasyonunun gelirleri arasında, Antalya'daki sivil toplum kuruluşları, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası gibi, Süs Bitkileri ve İhracatçıları Birliği gibi, Antalya Ticaret Borsası gibi sivil toplum kuruluşları yıllık bütçelerinin binde 5'ini EXPO'ya aktarırken Ziraat Odasının EXPO bütçesine herhangi bir katkısı da yoktur. Bunu da bir haksızlık olarak görüyorum.

En büyük yanlışlardan biri de İcra Komitesinin tasarıdan çıkarılmış olmasıdır. AK PARTİ Antalya milletvekilleri, verdikleri önergeyle, İcra Komitesinin tasarıdan kaldırılarak yetki ve sorumlulukların Genel Sekretere, dolayısıyla EXPO 2016 Genel Sekreterliğine verilmesine sebep olmuşlardır. Bu yanlışlığı huzurlarınızda bir kere daha hatırlatmak isterim.

Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliğinin yerine, Ziraat Odası Antalya Şube Başkanlığı Yönetim Kuruluna alınmıştır. Özellikle AKP Antalya milletvekilleri Sayın Badak ve Sayın Türel, tasarının bu noktasında olayı siyasileştirmiş, hatta kişiselleştirmiş, hatta AKP Antalya Milletvekili Sayın Badak olayı öyle bir boyuta getirmiştir ki emeği geçenlere teşekkür edeceğine "Bu projede Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği dört yıldır hizmet veriyor diye onlara makam ve mevki vermek zorunda değiliz." diyebilmiştir. Komisyon çalışmaları esnasında, Sayın Türel attığı "tweet"lerle "Muhalefetin engellemeleri ve sulandırma gayretlerine rağmen yasa tasarısını Komisyondan geçirdik." diye yazmıştır.

Değerli milletvekilleri, şimdi, bu "tweetkolik" arkadaşımızın söylediği sulandırmaya bir bakalım, neymiş bu sulandırma? Eğer İcra Komitesinin tasarıdan çıkarılmasına, kudretli bir Genel Sekreterlik makamı oluşturmaya, kamu parasını sorumsuzca harcamaya, denetimden kaçırmaya karşı koymayı, toplum yararını dikkate almayı sulandırmak olarak nitelendiriyor ise evet, biz bunu yaptık, hâlen de yapmaya devam ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, bizim hepimizin ülkemiz adına yapmış olduğumuz bu yararlı hizmetlerdeki amacımız üzüm yemektir, bağcıyı dövmek değildir. AKP Milletvekili Sayın Badak'a bunu bir kez daha huzurlarınızda hatırlatmak istiyorum.

EXPO 2016 Antalya, Antalya ve ülkemiz için önemli bir sınavdır, başarısı Antalya ve ülkemiz için çok önemli kazançlar sağlayacaktır. Bu açıdan özellikle yerel dinamiklerin görüş ve düşüncesi en önemli noktalardan birisi olacaktır. Hepimizin iktidarı ve muhalefetiyle en büyük görevi ülkemizin her alanda başarıyı yakalamasını sağlamaktır.

Özet olarak, EXPO'nun 9 kişilik Yönetim Kurulunda Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olmalıydı diyoruz. Bunu en çok hak eden kuruluş bu kuruluştur.

Kanun tasarısının 6'ncı maddesinde yer alan İcra Komitesi Komisyon çalışmalarında tasarıdan çıkarılmıştı -bunu daha önce de ifade etmiştim- yerine Genel Sekreterlik konmuştu. İcra Komitesinin bütün görevleri Genel Sekretere yüklenmiş, ayrıca EXPO Komiserliği görevi de Genel Sekretere verilmiş. Böylece Genel Sekreterlik 19 ayrı görevi yüklenmiş. Tekrar ediyorum, İcra Komitesinin tasarıdan çıkarılmış olmasını çok ciddi bir yanlışlık olarak görüyoruz.

Genel Sekretere yüklenen görevlere bakarsak, bunun içinde, 1.088 dönüm olan EXPO sahasının ve çevresinin alt ve üstyapısını yapmak, yaptırmak, projeleri seçmek, bütün yapı ve tesisleri inşa ettirmek, hatta ilgili belediyelerin -il ve ilçe belediyelerinin- ana caddelerinde çevre ve cephe düzenlemelerini yapmak, yaptırmak, yıllık bütçelerini hazırlamak, yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerini tanıtım ve pazarlamaları yapmak, ulaşım ve haberleşme altyapılarını yapmak, EXPO'ya dâhil olan tüm kurumlar arasında koordinasyonu sağlamak, sponsorluk ve bağışları kabul etmek, pazarlıkları yapmak, kamuoyunu bilgilendirmek, bakanlıklar ve kamu kuruluşları ile her türlü işlemi yapmak ve koordine etmek, yönerge ve talimatları hazırlamak, çalışma grupları ve komiteler oluşturmak, Uluslararası Sergiler Bürosu kurallarına uygun tüm düzenlemeleri yapmak, ihtiyaç duyulan tüm mal ve hizmetleri satın almak yani harcama yetkilerini ve satın alma yetkilerini kullanmak, bütün bunları işletmek, işlettirmek, kiralamak, satmak, satın almak, Yönetim Kurulu başka görev verirse onları da yapmak, ayrıca aynı zamanda EXPO komiserinin görevini de yürütmek.

Değerli arkadaşlar, bu kadar büyük bir organizasyonun bütün işlerini bir Genel Sekreterin yapabileceğini düşünmek çok büyük bir yanlışlıktır. Uygulama esnasında ciddi aksaklıklar olacağını düşünüyoruz. Gerekli düzenlemelerin şimdiden yapılması gerektiği kanaatindeyiz.

EXPO Komiserliğinin görevinin Genel Sekretere yüklenmiş olmasını aynı derecede yanlış buluyoruz. EXPO Komiseri, esas olarak, Paris Anlaşması madde 17'ye uygun olarak, çalışma alanındaki bütün sergi sahiplerinin ticari ve değer etkinliklerinin, faaliyetlerinin Uluslararası Sergiler Bürosu kurallarına uygun olarak gerçekleştirilmesini sağlar. Katılımcı ülkeler ile EXPO 2016 Antalya arasındaki sözleşmeleri yapmaya Ajans adına yetkilidir. Hükûmetin EXPO 2016 Antalya'ya katılımlarına ilişkin tüm kararları, ulaştığı anda, Uluslararası Sergiler Bürosuna ulaştırmakla yükümlüdür. Dolayısıyla, Genel Sekretere yüklenen bu fazlalık görevleri daha etkin bir şekilde yapacağı aşikârdır.

Kanun taslağının 13'üncü maddesinde "Ajans tarafından yapılacak her türlü alım, satım, kiralama, ihale, yapım iş ve işlemlerinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 11'inci, 15'inci ve 18'inci maddeleri ile arsa ve arazi düzenlemesine yönelik diğer mevzuatlar uygulanmaz." denilmektedir. Bunu da anlamak mümkün değildir. AKP'nin kronik bir uygulaması hâline gelmiştir. Fatih Projesi'ndeki uygulama burada da yerini almıştır. Bir taraftan ÖTV artışlarıyla milletin kemik iliğini bile aspire edeceksin, diğer taraftan kamu parasını harcarken denetimden kaçacaksın. Yani ülkeyi bir darülharp toprağı olarak gören ve uygulamaları bu mantık üzerine oturtan Hükûmeti kınıyorum. Ayrıca bu ülkenin darülharp değil, darülislam olduğunu da hatırlatmak isterim. Bu tür organizasyonlarda hakkaniyet, eşitlik, adalet ve hukukun üstünlüğü ilkeleri mutlaka uygulanmalıdır. Bu soygun düzenine mutlaka bir son verilmelidir. Tüm bunları hoş karşılamadığımızı belirtmek isterim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın başında da belirttiğim gibi, Antalya, turizm bakımından da, tarım bakımından da, özellikle tarımda çeşitlilik bakımından Türkiye'nin en önemli kentidir. Şimdi sizlere dünyada önemli bir turizm bölgesi olarak adlandırılan ama bunun yanında aynı zamanda tarım ve hayvancılık ili olan güzel Antalya'mızın bazı sorunlarını kısaca aktarmak istiyorum.

Antalya pamuğu kalite bakımından Türkiye'nin en iyi pamuğu olarak bilinen Bergama pamuğu ile aynı kalitede olup lif uzunluğu bakımından Türkiye'nin en uzun lifli pamuğudur. Antalya pamuğu kalite olarak uluslararası piyasada iyi bilinen bir pamuk türüdür. Bir dönem Antalya'da marka olan pamuk, alanı ve miktarı açısından, 1989 yılında Antalya ilinde 412 bin dekar arazide pamuk ekimi yapılmış, 107 bin ton kütlü pamuk elde edilmiştir. 1989 yılından sonra pamuk ekimi sürekli düşmüştür. 2008 yılında taban yaparak ekim sahası 20 bin dekara, kütlü pamuk üretimi de 8 bin tona kadar düşmüştür. 2009 yılından itibaren Antbirlik'in teşvikiyle üretimi tekrar yükselmeye başlamıştır. 2011 yılında 80 bin dekar arazide ekim yapılmış, 28 bin ton kütlü pamuk üretimi elde edilmiştir. 2012 yılı ekim sezonunda 65 bin dekar arazide ekim yapılmış, hasat hâlen devam etmektedir, tahmini 28 bin ton kütlü pamuk elde edilecektir.

Pamuk üretimindeki azalmanın nedeni, pamuk üretim maliyetinin diğer pamuk üreten ülkelere göre çok yüksek olmasıdır. AKP İktidarının çok ucuz fiyatlarla ülkemize gümrüksüz ithal pamuk getirmesinden kaynaklanan sorunlar vardır. Bu da demek oluyor ki siz kendi çiftçinize vermediğiniz desteği dolaylı yoldan Amerikalı ve Yunanlı çiftçilere vermektesiniz. Ayrıca, mazot, gübre ve ilaç girdilerinin yüksekliği de pamuğun bitmesine neden olmuştur.

İkinci olarak, toptancı halinden bahsetmek istiyorum. Antalya Toptancı Hali 480 hektar alanda hizmet vermekte olup Avrupa'nın ve ülkemizin en büyük toptancı halidir. Günlük ortalama işlem gören mal miktarı 3 bin ton, yıllık ortalama 1 milyon tondur. Başta Avrupa Birliği olmak üzere yaklaşık otuz ülkeye ihracat yapılmaktadır. Ülkemizden yapılan tüm ihracatın yüzde 18'i Antalya'dan çıkmaktadır. Antalya ilinin tümünün yıllık üretimi ise 5,5 milyon tondur. Bu miktarın ekonomik büyüklüğü Türkiye'de enflasyon rakamlarını etkileyecek boyuttadır.

Ülkemizin en büyük üretim bölgesi toptancı hali olan halimiz, güz sezonunun yaşandığı şu günlerde acınacak durumdadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ARİF BULUT (Devamla) - Ancak toptancı halindeki slogan "Ne alırsan kilosu 10 liraya." olmuştur. Antalya'nın ticari olarak Türkiye'ye kazandırdığı oranda Ankara'nın da Antalya'yı görmesini temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Bulut, teşekkür ediyorum.